Sömürü sermayesi korkuyor... Neden korktuğunu merak ettiniz, değil mi?
Sermayenin korktuğu tek güç kaynağı vardır, o da "Kur'an"dır. Özellikle de Kur'an'ın "müsbet ilimlere" dayalı olarak yapılan çağdaş yorumlarıdır.
Kur'an dışında Tevrat'la yarışacak bir kitap ve kaynak mevcut değildir.
***
Sömürü sermayesi dünyayı "tek sermaye devleti" hâline getirmeye çalışmaktadır. Bunu sağlamak için devletler arasında işbölümü yapıp herkesin ürettiğini satmasını, tükettiğini satın almasını ve bu arada kendisine (yani sömürü sermayesine) "bac" (haraç gibisinden bir çeşit vergi) ödemesini istemektedir. Sadece istemekle kalmamış, dünya çapında birçok alanda bunun mekanizmasını kurmuştur. (Bu mesele ayrı bir yazı konusudur.)
Sömürü sermayesi son yıllarda ne yapmaktadır?
Dünyayı inşaat sektörüne yönelterek bu alanda "dolar kredisi" vermektedir.
ABD'de uygulanmakta olan "Mortgage Sistemi"ni bu vesileyle hatırlayalım. Önemli bir iş adamı mühendis arkadaşım, yıllar öncesinde bu sistemin cazibesine kapılıp ABD'ye göç etmiş, orada bu sistemle çalışan inşaat sektörüne çöreklenmişti. Hâlâ oralarda...
Burada bir ara parantez açıyorum: Oysa, bize göre inşaat için sermayenin dolarlarına gerek yoktur. Parasız nasıl iş veya inşaat yapılabileceğini zaman zaman kısaca hatırlatıyorum. Ayrıca, benden "Parasız iş/inşaat yapmak" başlıklı bir yazı bekleyiniz...
Sömürü sermayesi Türkiye'de ne/ler yapıyor?
Hormonlu bir şekilde "inşaat kredisi" veriyor.
Türkiye'de "inşaat sektörü" patlama yapıyor, zirveye çıkıyor...
Ama bu arada Türkiye'deki "tarım ve sanayi sektörü" küçülüyor veya çöküyor!..
Neler olduğunu kısaca özetleyeyim:
Hükümet/lerimiz hep borçlanıyor, borçlanıyor, borçlanıyor...
Alınan borçlar yetmezse, "özelleştirme" adı altında yüz yıllık varlıklarımız satılıyor...
Hükümet/lerimizin tek kelimeyle "intihar" diyebileceğim bu politikaları yüzünden ülkemize giren dolarlarla, halkımız Çin'de üretilen ucuz malları almakta, kullanmakta, israf etmekte... İnsanın haykırası geliyor:
İçimizdeki beyinsiz yöneticiler ve tüketiciler yüzünden bizi helâk eder misin Yâ Rab!
-Bir taraftan Türkiye borçlanarak her yönden istikrarını kaybetmekte...
-Diğer taraftan da millî sanayimiz ve millî tarımımız çöküp yok olmakta...
İşte buraya yazıyorum: Eğer bu durum böyle devam ederse, çok değil, on sene sonra Türkiye'de artık "ekilecek tarla" ve "çalışacak fabrika" kalmaz; haberiniz olsun!
***
Tekel sömürü sermayesinin bu planının ve çabasının başarısı demek, "Halk Sermayesi"nin ve "Halk Ekonomisi"nin mağlup olması demektir. Oysa, bu gelişmelere rağmen bütün dünyada halk sermayesi gittikçe uyanmakta ve güçlenmektedir.
Bu arada biz Adil Düzenciler ne yapıyoruz?
Biz, bu sömürücü küresel sermayenin planlarını nasıl yıkılacağını "tahlil ve tesbit" ediyoruz, "çare ve çözümler" üretiyoruz...
"Faizli Karşılıksız Para" yerine, "Faizsiz Mal Senetleri" karşılığı çıkarılan "kredileşme parası" ikame edildiği zaman sorun bitecektir. Bu parayı merkez bankaları değil, dükkanında altın bulunan kuyumcu/lar çıkaracaktır. Ayrıca arz edilen taşınmazlar karşılığı "toprak parası", ülkede arz edilen inşaat malzemesi karşılığı "demir parası", illerde arz edilen tüketim malları karşılığı bucaklarda "buğday parası" çıkarılacaktır.
Sömürü sermayesinin yaptıkları ve korkuları özetle böyledir.
Korkunun ecele faydası yok; sermaye de bir gün sömürü gücünü kaybedecektir.
Yorum:
Adil Düzen Geldiği gün Dünya kurtulacaktır ve bunun için daha çok çalışmalıyız.