Tevafuk olur ama bu kadar da olur mu; oluyormuş... Tevafuk şu: İki profesörün tartışmalarındaki bizimle ilgili bölümü değerlendiren bir yazı yazmaya hazırlanıyordum ki; üçüncü bir profesörden bir mesaj ve talep geldi…
Önce üçüncü profesörden gelen mesaj ile başlayalım: “Milli Gazete Bildirim / Hakan Sarıbaş adlı okurunuzdan mesaj var / Hakan Sarıbaş isimli bir ziyaretçimiz size ‘Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporları’ başlıklı yazınız ile ilgili aşağıdaki mesajı gönderdi:
S.A. Reşat Bey; / Adil Ekonomik Düzen hakkında bir akademik çalışma içerisindeyim. Daha önce bahsetmiş olduğunuz ‘Merhum Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporlarını’ bana gönderebilir misiniz? Bu konuda neredeyse hiç akademik yayın yok. Ön çalışmamız sonucunda Adil Ekonomik Düzen’i çok olumlu bulduğumuzu söyleyebilirim. / Saygılarımla. / (29.11.2018) / Prof. Dr. Hakan Sarıbaş / İktisat Bölümü / Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi.”
Mesajdaki, “Ön çalışmamız sonucunda Adil Ekonomik Düzen’i çok olumlu bulduğumuzu söyleyebilirim…” cümlesi bizim için önemli ve bundan sonra yazacaklarımla da ilgili; bundan dolayı tekrar hatırlamakta ve/ya hatırlatmamda ve düşünmekte yarar var...
“Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporları” başlıklı yazımı ve “Merhum Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporlarını” Prof. Dr. Hakan Sarıbaş’a gönderdim…
Gelelim diğer iki profesörün tartışmalarına…
Profesör Hayrettin Karaman, “Bana birkaç gün önce gönderilen bir kısa yazısı/konuşması sosyal medyada dolaşan Prof. Dr. Bedri Gencer…” diyerek konuya girmiş.
Profesör Gencer diyor ki: “(..) Türkiye’de son 50 yılda Müslümanların alıştığı hangi haram (namahremle tokalaşma, sakal kesme, erkeklere altın yüzük, ev kredisi adı altında faiz, enflasyon nispetinde faizin cevazı, recmin inkârı, kadınların şahitliği, hayızlı ibadeti vs.), düştükleri hangi küfre varan bid’at (MuhammedurResulullah demeyenlerin de cennete girebileceği, Hz. Muaviye’ye dil uzatma, mezhepsizlik, Mehdî-Mesih’in gelişinin inkârı vs.) varsa altından hep Hayrettin Karaman’ın parmağı çıkar. (..) Yıllarca Tayyar Altıkulaç ekibiyle Millî Görüş hareketi ve ehl-i tarikin aleyhinde bulunmuş, (..) bir adamdır Karaman…”
Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Bedri Gencer’e yedi yazıyla cevap verdi. Yukarıdaki kısa alıntı, “Onlar saldırıyor ben savunuyorum” başlıklı ve 15 Kasım 2018 tarihli ilk yazısından. “Milli Görüş ve tasavvufun aleyhinde bulunma” başlıklı ve 29 Kasım 2018 tarihli yazısında, özellikle ADİL DÜZEN açısından bizi ilgilendiren bölüm var.
Bu yazı işte ilgili o bölüm vesilesiyle yazılmıştır.
Mezkûr yazıdaki o bölümler şöyle: “Yıllarca Tayyar Altıkulaç ekibiyle Millî Görüş hareketi ve ehl-i tarikin aleyhinde bulunmuş, diyor. (…) / Her iki konu ile alakam hakkında kısaca doğru bilgi vereyim. / Ben ve ‘ekibimiz’ Milli Görüş’ün aleyhinde hiç bulunmadık, ama ilerleyen yıllarda onun düzen (burayı ‘ADİL DÜZEN’ olarak anlıyorum. / RNE) anlayışı ve siyaset tarzını tenkit ettiğimiz oldu, bir de din tahsili veren okulları siyasi olsun olmasın bütün dar grupların etki alanı dışında tutma kararımız vardı, bu karar sebebiyle de Müslüman’ca mücadelemiz oldu. (…) / Merhum Erbakan ile hiçbir zaman aramız bozulmadı, o, beni daima önemli toplantılarına davet etti, 150 kişilik heyet halinde Türk Cumhuriyetleri ziyaretlerinde ben de bulundum, bana bir defadan fazla milletvekilliği teklif etti, bazı önemli istişarelere de çağırıldım. Türk Cumhuriyetlerine yapılan ziyaretten dönünce Adil Düzen adıyla Erbakan’ın takdim ettiği anlayış ve projeyi ilmî olarak tenkit etme ihtiyacını hissettik. Merhum Sabahaddin Zaim Hocanın başkanlığında seyahate katılan 15 kadar akademisyen ve hoca, Milli Görüş’ün partisine mensup birkaç zatın (içlerinde bugünkü Cumhurbaşkanımız da var) katılım ve hizmetiyle bir yıla yakın çalıştık ve ortaya bir rapor çıkmış oldu ve bu rapor Erbakan’a sunuldu. Bu faaliyet bir çatışma değil, genişletilmiş istişare mahiyetindedir.” (H. Karaman)
“Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporları” başlıklı yazım 12 Temmuz 2014 tarihinde bu köşede yayımlandı; CEVABIM yine güncelleştireceğim o yazım olacak, inşallah…