Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-40
Ocak-Şubat 2025 aylarındaki yazılarımızla ‘Erbakan Hocamızı anmaya’ devam…
Necmettin Erbakan Hocayı 14 yıldır yazılarımla anıyor ve anlatıyorum ama O’nu videolarla da anıp anlatmalıyız ki daha iyi anlaşılsın… 8 Şubat 2025 tarihli bir video çalışması bunu yapmış. Videonun başlığı ve sonraki açıklama şöyle: “ERBAKAN HOCA KİMDİR?” / “O’nu Anlayabilecek Kadar Zeki Miyiz? İstenmeyen Adamın Sonsuz Haklılığı...” Devamında iki cümleden oluşan açıklama var; “O’nu anlamak” ve “O’nun haklılığı…”
***
ERBAKAN HOCA KİMDİR? - 3 (O’nun haklılığını anlamaya devam…)
“‘Atatürk sağ olsaydı Millî Görüşçü ve Refah Partili olurdu’ sözünü ben yıllarca önce söyledim, gene tekrar ediyorum. O her zaman Millî Görüşü ön planda tuttu. Atatürk'e olan saygıyla Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi’ni dikkatle okumalarını tavsiye etmişizdir; orada en mühim konunun bağımsızlığımızı korumak olduğu tekrar tekrar vurgulanıyor. Atatürk bir defa dış seyahat yaptı mı Cumhurbaşkanı olduktan sonra? Hayır! Ben başkasının ayağına gitmem bunlar gibi. İngiltere Kralı Atatürk'ün ayağına geldi. Bre fosiller, nesi var bu söylediklerimizin? Bizim gerçekleştirdiğimiz şeyleri siz hayal bile edemiyorsunuz…”
“Biz din istismarı yapmıyoruz, sizin din düşmanlığınızla mücadele ediyoruz…”
“Sayın (Tansu) Çiller de vatandaşın cebinde bir tek kuruş kalmayıncaya kadar vatandaşın cebindeki parayı alıp Batı’ya faiz olarak ödemeye gayret ediyor…”
“Batıl yıkılacak Hak gali gelecek, başka çaresi yok bu işin…”
“Biz bin yıllık Sultan Fatih'in torunlarıyız… Kimsiniz siz… Topunuz birden geldiniz bin yıl karşımıza… Öylesine kükreyeceğiz ki ‘Allah’ diyerek bu kürsüden… … …”
Surİye'de yaşanacakları 10 yıl önceden öngörebİlDİ
“Şimdi Suriye için yapılanlar dikkatle incelendiği zaman bizim yıllardan beri söylediğimiz bu gerçekleri o zaman ‘efendim bunlar komplo teorisidir bunların gerçekle alakası yoktur’ diye karşılamaya kalkışanların gözlerinin fal taşı gibi açılması lazım, söylediklerimizin hepsinin nasıl gerçek olduğunu şimdi acı acı görüyoruz…” (Devamı var)
***
‘İlim/iyilik’ olarak ‘Faizsiz Adil Ekonomik Düzen’ akademik çalışmasına devam…
Ana Akım İktİsat Sİstemİ ve İslam İktİsat Sİstemİ Arasındakİ Temel Farklılıkların Karşılaştırılması-2
“Kapitalist düzenin piyasa işleyişi ahlaki değerlerden bağımsızdır; bu model, insanı ahlaki kaygılardan arınmış bir ekonomik varlık, hatta bir meta olarak görür. Buna karşılık, İslam iktisadı, Allah’ın belirlediği ahlaki ilkelere dayanır.
Seküler iktisat, ön yargılardan bağımsız ve tamamen pozitif olduğunu iddia ederken, İslam iktisadı ise ahlaki değer hükümlerine bağlıdır. Hem pozitif hem de normatif ilkeleri içerir ve değer temelli bir yaklaşıma dayanır. Genel iktisadın temel kaideleri insan tarafından oluşturulmuş ve akılla geliştirilmiştir. İslam iktisadının temel kaideleri ise Allah tarafından emredilmiştir; İlahi kurallara dayalıdır. Ana akım modelinde akıl temel alınır ve tüm ölçütler akıl ve ilime dayandırılmıştır. İslam iktisadı da akla değer verir, ancak İslam iktisadında asıl ölçüt akıl değil imandır, bu iman da Tevhid inancıdır.
Ana akım iktisatta fert ve toplum menfaati arasında ayrım vardır. Buna karşın İslam iktisadında ferdin menfaati ve toplumun menfaati arasında denge gözetilmiştir. Batı’da ilimler birbirinden bağımsız olarak ele alınırken, İslam’da tüm ilimler Tevhid inancı ve dinin bütünlüğü çerçevesinde bir araya gelir.
Batı modelinde üretim, tüketim ve insan, mekanik unsurlar olarak değerlendirilmiştir. Bu yaklaşımda, emek insanın bir temsilcisi olarak göz ardı edilmiş ve birey, üretim sürecinin sadece mekanik bir parçası olarak görülmüştür. İslam’da insan, yeryüzünde Allah’ın halifesi olarak kabul edilir. Batı modelinde üretimde kâr için bir sınır yoktur. İslam iktisadında ise amaç helal kazançtır; kazanç elde etmenin şartı da helal sınırlar içinde kalmaktır.”