Hüseyin Kayahan
DÜŞÜNME VE ANLAMA/FIKH ÜZERİNE
23.03.2012
3737 Okunma, 2 Yorum

DÜŞÜNME VE ANLAMANIN METODU

 

 

Her insan Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Allah’ın sadece insana verdiği özellik sebebiyle tam özgürdür. Hiç kimse hiç kimseye tahakküm ve zorlama yapamaz. Eğer şimdi ben size yazabiliyorsam, bu sizin bana vereceğiniz (ya da zımnen vereceğinizi kabul ettiğim) yazma iznindendir. Sizin izniniz olmadan size bir söz bile söyleyemem. Öğretmen bana bir şey öğretiyorsa, benim özgür irademle ona bana öğretebilme yetkisi vermiş olmamdandır. Bu bir akittir ve böyle akitlerin her zaman yazılı olması gerekmez. Sükûtların, kabul anlamına geldiğini düşünürüz. Yönetimde bunu hatalı da olsa seçimlerle yapıyoruz. Türkiyede eğitimde seçme ve tercih etme hakkı yoktur. Size en yakın okula gidersiniz. Hastanelerde son zamanlarda hekim seçme özgürlüğü” getirilmiştir. Bu kuralı hayatın her sahasına uyguladığınızda tam demokrasiyi getirmiş olursunuz. Bunun istisnası doğuştan gelen yakınlıklardır. İleriye doğru ve geriye doğru insan yetki veremiyor. Baba çocuğunu, çocuk da babasını seçemiyor İstisnasız sistem olmaz. İstisnadan kastım, şartlar değişince hükümlerin değişmesidir. Uzaya çıkıncaya kadar, Öklid Geometrisi size yeter ama uzayda Raiman geometrisi kullanırsınız. Eskisi yok ve geçersiz olmaz. Mikro âlemlere inene kadar Newton fiziği kullanırsınız ama mikro âlemde Kuantum fiziğine geçerisiniz. Hayatın her yeri böyledir. Savaşın hukukunu savaş esnasında, barışın hukukunu barışta uygularsınız. Farklı kıraatleri farklı hallerde uygularsınız. Vs. Demek ki  yetki devrinin mümkün olmadığı alanlar da olabilir.

 

Kuran bir kitaptır. Bize doğrudan Allahtan gelmemiş bir takım aracılarla, tevatüren gelmiştir. Yazılı ve sözlü olarak ve hepsi aynı anda bize gelmiştir. Sahabelere tedricen geliyordu. Hiç kimsenin tekelinde değildir, resmi yorumcusu yoktur. Herkese her an hitap eder. Böylece, herkesin kıyamete kadar anladığı manalar, bütün ağaçlar kalem olsa, bütün denizler mürekkep olsa, bir o kadarı da imdada gelse, onun kelimeleri bitmez…” hükmü tezahür eder.

 

Adına ister Arapça deyin, ister Rabça deyin, Kuran’ın bir dili vardır. Her dil gibi  o da seslerden oluşur. Bu seslerin terkibi bizde manalar çağrıştırır. Herkese hitap eder ve herkes istediği gibi yorumlar. Zira atanmış yetkili yoktur. Şimdi ben size Türkçe yazıyorum ve onun kurallarının sizin tarafınızdan bilindiğini var sayıyorum. Yoksa anlaşmamız mümkün olmazdı. Mesela Dağ desem, bunun manasını sizin bildiğinizi kabul derim. Sıradağ desem, yanardağ desem bunu da bilirsiniz diye kabul ederim.Yüklem en sonda olur, farklı yerde olursa bu bir şeyi vurgulamak içindir desem, ve siz de bunu kabul etseniz, bu sizinle benim aramdaki bir fikir birliğimiz/ittifakımız olmaz mı? Bu kuralı, bu konuda uzmanlığı olanların da (aynı ortamda olmaksızın) kabul etmesi bir icma oluşturmaz mı? Bunu şunun icin yazdım: Eskilerin usulü (usul-ü fıkh), icmaı bizi bağlamaz, diyorsunuz. Haklısınız ama biz nasıl anlaşacağız. Eğer en basitinden gramer kurallarında anlaşmamız lazım değil mi? Her dilde vardır ama Arapçada dil konusunda inanılmaz çalışmalar yapılmıştır ve bence bunu Allah böyle planlamıştır. Göndereceği son kitaba yaraşır bir dili, özenle, ama tamamen sosyolojik olaylarla (mucizelere gerek olmadan)oluşturmuştur. Böylece gerçekte cansız ve camid/donuk olan bir kitap canlı hale gelmiş, yazılmış ve yazılacak tüm metinlere meydan okuyabilmiştir. Dilin kurallarında anlaşmamız elzemdir diye düşünüyorum. Ayrıldığımız konular şahsi içtihatlarımız, anlaştığımız konular ittifakımız, konuların alimlerinin bir konuda ittifakı ise ilmi icmalarımızı oluşturur. Bir hüküm sırf eskidir diye geçersiz olmaz, yenidir diye de geçerli olmaz. Eskiler 3x3=9 demişler, matematikçiler bu konuda icma etmişlerse bu bizi için de geçerlidir.

 

Karagülle bize ilim iki tanedir. Birisi Matematik, diğeri de Dildir. İkisi de birbirine analogtur ve mantığı aynıdır.derdi. (Doğrusu ben, ikisinde de zorlanıyorum.) Bu ikisinin veya birinin hayata uygulanması ile ikincil ilimler/meslekler doğar.

 

 

Siz lafızlara daha çok soyut manalar veriyorsunuz. Ben/biz ise en eski (etimolojik) somut manayı tercih ediyoruz. Zira Ademin ilk öğrendiği esmalardı. Onlardan, diğer dilin diğer öğeleri (fiiller, zamirler, soyut isimler, sıfatlar, vs) türedi. Bunu SLV kelimesine merdiven manası vererek yaptınız. Ben SLY kökünü tercih ediyorum ve konuyla ilgili ayrı  bir yorum yapmak istiyorum (yerinde). Şimdi bu da bir usuldür. Fıkh etmek/düşünmek için bir usule ihtiyacımız vardır ve böyle bir usulümüz olmazsa anlaşamayız. Eskilerin vardığı hükümler başka, kullandıkları usul başkadır. Altınızdaki arabayla, isterseniz İstanbula, isterseniz Anakaraya gidersiniz. Bunda arabanın bir kusuru olmaz. Arabanın modası geçti ise yeni bir araç edinir, onunla gidersiniz, ama araçsız bir yere gidemezsiniz. Gidilen yeri beğenmezseniz başka yere gidersiniz ama yine araçla gidersiniz. Bazılarının var saydığı ruhaniler gibi Tayyi mekan-tayyi zaman da yapabilirisiniz elbette. Kanımca orada da kurallar ve usuller vardır

Dilin kurallarında anlaşmadıkça hiçbir yere varamayız. Kuralları tartışalım ama sonunda herkes diğerinin kabul ettiği veya ayrıldığı kuralı bilmelidir. Herkes sözü kendi bildiği kurallara uygun söyler karşıdakinin de öyle anlayacağını kabul eder ama burada bazı müşküller de ortaya çıkar. İşte eskiler bunları hep tartışmışlar.

 

Siz kuralınızı serbestçe kendiniz koyarsınız. Her yerde (yutarlılık prensibi gereği) aynı kuralı uygularsınız. Eğer koyduğunuz kurallar istisnaları az ve bütün hayatı çözüyorsa, kendi içinde çelişmiyorsa, o zaman siz kendiniz için yeni bir usul/metod koydunuz demektir. Eğer bu usul insanlar tarafından benimsenirse ekol/mezhep oldunuz demektir. Bunları bütün topluluk/insanlar benimserse, o zaman o kural, onların icması olur.

 

Ayet olmadığı halde, benim çok sevdiğim ve peygambere atfedilen şöyle veciz bir söz vardır: Kendin için istemediğini başkası için de isteme. Başka hiçbir şeye ihtiyaç olmaksızın, bu kuralla bir dünya oluşturabilirsiniz. Kendinizi karşıdakinin yerine koyarak (buna empati diyorlar herhalde), alırken, otururken, evlenirken, öğrenirken, savaşırken, ve benzeri her durumda kuralları kendiniz koyarsınız. Koyduğunuz kural sizin için bir fayda sağlıyorsa, karşı tarafa da sağlıyor demektir ve kabul edilecektir. Yok, o kural karşı tarafa bir zarar içeriyorsa bunu kendiniz için de istemeyeceğinize göre o kuralı koymazsınız demektir. Daha fazla uzatmıyorum.

 

Ayet veya hadis olup olmadığını bilmediğim başka bir söz daha var: Allah insanları dalalette birleştirmez.Allah insanlara akıl vermiş, iyiyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlışı, faydayı ve zararı, adalet ve zulmü onunla birbirinden ayırsınlar diye. Eğer insanlar bir konuda uzlaştılar ve ittifak ettilerse, bu ancak hak/gerçek olan bir şey üzerinde olur. Bunu, batıl/geçersiz bir şeyde de ittifak edebilirler derseniz; o akıl değildir ve Allah -haşa- hata etmiş olur. Topluluk hangi konuda ittifak ederse o hüküm onların icmaı olur. İcmaı kabul etmezseniz kamu hukuku oluşmaz. İcma/o topluluğun/kamunun hukukunun bağlamadığı konularda fertler, orada yaşadıkları müddetçe icmaya aykırı hareket etmezler. Orasını terk ederek, başka icmalara katılırlar. Bunun sonucu şudur: Topluluktaki icmalara/kurallara uymazsanız bu anarşi/terör/fitne olur. Fitne, katlden daha eşettir.

 

Vesselam.

Hüseyin Kayahan

 

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
23.03.2012
04:09

HÜSEYİN KARDEŞ...

ÖZLEMİŞTİK...

HOŞGELDİN...

selam ve dua ile..

reşad

Sam Adian
23.03.2012
11:30

Sayın Kayahan Yazılarınızı okudum. “iltifat” kısmına söyleyebileceğim bir şey olmamakla birlikte teşekkür ediyorum. Yeniden yazmanıza ve düşünmenize vesile olduysam maksat hasıl olmuş demektir. Yazınızdan anladığım ve merak ettiğinizi düşündüğüm şeylere kısmen cevap verebilirim. Site ile ilgili olarak keşke daha entelektüel bir seviyede tartışabiliyor olsak. Yeniden yazmaya başladım, çünkü Karagülle bana bir cümle söyledi, çok ağır geldi. Bu yüzden sabrederek yazmaya gayret ediyorum. Hepimiz dünyada toplulukların içinde, birlikte yaşıyoruz. Ancak yazdığım şeyler ile ilgili olarak tek başıma olduğumu bilmelisiniz. Yardım eden hiç kimse yoktur. Siteye kayıt yaparken bir kimlik belgesi ekledim. Herhalde arkadaşlar görüyorlardır. Bunun dışında insan olmaktan öte bir kimliğe sahip değilim. Siyasal ve ideolojik bir angajmanım yok, olmasını da istemiyorum. Çünkü böylelikle doğru olan her şeyin yanında olma fırsatı doğmuş oluyor. Lafzın ideolojisi bunun için fazlasıyla yeterli. Düşüncenin ve algının dizginlenemeyeceğine inanıyorum. Bunlar fazlasıyla akışkan şeylerdir. Bu sebeple kurallara çokça bağlı olarak anlamaya çalışmadığım doğrudur. Ancak: - Kur’an sadece “lafız”dan ibaret değildir. O yaşayan bir organizma gibidir ve her yerdedir. Bu sebeple Kur’an ı anlamak için her şeyden önce dünyayı anlamak gerekir. - Daha önce de ifade ettim, İcma veya Gramer’i yani topluluğun ittifaklarını veya dilin kurallarını reddediyor değilim. İcma ettiler ama sahip oldukları bilgi kadar yaptılar. Onlar bizim sahip olduğumuz bilgiye sahip değillerdi, o kadar anladılar. Bu onların yanlış yaptığı manasına gelmez, onlar için doğruydu, ama bizim için doğru olmayabilir. Bu yüzden bugün kendi bilgi ve deneyimlerimizle anlamak zorundayız. Bu onları reddetmek anlamına gelmez. Yararlanırız, aynı sonuçlara ulaşmışsak kullanırız ama her halükarda kendi verilerimizle devam ederiz. - Gramer ile ilgili de durum aynıdır. Her ne kadar vahyin geldiği dönemlerde böyle bir şey olmasa da, bugün var. Ancak bir manaya ulaşırken, ulaştığımız mananın “mantıklı” da olması gerekmez mi? Sırf gramer böyledir diye “mantıklı” olanı terk mi etmeliyiz? Siz diyorsunuz ki, "Şimdi ben size Türkçe yazıyorum ve onun kurallarının sizin tarafınızdan bilindiğini var sayıyorum.” Mesela, Kur’an şeytanın nasıl hareket ettiğini anlatıyor. Buna rağmen biz “Şeytanın işlerinden bir pislik” diyebilir miyiz? Böyle dersek o zaman Şeytanın nasıl pislik yaptığını da açıklamamız gerekir. Böyle yaptığımız zaman Lafzın bilgisinden dışarı çıkmış olmaz mıyız? Ama “Şeytanın pis işlerinden” dediğimiz zaman bu lafza da uygun bir mana olmaz mı? Dil bunu gerektirmez mi? Bana göre en temel problem, Ayetlerin ortaya koyduğu çerçeve, usul ve yöntemlere dayanarak aşılıyor olmakla ilgilidir. Kur’an bu konuda bazı ciddi sınırlamalar getiriyor, ama görülüyor ki, bu sınırlamalar çeşitli gerekçelerle göz ardı ediliyor. Kur’an “şuna helal buna haram demeyin” diyor, biz “ictihad ederiz” diyoruz. Bu bir çelişki değil midir? İctihat etmemizin önünde bir engel yok, ancak ictihat ederken Kur’an ın çizgisinden ayrılmamamız gerekmiyor mu? Başka bir husus, kelimelere “soyut” mana verdiğimi söylüyorsunuz. Aslında böyle yapmıyorum ama Istılah’a da itibar etmiyorum. Istılah bizi yönlendiriyor, sınırlar koyuyor, nasıl anlamamız gerektiğini söylüyor. Bu da bir çeşit tahriftir bana göre. Hayır, bazen bir kelimenin ne manaya gelebileceğini aylarca aradığım oluyor. Vahiyden önce ne manaya geldiğini, niçin o kelimenin kullanıldığını bulmaya çalışıyorum. Böylece bugün bizim için ne mana ifade ettiğini anlamaya gayret ediyorum.

Yöntemlerimiz faklı olabilir, ama “lafız” üzerinde anlaşabiliriz. “bilimsel” verileri reddetmek değildir bu. Dünyayı durdurmak mümkün olmadığı gibi, bir kere harekete geçtikten sonra aklı ve düşünceyi de durdurmak mümkün değildir. Ne kadar kötü niyetli olursanız olun, bütün yalanlarda bile mutlaka bir doğruluk payı vardır.

Vesselam





Çok Okunan Makaleler
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15601 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15564 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 15179 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14561 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 13080 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 12166 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 11079 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 10268 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
HARUT ve MARUT, FİRİDİN ve RASYONALİZM
25.03.2012 10125 Okunma
11 Yorum 27.03.2012 08:38
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9917 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9863 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9852 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9759 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9689 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 8134 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7877 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7691 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7684 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7601 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7521 Okunma
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7405 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7397 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7382 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 7299 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 7265 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 7202 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 7098 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 7091 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 7080 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 7020 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 6995 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 6995 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6933 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6920 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6791 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6761 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6748 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6720 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6703 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6674 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6649 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6629 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6615 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6560 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6447 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6365 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6362 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6347 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6331 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 6120 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 5961 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 5949 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5824 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5713 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5453 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5437 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5411 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 5278 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 5206 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 5187 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 5145 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 5142 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 5076 Okunma
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 5036 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
Suç, Ceza ve Cehennem
21.05.2011 4983 Okunma
4 Yorum 22.05.2011 20:39
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 4979 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4822 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4765 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4651 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4542 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4531 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4504 Okunma
Hüseyin Kayahan
1400 yıllık bir öykünme
1.08.2009 4414 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4380 Okunma
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 4273 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 4237 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 4226 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 4179 Okunma
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 4145 Okunma
Hüseyin Kayahan
Oku kim attı?
23.05.2011 4143 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 4046 Okunma
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 4001 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3898 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3853 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
DÜŞÜNME VE ANLAMA/FIKH ÜZERİNE
23.03.2012 3737 Okunma
2 Yorum 23.03.2012 11:30
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3645 Okunma
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ BİR HOŞGELDİNİZ
23.03.2012 3400 Okunma
1 Yorum 23.03.2012 04:08
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3346 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
BİR AŞK FANTEZİSİ
14.08.2012 3321 Okunma
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 3259 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 3241 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
MÜZEKKER MÜENNES ve HÜNSA
2.02.2020 3178 Okunma
Hüseyin Kayahan
TARİF ve BAŞLANGIÇ
12.05.2012 3089 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 3086 Okunma
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 2959 Okunma
Hüseyin Kayahan
ALLAH; KENDİSİNİN VAR OLDUĞUNU NASIL BİLİR?
24.04.2012 2914 Okunma
Hüseyin Kayahan
Abdest
12.03.2011 2906 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2840 Okunma
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜR ve ÖZGÜN İNSAN
24.04.2012 2802 Okunma
Hüseyin Kayahan
ERGİNLİK TEORİSİ
25.04.2012 2698 Okunma


© 2024 - Akevler