Reşat Nuri Erol
İnnehüm kânû yüsariûne fi’l-hayrati
1.01.2019
5597 Okunma, 4 Yorum

 

 

Ve eslahnâ lehu zevcehu, innehüm kânû yüsariûne fi’l-hayrati

Evet, önceki “Adil Düzen kurma görevimizi unutmayalım…” başlıklı yazımda dediğim üzere, kaldığımız yerden devam ediyoruz… KUR’AN VE İLİM günlük ve haftalık çalışmalarımızdan başka bir demet sunmuş olacağım; istifade edilmesi dileklerimle…

Bu sefer pek çok olumsuz yönleriyle hep gündemde olan kadın meselesi denk geldi; bu önemli meselenin çözümüne katkı olması dua ve dileklerimle… Bu kısım, Enbiya Suresi’nin 90’ıncı ayetindeki “ve eslehna lehu zevcehu” bölümünün yorumlarını içermektedir.

‘Kadın ev işlerinde erkekle istişare eder ve ona göre ev işlerini düzenler, son söz onundur, erkek ona yardımcıdır. Erkek de kadınla istişare eder ve kararları öyle alır, son söz onundur. Bununla beraber teavün (yani karşılıklı yardımlaşma) emri karı kocaya da ait olduğu için kadın kocasına yardım eder, saatlerini yazar. Erkek de karısına yardım eder, saatlerini yazar. İşleri beraber götürürler. Birinde biri sorumludur. Diğerinde de diğeri sorumludur. Ama bütün işler işbölümü içinde birlikte yapılmalıdır.

Ancak böyle ve bu şekilde uyumlu çalışan ailenin başarı şansı vardır. Karısı tarafından desteklenmeyen erkek hiçbir zaman başarılı olamaz. Ailede uyum vardır. O halde kadın ile erkek arasında ortaklık vardır. İşleri birlikte yaparlar. Sadece ev işlerinden kadın sorumludur. Dışarıdaki işlerden de erkek sorumludur.

İlk defa burada Allah söyletiyor; karı-koca saatlerini takas ederek birlikte çalışacaklar.

Islah etmek” salih kılmak demektir yani eşini ona uyumlu yaptık denmektedir. Bir ailenin uyumlu olması tarafların Allah’a karşı olan görevleri yapmaları için şarttır.

Uyumlu olmak için; 1) Ailenin karar defteri olacak. 2) Kararlar orada yazılacak. 3) Anlaşamadıkları yerde hakemlere başvuracaklar. 4) İşbölümü içinde ve yardımlaşma ilkesi içinde (saatleri birbirlerine kullandırma) ilkelerine riayet edilecektir.”

Ayetin devamı şöyle: “İnnehüm kânû yüsariûne fi’l-hayrati / Onlar hayratta müsaraat ediyorlardı.” Ayette geçen “Hayrat” üretim yapan işletmelerdir. Herkesten önce başlamak, işe en erken gelmek anlamındadır. Buradaki “hayrat” Hz. Zekeriya’nın vakfıdır. Tektir. Orada çalışırlar. Vakıflarda ürünler paylaşılmaz. Şirketlerde girdilere göre ürünler paylaşılır. Girdiler hammadde, tesisler, emek ve genel hizmetler olur. Vakıflarda çıktılar girdilere göre paylaşılmaz, çıktılar başka işlerde değerlendirilir. Girdilere katkılarına göre başka yerden gelen gelir paylaşılır. Hz. Zekeriya, Hz. Yahya ve annesi hep birlikte vakfa hizmet ediyorlardı. Vakıfların statüsü şirket-i mufavadadır. Bu şirket Nisa’da (4/7) “li’r-ricali nasibun” ayetiyle tanzim edilmiştir. Şirkete önce herkes bütün mal varlıklarını ve emeklerini koyarlar. Ayrılırken herkes koyduğu malı alır. Şirkette çalışanlar olarak şirkette herkes çalışır ve yaşar. Yaşama ihtiyaca göredir. Yani günlük ihtiyaçlarını birlikte giderirler. Artan kısım ise paylaşılır. Bu paylaşımla şirketten ayrılana payı verilir yahut şirket dağıldığı zaman payı verilir.

Bunlar vakıfta vakıfla şirket-i mufavada içinde çalışmakta idiler. Şirket-i mufavada daha çok aile şirketleridir, akraba şirketleridir.

Hayratta müsaraat ederken rağbet gösteriyorlardı.

Bir işçi olarak işyerine gidip saatleri doldurmakla değil, işyerine zevkle gidip orada iş yapmakta ve hizmet vermekte zevk duyarlardı demektir.

Şimdi siz bu seminerleri rağaban takip ediyorsunuz. Çünkü hiçbir çıkarınız olmadığı ve kimse size bunun için ücret vermediği halde siz geliyorsunuz. Sınıf geçmek için derslere gidenler, maaş almak için ders yapanlar, onlar “rağaben müsaraat” etmiyorlar. Bu sebepledir ki Kur’an düzeninde okullar yoktur. Herkes rağaben çalışmaktadır, öğrenmektedir, sonra imtihan verirse kendisine diploması verilmektedir.

Kur’an düzeninde dört dayanışma grubu vardır. 1) İlmi dayanışma; bunlara “ahbar” denir. 2) Mesleki dayanışma; bunlara “rabban” denir. 3) Siyasi dayanışma; bunlara “kıssis” denir. 4) Ahlaki dayanışma; bunlara da “rahban” denir.’

İstifade edilmesi dua ve dileklerinizle…

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
01.01.2019
07:18

MİLLÎ GAZETE


Ve eslahnâlehuzevcehu, innehümkânûyüsariûnefi’l-hayrati

Evet, önceki “Adil Düzen kurma görevimizi unutmayalım…” başlıklı yazımda dediğim üzere, kaldığımız yerden devam ediyoruz… KUR’AN VE İLİM günlük ve haftalık çalışmalarımızdan başka bir demet sunmuş olacağım; istifade edilmesi dileklerimle…

Bu sefer pek çok olumsuz yönleriyle hep gündemde olan kadın meselesi denk geldi; bu önemli meselenin çözümüne katkı olması dua ve dileklerimle… Bu kısım, Enbiya Suresi’nin 90’ıncı ayetindeki “ve eslehnalehuzevcehu” bölümünün yorumlarını içermektedir.

“Kadın ev işlerinde erkekle istişare eder ve ona göre ev işlerini düzenler, son söz onundur, erkek ona yardımcıdır. Erkek de kadınla istişare eder ve kararları öyle alır, son söz onundur. Bununla beraber teavün (yani karşılıklı yardımlaşma) emri karı kocaya da ait olduğu için kadın kocasına yardım eder, saatlerini yazar. Erkek de karısına yardım eder, saatlerini yazar. İşleri beraber götürürler. Birinde biri sorumludur. Diğerinde de diğeri sorumludur. Ama bütün işler işbölümü içinde birlikte yapılmalıdır.

Ancak böyle ve bu şekilde uyumlu çalışan ailenin başarı şansı vardır. Karısı tarafından desteklenmeyen erkek hiçbir zaman başarılı olamaz. Ailede uyum vardır. O halde kadın ile erkek arasında ortaklık vardır. İşleri birlikte yaparlar. Sadece ev işlerinden kadın sorumludur. Dışarıdaki işlerden de erkek sorumludur.

İlk defa burada Allah söyletiyor; karı-koca saatlerini takas ederek birlikte çalışacaklar.

‘Islah etmek’ salih kılmak demektir yani eşini ona uyumlu yaptık denmektedir. Bir ailenin uyumlu olması tarafların Allah’a karşı olan görevleri yapmaları için şarttır.

Uyumlu olmak için; 1) Ailenin karar defteri olacak. 2) Kararlar orada yazılacak. 3) Anlaşamadıkları yerde hakemlere başvuracaklar. 4) İşbölümü içinde ve yardımlaşma ilkesi içinde (saatleri birbirlerine kullandırma) ilkelerine riayet edilecektir.”

Ayetin devamı şöyle: “İnnehümkânûyüsariûnefi’l-hayrati / Onlar hayratta müsaraat ediyorlardı.” Ayette geçen “Hayrat” üretim yapan işletmelerdir. Herkesten önce başlamak, işe en erken gelmek anlamındadır. Buradaki “hayrat” Hz. Zekeriya’nın vakfıdır. Tektir. Orada çalışırlar. Vakıflarda ürünler paylaşılmaz. Şirketlerde girdilere göre ürünler paylaşılır. Girdiler hammadde, tesisler, emek ve genel hizmetler olur. Vakıflarda çıktılar girdilere göre paylaşılmaz, çıktılar başka işlerde değerlendirilir. Girdilere katkılarına göre başka yerden gelen gelir paylaşılır. Hz. Zekeriya, Hz. Yahya ve annesi hep birlikte vakfa hizmet ediyorlardı. Vakıfların statüsü şirket-i mufavadadır. Bu şirket Nisa’da (4/7) “li’r-ricali nasibun” ayetiyle tanzim edilmiştir. Şirkete önce herkes bütün mal varlıklarını ve emeklerini koyarlar. Ayrılırken herkes koyduğu malı alır. Şirkette çalışanlar olarak şirkette herkes çalışır ve yaşar. Yaşama ihtiyaca göredir. Yani günlük ihtiyaçlarını birlikte giderirler. Artan kısım ise paylaşılır. Bu paylaşımla şirketten ayrılana payı verilir yahut şirket dağıldığı zaman payı verilir.

Bunlar vakıfta vakıfla şirket-i mufavada içinde çalışmakta idiler. Şirket-i mufavada daha çok aile şirketleridir, akraba şirketleridir.

Hayratta müsaraat ederken rağbet gösteriyorlardı.

Bir işçi olarak işyerine gidip saatleri doldurmakla değil, işyerine zevkle gidip orada iş yapmakta ve hizmet vermekte zevk duyarlardı demektir.

Şimdi siz bu seminerleri rağaben takip ediyorsunuz. Çünkü hiçbir çıkarınız olmadığı ve kimse size bunun için ücret vermediği halde siz geliyorsunuz. Sınıf geçmek için derslere gidenler, maaş almak için ders yapanlar, onlar “rağabenmüsaraat” etmiyorlar. Bu sebepledir ki Kur’an düzeninde okullar yoktur. Herkes rağaben çalışmaktadır, öğrenmektedir, sonra imtihan verirse kendisine diploması verilmektedir.

Kur’an düzeninde dört dayanışma grubu vardır. 1) İlmi dayanışma; bunlara “ahbar” denir. 2) Mesleki dayanışma; bunlara “rabban” denir. 3) Siyasi dayanışma; bunlara “kıssis” denir. 4) Ahlaki dayanışma; bunlara da “rahban” denir.

İstifade edilmesi dua ve dileklerinizle…

 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

YazarReşat Nuri Erol- Mesaj Gönder

01 Ocak 2019


Reşat Nuri Erol
01.01.2019
11:26

http://www.haberdurus.com/haber/ve-eslahnlehuzevcehu-innehumknyusarinefil-hayrati*-27281.html



Ve eslahnâlehuzevcehu, innehümkânûyüsariûnefi´l-hayrati(*)
Reşat Nuri EROL
Tarih: 1.1.2019 12:08:42

 

Evet, önceki “Adil Düzen kurma görevimizi unutmayalım…” başlıklı yazımda dediğim üzere, kaldığımız yerden devam ediyoruz… KUR´AN VE İLİM günlük ve haftalık çalışmalarımızdan başka bir demet sunmuş olacağım; istifade edilmesi dileklerimle…

Bu sefer pek çok olumsuz yönleriyle hep gündemde olan kadın meselesi denk geldi; bu önemli meselenin çözümüne katkı olması dua ve dileklerimle… Bu kısım, Enbiya Suresi´nin 90´ıncı ayetindeki “ve eslehnalehuzevcehu” bölümünün yorumlarını içermektedir.

“Kadın ev işlerinde erkekle istişare eder ve ona göre ev işlerini düzenler, son söz onundur, erkek ona yardımcıdır. Erkek de kadınla istişare eder ve kararları öyle alır, son söz onundur. Bununla beraber teavün (yani karşılıklı yardımlaşma) emri karı kocaya da ait olduğu için kadın kocasına yardım eder, saatlerini yazar. Erkek de karısına yardım eder, saatlerini yazar. İşleri beraber götürürler. Birinde biri sorumludur. Diğerinde de diğeri sorumludur. Ama bütün işler işbölümü içinde birlikte yapılmalıdır.



 


Ancak böyle ve bu şekilde uyumlu çalışan ailenin başarı şansı vardır. Karısı tarafından desteklenmeyen erkek hiçbir zaman başarılı olamaz. Ailede uyum vardır. O halde kadın ile erkek arasında ortaklık vardır. İşleri birlikte yaparlar. Sadece ev işlerinden kadın sorumludur. Dışarıdaki işlerden de erkek sorumludur.

İlk defa burada Allah söyletiyor; karı-koca saatlerini takas ederek birlikte çalışacaklar.

‘Islah etmek´ salih kılmak demektir yani eşini ona uyumlu yaptık denmektedir. Bir ailenin uyumlu olması tarafların Allah´a karşı olan görevleri yapmaları için şarttır.

Uyumlu olmak için; 1) Ailenin karar defteri olacak. 2) Kararlar orada yazılacak. 3) Anlaşamadıkları yerde hakemlere başvuracaklar. 4) İşbölümü içinde ve yardımlaşma ilkesi içinde (saatleri birbirlerine kullandırma) ilkelerine riayet edilecektir.”

Ayetin devamı şöyle: “İnnehümkânûyüsariûnefi´l-hayrati / Onlar hayratta müsaraat ediyorlardı.” Ayette geçen “Hayrat” üretim yapan işletmelerdir. Herkesten önce başlamak, işe en erken gelmek anlamındadır. Buradaki “hayrat” Hz. Zekeriya´nın vakfıdır. Tektir. Orada çalışırlar. Vakıflarda ürünler paylaşılmaz. Şirketlerde girdilere göre ürünler paylaşılır. Girdiler hammadde, tesisler, emek ve genel hizmetler olur. Vakıflarda çıktılar girdilere göre paylaşılmaz, çıktılar başka işlerde değerlendirilir. Girdilere katkılarına göre başka yerden gelen gelir paylaşılır. Hz. Zekeriya, Hz. Yahya ve annesi hep birlikte vakfa hizmet ediyorlardı. Vakıfların statüsü şirket-i mufavadadır. Bu şirket Nisa´da (4/7) “li´r-ricali nasibun” ayetiyle tanzim edilmiştir. Şirkete önce herkes bütün mal varlıklarını ve emeklerini koyarlar. Ayrılırken herkes koyduğu malı alır. Şirkette çalışanlar olarak şirkette herkes çalışır ve yaşar. Yaşama ihtiyaca göredir. Yani günlük ihtiyaçlarını birlikte giderirler. Artan kısım ise paylaşılır. Bu paylaşımla şirketten ayrılana payı verilir yahut şirket dağıldığı zaman payı verilir.

Bunlar vakıfta vakıfla şirket-i mufavada içinde çalışmakta idiler. Şirket-i mufavada daha çok aile şirketleridir, akraba şirketleridir.

Hayratta müsaraat ederken rağbet gösteriyorlardı.

Bir işçi olarak işyerine gidip saatleri doldurmakla değil, işyerine zevkle gidip orada iş yapmakta ve hizmet vermekte zevk duyarlardı demektir.

Şimdi siz bu seminerleri rağaben takip ediyorsunuz. Çünkü hiçbir çıkarınız olmadığı ve kimse size bunun için ücret vermediği halde siz geliyorsunuz. Sınıf geçmek için derslere gidenler, maaş almak için ders yapanlar, onlar “rağabenmüsaraat” etmiyorlar. Bu sebepledir ki Kur´an düzeninde okullar yoktur. Herkes rağaben çalışmaktadır, öğrenmektedir, sonra imtihan verirse kendisine diploması verilmektedir.

Kur´an düzeninde dört dayanışma grubu vardır. 1) İlmi dayanışma; bunlara “ahbar” denir. 2) Mesleki dayanışma; bunlara “rabban” denir. 3) Siyasi dayanışma; bunlara “kıssis” denir. 4) Ahlaki dayanışma; bunlara da “rahban” denir.

İstifade edilmesi dua ve dileklerinizle…

__________________________________

(*)Enbiya Suresi 90. ayet´in Arapçası:  "Biz onun da duasını kabul ettik ve ona Yahya´yı verdik; eşini de kendisi için (çocuk doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar (bütün bu peygamberler), hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı; onlar, bize karşı derin saygı içindeydiler."

Reşat Nuri Erol
01.01.2019
11:50

Reşat Nuri Erol
01.01.2019
11:50


1967...1968...1969...AKEVLER 52 YILDIR ÇALIŞIYOR...2016...2017...2018

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 994

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 994. Hafta - 29 Aralık 2018 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 994. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M  TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASIANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

İNSANLIK ANAYASASI

***

Suriye Devleti Anayasası Çalışmaları

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

Sinan E.: Adil Düzen, benzeri olmayan bir deneme-2

Sinan E.: Adil Düzen, benzeri olmayan bir deneme-3

Yalnız kalan Saadet (SP) ve yalnız kalan mağdurlar

“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…

Kur’an, ilim, hayat ve her şeyin başı-sonu adalet

Reşat Nuri EROL

 

***

 

ENBİYA SÛRESİ - 12. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

اقْتَرَبَ لِلنَّاسِ حِسَابُهُمْ وَهُمْ فِي غَفْلَةٍ مُعْرِضُونَ (1) مَا يَأْتِيهِمْ مِنْ ذِكْرٍ مِنْ رَبِّهِمْ مُحْدَثٍ إِلَّا اسْتَمَعُوهُ وَهُمْ يَلْعَبُونَ (2) لَاهِيَةً قُلُوبُهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَى الَّذِينَ ظَلَمُوا هَلْ هَذَا إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ أَفَتَأْتُونَ السِّحْرَ وَأَنْتُمْ تُبْصِرُونَ (3) قَالَ رَبِّي يَعْلَمُ الْقَوْلَ فِي السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ (4) بَلْ قَالُوا أَضْغَاثُ أَحْلَامٍ بَلِ افْتَرَاهُ بَلْ هُوَ شَاعِرٌ فَلْيَأْتِنَا بِآيَةٍ كَمَا أُرْسِلَ الْأَوَّلُونَ (5) مَا آمَنَتْ قَبْلَهُمْ مِنْ قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَاهَا أَفَهُمْ يُؤْمِنُونَ (6) وَمَا أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ إِلَّا رِجَالًا نُوحِي إِلَيْهِمْ فَاسْأَلُوا أَهْلَ الذِّكْرِ إِنْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ (7) وَمَا جَعَلْنَاهُمْ جَسَدًا لَا يَأْكُلُونَ الطَّعَامَ وَمَا كَانُوا خَالِدِينَ (8) ثُمَّ صَدَقْنَاهُمُ الْوَعْدَ فَأَنْجَيْنَاهُمْ وَمَنْ نَشَاءُ وَأَهْلَكْنَا الْمُسْرِفِينَ (9) لَقَدْ أَنْزَلْنَا إِلَيْكُمْ كِتَابًا فِيهِ ذِكْرُكُمْ أَفَلَا تَعْقِلُونَ (10) وَكَمْ قَصَمْنَا مِنْ قَرْيَةٍ كَانَتْ ظَالِمَةً وَأَنْشَأْنَا بَعْدَهَا قَوْمًا آخَرِينَ (11) فَلَمَّا أَحَسُّوا بَأْسَنَا إِذَا هُمْ مِنْهَا يَرْكُضُونَ (12) لَا تَرْكُضُوا وَارْجِعُوا إِلَى مَا أُتْرِفْتُمْ فِيهِ وَمَسَاكِنِكُمْ لَعَلَّكُمْ تُسْأَلُونَ (13) قَالُوا يَاوَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ (14) فَمَا زَالَتْ تِلْكَ دَعْوَاهُمْ حَتَّى جَعَلْنَاهُمْ حَصِيدًا خَامِدِينَ (15) وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاءَ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِبِينَ (16) لَوْ أَرَدْنَا أَنْ نَتَّخِذَ لَهْوًا لَاتَّخَذْنَاهُ مِنْ لَدُنَّا إِنْ كُنَّا فَاعِلِينَ (17) بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ (18) وَلَهُ مَنْ فِي السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَنْ عِنْدَهُ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَ (19) يُسَبِّحُونَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ لَا يَفْتُرُونَ (20) أَمِ اتَّخَذُوا آلِهَةً مِنَ الْأَرْضِ هُمْ يُنْشِرُونَ (21) لَوْ كَانَ فِيهِمَا آلِهَةٌ إِلَّا اللَّهُ لَفَسَدَتَا فَسُبْحَانَ اللَّهِ  رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ (22)لَا يُسْأَلُ عَمَّا يَفْعَلُ وَهُمْ يُسْأَلُونَ (23) أَمِ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ هَذَا ذِكْرُ مَنْ مَعِيَ وَذِكْرُ مَنْ قَبْلِي بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ الْحَقَّ فَهُمْ مُعْرِضُونَ (24) وَمَا أَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رَسُولٍ إِلَّا نُوحِي إِلَيْهِ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدُونِ (25) وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَنُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ بَلْ عِبَادٌ مُكْرَمُونَ (26) لَا يَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَهُمْ بِأَمْرِهِ يَعْمَلُونَ (27) يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يَشْفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ارْتَضَى وَهُمْ مِنْ خَشْيَتِهِ مُشْفِقُونَ (28) وَمَنْ يَقُلْ مِنْهُمْ إِنِّي إِلَهٌ مِنْ دُونِهِ فَذَلِكَ نَجْزِيهِ جَهَنَّمَ كَذَلِكَ نَجْزِي الظَّالِمِينَ (29) أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ (30) وَجَعَلْنَا فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِهِمْ وَجَعَلْنَا فِيهَا فِجَاجًا سُبُلًا لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ (31) وَجَعَلْنَا السَّمَاءَ سَقْفًا مَحْفُوظًا وَهُمْ عَنْ آيَاتِهَا مُعْرِضُونَ (32) وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ (33) وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَ أَفَإِنْ مِتَّ فَهُمُ الْخَالِدُونَ (34) كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ (35) وَإِذَا رَآكَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ يَتَّخِذُونَكَ إِلَّا هُزُوًا أَهَذَا الَّذِي يَذْكُرُ آلِهَتَكُمْ وَهُمْ بِذِكْرِ الرَّحْمَنِ هُمْ كَافِرُونَ (36) خُلِقَ الْإِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍ سَأُرِيكُمْ آيَاتِي فَلَا تَسْتَعْجِلُونِ (37) وَيَقُولُونَ مَتَى هَذَا الْوَعْدُ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ (38) لَوْ يَعْلَمُ الَّذِينَ كَفَرُوا حِينَ لَا يَكُفُّونَ عَنْ وُجُوهِهِمُ النَّارَ وَلَا عَنْ ظُهُورِهِمْ وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَ (39) بَلْ تَأْتِيهِمْ بَغْتَةً فَتَبْهَتُهُمْ فَلَا يَسْتَطِيعُونَ رَدَّهَا وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ (40) وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِنْ قَبْلِكَ فَحَاقَ بِالَّذِينَ سَخِرُوا مِنْهُمْ مَا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ (41) قُلْ مَنْ يَكْلَؤُكُمْ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ مِنَ الرَّحْمَنِ بَلْ هُمْ عَنْ ذِكْرِ رَبِّهِمْ مُعْرِضُونَ (42) أَمْ لَهُمْ آلِهَةٌ تَمْنَعُهُمْ مِنْ دُونِنَا لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَ أَنْفُسِهِمْ وَلَا هُمْ مِنَّا يُصْحَبُونَ (43) بَلْ مَتَّعْنَا هَؤُلَاءِ وَآبَاءَهُمْ حَتَّى طَالَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ أَفَلَا يَرَوْنَ أَنَّا نَأْتِي الْأَرْضَ نَنْقُصُهَا مِنْ أَطْرَافِهَا أَفَهُمُ الْغَالِبُونَ (44) قُلْ إِنَّمَا أُنْذِرُكُمْ بِالْوَحْيِ وَلَا يَسْمَعُ الصُّمُّ الدُّعَاءَ إِذَا مَا يُنْذَرُونَ (45) وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَاوَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ (46) وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَإِنْ كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ (47) وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى وَهَارُونَ الْفُرْقَانَ وَضِيَاءً وَذِكْرًا لِلْمُتَّقِينَ (48) الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ وَهُمْ مِنَ السَّاعَةِ مُشْفِقُونَ (49) وَهَذَا ذِكْرٌ مُبَارَكٌ أَنْزَلْنَاهُ أَفَأَنْتُمْ لَهُ مُنْكِرُونَ (50) وَلَقَدْ آتَيْنَا إِبْرَاهِيمَ رُشْدَهُ مِنْ قَبْلُ وَكُنَّا بِهِ عَالِمِينَ (51) إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَا هَذِهِ التَّمَاثِيلُ الَّتِي أَنْتُمْ لَهَا عَاكِفُونَ (52) قَالُوا وَجَدْنَا آبَاءَنَا لَهَا عَابِدِينَ (53) قَالَ لَقَدْ كُنْتُمْ أَنْتُمْ وَآبَاؤُكُمْ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ (54) قَالُوا أَجِئْتَنَا بِالْحَقِّ أَمْ أَنْتَ مِنَ اللَّاعِبِينَ (55) قَالَ بَلْ رَبُّكُمْ رَبُّ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ الَّذِي فَطَرَهُنَّ وَأَنَا عَلَى ذَلِكُمْ مِنَ الشَّاهِدِينَ (56) وَتَاللَّهِ لَأَكِيدَنَّ أَصْنَامَكُمْ بَعْدَ أَنْ تُوَلُّوا مُدْبِرِينَ (57) فَجَعَلَهُمْ جُذَاذًا إِلَّا كَبِيرًا لَهُمْ لَعَلَّهُمْ إِلَيْهِ يَرْجِعُونَ (58) قَالُوا مَنْ فَعَلَ هَذَا بِآلِهَتِنَا إِنَّهُ لَمِنَ الظَّالِمِينَ (59) قَالُوا سَمِعْنَا فَتًى يَذْكُرُهُمْ يُقَالُ لَهُ إِبْرَاهِيمُ (60) قَالُوا فَأْتُوا بِهِ عَلَى أَعْيُنِ النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُونَ (61) قَالُوا أَأَنْتَ فَعَلْتَ هَذَا بِآلِهَتِنَا يَاإِبْرَاهِيمُ (62) قَالَ بَلْ فَعَلَهُ كَبِيرُهُمْ هَذَا فَاسْأَلُوهُمْ إِنْ كَانُوا يَنْطِقُونَ (63) فَرَجَعُوا إِلَى أَنْفُسِهِمْ فَقَالُوا إِنَّكُمْ أَنْتُمُ الظَّالِمُونَ (64) ثُمَّ نُكِسُوا عَلَى رُءُوسِهِمْ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا هَؤُلَاءِ يَنْطِقُونَ (65) قَالَ أَفَتَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَنْفَعُكُمْ شَيْئًا وَلَا يَضُرُّكُمْ (66) أُفٍّ لَكُمْ وَلِمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ أَفَلَا تَعْقِلُونَ (67) قَالُوا حَرِّقُوهُ وَانْصُرُوا آلِهَتَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ فَاعِلِينَ (68) قُلْنَا يَانَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَى إِبْرَاهِيمَ (69) وَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَخْسَرِينَ (70) وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطًا إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا لِلْعَالَمِينَ (71) وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ نَافِلَةً وَكُلًّا جَعَلْنَا صَالِحِينَ (72) وَجَعَلْنَاهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا وَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِمْ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ وَإِقَامَ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءَ الزَّكَاةِ وَكَانُوا لَنَا عَابِدِينَ (73) وَلُوطًا آتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَتْ تَعْمَلُ الْخَبَائِثَ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَاسِقِينَ (74) وَأَدْخَلْنَاهُ فِي رَحْمَتِنَا إِنَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ (75) وَنُوحًا إِذْ نَادَى مِنْ قَبْلُ فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ (76) وَنَصَرْنَاهُ مِنَ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَأَغْرَقْنَاهُمْ أَجْمَعِينَ (77) وَدَاوُدَ وَسُلَيْمَانَ إِذْ يَحْكُمَانِ فِي الْحَرْثِ إِذْ نَفَشَتْ فِيهِ غَنَمُ الْقَوْمِ وَكُنَّا لِحُكْمِهِمْ شَاهِدِينَ (78) فَفَهَّمْنَاهَا سُلَيْمَانَ وَكُلًّا آتَيْنَا حُكْمًا وَعِلْمًا وَسَخَّرْنَا مَعَ دَاوُدَ الْجِبَالَ يُسَبِّحْنَ وَالطَّيْرَ وَكُنَّا فَاعِلِينَ (79) وَعَلَّمْنَاهُ صَنْعَةَ لَبُوسٍ لَكُمْ لِتُحْصِنَكُمْ مِنْ بَأْسِكُمْ فَهَلْ أَنْتُمْ شَاكِرُونَ (80) وَلِسُلَيْمَانَ الرِّيحَ عَاصِفَةً تَجْرِي بِأَمْرِهِ إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا وَكُنَّا بِكُلِّ شَيْءٍ عَالِمِينَ (81) وَمِنَ الشَّيَاطِينِ مَنْ يَغُوصُونَ لَهُ وَيَعْمَلُونَ عَمَلًا دُونَ ذَلِكَ وَكُنَّا لَهُمْ حَافِظِينَ (82)

 

***

 

وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَى رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنْتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ (83) فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهِ مِنْ ضُرٍّ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَذِكْرَى لِلْعَابِدِينَ (84) وَإِسْمَاعِيلَ وَإِدْرِيسَ وَذَا الْكِفْلِ كُلٌّ مِنَ الصَّابِرِينَ (85) وَأَدْخَلْنَاهُمْ فِي رَحْمَتِنَا إِنَّهُمْ مِنَ الصَّالِحِينَ (86) وَذَا النُّونِ إِذْ ذَهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَنْ لَنْ نَقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ (87) فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّ وَكَذَلِكَ نُنْجِي الْمُؤْمِنِينَ (88)

 

***

 

وَأَيُّوبَ

Va EayYUvBa (Va EaFGUvLa)

“Ve Eyyub’e de (rüştünü)”

Kur’an’da 25 peygamberin ismi geçer. Üç tane de ihtilaflı vardır; Lokman, Üzeyir ve Meryem. Biz bunları da peygamber kabul ediyoruz. Bunları kabul etmesek 25 peygamber olur. Her biri çifttir, yalnız Muhammed tektir.

Bunlar bu surede ve Enam suresinde topluca zikredilmiştir. Bu sûrede Âdem, Hud, Salih, Şuayb, Yusuf ve İlyas geçmemektedir.

25 peygamber kabul etsek İsa ile Nuh eşleştirilir. Nuh şeriatı, İsa tarikatı temsil eder. Muhammed bütün peygamberleri temsil ettiği için tek başına zikredilmiştir.

Eğer 28 peygamber kabul edersek Meryem ile İsa beraber olurlar, Muhammed ile Nuh beraber olurlar; Nuh uygarlığı başlatmıştır, Muhammed ise tamamlatmıştır.

Bu surede dikkat edilecek hususlardan biri İsa’nın, Meryem’in, Yunus’un ve Muhammed’in adları geçmemekte, vasıfları ile anlatılmaktadırlar. Meryem’den söz ederken “Fercini ıhsan etti.” deniyor (Enbiya, 21/91). İsa’dan ise oğlu diye bahsediyor, Yunus’tan da Ninovalı olarak bahsediyor. Muhammed’e senden önce diyerek tüm peygamberlerin sonuncusu olduğuna işaret ediyor.

Bütün peygamberleri ikişer ikişer olarak zikrettiği halde İsmail, İdris ve Zelkifl’i ayrıca üçünü bir arada zikretti. Bu surede kitap olarak sadece Zebur’un adı geçmektedir. Burada geçen Zebur marifedir, Davud’a verildiği bildirilen yerde (Nisa, 4/163) geçen Zebur nekredir. Demek ki Davud’a verilen kitabın özel ismi nekredir. Burada ise o Zebur değildir. Davud’a verilen Zebur kelimesini nekre olarak anlarsan o zaman iki Zebur vardır demektir. Dr. Mete Bey araştırsın.

Burada Eyyub, Davud ve Süleyman’dan bahsedildi. Eşi olan Zelkifl ise İsmail ile zikredildi. Eyyub İsrail oğullarından olmayan bir peygamber olmalıdır.

 

Muhammed

 Nuh

İbrahim

 Lut

Musa

 Harun

Davud

 Süleyman

Âdem

 İdris

Hud

 Salih

Şuayb

 Yunus

İsmail

 İshak

Yakub

 Yusuf

Zekeriya

 Yahya

Elyasa

 İlyas

Eyyub

 Zülkifl

Üzeyir

 Lokman

Meryem

 İsa

*Kırmızı renkliler bu sûrede geçenlerdir.

 





Son Yorumlanan Makaleler
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-88
14.12.2025 376 Okunma
1 Yorum 14.12.2025 08:23
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-87
13.12.2025 585 Okunma
1 Yorum 13.12.2025 09:21
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-86
12.12.2025 628 Okunma
1 Yorum 12.12.2025 10:21
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-85
11.12.2025 686 Okunma
1 Yorum 11.12.2025 12:04
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-84
10.12.2025 739 Okunma
1 Yorum 10.12.2025 09:42
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-83
9.12.2025 785 Okunma
1 Yorum 09.12.2025 10:27
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-82
7.12.2025 855 Okunma
1 Yorum 07.12.2025 11:44
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-81
6.12.2025 893 Okunma
1 Yorum 06.12.2025 08:22
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-80
5.12.2025 914 Okunma
1 Yorum 05.12.2025 14:37
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-79
5.12.2025 973 Okunma
1 Yorum 05.12.2025 14:31
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-78
3.12.2025 885 Okunma
1 Yorum 03.12.2025 12:01
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-77
2.12.2025 1059 Okunma
1 Yorum 02.12.2025 08:08
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-76
30.11.2025 908 Okunma
1 Yorum 30.11.2025 07:29
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-75
29.11.2025 1181 Okunma
1 Yorum 29.11.2025 10:33
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-74
27.11.2025 949 Okunma
1 Yorum 27.11.2025 11:06
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-73
26.11.2025 1143 Okunma
1 Yorum 26.11.2025 08:37
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-72
25.11.2025 1290 Okunma
1 Yorum 25.11.2025 08:04
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-71
24.11.2025 1199 Okunma
1 Yorum 24.11.2025 10:16
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-70
22.11.2025 1133 Okunma
1 Yorum 22.11.2025 11:52
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-69
21.11.2025 1236 Okunma
1 Yorum 21.11.2025 11:49
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-68
20.11.2025 1140 Okunma
1 Yorum 20.11.2025 07:49
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-67
19.11.2025 1161 Okunma
1 Yorum 19.11.2025 13:04
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-66
18.11.2025 1280 Okunma
1 Yorum 18.11.2025 08:41
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-65
16.11.2025 1131 Okunma
1 Yorum 16.11.2025 07:46
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-64
15.11.2025 1182 Okunma
1 Yorum 15.11.2025 10:15
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-63
13.11.2025 1273 Okunma
1 Yorum 13.11.2025 09:26
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-62
12.11.2025 1303 Okunma
1 Yorum 12.11.2025 07:19
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-61
10.11.2025 1048 Okunma
1 Yorum 10.11.2025 11:13
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-60
9.11.2025 1151 Okunma
1 Yorum 09.11.2025 07:22
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-59
8.11.2025 1203 Okunma
1 Yorum 08.11.2025 09:39
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-58
7.11.2025 1226 Okunma
1 Yorum 07.11.2025 11:40
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-57
6.11.2025 1247 Okunma
1 Yorum 06.11.2025 09:44
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-56
5.11.2025 1260 Okunma
1 Yorum 05.11.2025 11:53
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-55
4.11.2025 1245 Okunma
1 Yorum 04.11.2025 10:35
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-54
3.11.2025 1355 Okunma
1 Yorum 03.11.2025 11:07
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-53
2.11.2025 1530 Okunma
1 Yorum 02.11.2025 10:18
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-52
1.11.2025 1471 Okunma
1 Yorum 01.11.2025 11:15
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-51
31.10.2025 1606 Okunma
1 Yorum 31.10.2025 09:30
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-50
29.10.2025 3908 Okunma
1 Yorum 29.10.2025 07:54
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-49
28.10.2025 1627 Okunma
1 Yorum 28.10.2025 07:45
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-48
26.10.2025 1571 Okunma
1 Yorum 26.10.2025 09:12
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-47
25.10.2025 2010 Okunma
1 Yorum 25.10.2025 07:55
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-46
24.10.2025 1662 Okunma
1 Yorum 24.10.2025 09:52
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-45
23.10.2025 1612 Okunma
1 Yorum 23.10.2025 19:58
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-44
22.10.2025 1912 Okunma
1 Yorum 22.10.2025 09:43
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-43
21.10.2025 1657 Okunma
1 Yorum 21.10.2025 08:33
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-42
19.10.2025 1812 Okunma
1 Yorum 19.10.2025 11:11
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-41
18.10.2025 1950 Okunma
1 Yorum 18.10.2025 09:27
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-40
17.10.2025 1962 Okunma
1 Yorum 17.10.2025 10:43
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-39
16.10.2025 1956 Okunma
1 Yorum 16.10.2025 09:27
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-38
15.10.2025 2119 Okunma
1 Yorum 15.10.2025 11:16
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-37
14.10.2025 2001 Okunma
1 Yorum 14.10.2025 10:48
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-36
12.10.2025 1724 Okunma
1 Yorum 12.10.2025 08:14
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-35
11.10.2025 1834 Okunma
1 Yorum 11.10.2025 09:38
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-34
10.10.2025 1743 Okunma
1 Yorum 10.10.2025 09:54
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-33
9.10.2025 1884 Okunma
1 Yorum 09.10.2025 07:10
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-32
8.10.2025 1793 Okunma
1 Yorum 08.10.2025 12:21
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-31
7.10.2025 1734 Okunma
1 Yorum 07.10.2025 10:04
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-30
6.10.2025 1574 Okunma
2 Yorum 06.10.2025 07:17
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-29
5.10.2025 1714 Okunma
1 Yorum 05.10.2025 10:35
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-28
4.10.2025 1606 Okunma
1 Yorum 04.10.2025 06:40
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-27
3.10.2025 2044 Okunma
1 Yorum 03.10.2025 11:41
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-26
2.10.2025 2247 Okunma
1 Yorum 02.10.2025 15:47
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-24
28.09.2025 1662 Okunma
1 Yorum 28.09.2025 04:56
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-23
27.09.2025 1724 Okunma
1 Yorum 27.09.2025 12:16
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-21
24.09.2025 1880 Okunma
2 Yorum 24.09.2025 11:43
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-20
23.09.2025 1801 Okunma
1 Yorum 23.09.2025 06:45
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-19
20.09.2025 1889 Okunma
1 Yorum 20.09.2025 06:31
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-18
19.09.2025 1568 Okunma
1 Yorum 19.09.2025 12:03
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-17
18.09.2025 1711 Okunma
1 Yorum 18.09.2025 09:57
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-16
17.09.2025 1744 Okunma
1 Yorum 17.09.2025 05:40
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-15
16.09.2025 2001 Okunma
1 Yorum 16.09.2025 08:54
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-14
14.09.2025 1682 Okunma
1 Yorum 14.09.2025 10:25
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-13
13.09.2025 1589 Okunma
1 Yorum 13.09.2025 09:39
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-12
12.09.2025 1617 Okunma
1 Yorum 12.09.2025 10:41
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-11
11.09.2025 1690 Okunma
1 Yorum 11.09.2025 10:05
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-10
10.09.2025 1702 Okunma
1 Yorum 10.09.2025 10:07
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-9
9.09.2025 1625 Okunma
1 Yorum 09.09.2025 08:09
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-8
8.09.2025 1495 Okunma
2 Yorum 08.09.2025 09:46
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-7
7.09.2025 1524 Okunma
1 Yorum 07.09.2025 08:51
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-6
6.09.2025 1739 Okunma
1 Yorum 06.09.2025 10:12
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-5
5.09.2025 1474 Okunma
1 Yorum 05.09.2025 05:34
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-4
4.09.2025 1478 Okunma
1 Yorum 04.09.2025 09:56
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-3
2.09.2025 1725 Okunma
1 Yorum 02.09.2025 09:03
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-2
1.09.2025 1644 Okunma
1 Yorum 01.09.2025 10:10
Reşat Nuri Erol
Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-1
31.08.2025 1706 Okunma
1 Yorum 31.08.2025 07:33
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim yani yeni medeniyet çalışmalarımız-3
30.08.2025 1926 Okunma
1 Yorum 30.08.2025 10:17
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim yani yeni medeniyet çalışmalarımız-2
29.08.2025 1802 Okunma
1 Yorum 29.08.2025 09:20
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim yani yeni medeniyet çalışmalarımız-1
28.08.2025 2030 Okunma
1 Yorum 28.08.2025 08:27
Reşat Nuri Erol
Nebahat Koru’nun vefatı bizleri yine hüzünlendirdi
27.08.2025 1710 Okunma
1 Yorum 27.08.2025 07:13
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-18
26.08.2025 2305 Okunma
2 Yorum 26.08.2025 08:51
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-17
25.08.2025 1887 Okunma
1 Yorum 25.08.2025 10:19
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim haftalık seminerlerimiz devam ediyor
24.08.2025 1828 Okunma
1 Yorum 24.08.2025 10:29
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-16
23.08.2025 2310 Okunma
1 Yorum 23.08.2025 09:21
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-15
22.08.2025 1884 Okunma
1 Yorum 22.08.2025 10:15
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-14
21.08.2025 1991 Okunma
1 Yorum 21.08.2025 08:47
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-13
20.08.2025 1691 Okunma
1 Yorum 20.08.2025 05:15
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-12
19.08.2025 1827 Okunma
1 Yorum 19.08.2025 05:56
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-11
17.08.2025 1946 Okunma
1 Yorum 17.08.2025 10:25
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-10
16.08.2025 1617 Okunma
1 Yorum 16.08.2025 08:43


© 2025 - Akevler