Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014
4452 Okunma, 0 Yorum

Sam Adian'ın 2. makalesidir. Bu diğer makaleleri "kopyala-yağıştır" usulüyle yaptığım halde, yazarın kullandığı tablolar çıkmamaktadır ve satırlar kaymaktadır. Tabloları yeniden oluşturamadım ama, elimdem geldiğince orijinale bakarak, alt alta getirmeye çalıştım. H.K.

 

YATIRIM FONU veya KAMU SERMAYESI

 

KAVRAMLAR:

 

SADAKA:

 

Sıdk (كْنزُ)

 

 

Etimolojik anlamı ‘’özünde güçlü ve sağlam olmak’’ olan ‘’sıdk’’ kökünden türetilmiştir. söylemek, gerçeklik, hakikat, gerçek, sıdık, doğruluk, dürüstlük, rast ve doğru olmak

 

Sadaka (الصَّدَقَات)

 

Sadaka, dostça bağlılık, sadakat, ders notları, dökümantasyon, bildiriler, çalışma kağıtları,

 

 

 

 

 

SADAKA: vergi anlamında karşımıza çıkan bir kavramdır. (Tevbe 60), Kavramsal olarak, vatandaşlığın bağının doğrulanmasını ifade eder.

 

Tanım gereği, modern anlamda verginin harcama alanları ile aynı olan bir vergi türüdür.

 

Gönüllülük/beyan esasına bağlı olmakla birlikte zorunludur (Tevbe 103)

 

Sadaka, çeşitli yöntemlerle yerine getirilebilecek bir eylem olmakla birlikte, temelde Vatandaşlık bağı”nın doğrulanması anlamında kullanılan bir kavramdır. Harcama yerleri bellidir ve modern anlamda, sosyal devletin gerekleri içindir. Yani vergidir. İsteğe bağlı değil, zorunludur.

 

Tevbe 103, onların mallarından sadaka al der. Emir kipiyle kullanılır. Muhatap ise Müslim yahut mü’min değil, doğrudan Resuldur.  Yani kamu otoritesidir. Bu konuda kitapta herhangi bir boşluk bulunmamaktadır. Bu nedenle zekat kavramı ile aynı olduğunu düşünmek, metodolojik olarak mümkün olamdığı gibi, tanım itibariyle de mümkün değildir.

 

Fıkhın, Zekat başlığı altında belirlediği oranlar, tamamen Sadaka çerçevesinde uygulanabilecek oranlamalar olup, temel hedefi doğrudan bu vergiye muhatap olacak olanlar değil, devletin kendisidir.

 

 

 

ZEKAT:

 

Zekat (زَّكَاةَ)

 

 

artmak,  nimet, bolluk ve bereket içnde olmak, yakışmak, büyümek, gelişmek, inkişaf etmek, arık olmak, zenginleşmek,

 

 

 

Etimolojik olarak ZKY kökünden türetilmiş bir kelime olup, bir buğdayın büyüyerek başak vermesi demektir.

 

Ez-zekat (الزَّكَاةَ)

 

Kamu sermayesi, çoğaltmak için ödeme

 

(Temizlemek, ıstılahi bir anlam olup, bu çalışmanın konusu değildir, kelimenin etimolojik anlamına da uygun değildir.)

 

 

 

ZEKAT: infak yani, bireysel tasarrufların bir araya getirilmesi ile elde edilmiş olan Yatırım/üretim sermayesi, kamu sermayesini ifade eden bir kavramdır. (Bakara 110, Rum 39 vd.)

 

Bu manada kurumsal bir uygulama ifade eder. Kelime anlamı itibariyle Zekat yoluyla verilen kredilerden gelir beklenmelidir.

 

Mü’min, emin kelimesinden masdardır. Güvenilir olan, emin olan anlamlarına gelir. Kitabi anlamda, bir şeyin bilgisine sahip olup, o bilgiyi kullanabilen, rasyonel delillere ve kanıtlara sahip olan anlamına gelir. Özetle Uzman kimse yi ifade eder.

 

Zekat kavramının mü’min olanlara hitaben isim formunda kullanılıyor olması nedeniyle, uzmanlık gerektiren bir iş olduğunu anlıyoruz. Bu bir “çoğaltma kurumudur ve uzmanlık işidir.

 

Bireysel tasarrufların krediye dönüştürülmesi amacıyla oluşturulan uzman bir kurumu ifade eder. Bu kurum kamu yararı gözeterek hareket eder. Kar amaçlı değildir.

 

KENZ:

 

Kenz (كْنزُ)

 

Hazine, istif, gömü, altın, gümüş toplamak, yığmak, yere malı gömmek, saklamak, biriktirip yığmak, hazine yapmak, çok oldurmak, yere mızrağı dikmek, saplamak

 

 

 

KENZ: bir değer ifade eden mal veya paranın atıl durumda tutulması, saklanması, biriktirilerek işlevsiz hale getirilmesini ifade eden bir kavramdır. (Tevbe 34-35 vd)

 

Değer ifade eden bir şeyin dolaşımdan çekilmesi, atıl hale getirtilmesi, o değerin faydalarının ortadan kaldırılması anlamında kullanılan bir kavram olan KENZ, iktisadi anlamda paranın dolaşımda tutulmasını zorunlu kılar.

 

Yani hangi sebeple olursa olsun, para veya değer ifade eden bir şey, dolaşımdan çekilemez, ondan elde edilecek olan fayda ortadan kaldırılamaz.

 

 

 

INFAK:

 

Nfk (نفق)

 

 

 

Etimolojik olarak, “ölü hayvan anlamına gelen bir ifadedir. Yani atıl olan, işe yaramayan şeydir.

 

İnfak (إنفاق)

 

Harcama, bir beklenti nedeniyle yapılan harcamaların tümü.

 

El-infak (الإنفاق)

 

Bireysel tasarruf, atıl olan mal veya paranın dolaşıma sunulması, Fayda üretir hale getirilmesi

 

 

 

INFAK: Bireysel tasarrufların, yani ihtiyaç fazlası kazancın belli bir amaç doğrultusunda kamu sermayesine katılmasını ifade eden kavramdır.

 

Infak edilen mal veya para, ölü değildir. Kelime kökeninden yola çıkarak yani “ölü hayvan, gözden çıkarılmış, unutulmuş bir şey olmayıp, tam aksine, ölü olan şeyin canlandırılmasını ifade eder. Yani atıl olan şeyin verimli hale getirilmesini ifade eder. (sebe 30, bakara 261, bakara 272 vd.)

 

 

 

Nafaka kökünden türetilmiş olan bir kelime olan infak, bir fayda gözetilerek verilen şeydir.

 

 

 

Afv (عفو)

 

 

affetmek, bağışlamak, kapatmak, düşürmek, iskat etmek, iz silinmek, yok olmak, devenin kılı çok ve uzun olmakla dübrünü örtmek

 

El-Afv (العفو)

 

Pardon, Affetmek, Issız, Suyun saf olması, Ot ve kılın çoğalması

 

 

 

AFV: infak kavramının tanımı olarak karşımıza çıkar. Atıl olan kısmın infak edilmesini ifade eden bir kavramdır  (Bakara 219)

 

Değer ifade eden şeyin “ıssız kalan kısmı, yani işe yaramayan, tasarruf edilmiş olan kısmının infak edilmesini, yani mevduat fonuna aktarılmasını ifade eder.

 

AFV: Bir şeyin belirti ve eserini silme, yoketme. Düşürme, geçiverme. Geriye bırakıp vazgeçme.

 

Bu fazla anlamında kullanılan bir kelime değildir.Arapçada fazla anlamına gelen başka kelimeler vardır ve kitap zaten kullanmaktadır. Örneğin kesir, ziyade vs. gibi.  Malın fazlası veya paranın fazlası olmaz. Biriktirilmiş bile olsa o fazla değil bir birikimdir, yine bir değeri vardır ancak dolaşımda olmadığı için bir şey ifade etmemektedir. Silik, ıssız durumdadır.

 

Yani INFAK edilecek olan şey, harcamalardan arta kalan şey değildir. Çünkü harcamalar tasarruflardan artan kısımdan yapılır. Dolayısıyla tasarruf temel hedef olarak karşımıza çıkar.

 

 

 

KARZ:

 

Karz (قَرْضً)

 

Ödünç  verilen mal veya para, kredi

 

 

 

KARZ: kurumsal kredileşmeyi ifade eden bir kavram olarak karşımıza çıkar.  Kamu sermayesinden (Zekat) kullandırılan krediye karz denir.

 

yukridu = Ödünç (lend)

 

kardan hasenen = Yararlı kredi / Good loan

 

yakbidu ve yebsutu = tutmak ve basitleştirmek,  / Arrested and simplifies

 

li yerbuve = Fazla için / fazla (for more then, over) (Rum 39)

 

fî emvâlin = Fonlar / fonların çoğalması / para (in funds) (Rum 39)

 

fe lâ yerbû indallâh = Onda artırmaz / Kamu fonlarını çoğaltmaz (no increase with god) (Rum 39)

 

Yemhaku = Küf,ykım, Afet, / blight, destroy (Bakara 276)

 

yurbî” = Yükseltmek, Eğitimli, Eğitim görmüş, yetişmiş (Bakara 276)

 

Sadakat = Hayır kurumu / Charity (Bakara 276)

 

esîm = Yalanlar, Çirkin, göze batan / Falsehoods, Flagrant (Bakara 276)

 

(Bakara 276 ya dayanılarak, kredilerin tamamı risk sigortası” adı altında güvence altına alınmalıdır. Yani kredi vermek vardır ama krediyi batırmak yoktur)

 

Karz, kamusal kredi niteliğinde olmakla birlikte, denetimli bir kredi sistemidir. Verilen kredi aynı zamanda fonlama yöntemi ile sigortalanmalı ve olası zararlar bu fondan karşılanmalıdır. Yani Kamu sermayesinden kullandırılan kredi, o kredinin oluşmasını sağlayan infak sahiplerinin hakkıdır. Dolayısıyla kamu bu hakkı ortadan kaldıramaz. Bu nedenle olası zararları oluşturacağı bir fon ile karşılamak, ancak zararın oluşmasına izin vermemekle yükümlüdür.

 

 

Karz, “çoğaltmak amacıyla verilen kredi (Bakara 245 vd.) olarak tanımlanan bir kavramdır. Karşılıksız verilen bir şey olmayıp, verilen şeyin çoğaltılması, ondan fayda elde edilmesi öngörülür. Borçlar hukuku kapsamında Bakara 282de ifade edilen temel prensiplere sahip olması nedeniyle kayıt altına alınması gereken bir işlemdir.

 

Bakara 276ya göre ise, karz verilen kurum, kar amaçlı değil, kamu yararı gözeten bir kurumdur. (Zekat müessesesi)

 

Allaha borç verilemez. Ancak doğal olan kamu ya borç vermektir.  Eğer bir borç” söz konusu ise, geri alınması kaçınılmaz olur, çünkü borçlar hukuku da yine kuran da tanımlanmıştır. Aynı şekilde Eğer bir borç, artırmak-çoğaltmak amacıyla veriliyor ise, buradan gelir elde edilecek demektir.

 

Yani infak edilen şey karşılıksız değildir. Burada geleneksel fıkhın hatası vardır. Kitabın Hayr olarak nitelendirdiği harcama türü ile, Sadaka ve Zekat karıştırılmıştır. Belki tarım toplumu koşullarında bu kavramların anlamlandırılamamış olmasından kaynaklanmış olabilir ancak günümüz koşullarında bu kavramların anlamı bellidir ve uygulama alanları da bellidir.

 

 

 

RIBA - FAIZ:

 

FAIZ:

 

فائز : Kazanan, üstün, galip, elde eden, kurtulan

 

فَائض : Fazla, fazlalık, artı, dışı, artan, taşan, artık, artış, taşkın, ziyade, fazla, üretim fazlası, dopdolu

 

Faiz, iktisadi anlamda bor verilen paraya eklenen fazlalık olarak anlaşılabilecek bir tanıma sahiptir. Bu manada semitik bir kelime olan FYZ kelimesinden türetilen Faiz yaklaşık olarak bu anlamı karşılamakla birlikte kitapta kullanılan bir kavram değildir. Gerek kök itibariyle ve gerekse türemiş hali kitapta yoktur.  Ancak, kitabın kullandığı ve FVZ kökünden türeyen FAIZ çok farklı bir anlam ihtiva etmekte olup, kitabın çokça kullandığı bir kelimedir.

 

Genel olarak FYZ kökünden türemiş olan Faiz kavramının yerine RIBA kavramının kullanıldığı iddia edilmekle birlikte, kitabın ortaya koyduğu tanım sebebiyle yerine kullanıldığı iddiaları asılsız kalmaktadır.

 

Ribanın tanımları arasında yer alan Adafen Mudaafeh ( مصاعفةً أضعافاً) Kavramı, günümüzde bir forex uygulaması olarak kullanılan EMA - Exponential Moving Average Tam olarak karşılığıdır.

 

EMA : A type of moving average that is similar to a simple moving average, except that more weight is given to the latest data. The exponential moving average is also known as "exponentially weighted moving average".

 

Genel olarak ve özetle bir şeyin veya paranın dönem içindeki üssel değişim ortalaması”nı ifade eden bu kavram, yatırımın ortalama kazancına esas alınmaktadır.

 

Adafen Mudaafeh kavramının  Sözlüksel karşılığı “üssel çoğalma, exponentially anlamını taşır. Kelimenin gramatik yapısına bakılacak olursa “çoğul formundadır. Bunun anlamı, üç veya daha fazla, yani bir şeyin üç katı veya daha fazlası olmasını zorunlu kılar. Çünkü Arapçada çoğul olan kelimeler asgari üç ifade eder. Çünkü ikil ifade için ayrı kelime zaten mevcuttur.

 

Buna göre, bir mal veya değerin, dönem içindeki ortalama değerinin üç katı veya daha fazlası riba sınırları içine girer. Bu oranda faiz uygulaması olmadığı gibi, böyle bir karlılık da söz konusu değildir. Riba ve alışveriş karşılaştırılırken, birinin çoğaltmaya yönelik, diğerinin ise tüketici olması nedeniyle karşılaştırılamaz olduğu ifade edilmektedir.

 

Eğer Faiz ile Riba aynı şey olsaydı, alışverişte uygulanan ve fazlalık olarak değerlendirilebilecek kar uygulamalarının meşru kabul edilmesi mümkün olmazdı. Çünkü, riba için belirlenmiş olan dönemsel ortalama değerinin üç katı” asgari sınır olup, bu aynı zamanda kar haddinin de sınırıdır. Yani alışverişin türü ne olursa olsun, Kar olarak değerlendirilebileek fazlalık, maliyetinin üç katını aşamaz.

 

Geleneğin ortaya koyduğu ve yasaklandığı varsayılan faiz kavramı üzerinde bir ittifak söz konusu olmadığı gibi, çeşitli mezheplerde bu uygulamanın bazı koşullarda esnetilebileceği de ifade edilmektedir.  Eğer riba ile aynı içerikte kabul edilmiş olsaydı, herhangi bir esnekliğin söz konusu olması düşünülemezdi. Çünkü RIBA kesin olarak yasaklanmış, hiçbir koşulda esnetilmesi mümkün olmayan bir eylemdir.

 

 

 

Öyleyse riba nedir?

 

Riba (رِّبَا)

 

 

Yüksek yer, tepe, yerden yüksek olan yer, tepe, bayır, yokuş, yüksek yer, artan, taşan, ziyade taşkın, üremek, ziyade arttırmak, çok fazla olmak

 

Er-Riba (الرِّبَا)

 

Usury, tefecilik, murabaha

 

RIBA: Borç olan para veya malın, dönem içerisindeki ortalama değerinin üç katı veya yukası miktarındaki ilavesine denir. (Al-i İmran 130 vd.) Yani: Borç olarak verilen bir malın veya paranın, dönem  içerisindeki ortalama değerinin misline (üç katı veya fazlası) RIBA denir.

 

 

 

Faiz kavramından farklıdır, Zaman tercihi, nakit tercihi, gelecekteki mal tercihi vs. gibi açıklamalar yapılmakla birlikte, genel olarak faiz, sermaye üzerindeki farklılığı ifade eden bir anlam taşımaktadır. Ekonomistler niçin faiz alınır sorusuna tutarlı bir cevap bulamamakla birlikte, faizin borç alınan paraya katılan miktar olduğu noktasında birleşmektedirler. Genel olarak eklenen makul bir miktar olarak açıklanmakta ve algılanmaktadır ancak bu makul miktar ın sınırları üzerinde de bir görüş birliği yoktur.

 

Riba kavramının sınırları kesin olarak belirlenmiş olması ve mala katılan fazla değil de, borç verilen parayı haksız bir şekilde artırmak olarak açıklanabilecek ve kavramsal olarak tefecilik olarak anlaşılabilecek bir kavramdır ve Faiz kavramından tümüyle farklıdır.

 

Kavramları şu şekilde özetlemek mümkündür:

 

riba = Kurumsal Tefecilik. (Al-I imran 130)

 

adafen = Exponentially, many times over. multiple / Üssel (Al-I imran 130)

 

mudaafe = Doubling, double / misli, katı, çift (Al-I imran 130)

 

 

 

Dönem  içerisinde meydana gelen artış ve eksilmeleri değerlendiren bir yöntemdir. (Eponential Moving Average :  Üssel Hareketli Ortalama Bileşik Fiyat Endeksi  veya Değer göstergesi) Bir çeşit hareketli ortalama yöntemi. Bu hareket pozitif olabileceği gibi negatif te olabilir. Yani hem yukarı doğru katlanma olabilir hem de aşağı doğru katlanma olabilir Adafen çoğul kullanılması nedeniyle, en az üç katı” olarakdeğerlendirilmelidir.

 

 

 

zerû” = Bırakmak, vazgeçmek (Bakara 278)

 

mâ bakiye = Kalan bölüm, geriye kalan  (Bakara 278)

 

 

 

Tarihsel anlamıyla Riba, Mekkeli zenginlerin, herhangi bir sebeple borç verdikleri kimselerin borçlarını zamanında ödeyememeleri durumunda, onlara ağır şartlar getirmeleri ve borçlunun hayat boyu ödemeye mahkum edildiği bir uygulamanın adıdır. Modern anlamda Tefeciliktir.

 

Bu uygulamanın arap toplumunda, kan dökülmesine neden olduğu da bilinen bir vakıadır. Günümüzde Temettü” uygulamalarının riba kavramına yaklaştığını veya aştığını söylemek mümkün olmakla birlikte faiz uygulamalarının bu anlamı karşılamadığı açıktır. Eğer temettü” tekrar eden bir uygulama olsaydı, bu durumda kesinlikle ribadır denilebilirdi. Ancak bazı uygulamalarda, borçlunun ödeme zorluğuna düşmesi ile birlikte, gerek temettü uygulamalarının ve gerekse borcunun faizlendirilmesine yönelik aşırı”lıkların gözlendiği de bilinmektedir.

 

Her halükarda, riba nın faiz ile aynı olduğunu söylemek, kuran açısından mümkün değildir. Gerek kavramların zaten kullanılıyor oluşu, gerekse, tanımların ve sınırların kesin olarak belirleniyor olması, Faiz kavramından ayrılmasını zorunlu kılmaktadır. Elbette alışveriş veya kar meşru olmakla birlikte, paranın da bir emtia olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

 

 

 

Beyu (بَيْعُ)

 

 

Satış, gelir, alışveriş, peşin satış

 

El-beyu (الْبَيْعُ)

 

Ticaret, alışveriş

 

Beyu: Ticaret anlamında kullanılan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. (Bakara 275 vd)

 

Bu kavram ile ilgili olarak yüksek kar haddi sorunu tartışılması gereken bir konudur. Çünkü Ribanın başladığı yerde Kar sona erer. Dolayısıyla bu manada bir sınırlama zorunludur.

 

(Bu konu daha önce sitenizde çeşitli vesilelerle yayınlamış olduğumuz makalelerle birlikte de değerlendirilebilir. Bazı noktalarda görüşlerimiz değişmiş olmakla birlikte genel çerçevesi itibariyle aynı noktada oldğumuzu söyleyebiliriz)

 

 

 

Saygılar

 






Çok Okunan Makaleler
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15690 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15632 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 15261 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14637 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 13170 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 12252 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 11168 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 10359 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
HARUT ve MARUT, FİRİDİN ve RASYONALİZM
25.03.2012 10180 Okunma
11 Yorum 27.03.2012 08:38
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9997 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9931 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9931 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9841 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9765 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 8203 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7942 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7772 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7756 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7662 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7588 Okunma
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7470 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7462 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7460 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 7365 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 7325 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 7272 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 7165 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 7161 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 7147 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 7084 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 7064 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 7062 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6995 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6988 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6853 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6827 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6812 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6788 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6772 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6738 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6713 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6696 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6679 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6623 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6511 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6427 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6423 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6413 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6399 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 6186 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 6043 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 6032 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5902 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5779 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5520 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5504 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5476 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 5341 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 5274 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 5255 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 5207 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 5207 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 5141 Okunma
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 5099 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 5044 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
Suç, Ceza ve Cehennem
21.05.2011 5031 Okunma
4 Yorum 22.05.2011 20:39
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4887 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4837 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4718 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4604 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4598 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4565 Okunma
Hüseyin Kayahan
1400 yıllık bir öykünme
1.08.2009 4466 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4452 Okunma
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 4376 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 4332 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 4290 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 4243 Okunma
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 4210 Okunma
Hüseyin Kayahan
Oku kim attı?
23.05.2011 4193 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 4110 Okunma
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 4084 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3964 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3916 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
DÜŞÜNME VE ANLAMA/FIKH ÜZERİNE
23.03.2012 3787 Okunma
2 Yorum 23.03.2012 11:30
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3704 Okunma
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ BİR HOŞGELDİNİZ
23.03.2012 3452 Okunma
1 Yorum 23.03.2012 04:08
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3413 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
BİR AŞK FANTEZİSİ
14.08.2012 3372 Okunma
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 3323 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 3313 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
MÜZEKKER MÜENNES ve HÜNSA
2.02.2020 3237 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 3155 Okunma
Hüseyin Kayahan
TARİF ve BAŞLANGIÇ
12.05.2012 3136 Okunma
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 3024 Okunma
Hüseyin Kayahan
ALLAH; KENDİSİNİN VAR OLDUĞUNU NASIL BİLİR?
24.04.2012 2966 Okunma
Hüseyin Kayahan
Abdest
12.03.2011 2946 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2907 Okunma
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜR ve ÖZGÜN İNSAN
24.04.2012 2847 Okunma
Hüseyin Kayahan
ERGİNLİK TEORİSİ
25.04.2012 2747 Okunma


© 2024 - Akevler