Manevi istikbalim için önem arz ediyor. Allah rızası ve aşkı için uzun demeyip okuyup mütalaa ediniz. Öncelikle Rabbim çalışmalarınızda muvaffakiyetler ihsan eylesin. Sizlere beni günlerdir kabz haline sevk eden bir hadise hakkında rahatsız ediyorum. 21 yaşında Üniversite 3. sınıf öğrencisiyim. Meseleyi açıp olaylara tabusal yaklaşmadan ziyade gönlümü felaha sevk edecek bir dost ehli kişi bulamadığım için ve samimi hasbihâne tutumunuza mukabil size arz etmek istiyorum. Bunları yazarken Allah (cc) şahidimdir ki, o kadar utanıp çekiniyorum ki, önce Rabbimin affına sonra sizlerin hoşgörüsüne sığınırım. Anlatacağım hadise bir müennes ile alakalıdır.
Evlilik ve karşı cins unsurunu, İslami perspektifte kafamda tasavvur ettiğimden beridir Allah'a (cc) hep; Rabbim salih kavim salih toplulukla oluşur, salih topluluk hayırlı nesillerle ihya olunur, neslin ihyası için de ehl-i sünnet üzeri ailelerle hacet vardır. Rabbim ne olur karşıma çıkan her kişi ile olmayacak hayallere kaptırma beni, harama götürecek karşı cinsten uzak eyle. Başta senin razı geleceğin, Efendimizin (sav) hane-i saadetlerini örnek alacak, ailelerimizin rıza göstereceği, dünyada davadaşım, cennette yoldaşım olacak bir ahiretlik nasip eyle diye dua ederdim her vakit namazımın akabinde. Lise yıllarımdan üniversite 3. sınıfa kadar imtihan olarak bir çok müennes çıktı. Kimi dünyevi kimi uhrevi pencereden göze hoş gelecek cinstendi. Arkadaş çevremde düşünmeden her bir ret kararım sonrası, bu da reddedilmez ki tenkidi ile birlikte kendini beğenmiş olarak addedildim. Yollar çetin olmasa imtihan herkeste kolay olur düsturu ile hiçbir vakit kararımdan vazgeçmedim. Son yıllarda arkadaşlarımın nikah düğün nişan gibi haberlerinden etkilenerek duama; Rabbim bana taktir buyurduğunu bilmem hayırlı ise bana bildir, bildir ki arkadaşlarımdan güzel haberler aldığım şu günlerde etki ile yanlış insanlara tamah etmeyeyim. Kendimi bu kadar korumuşken, bilmem hayırlı ise onu hissettir ki onun dışında olmayacak başkası ile bir tasavvura kapılmayayım naçizane arzumu ekledim.
Belli vakit sonrası rüyamda 3 kere aynı müennes kişiyi arapça olarak bir tarafında dünya diğer tarafında ahiret yazılı bir kapıdan ikimiz de beyaz bir elbise ile geçerken gördüm. Benden 1 yaş küçük olan kişiyi yaklaşık 4 yıl önce lisede görmüştüm. O zamandan dini bütün hüsnü zannı ile aklımda yer bulmuştu. Bu müennes kişiyi istemsiz olarak araştırma hissiyatı başladı bende. Rabbim şahittir ki ilk defa olan bu duygu beni benden aldı. Mecnun misali bir ruhaniyeti büründüm. Bu müennes kişinin ablası geçen yıl bir arkadaşımla izdivaç eyledi. Bu husustan o arkadaşıma ulaşıp gizli tutmasını rica ederekten baldızı olan bu müennes kişi hakkında bilgi aldım. Tahmin ettiğim üzere her müslüman erkeğin izdivaç etmek isteyeceği dini ahlaki bir yaşantısı olduğunu gözlemledim. Ailem ve müennes kişinin ailesi uzaktan akrabadır ve birbirlerine karşı hasen üzerinedirler. Özellikle benim ailem böyle bir evlilik olursa kati surette rıza gösterip benden daha çok isteyeceğine ihtimalsiz inanmaktayım.
Hocam, şimdi soru kısmına gelmek istiyorum. Okul bitmeden evliliğim olağan değil. Nişan, söz olma durumu ise ancak 4. sınıfımın son demleri olabilir. Bu arada, müennes kişi de sınıf öğretmenliği okuyor ve eğer böyle bir husus oluşursa okulu bitmeden ailesi evlilik için rıza göstermeyebilir. İşte bu çıkmazlar içinde ona karşı bastıramadığım, onun bu konuda düşüncelerini, tavrını, evlilikten beklentileri ve dini hassasiyetini merak ettiğim bir duygu var. Ben onu görmedim, zaten eğitim aldığım üniversite farklı şehirde, onun ki memlekette. Görmek de, birileri varken karşılıklı bu konuyu konuşmak da asla istemiyorum. Bu hususta Allah'a (cc) söz verdim, dini nikahımın olmadığı bir bayan ile asla birileri gözetiminde olsa dahi görüşmeyeceğim diye. Bunun inandığım dinimde de yeri olmadığını biliyorum. Lakin tek isteğim onun durumdan haberi olması, onun vereceği karar ve düşünce benimle aynı yönde olursa, bedenen, gözetimli dahi olsa veya bir kereye mahsus dahi olsa asla ayni yerde bulunmak istemiyorum. Rabbim 7 yıl boyunca bu hususta sağlam bir irade lütfetti, sabrettim ve bu irademi onun izni ile burada da kullanacağım inşallah. Bu hususta da çok sabrettim, denedim ama yapamadım.
Rüyadan ve sonrasında, eğer bilmem hayırlı ise hissettir isteğimden sonra ona karşı bu istek hasıl oldu. Final dönemindeyiz, önceleri 2 hafta önce kütüphane köşesinden ayrılmayan ben şimdi arkadaşların notlarına bakıp sınava girer oldum. Üniversitede iken bir gün yoktu ki validemi aramayıp hayır duasını almadığım, lakin aramadığım günler hasıl oldu. Huşu ile yaptığım ibadetlerimi özledim, bu husus fazlası ile meşgul eder oldu ruhumu. Önceden biri bir teklif ilettiğinde irademi güçlü kılmak için oruç tutar, zikir çekerdim ama şimdi yaptığımda fayda vermiyor, ibadetim de zevk vermiyor. Benim isteğim; dinimin buyruğu dışına çıkmadan bu kişinin fikrini alıp, eğer olumlu yönde olacaksa görüşme konuşma olmadan dini vecibeler konusunda hassasiyetlerini, evlilikteki düşüncelerini, isteklerini, dini yaşantısını öğrenmek istiyorum. Bunun için de numarasını onun izni olursa alıp mesaj atmak istiyorum. Mesajlar neticesinde her şey olumlu olursa, aynı yaşantı ile bekleyip en uygun, en yakın zamanda nişanlanmak ve evlenmek istiyorum.
Böyle konuları arkadaşımla konuşmaya bile haya ederken size iletiyorum, hoşgörünüze sığınırım. Ama inanın hocam, bir çıkış yolu bulamadım. Meşguliyetim arttı, dini yaşantım, aile hassasiyetim zayıflamaya meyledince size danışmaya karar verdim. Eğer böyle devam ederse bir şeyden kaçayım derken daha kötü bir şeye yakalanacağım. Mecelle-i Ahkâmın 28 ve 29. maddelerinin tam tersi bir yönünde kararla daha zararlı şeylerin olabileceği endişesi içimde hasıl oldu. Yani onu yapmam, durumu, şartları mesajla konuşmam caiz olmayacak deyip yıllardır ilmek ilmek dokuduğum dini yaşantıma, aldığım öğrenimime ve aile bağıma zeval verecek endişesi içindeyim. En çok korktuğum şey ise hissi kabl-el vukunun bende Rabbimin inayetiyle çok güçlü olması. O yüzden bu endişelerimin başıma gelebileceği düşüncesi tedirgin etmektedir beni. Dini yaşantım, ailem ve hacet-i ilmiyeme bu bilinmezlik, kararsızlık, neticesizlik engel koymaya başladı. Ondan mütevellit hocam, sizlere danışmak ve adeta mütalaa edercesine ilminiz, deneyiminiz ve tecrübelerinizden yararlanmak isterim. Neyi seçmem, nasıl seçmem, nasıl davranmam daha doğru olacaktır?
Hakkınızı helal ediniz, uzun bir mesaj oldu, adeta bir iç döküş mahiyetinde oldu. Zamanınızı çalıp fazlaca alıkoydum sizleri. Lakin inanın, o kadar zor bir durumdayım ki anlatmaya çalışsam kelimeler boğazımda düğümlenir. Yol göstermelerinize ve önerilerinize muhtacım. Rabbim yaptığınız faaliyetleri kabul etsin. Davanızı baki eylesin. İki cihanda da aziz olasınız. Allah'ın (cc) selamı üzerinize olsun. Dua ile.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Değerli kardeşimiz. Öncelikle şunu samimiyetle ifade etmek isteriz ki; içinde bulunduğunuz durumu muhtemelen bizden daha iyi anlayabilecek kimse bulunmamaktadır. Zira, bunları kime danışmış olsanız sizin çok derin saplantılara sahip olan çok takıntılı bir kimse olduğunuzu düşünecektir. Bir psikologa gitmiş olsanız o da bunları söyleyecektir. Çünkü sizi anlayamayacaktır. Çünkü siz öyle şeyler söylüyorsunuz ki, hemen hemen hiç kimsenin bunları idrak etmesi mümkün değildir. Çünkü sizin sahip olduğunuz hassasiyetlere sahip olan hemen hemen hiç kimse bulunmamaktadır. Elbette dünyada çok hassas düşünen müslümanlar vardır ancak sizin onlara rastlamanız ihtimal dahilinde değildir. Zaten sizin bize rastlamış olmanız da işte bu ihtimaller haricinde gelişen olağanüstü bir durumdur.
Sâniyen, bize aktardığınız sorununuzu hayli uzun dile getirmişsiniz. Hatta öyle ki, sorununu en uzun siz dile getirmişsiniz. Biz de bunu muhtelif zamanlarda en az beş kere okuyarak sorununuzu iyice anlamaya çalıştık. Malum, sorunu anlamak çözümün yarısıdır. Size yazmadan önce iyice okuduk ve iyice düşündük ki, isabetli şeyler yazmış olalım ve sorununuzun en doğru çözümünü size göstermiş olalım. Bunu da hassaten ifade etmek istedik. Ayrıca, bu meyanda şunu da belirtelim ki; üretmiş olduğumuz çözümlerin iyice anlaşılabilmesi de yine bizim yaptığımız gibi iyice ve tekraren okunmasından geçmektedir. Malum; et tekraru ahsen, ve lev kâne yüzseksen demişler :)
Yazdıklarınızdan anladığımız, sizin Din-i Mübin-i İslâmı yüksek hassasiyette yaşama azminde olan bir insan olduğunuzdur. Bu düşünce tarzı bize yabancı değildir, zira biz de bir hayat boyu böyle, buna benzer yüksek hassasiyetler içinde bulunduk. Siz henüz 21 yaşında olan çok genç bir insansınız ve dediğiniz gibi ancak 7 yıldır bu düşüncelerle yaşamaktasınız. Biz ise bunun bir kaç katı zamandır benzer düşüncelerle yaşamaktayız. Sizin önünüzdeki hayatınızda bu hassasiyetleri taşımaya devam edeceğinizin bir garantisi yoktur. Yani, hayat şartlarının insanları her daim değiştirip, dönüştürüp durmakta olduğunu yaşadığımız her gün müşahede ettik ve ediyoruz. Bir zamanlar masum ve günahsız küçücük çocuk olanların büyüdükçe nasıl dönüştüğünü çok gördük ve görüyoruz. Hatta, ömrümüz bunları gözlemlemekle geçiyor. Çok yakından tanıdığımız bazı insanların fikir ve şahsiyet değişimleri bizi üzdü ve üzüyor. Ama ne yazık ki, kişinin şahsı dışındaki ikinci, üçüncü kişilerin bu hususta yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını da çok iyi anlamış bulunuyoruz. Hayat tam da böyle bir imtihandır işte. İnsan kendi hayatını kendi tercih ve kararlarıyla kendisi şekillendirecek ve kendi imtihanını ancak kendisi kazanabilecektir. Zaten doğrusu da budur.
Bir hususta düşüncemizi ifade etmemiz gerekmektedir. Normal şartlarda okullarda tahsil görmüş olan bir bayanın, hele hele yüksek tahsil görmüş olan bir bayanın zannettiğiniz şekilde hem dünya hem de ahiretlik en güzel bir yoldaş olma ihtimali bize göre epsilon (sıfıra yakın sonsuz küçük) nispetindedir. Yani yok değildir ama neredeyse yok hükmündedir, o kadar küçücük bir ihtimaldir. Bize göre bunlardan ancak dünya ve ahiret için en zor ve en çetin imtihan materyalleri çıkacaktır. Zira yukarıda bahsettiğimiz şekilde; dünya şartları, insanların yaşadıkları, pek çok olumsuz tecrübeler, yanlış insanlarla yanlış ikili-insani ilişkiler vs vs insanları ve özellikle de bayanları çok etkilemekte ve çoook değiştirmektedir. İslâm'da insan eşrefi mahlukat olarak ve masum olarak yaratılmıştır. Yaratılıştan gelen bu masumiyetini bir ömür boyu taşıması istenir, bununla da yükümlüdür. Yani, dünya şartlarının bizleri bir ölçüde değiştirmesi ve geliştirmesi gerekir ancak bu değişimin müspet yönde katkılı olması beklenir. Doğuştan masumuzdur ama bilgili ve tecrübeli değilizdir. Yaşadıklarımızın bizim bilgimizi ve tecrübemizi arttırması, buna rağmen yaratılıştan gelen masumiyet ve temizliğimizi de kaybettirmemesi gerekir. Bunun en sağlam delili de; Bakara 120 ve 145, Maide 48 ve 49, Ra'd 37, Mü'minun 71, Kasas 50, Rum 29, Şura 15, Muhammed 14 ve 16, Kamer 3. ayetlerinde geçen ve nehiy olunduğumuz "ehvâehüm" ifadesidir. Buna göre, mü'min kişi insanların hevâ ve heveslerine uymamalı, yaratıldığı fıtrat üzere sabit kadem durmalıdır. Bu insanın en temel yükümlülüğüdür.
Genel durum böyle iken, bahsettiğiniz kişinin hayal ettiğiniz gibi bir insan çıkma olasılığı çok özel bir durum olacaktır. Belirttiğiniz üzere Allah bunu size özel olarak rüyanızda göstermiş ve 3 kere de tekrarlatmıştır. Bir anlama yorumlanabilen rüyaların sadık rüyalardan ve nübüvvetin 46 cüzünden biri olduğu bilinmektedir. Lakin, bunun ne anlama geldiği ve nasıl tezahür edeceği bizce malum değildir. Zikrettiğiniz rüyanızda olumsuz bir şey gözükmemektedir. Bu rüyanızın gösterdiği istikamette hareket edebilir ve bahsettiğiniz kişi ile evlilik için temasa geçebilirsiniz. Bu cümle ile sizin sorun teşkil eden esas mevzunuza gelmiş bulunuyoruz. Şöyle ki:
İslâm'da evlenme gibi kutsal ve meşru bir niyet taşıyan insanların karşılıklı görüşmelerinde mahzur olmadığı gibi bunun gerekliliği de bulunmaktadır. Bu hususta detaylı malumatları yine makalelerimizde bulabilirsiniz. Size özel olarak bulunacağımız tavsiyemizde ise; evlenme amacı taşıdığınız için sahip olduğunuz hassas düşüncelere aykırı olmadığını bilmeniz ve bahsi geçen müennes kişiyle bizatihi yüzyüze görüşmenizdir. Bu iş öyle mesajlarla filan olmaz, olur gibi görünse bile çok eksik kalır, asla sağlıklı olmaz. Madem ki iki cihanda eş edineceksiniz, o halde bu önemli karardan önce birbirinizi dünya gözüyle görüp karşılıklı tanımanız gerekir. Eğer bu olmazsa evlilik sağlıksız ve çürük olur. Hem zaten kadınların tabiatı gereği bu iş düşündüğünüz gibi de olmaz. Karşılıklı yüzyüze görüşmeniz bu işin gerçekleşmesi ve sıhhati için olmazsa olmaz bir şarttır. Bunun caiz olmaması değil vacip olduğu düşüncesiyle hareket etmeniz gerekmektedir.
Eğer dediğimiz gibi davranmaz ve nev-i şahsınıza müstakil bu şekil çekincelerle bu işi ıskalarsanız, bu hassasiyet düşüncesi içinde ne bir daha böyle ideal bir eş adayı bulabilir ve ne de bu hassasiyetinizi bir ömür boyu taşıyabilirsiniz. Ki zaten bunun endişeleri de hissi kabl-el vuku ile içinizde doğmuştur, bizden söylemesi.
Allah dosdoğru yolundan ayırmasın. Baki selamlar...