“Ve onların i’razları sana kebir görünüyorsa…”-2
Bu yazı, önceki yazı ile birlikte okunmalı… Kaldığımız yerden devam ediyoruz…
“AK Parti’nin tüm milletvekillerinin ses çıkarmaması, hatta Abdullah Gül gibi milletvekili olamayan bir AK Partilinin bile susması, Trump’ın ve Putin’in de oyuna gelmeleri beni şaşırtıyor ve bana büyük olay olarak gözüküyor. “F” harfi getirerek “gücün yetiyorsa” diyor. Bu sıkıntının sana yaptırması gereken çözüm bulma ve aramadır…
Allah bana diyor ki: Yer’i yarıp magma tabakasına insen yahut merdiven kurup semaya varsan bile buna çare bulamazsın. Bunların İ’razları kendİlerİnden gelmektedİr. Sen onları değiştiremezsin. Kadere razı olacaksın.
Ben bir şeyi söylerim. Eğer biri benimle olursa o işe devam ederim. Kimse olmazsa hiçbir iş yapmam. Siyasi bir oluşum kurma önerisinde bulunacağım. Biri çıkarsa kurarız. Kimse çıkmazsa demek ki Allah kurmamızı istemiyor demektir, ben de vazgeçerim.
Kooperatifi kurma hususundaki çalışmalara İzmir’de 1962’lerde başladım ama ancak 1967’de Prof. Dr. Ahmet Tahir Satoğlu “EVET” dediği için kurulabildi ve kendisi ilk on yılda başkan oldu. Partiyi de o yıllarda kurmak istedim ama ancak Prof. Dr. Necmettin Erbakan “EVET” dediği zaman kurduk, ben de İzmir’de il başkanı oldum...
Bu ayet bana; sakın ha diyor, kimseyi herhangi bir kurum kurmaya zorlama, sen sadece öner, sonrası bİze aİttİr diyor.
Olamayacak iki şey söylemektedir, arzın içine girmek ve göklere merdiven kurmak. Kanatları tak ve uç demiyor. Merdiven kur diyor. “İle’s-Semai” demiyor. Semanın içinde merdiven kur diyor. Arz’ı yar demiyor, Arz’ın içinde yarık aç diyor. Çünkü burada söylenenler gerçek yarık ve gerçek merdiven değildir. Oralarda bir şeyleri bulma aracıdır. Yerin altına in ve araştır diyor. Göğün içine git ve araştır diyor. Yani ayette geçen “süllemen” kelimesi de “nefekan” kelimesi de mecazi manadadır, araştırma araçlarıdır.
Semadan maksat da gök değildir; ilahi kitaplara başvur, vahye dayanan çözümler ara demektir. Arzda ilimlerle, müspet ilimlerle çareler araştır diyor.
“Lev İsteta’te” demiyor, “İn İsteta’te” diyor. Yani gücün yettiği kadar araştırma yap demektir. Çok çetin ve zor bir araştırma olsa da sen yine de bunu yapmaya çalış.
Burada bize çalışmalarımıza devam etmemizi emrediyor, gerek Kur’an ilimlerini gerekse müspet ilimleri öğrenip çözüm aramamızı emrediyor.
‘Onlara bir ayet getir, onlara çözüm getir’ diyor. Burada “ayet” kelimesi de nekre gelmiş, müfret gelmiştir. Değişik çözümlerle gitmeyeceksiniz. Tek çözüm götürmeniz gerekir. Net, açık ve uygulanabilir çözüm götürmeliyiz. Tüm insanlığa götürmeliyiz. Önce Rothshild ve Rockefeller le servet sahibi Trump’a, sonra da ABD, AB, Rusya, Çin, Hint ve diğer tüm gruplara tek çözüm götürmeliyiz.
Nedİr o tek çözüm? “İşçİlİk sİstemİ”nden “ortaklık sİstemİ”ne geçilecektir. Ekonomide şirketler, bürokraside ortaklıklar çözümdür. Bu ispatlanmış olmalıdır. Yani ayet olmalıdır. Yüz lojmanlı işyeri apartmanlarından oluşan “Semt Kooperatİflerİ” tek ayet olacaktır. “Ayet” kelimesi nekre olduğu için başka şey de olabilir. Ama bu tek olmalıdır. Mesela “hakemlİk sİstemİ” de olabilir.Allah isteseydi onları hidayete erdirirdi. “İN” ile değil de “LEV” (LEV ŞAALLAHU) ile gelmiştir. Allah isteseydi. İstemediği için bu zorluklar görülür, görülmezse insanlık Kur’an düzenine gelemez. Bunların hepsi Kur’an düzenİne gelmeye zorlama olaylarıdır. Allah bunu yani nurunu tamamlayacaktır. O’nun iradesini durduracak kimse yoktur.
“Cahİllerden olma.” “Cahil” demek öğrenmek istemeyen biri olma demektir. Ayetler bu kadar açıkça gerçekleri açıkladığı halde hala neden böyle yapıyorlar diye bir türlü kabullenemiyorum. Hala bunların Allah’ın takdiri olduğunu ve bunların hepsinin aydınlığa atılan yol olduğunu içim rahatça kabullenemiyor. Allah bunu bildiği için bana ‘cahillerden olma’ diyor. Bunları yalnız bana söylemiyor. Benim gibi düşünen ve bu seminerleri takip edenlere de söylemektedir. Herkes kendisi için kendisi yorumlayacaktır.”