Yeni siyaset ve sermaye için iki yol
Haçlı Seferleri ile başlayan sömürü sermayesinin hâkimiyeti kanlı savaşlarla 500 sene sürmüştür. Sermayenin planlaması sayesinde ilk savaşların gerçekleştiği merhalede, kilise ile anlaşmış durumda iken derebeyleri ile savaşılmıştır. Derebeyliği sistemini yıkarak yerine ulusal devletleri oluşturdu. Papalığı etkisiz hâle getirerek ulusal mezhepler oluşturdu.
Sömürü sermayesi daha sonra hanedanlara son vererek dinsiz diktatörlerle Avrupa’da ulusal devletler kurdu... Dünyayı müstemlekecilikle yönetti... İkinci Cihan Savaşı’nda müstemlekeciliğe son verdi ve dünyayı doğu-batı blokları dengesiyle yönetmeye başladı...
Yahudi nüfusu azdı. İsrail oğlu olmayan da Yahudi olamazdı. Bunun için bütün dünyada Mason teşkilatını kuruldu. Sömürü sermayesi böylece yüzlerce senedir Yahudi olmayan Masonlarla işbirliği yaparak hükmünü sürdürdü.
Ulaşım ve haberleşme araçlarının gelişmesi ile iki yeni siyaset geliştirdi.
Müstemlekeciliğe son verdi, artık devletleri doğrudan yönetmeye başladı.
Masonları etkisiz hâle getirmek için kulüpler kurdu halka doğrudan inmeye başladı.
Bilderberg gibi kuruluşları kurdu, böylelikle Masonlarla kendi arasına perde koydu.
***
Bu gelişmelerin sonunda beklenmedik olaylar oldu.
Avrupa Birliği kuruldu ve sermayeden bağımsız hareket etmeye başladı...
Rusya’da sosyalizm (SSCB) sona erdi, demokratik devlet ortaya çıktı...
Kilise diğer dinlerle ve bilhassa İslâmiyet ile uzlaştı ve güçlendi...
Çin ekonomisini sosyalizmde de olsa geliştirmeyi başardı...
Böylece tekel sömürü sermayesi siyasi etkisini kaybetti. Siyasi gücünü kısmen veya tamamen kaybetmesine kaybetti ama “karşılıksız dolar” yani “karşılığı olmayan faizli kâğıt para” sayesinde ekonomik krallığını ve varlığını devam ettirmektedir.
***
Mahir Kaynak son yazılarından birinde şu tezi ortaya koyuyor: “(Sermaye) Eskiden kurduğu devletlerle onlara zulüm yaptırarak insanlığı yönetmek istemiştir. Bilhassa insanlığı dinsizleştirmeyi hedeflemiştir. Yeni siyasette bundan vazgeçmişe benziyor.”
Evet, Mahir Kaynak’ın bu tezi bizim tezimize uygundur.
Sömürü sermayesi ekonomiyi devletlerin hâkimiyetinden kurtarmak suretiyle halkla doğrudan ilişki kurmak istemektedir. Vizelerin ve gümrüklerin kalkması sermayenin çıkarına olacaktır. Çünkü artık sadece karşılıksız para, paranın senyoraj hakkı ve faizle yeteri kadar güç elde etmekte, böylece devletler doğrudan veya dolaylı tekel sermayeye pay vermektedir.
Evet, gelecekte vizeler olmayacak, gümrükler olmayacak, tekel sermayenin hedeflediği düzen olacaktır. Bir farkla; faiz olmayacak ve kredileri sermaye değil kurulacak kredileşme kooperatifleri dağıtacaktır. Bizim henüz 1960’lı yıllarda yayımladığımız iki kitap vardır. Birinci kitap “İSLÂMİYET VE EKONOMİK DOKTRİNLER” kitabıdır; Necmettin Erbakan bu kitapta yazılanları anlatarak siyasete başlamıştır. İkinci kitabımız da “İSLÂM’DA DENGE / PARA” konusunu esas alır. Yıllar önce yazılan o kitaplarda bugün gelinen hususlar anlatılmış, hattâ sosyalizmin ve kapitalizmin zamanla yıkılacağından bahsedilmiştir.
Sermaye şimdi süper güçleri devre dışı ederek yeni düzen kurmak istemektedir.
Tekel sömürü sermayesi için iki yol vardır.
Ya…
“ADİL DÜZEN”e, “ADİL EKONOMİK DÜZEN”e uyacak, faizden vazgeçecek ve III. binyıl uygarlığının oluşmasında yine büyük etkiye sahip olacak...
Yahut…
Sömürüye devam edecek, mağlup olacak ve tekel sömürü sermayesi sahipleri için tarihteki sürgün dönemleri yeniden başlayacak...
Seçim onundur; ya adaleti veya zulmü, ya doğruyu veya yanlışı, ya iyiyi veya kötüyü, ya hayırlıyı veya şerli olanı, yani ya var olmayı veya yok olmayı seçecektir... Ve’s-selâm…