“Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et...”
Bu yazı önceki üç yazı ile birlikte okunursa daha faydalı olur…
Nimetullah Yurt Hocamızın vefatı vesilesiyle onun farklı tebliğ metodunu yazıyorduk.
Nahl Suresi 125’inci ayet yani “Ud’u ilâ sebîli rabbike bi’l-hikmeti ve’l-mev’izati’l-haseneti… / Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır…” sözleri ile başlayan ayet ile ilgili değerlendirmeler yapıyorduk; kaldığımız yerden devam edelim…
“… Ve câdİlhum bİlletî hİye ahsenu… /
… Ve onlarla en güzel şekİlde mücadele et...”
Bir taraftan va’z vardır, diğer taraftan cidal vardır. Va’zda birliğe çağırma var. Oysa cidalde saldırıyı def etme var. O seni öldüreceği için sen onu öldürüyorsun. Kısas bir cidaldir. Barış içinde olanlar davet edilecek, barış içinde olmayanlarla cidal edilecek.
“Cedle” havan tokmağı demektir.
“Cedvel” su kanalı demektir. Değişik taraflara kol verilerek bölüşüm yapılır. Bir konunun değişik tarafa çekilerek tartışılmasına “Cİdal” denmektedir. “Cİhad”da bir işi başarmak için birleştirmeye çalışılır, “cİdal”de ise dağıtmaya çalışılır.
İnsanlar arasında dayanışma içinde olmak imandır. Birimize gelen afeti hepimize gelmiş kabul eder savunursak, biz müminleriz. Kur’an insanlara bunu emretmektedir.
İslâm (teslimiyet) ise hakemler kararına razı olarak birbirlerine zarar vermeyeceklerini taahhüt etmektir. Zararları birlikte gidermeseler bile birbirlerine zarar vermezler.
“Cidal etmek” demek onların zararından emin olmak demektir.
“İhsan” “israf”ın zıddıdır. Bir şeyi bir saatte yaparken, onu iki saatte yaparsan, bu zamanın israfıdır. Bir ekmekle doyarken iki ekmekle doyarsan o da israftır.
Her şeyin en azını kullanarak en çok şeyi elde etmek hesabı ile cidal ederken ihsan ile cidal edeceğiz. Çözümleri iyilikle yapacağız. PKK ile cidal edeceğiz ama biz öyle cidal yapacağız ki ahsen olsun. Elli seneden beri devam ede bir isyan ile cidal ahsen değildir.
Birinin canını almayacağız diye onun elli insanı öldürmesine izin vermek ihsan değildir. Öldüreni öldürmek ahsendir, çünkü en az insan ölür. Diyelim ki Türkiye’de idam cezası yokken yılda 1000 kişi öldürülüyor. İdam cezasını verdiğimiz zaman öldürülenlerin sayısı 100’lere, 10’lara veya 0’ıra düşüyorsa ahsen bir iş yapmış oluruz.
Bir hırsızın kolunu kestiğimizde millî ekonomideki zararı o kişinin diyelim 33 sene iş yapmamasıdır. Onun yıllığı 20 bin lira ise ortaya çıkan zarar 660 000 liradır. Hırsızın kolunu kesmediğimiz zaman hırsızlık çoğalıyor ve çalınan malın miktarı bundan fazla oluyorsa, kolunu kesmemiz ahsendir.
Kapalı çevrenin en iyisi çemberdir.
Matematikte ahsenin kuralı bulunmuştur.
E1/2x2 sayısıdır.
X sapma miktarıdır. 1 olması istenen miktardır.
Batılılar üs almıyorlar, karekök alıyorlar ve buna çirkinlik diyorlar.
Biz ise güzelliği tarif etmemiz için üs alıyoruz. Kareleri almamızın sebebi ifrat ve tefritin eşit etki etmesi içindir. 1/2 türevin kendisine eşit olması içindir.
Bu tanım üzerinde daha fazla çalışılması gerekmektedir.
Ayet şöyle sona eriyor: “Sebilinden kimin dalalet ettiğini O daha iyi bilendir.”
Yani siz yaptığına bakın, ne niyetle yapmıştır, maksadı nedir, bilemezsiniz. Birisi silah kullanmış ve adam öldürmüşse, bomba atmış ve zarar vermişse onu asın veya tazmin ettirin. Ses çıkarmayanlara da ödetin. Onu iyi niyetle yaptı diye affetmeyin.
Bir kimse de bir şey yapamamışsa, kötü niyeti var diye ona zarar vermeyin.
Siz cidal edin. Sizin işiniz haklı haksızı ayırıp ceza vermek değildir, sizin işiniz ahseni yapmaktır. Cezada gaye adalet değildir, cezada gaye caydırıcılıktır, ahseni ile def etmedir.
(Geçen ay sonunda Rahmeti Rahmana kavuşan Nimetullah Yurt Hocamızı bir de bu şekilde anmayı sürdürdük ve bunu yaparken de O’nun ruhunu şad ettik, elhamdülillah…)