TARİF

Kitabı yazmaya başladığımda, nereden başlayacağım sorun olmuştu. Her şey birbirine bağlıydı. İlk olan, başlangıç olan kavram hangisi olmalıydı. Var olmadan dolayı, ilk kavram “varlık” olmalı diye düşündüm. Varlıklar hemen ikiye yarıldı; cansız varlıklar, canlı varlıklar. Biraz sonra tüzel varlıklar ve soyut/sanal varlıklar belirmeye başladı. Önce, bunları tarif etmek gerekiyordu.

Eskilerin söylemi ile “tarif; efradını cami, ağyarını mani” olmalıydı. Tarif, onun bütün fertlerini içine almalı, ilgisiz olanları da dışarıda bırakmalıdır. Tarif kısa, yalın, öz, fasih ve beliğ olmalıydı.

Varlık nedir diye düşündüm, pek çok tarif yapılabilirdi. Ben en kısa olanı bulmaya çalıştım. “Adı olan, kendisine bir ad konan, varlıktır” dedim. Madem ki ona ayrı bir verdik, demek ki o diğerlerinden ayrı bir şeydir ve farklı bir varlıktır. Sonra; canlı varlıkla, cansız varlığı nasıl ayıracağımı düşündüm. Canlılıkla ilgili uzun tarifler var.  Üreme, beslenme, solunum, irkilme, hareket, büyüme ve boşaltım gibi özelliklere “canlılık özellikleri” diyorlar. Ancak tarifi böylece alırsak “virüsler” bu canlılar arasında olmaz. Gerçi virüslerin canlı olup olmadıkları tartışılıyor ama tarifin içinde kaldı mı sorun çözülmüş olur. Pek çok denemden sonra en kısa tarifi şöyle yaptım: “Önce kendini, sonra da neslini devam ettirebilen varlık, canlı varlıktır.” Bunu, DNA’larındaki programla, beynindeki nefs ve ruh programlarıyla yapmaktadır. Bundan sonra cansızları düşündüm. Dağ, taş, demir, karbon vb varlıklar nasıl tarif edilecek. Canlıdaki tarifi kısaltmakla yapmaya çalıştım. "Varlığını muhafaza ettirebilen varlık, cansız varlıktır." Şimdi düşünüyorum, biz henüz fark edemesek de onun da bir programı olmalıdır. Her elementin atomunun; çekirdeğinde şu kadar nötron ve proton, etrafında da şu kadar elektron olacak şekilde olması için bunları temin eden bir yönergeleri/programları olması gerekir. Atom kendini kolay kolay parçalatmıyor, bir elementten diğerine geçmek için çok büyük enerjiler gerekiyor. Birleşerek, dayanışıyorlar ve asıllarını muhafaza ediyorlar. Bence bu bir gaye, bir amaç olmadan olmaz. Cansızın gayesi varlığını korumak, canlının gayesi de varlığı ile beraber neslini korumaktır. Bu gaye de bir program olmadan olmaz.

Bu kısa girişten sonra beraber başlayabilmemiz için şunu teklif ediyorum: Bir tablo yapalım ve en temel kelimelerden başlayarak veya alfabetik olarak Kurandaki kelimelere ne karşılık verdiğimizi karşısına yazalım. Böylece hem yeni bir sözlüğümüz olur, hem de farklarımızı görürüz.

Saygılarımla.

H.Kayahan

KELİME ORTAASYA UZAKDOĞU  İZMİR İSTANBUL TASAVVUF VS VS

ALLAH ..... ..... .... .... ..... ....

RESUL

NEBİ

HALAKA

İSM

RAHİM

RAHMAN

HAMD

…

…

…

…

…