KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ-632/ADİL DÜZEN DERSLERİ-462 08 Ekim 2011
ADİL DÜZEN-2
NECMETTİN ERBAKAN - SÜLEYMAN KARAGÜLLE
***
İKİNCİ BÖLÜM
(ADİL EKONOMİK DÜZEN)
ADİL DÜZEN’DE EKONOMİ
Not: Parantez içindeki ifadeler Necmettin Erbakan’ın ifadeleridir. Parantez dışındakiler Süleyman Karagülle’ye göre söylenmesi daha uygun olan ifadelerdir. Karşılaştırma siz okuyuculara düşer…
Giriş
(Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. Maddesi paylaşımda adil bir düzenin kurulmasını gerekli görmektedir.)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası başından sonuna kadar “Adil Düzen”i getirmeyi emreder. Anayasa ne yapılmasını söyler ama nasıl yapılacağını söyleyemez. “Adil Düzen” Anayasamızın emrettiği demokratik, lâik, liberal ve sosyal hukuk devletinin gerçeklemesi mekanizmasını koyan ilmî bir çalışmadır.
(Türkiye Cumhuriyet Anayasası’nın 2. Maddesi: “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”)
Bizce şöyle olmalıdır: “Ülkesiyle ve ulusuyla bölünmez bütün olan ve Türkiye’de, Türk halklarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, insanlık camiası içinde, yerinden yönetime saygılı, dili Türkçe, merkezi Ankara, bayrağı al zemin üzerinde beyaz ay yıldız, marşı Mehmet Akif Ersoy’un İstiklâl Marşı dizeleri olan, demokratik, lâik, liberal ve sosyal düzen içinde, hakemlerden oluşan yargının denetiminde ve dayanıma içinde oluşan millî ordunun güvencesinde bir hukuk devletidir. Bu madde değiştirilemez.”
(Anayasa’nın 2. Maddesinde görüldüğü gibi devletin adil olacağı temel esas olarak vazedilmiştir ve bu madde değiştirilemeyecek maddeler içerisindedir.)
Aynen…
Biz “adil paylaşım” sözünün yerine “adil paylaşım mekanizmasını” dillendirmeyi uygun buluyoruz.
(Yine Anayasa’da vatandaşların eşitliği, fırsat eşitliği, angaryanın yasak olduğu birçok yerde belirtilmiştir.)
Aynen…
Biz anayasanın değişmesini değil uygulanmasını istiyoruz. Bu da ancak yeniden örgütlenme ile mümkündür. Çoğu kanun değişmesine bile ihtiyaç duyulmadan çözülür.
(Fakat ne yazık ki uygulama bu temel esasların tam tersi olarak yürütülmektedir.)
Aynen…
Çünkü Batı prensipleri tarihimizden almış ama uygulamasını başaramamıştır. Biz Batıdan anlamadan aktardığımız bu prensiplerden şikayetçi değiliz. İnsanlığın ortak malı olan hakkın üstünlüğünü çağımızın müsbet ilimleri ışığında yeniden yaşanır hâle getirmeye çalışıyoruz.
(Çünkü düzenin adil olası emir olunduğu halde, ne olacak da adil olacak, bu belirtilmemiştir. Aslında düzenin adil olması için gerekli şartlar tesbit edilmeli ve anayasada belirtilmelidir.)
Aynen…
- (ADİL EKONOMİK DÜZENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ)
ADİL DÜZEN’DE EKONOMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
(Sistemler arasındaki fark, hak ve paylaşım anlayışındaki farktan kaynaklanmaktadır. Burada “Hak” ve “Batıl” arasındaki fark özetle anlatılacaktır.)
“Adil Düzen” hakkı üstün tutan düzendir.
Batıl düzen ise kuvveti üstün tutmaktadır.
Doğru, iyi, yararlı ve adil haktır.
Yanlış, kötü, zararlı ve zulüm batıldır.
Varlık, birlik, evrim ve denge iyidir.
Yokluk, ayrılık, durağanlık ve düzensizlik kötüdür.
- Hak ve Batıl Arasındaki Fark
(Hak kelimesinin lugat manası “değişmez” demektir.)
Hak kelimesinin lugat manâsı develere yem verilen içi dolu kova demektir.
(Istılah manası ise, “her şart altında doğru olan şey” demektir.)
Istılahi manâsı doğru, iyi, yaralı ve adil olan demektir.
(Mesela iki kere ikinin dört ettiği gibi…)
Mesela 2*2=4 eder. Nüfusun artması. Elmanın yenmesi. İmkanların ihtiyaca göre paylaşılması.
(Batıl kelimesinin lügat manası “isabetsiz, yanlış” demektir.)
Batılın kelimesinin lugat manâsı içi boş kapalı kap demektir. Batın dolu karındır.
(Istılah manası ise, “Her şart altında yanlış olan şey” demektir.
Yanlış, kötü, zararlı, zulüm ve dengesizlik demektir.
(Mesela iki kere iki üç eder iddiası.)
Mesela 2*2=3 iddiası. Nüfusun çoğalmasını önleme, sigara içme, çalışanla çalışmayanı bir tutma gibi…
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92