ADİL DÜZEN-ERBAKAN-ESAM2010-ŞERH
Süleyman Karagülle
1712 Okunma
5-ARİF ERSOY-TAKDİM

TAKDİM

1969 yılında bir grup siyasetçi, bürokrat, ilim adamı ve iş adamının bir araya gelerek kurdukları ESAM (Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi), 40 yılı aşkın tarihinde birçok araştırmalar yaptı. Ulusal ve uluslararası toplantılar düzenledi. İlim adamları ve siyasetçilerin katıldığı atölye çalışmaları gerçekleştirdi. Bu çalışmalarda elde edilen neticeler ilgililere ulaştırıldı. Bir kısmı ise yayınlandı. Dergi, kitap olarak insanımızın bilgisine sunuldu. Halkımızla ve İslam âlemi ile paylaşıldı.

Ülkemizin en eski düşünce ve araştırma kuruluşlarından biri olan ESAM, ülkemizin sorunlarına milletimizin dünya görüşü ve değer ölçülerini esas alarak milli çözümler üretmeyi amaçlayan bir kuruluştur. Elbette, dünyada olup bitenleri yakinen takip etmekte; karşılaşılan sorunlara çözüm üreten diğer medeniyet havzalarında üretilen çözümleri etraflıca tahlil etmektedir. Bizim medeniyetimiz, belli mihrakların menfaatine hizmet eden ve sorun üreterek çatışma ve savaşlara ortam hazırlayarak bu mihrakların menfaatine hizmet eden, ifsat (bozguncu) anlayışına sahip değildir. Medeniyetimiz, insan hak ve özgürlüklerini korumayı amaçlayan, çatışmayı değil, barış ve yardımlaşmayı (tavun-u) esas alan ıslah medeniyetidir.

ESAM’ın 2009/2010 yılı haftalık konferanslar serisinin milletimizin dünya görüşü ve değer ölçülerini esas alan bir anlayışla Türk siyasal hayatına, İslam âleminin ve dünyanın gündemine sağ ve sol çizginin dışında “Milli Görüş” kavramını taşıyan Türkiye Cumhuriyeti 54. Hükümeti’nin Başbakanı Muhterem Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın konferansı ile başlatılması uygun görüldü. Kendileri ESAM’ın kuruluşunda ve çalışmalarında hep destek oldular. Görüş ve tavsiyeleriyle hep yol gösterdiler.

Toplumların serveti, sadece doğal kaynakları ve iktisadi gücünden ibaret değildir. Bir toplumun en büyük serveti, toplumun manevi ve kültürel değerlerini hazmetmiş, milletin tarihi ve müktesebatı ile uyumlu yetişmiş insan gücüdür. Feraset sahibi devlet ve ilim adamlarıdır. Toplumun dünya görüşü, değer ölçüleri ve tarihi birikiminden hareketle topluma yön veren, yol gösteren, büyük hedef ve ideallerle milli dinamikleri harekete geçiren liderler toplumun maddi ve manevi kalkınmasını birlikte ele alan liderlerdir. Onlar, tevhid ve adalet inancıyla oluşan ferasetleri ile topluma yön verirler. Dirayetleriyle belirledikleri hedefleri gerçekleştirmeye çalışırlar. Bu çığır açan önderler, bazen beklenmedik engeller ile karşılaşırlar. Etrafındaki bazı arkadaşları karşılaşılan bu engeller ve zorluklar karşısında gevşer ve onları terk ederler. Ama onlar, belirledikleri hedeflerinden asla vazgeçmezler. Hedeflerine kitlenmiş önderler, sağlıklarında amaçladıkları hedeflere, önlerine konan yapay engellerden dolayı ulaşmasalar bile; inanç, düşünce, söylem ve eylemlerini kendilerine örnek edinen izleyicileri er veya geç bu hedeflere ulaşma yol ve yöntemlerini bulurlar. Önderlerin varamadıklara hedeflere toplumlarını ulaştırırlar. Bundan dolayı öncü liderler, hedefe ulaşsalar da ulaşmazlarsa da muzaffer sayılırlar. Çünkü sonradan gelenler, liderlerinin açtığı yolda aynı azim ve dirayetle belirlenen menzile ulaşırlar. Öncüler(sabikûnlar), açtıkları çığırdan yürüyerek hedefe varanların ecrine ortaktırlar.

Çığır açan liderlerin belirgin vasıfları, milletine güvenmeleri, milletin dünya görüşü ve değer ölçülerine inanmaları, devletlerinin bağımsızlığına önem vermeleri,  ülkesini merkez kabul etmeleri, büyük hedefler belirlemeleri, bu hedeflere ulaşmada her çeşit engeli aşma azim ve kararlığına sahip olmaları, hiç bir mevki ve makam için hedefinden vazgeçmemeleri olarak sırlanabilir.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan, tarihimizde çığır açan liderleri örnek alır. Onları Milli Görüş Hareketi’nin önderleri olarak kabul eder. Onun örnek aldığı çığır açıcı liderler, Malazgirt Meydan Muharebesi’nin Başkomutanı Sultan Alp Arslan; bir göçebe beyliğini adil bir dünya devletine dönüştüren, hedefler ortaya koyan Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi, İstanbul’u fetheden ve Batı’yı ortaçağın karanlığından kurtaran Fatih Sultan Muhammed Han, dünya hükümdarı muhteşem Kanuni Sultan Süleyman ve ırkçı, tekelci ve sömürgeci mihrakların planlarını en iyi anlayan ve akamete uğratmaya çalışan Abdülhamit Handır.

  İyi bir aile terbiyesi alan ve orta öğretiminde başarılı olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan, İstanbul Teknik Üniversitesi’ni derece ile bitirdi. Mezun olur olmaz İstanbul Teknik Üniversitesi’nde akademik göreve başladı. Üniversite yıllarında o dönemin büyük İslam âlimlerinden özel ders aldı. Arkadaşlarıyla ülkenin geleceğine yönelik ekip çalışmalarına üniversitede öğrencisi olduğu yıllarda başladı.

Doktora çalışmalarını yaptığı Almanya’nın Aachen Üniversitesi’ne devam ettiği yıllarda Almanya’yı ve Avrupa’yı yakinen inceleme fırsatı buldu. Almanya’nın kalkınma dinamiklerini inceledi. II. Dünya Savaşı’nın tahrip ettiği Almanya’nın yatırım projelerini takip etti. Batı uygarlığın tahripkârlığını, savaşının yaralarını sarmaya çalışan bir ülkede yaşayarak gördü. Türkiye’nin sanayileşmesinin nasıl engellendiğini ve geri bırakıldığını bütün yönleriyle kavradı. Büyük bir tarihi müktesebata ve ileri bir medeniyete sahip olan milletimizin geri bırakılması onu çok üzdü.

1950’lı yılların Başbakanı muhterem Adnan Menderes’in desteğiyle Türkiye’de ilk motor fabrikasını kurdu. Bu fabrikanın nasıl engellendiğini yaşayarak gördü. Üniversitede başarılı bir öğretim üyesi olarak hizmet etti. Türkiye’de sanayileşmeyi engelleyen mihrakların planlarını alt etmek için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği yönetiminde aktif rol almaya çalıştı. Bu isteği yapay ve hukuk dışı yol ve yöntemlerle engellendi. O, ülkesinin makûs talihini yenmek üzere 1969 Ekim Genel Seçimlerinde Konya’da bağımsız milletvekili adayı oldu. Halkın büyük desteğine mazhar olarak TBMM’ne milletvekili olarak girmeyi başardı.

O, milleti bilgilendirmek ve siyasi bilincini artırmak üzere Milli Nizam Partisi’ni kurdu. Bu parti alışılmış sağ sol çizgisi dışında milli bir siyaset çizgisi izlediği için hukuk dışı yol ve yöntemlerle kapatıldı. Baskı ve dayatmalar onu yıldırmadı. Milli Selamet Partisi’ni kurdu. Koalisyon ortağı olarak iktidara ortak oldu. 1970’lı yıllarda “Önce Ahlâk ve Maneviyat” sloganı ile milleti özüne, tarihine sahip çıkmaya davet etti. Batı taklitçiliği ile bir yerlere varılmayacağını vurguladı. Kendi dünya görüşü ve değer ölçülerinden zorla ve hile ile uzaklaştırılan büyük milletine kendi dünya görüşü ve değer ölçülerini ifade eden “Milli Görüş”ü hatırlattı. Türkiye’nin kalkınması için sanayileşmenin gereğini gündeme getirdi. Teknoloji üreten teknolojinin (ağır sanayi ve ileri teknolojinin) kalkınmak için hayatı öneme sahip olduğunu her ortamda vurguladı. Yaygın ve hızlı kalkınmanın gereğini anlattı. Organize sanayi bölgeleri ve sanayi sitelerinin kurulması gereğini, ESAM’dan destek alarak milli bir strateji haline getirdi. Sanayileşmenin Anadolu’ya yayılmasına ortam hazırladı. Ezilen, horlanan ve baskı altında olan kitlelere siyasi örgütlenmeyi öğretti. İslam dünyasında siyasi uyanışa vesile oldu. Hak ve adalete inan Müslümanların birleşmesini savundu. İslam ile ilmin çatışmadığını; bilakis ilmin insanları tevhid ve adalete götüreceğini ve bu alanda İslam medeniyetinin ne kadar ileri bir medeniyet olduğunu her ortamda savundu ve ilmi konferanslarla kitlelere anlattı.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan, ülkedeki sağ-sol çatışmasının yanlış ve yapay olduğunu anlattı. İnsanlık tarihinde aslında mücadelenin ezenle ve ezilenler, doğru (Hak) ile yanlış (batıl) arasında cereyan ettiğini her ortamda dile getirdi. Geri kalmışlığın, yoksulluk ve sefaletin, kuvveti hak nedeni sayan ırkçı, tekelci ve sömürgeci zihniyete göre kurumsallaşan emperyalizmden ve onun düzeni olan Kapitalizm’den kaynaklandığını, halkın anlayacağı bir dil ve üslupla kitlelere anlatmaya çalıştı.

1980 Darbesi’nde ikinci partisi Milli Selamet Partisi diğer siyasi partilerle birlikte kapatılan ve arkadaşlarıyla hapse atılan Prof. Dr. N. Erbakan, arkadaşları ile hapishanede çalışmalarını sürdürdü. Cezaevinden çıkar çıkmaz ilmi çalışmalarını yoğunlaştırdı. Ülkemizin önde gelen ilim adamları ve düşünürleriyle birlikte “Adil Düzen” çalışmalarına aktif olarak katıldı ve yönetti. Batılı ilim adamlarıyla Avrupa’da düzenlenen seminer ve sempozyumlarda Adil Düzen projesini tartıştı. Bu çalışmalardan elde edilen bilgilere dayanarak Türkiye siyaset gündemine “Adil Düzen Programını” Refah Partisi’nin programı olarak 1969 yılında ülkemizin siyasi gündemine taşıdı. Bir ilim adamı, bir siyasetçi ve bir hatip olarak bu projeyi kitlelere aktardı. Anadolu halkı onu dinledi, anladı ve bütün engellemelere rağmen Refah Partisi’ni 1995 Genel seçimlerinde birinci parti yaptı. Türkiye’yi geri bırakmayı ve halkı yoksullaştırmayı gaye edinen ırkçı, tekelci ve sömürgeci dış mihraklar dâhili işbirlikçikleriyle onu iktidar yapmamak için her yola ve hileye başvurdular. Ama o, Haziran 1996’da 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Başbakanı olarak göreve başladı.

Bütün engellemelere rağmen 54. Erbakan Hükümeti, Cumhuriyet tarihinin en başarılı hükümeti oldu. Birçok hizmetler yaptı ve iktidarının son ayında 15 Haziran 1997 tarihinde “Yeni bir Dünyanın” kurulmasına yönelik ilk girişim olarak D-8 Teşkilatını, nüfusu 60 milyonun üzerinde olan 8 ülke ile kurmayı başardı. Bu proje, bir milyar insanı kapsayan dünyanın en büyük entegrasyon teşkilatı olarak başlatıldı.  Bu projenin ikinci adımı D-60 olarak bütün Müslüman ülkeleri kapsayacaktı. Üçüncü aşamada ise, D-160 olarak başta Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya’yı kapsayacak şekilde bütün mazlum milletleri içine alacak şekilde yeryüzün en büyük küresel bir entegrasyon projesi olacaktı. Yeryüzünde barış ve adaleti sağlayacak “Yeni Bir Adil Dünya” kurulacaktı.

Irkçı, tekelci ve sömürgeci mihraklar telaşa kapıldılar. Bu gelişmeleri, dünya hâkimiyetlerini tehdit edeceği endişesine kapıldılar. İnsanlık tarihinde benzeri az görülen hile ve desise mekanizmalarını çalıştırdılar. Türkiye’nin birinci partisi olan Refah Partisi’ni sudan bahanelerle, hukuk dışı yöntemlerle kapatmak için bahaneler uydurdular. Vicdan sahibi herkesi rahatsız eden ve hatta utandıran komplolar kurdular. Kitleleri yalan ve yanlış bilgilerle korkutmaya çalıştılar. Milleti kamplara böldüler. Koalisyon ortağını tehditle istifaya zorladılar. 54. Hükümeti’nin Başbakan’ı yalan vaatlerle istifa ettirildi. Hükümeti kurma görevi koalisyon ortağına verilmedi. Refah Partisi hukuki olmayan bir kararla kapatıldı. Milli Görüş lideri, siyasi yasaklı haline getirildi. Milletin haklarını savunan bir lider, kendi haklarını “savunan bir adam” durumuna getirildi. Yakın gelecekte insaflı tarihçiler, Milli Görüş Hareketi’nin ve liderinin Türkiye, İslam dünyası ve bütün beşeriyet için ne yapmak istediğini bütün yönleriyle ortaya koyacaklardır.

Milli Görüş Lideri Muhterem Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın, 4 Kasım 2009 tarihinde ESAM’da verdiği konferansın konusu “Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen”  idi. Bu konferansta, kuvveti hak nedeni sayan bir zihniyetle kurulan mevcut dünya düzeninin yol açtığı sorunları etraflıca anlattı. O, karşılaşan sorunlara çözüm üreten “Hak ve Adalet Merkezli” dünya görüşüne dayalı kurulacak olan yeni medeniyetin sosyal yapısını oluşturacak “Adil Düzen” ve bu düzenin ekonomik yapısını oluşturacak “Adil Ekonomik Düzen”i ana hatları ile anlattı. Beşeriyetin karşılaştığı sorunların çözümü için niçin “Yeni Bir Dünya”nın kurulması gerektiğini açıkladı.

Konferans büyük bir ilgi ve coşku ile izlendi. Dinleyicilerin yoğun istek ve ısrarı üzerine konferansın kitap haline getirilmesi kararlaştırıldı. Konferansın içeriğine müdahale edilmeden kitap haline getirildi. Son 40 yılda meydana gelen hadiseler, Muhterem Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı doğruladı. Onun iktisadi tekel düzeni olan Kapitalizme ve siyasi tekel düzeni olan Sosyalizme yönelttiği eleştiriler hep doğru çıktı. Irkçı, tekelci ve sömürgeci mihrakların ifsat yöntemlerini açıklayan anlatımlarının doğruluğunu zaman gösterdi. Adil Düzen’in getirdiği çözümlerin ne kadar tutarlı ve isabetli olduğunu 2008 yılında başlayan küresel iktisadi bunalım doğruladı.

ESAM’ın yayınladığı bu eser geleceğin nesline ışık tutacak ve gerçeği yazmaya hazırlanan tarihçilere bilgi sağlayacaktır. Bilim adamları ve siyasetçilerin bu eserde ileri sürülen çözümler üzerinde önyargılarını bir kenara bırakarak inceleyeceklerine inanıyorum. Bu gün karşılaşılan sorunlara, Kapitalizm ve Sosyalizmin dayandığı “Kuvveti Üstün Tutan Çatışmacı” anlayışla çözmek mümkün değildir. Bu sorunlar kul yapısıdır. Mevcut haksız düzenin ürettiği sorunlardır. Bu sorunlara çözüm arayanlar “Hakkı Üstün Tutan Dayanışmacı” dünya görüşüne dayalı olarak geliştirilen “Adil Düzen”’i ilmi ölçülere göre incelemelerinin zamanı gelmiştir.  Çığır açan liderler, görüş, söylem ve eylemleriyle tarihe yön verirler. Gelecek nesil, zamanında yeterince anlaşılmayan liderleri zamanla daha iyi anlar. Onların belirledikleri ve gösterdikleri hedeflere, onların inanç, düşünce, söylem ve eylemlerini örnek alarak ulaşırlar. Gerçekleri zorla ve hile ile örtmeye çalışanlar, yağmursuz kara bulutlara benzerler. Karabulutlar güneşi ne kadar saklayabilirler ki? Hakikat güneşi balçıkla sıvanır mı hiç?

 

Prof. Dr. Arif ERSOY
ESAM Genel Sekreteri
13 Ocak 2010/Urankent- Ankara

 


ADİL DÜZEN-ERBAKAN-ESAM2010-ŞERH
1-1-İÇ KAPAK
2091 Okunma
2-2-ESAM NEDİR?
1864 Okunma
3-3-ERBAKAN ÖZGEÇMİŞ
1710 Okunma
4-4-KUTAN SUNUŞ
1758 Okunma
5-5-ARİF ERSOY-TAKDİM
1712 Okunma
6-6-GİRİŞ-ERBAKAN
1701 Okunma
7-7-GİRİŞ-ŞERH
1729 Okunma
8-8-ADİL DÜZENDE EKONOMİ
1832 Okunma
9-9-HAKLAR
1621 Okunma
10-10-İLKELER
1598 Okunma
11-11-temel esaslar
2067 Okunma
12-12-genel esaslar
1524 Okunma
13-13-insan ve para
1568 Okunma
14-14-kredi
1716 Okunma
15-15-vergi
1522 Okunma
16-16-sosyal güvenlik
1574 Okunma
17-17-doğallık
1858 Okunma
18-18-medeni
1645 Okunma
19-19-ideal düzen
1554 Okunma
20-20-temel görüşler
2004 Okunma
21-21-milli görüş hizmetleri
2470 Okunma
22-22-sonuç
1564 Okunma
23-23-teşhis
1519 Okunma
24-24-felaketler
1469 Okunma
25-25-ırkçı emperyalizm
2249 Okunma
26-26-saadet dünyası
1628 Okunma
27-27-sömürü dünyası
1726 Okunma
28-28-alternatif adil düzen
1580 Okunma

© 2024 - Akevler