Önce Maksadı Konuşalım
1142 Okunma, 0 Yorum
Oktay Ekşi - Hürriyet
Vahap Alma

23.03.2010


GECİKMİŞ bir tatilden döndük ve kendimizi uzun bir süredir “Değişecek mi, değişmeyecek mi?” tartışmalarından bıktığımız “Anayasa değişikliği” paketinin ortasında bulduk. İktidarın bir yıldır üzerinde çalıştığı değişiklik paketini inceleyip görüş bildirmesi için muhalefete tanıdığı süre bir hafta bile değil.
Bu değişiklik paketinde -yeri gelince değineceğimiz- gerçekten iyi hükümler var. Ama öneri o “iyi” hükümler yaşamımıza girsin, demokrasimiz bir parmak daha ilerlesin diye hazırlanmamış.


1- Yargıyı Adalet ve Kalkınma Partisi'ne bağımlı kılmanın altyapısı hazırlanmış. (Bunun ayrıntılarına sonra gireceğiz.)


2- Bizzat bugünkü Cumhurbaşkanı'nın da “Anayasa'nın bana verdiği yetkiler gereğinden fazladır” dediğini anımsıyorsunuz değil mi? Buna rağmen, tam tersi yapılmış. Örneğin, “Rektörleri benim atamama gerek yok” diyen Cumhurbaşkanı'nın yetkileri daha da güçlendirilmiş. Keza Cumhurbaşkanı'nın Anayasa Mahkemesi'ne belirli süzgeçlerden geçerek aday gösterilmiş 11 asıl, 4 yedek üye tayin etme yetkisi, “yükseköğrenim görmüş olma” dışında hiçbir niteliği olmayan 2 kişiyi Anayasa Mahkemesi üyesi seçmesine imkân verecek kadar genişletilmiş.


3- Cumhurbaşkanı'nın yetkisi artırılırken aslında Abdullah Gül değil, ondan sonra Çankaya'ya çıkmayı düşündüğü bilinen Tayyip Erdoğan göz önünde tutulmuş. Yani elbise ona göre biçilmiş.


4- Anayasa'nın 10'uncu maddesinin “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” şeklindeki ikinci fıkrasına “Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz” diyen bir cümle ilave edilmesi istenmiş.


Sizin aklınıza “bunun altında türbanın yattığı” gelmiyor mu? 

 

 

     Yorum:

 

     Anayasa Değişikliği

    

     Anayasa değişiklik paketi genel hatlarıyla belli oldu.İktidar bu hafta bu paketin meclise sunulacağını söylüyorlar. Değişiklik öngörülen maddelerde oldukça önemli konular yer almakta.

 

-          HSYK’nın yeniden yapılandırılması

-          Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkileriyle daire sayısı, üye seçimi ve sürelerinin yeniden düzenlenmesi

-          Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının sağlanması

-          YAŞ kararlarına yargı yolunun açılması

-          Parti kapatmaların zorlaştırılması

-          Devlet memurlarına tüm disiplin cezalarına karşı yargıya başvurma hakkı tanınması

-          Yurt dışına çıkma yasağının sadece mahkeme kararı ile verilmesi

-          Memurlara sendikal haklar verilmesi

-          Askerlere sivil yargı yolunu açacak anayasal düzenleme

-          Temel hak ve hürriyetleri düzenleyen maddeye insan haysiyetine dokunulamayacağı kuralının ilavesi

-          Kamu denetçiliğinin kurulması

-          12 Eylül darbecilerini koruyan geçici 15. maddenin kaldırılması.

    

     Peki anayasa değişikliğine ihtiyaç var mıydı?

 

     12 Eylül Anayasasında demokrasi, egemenlik ve millet iradesi ile birlikte meclisin alanı daralmış, hesap verme ve sorma konumunda olmayan AYM, Danıştay, HSYK, YAŞ ve YÖK gibi kurumlar toplumsal taleplerin karşısında karar almaya devam etmişlerdir. 2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Anayasa Mahkemesinin verdiği 367 kararı toplumda büyük etkiye neden olmuş ve AK Parti’ye verilen destek %47’lere varmıştır. Bu toplumsal tepkinin kime ve niye olduğu açıktır. İnsanların her hareketine, giyimine ve katsayılara kadar karışma yetkisini kendinde gören kurumların belli bir denetim mekanizmasının içine alınması önemli bir adımdır.

 

     Anayasa değişikliği yapılsa bile kusursuz bir adalet beklemek aşırı bir iyimserlik olacağı gibi, sonuçlarına karşı da hayal kırıklığı yaşanabilir. Tek çare ve tek kusursuz hareket, İlahi sistemler bütünü olan Kur’an-ı Kerim’dir.

 

     Kur'an yasalarını Anayasayı incelediğimiz gibi inceleyebilsek ve Kur'an düzeni dışındaki sistemlere karşı mücadeleyi sıkılmadan düzenli bir şekilde sürdürebilirsek Allah'ın kusursuz adaletini yaşamaya az kalmış demektir. Bize bahşedilen sınırlı zamanımızın  pc başında oyunlarla, videolarla, Tv karşısında sinema filmleri ve magazin programlarıyla, sosyal yaşamımızda arkadaşlarla kahkaha dolu muhabbetlerle geçirmek, tembelliğin ve felaketin göstergesidir. Kur'an'ı anlamaya çalışmak, verilen mesajı anlamaya çalışmak sıkıcı geliyor. Çünkü tembellik ve atalet diz boyu. Hayatı uçarı yaşamak, zaman israfı, günübirlik eğlenceler çok çekici ve cazibelidir. Halbuki ebedi bir mutluluğun tek ve en güzel yolu sıkıcı gördüğümüz Kur'an'ı anlamak, anlamaya çalışmak ve yaşamaktır.

 

     Kur'an'ı hakkıyla yaşamak dileğiyle...

 

 

Vahap Alma






Sayı: 42 | Tarih: 28.03.2010
Reşat Nuri Erol
Ölçme, tartma ve para
2657 Okunma
Ilker Ardic
Ahmet Hakan
Postmodern vaizler dönemi başlamıştır
1826 Okunma
9 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Niyazi
İlim ve ideoloji
1353 Okunma
Abdurrahman Erol
Mümtazer Türköne
Yar-Par
1343 Okunma
Arif Ersoy
Hayrettin Karaman
Fetva kaldırılamaz
1329 Okunma
Hilmi Altın
Dücane Cündioğlu
Kindî'den Freud'a hüzne dair notlar
1326 Okunma
Abdülkadir Altınhan
Ebubekir Sifil
Büyük Resmi Görmek
1297 Okunma
3 Yorum
Zafer Kafkas
Mahir Kaynak
İktisat stratejisi
1292 Okunma
Süleyman Karagülle
Ruşen Çakır
Nevruz’un ortaya çıkardığı, yüzleşmemiz gereken ge
1281 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Deli Dumrul gibi
1274 Okunma
Emine Hocaoğlu
Fikret Bila
Süreç sıkıntılı geçecek
1258 Okunma
Harun Özdemir
Fehmi Koru
Anayasayı değiştirirken
1244 Okunma
Ahmet Kirtekin
Nazlı Ilıcak
Anayasa değişikliği ve beklentiler
1243 Okunma
Fatma Karuç
Ali Bulaç
Anayasa değişikliği
1233 Okunma
Ahmet Yasir Erol
Mehmet Altan
İran Anayasası’nda 12 Eylül
1221 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Rahmi Turan
Önce uyanmak lazım!
1219 Okunma
Serdar Turan
Toktamış Ateş
Anayasa değişikliği
1169 Okunma
Osman Eskicioğlu
Zülfü Livaneli
İslam ülkeleri için ideal hükümet modeli
1165 Okunma
Ali Bülent Dilek
Can Ataklı
CHP Tarihi Bir Hata Yapıyor
1155 Okunma
Mesut Karaaytu
Oktay Ekşi
Önce Maksadı Konuşalım
1142 Okunma
Vahap Alma


© 2024 - Akevler