Millî gazete 46 yıldan beri her gün yazılması gerekenleri yazıyor… MİLLÎ GAZETE gibi yazan yazar ve gazeteleri görünce seviniyoruz… Birkaç günden birkaç yazar ve gazete de benzer yazılar yazar oldu… O yazar ve yazılarından söz edecektim ama onları erteliyorum…
Bu ertelemeye bir değil iki “tevafuk” sebebiyet verdi; önce birincisini yazayım.
Önceki yazılarımda da hatırlattığım üzere, yirmi yıldan beri “KUR’AN VE İLİM DERSLERİ” yapıyoruz… Son yıllarda ve haftalarda yani birkaç haftadan beri, İslam Medeniyeti Vakfı merkezimizde, “KUR’AN MEDRESESİ DERSLERİ” de yapar olduk…
On haftadan beri, Adil Düzen Çalışanı Dr. Süleyman Akdemir arkadaşımız, Cumartesi sabahları, 10-12 saatleri arasında “KUR’AN’I ANLAMA USÛLÜ” olarak isimlendirdiğimiz çok önemli ve de verimli bir dersi vermeye başladı…
İki haftadan beri “FAİZ” denen musibetin biricik alternatifi olan “SELEM” bahsini anlatmakta; birkaç hafta daha anlatacak, inşallah…
Hiç unutmuyorum…
Erbakan Hocamız ile günlerdir Balıkesir Altınoluk’tayız ve o zaman ilk defa “SELEM” üzerinde uzun bir çalışma dönemindeyiz… Çalışmamızın en hararetli ve derin merhalesinde Erbakan Hoca dedi ki; “Desenize… Sömürü Sermayesi atomla yıkılmaz ama SELEM ile yıkılabilir…”
Cumartesi günkü dersimize işte bu hatırayı ve hatırlatmayı yaparak başladık…
Bugün (13 Ocak) de bir gazetede bir yazarın yazdığı yazının başlığı dikkatimi çekti…
“Hükümet çözümü “düşük faiz”de değil, “faizsiz bir ekonomi”de aramalı…”
Evet… İkinci tevafuk budur ve Yeni Akit yazarı Rasim Bolbol’un bugünkü (13 Ocak, Pazar) yazısının başlığı aynen böyle… Yazının bizi ilgilendiren bölümünü okuyalım…
“Bildiğiniz gibi, hükümet yetkilileri, son günlerde milyonlarca vatandaşı ilgilendiren bir dizi ekonomik paketi ardı ardına açıkladı. Bu kapsamda, futbol kulüplerinden kredi kartı borçlularına, çiftçi ve esnaftan KOBİ’lere kadar birçok kesime borçlarını yeniden yapılandırma ve düşük faizli kredi edinme imkânı getirildi.
Elbette ki bunlar, piyasadaki nakit akışını hızlandırmaya matuf adımlar. Ödeme zorluğu yaşayan vatandaşa/şirketlere büyük kolaylık sağlayacak düzenlemeler. Ancak bu türden düzenlemelerin bazı olumsuz etkileri de bulunuyor.
Örneğin, devamlı af ve borç erteleme gibi kararlar alınması, faizlerin belirli bir kesim için özellikle düşürülmesi, borcuna sadık vatandaşlarda haksızlığa uğradıkları yönünde bir algı oluşturuyor. Bir süre sonra onlar da “Nasılsa af çıkar” beklentisi ile borçlarını ve vergilerini zamanında ödememeye başlıyor. Üstelik, yeniden yapılandırma ve borç ertelemeler bir kısır döngüyü de beraberinde getiriyor. Borç borçla kapatılmaya çalışılırken, yeni borçlar doğuyor. Gerçek kişiler de tüzel kişiler de ayaklarını yorganlarına göre uzatmayınca, içinde bulunulan fasit daireden bir türlü çıkılamıyor.
Hâlbuki köklü sorunlar, ancak köklü çözümlerle halledilebilir.
Fakat ne yazık ki biz ısrarla palyatif tedbirlerle hareket etmeyi sürdürüyoruz. Ne vatandaşlarımızı borç batağına iten kredi kartlarının çok kolay bir şekilde temin edilmesinin önüne geçebiliyoruz ne de faiz denilen püsküllü bela ile yeterli mücadeleyi ortaya koyabiliyoruz. Korkarız ki, böyle giderse yeniden yapılandırmaların da borç ertelemelerin de sonu gelmeyecek.
Dediğimiz gibi, çok köklü tedbirler kesinlikle şart.”
https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/rasim-bolbol/hukumet-cozumu-dusuk-faizde-degil-faizsiz-bir-ekonomide-aramali-27125.html
Biz Erbakan Hocamız ile 40 (kırk) yıl bu konuları çalıştık; hâlâ çalışıyoruz…
Hükümetin ve herkesin haberi olsun; “faizsiz bir ekonomi” arayan varsa, buyursun, birlikte çalışalım, hem kendimizi hem de insanlığı bu beladan kurtaralım…