Frankeştayn
1289 Okunma, 1 Yorum
Yılmaz Özdil - Hürriyet
Leyla Okta

Kürt açılımı yapılmasını anlarım... Çünkü, karşı çıkanlar olduğu gibi, destekleyenler de var. Ermeni açılımı da böyle...

Sen itiraz edersin belki ama, şahane diyen de var.

*

Peki, “Milletim öyle istiyor, açılım yapıyorum” diyen arkadaşlardan biri, bana izah edebilir mi lütfen, “genetiği değiştirilmiş organizma açılımı”nı niye yapıyoruz?

*

Ortalık toz dumanken... Ahali, PKK'lıların memlekete gelişiyle meşgulken, dikkatler darbe marbe iddialarına yoğunlaşmışken, ana-babalar domuz gribi endişesine kafa yorarken... Kaşla göz arasında, TBMM'yi bypass ederek, şak diye yönetmelik çıkardılar... Ve, “genetiği değiştirilmiş organizma”ların ithalatını
serbest bıraktılar.

*

Hangi millet istiyor bunu?

*

Her numaraya “Milletim öyle istiyor” diyorsunuz da... Mesela, genetiği değiştirilmiş domates istiyorum diyen Kürt var mı Türkiye'de? Genetiği değiştirilmiş çikolata istiyorum diyen Laz? Çocuğuma genetiği değiştirilmiş patates cipsi yedirmek istiyorum diyen Türk var mı aramızda? Kim istiyor bu işi kardeşim? Kim?

*

Genetiği değiştirilmiş organizma, eğer angutsan, entel bi sıfat gibi geliyor kulağa, bilimsel gibi duruyor... Aslında “frankeştayn gıda” onların adı!

*

Çünkü, normal yollardan insan evladı doğurmak varken; birinin kulağını birinin kafasına, birinin burnunu öbürünün suratına
takmak gibi bi şey...

*

Kabaca anlatırsak, dayanıklı olsun diye balık genini domatese, bakteriyi patatese monte ediyorlar... Sonradan tonla para verip ilaçlama yapılacağına, haşere ilacını daha tohumundan mısır genine kakalıyorlar. Sinek yuttuğu için böcek ilacı içen süper zekâ vatandaşımız gibi yani... Sevgili halkımız, adında domuz var diye, domuz gribi aşısı caiz mi diye soruyor ama, belki domuz genini soya fasulyesinde yiyor, haberi yok...

*

Peki, niye yapıyorlar bunu? “Açlığı önlemek için” diyorlar... İnsanoğluna gıda yetişmiyormuş, böylece verimi arttırıyorlarmış...
Raf ömrünü uzatıyorlarmış.

*

İyi de birader...

Buğday mı yetişmiyor bu ülkede? Pancar mı eksik? Pirinç mi yok? Yanlışlıkla elinden düşürsen, fışkırmıyor mu topraktan? Şapşal politikalar yüzünden, fazla geldiği için, para etmediği için, mahsulümüzü yakarken, derelere dökerken, hangi açlık?

*

Allah'ın bu millete lüftu Anadolu'da, şu ürün yetişmiyor, o yüzden genetiği değiştirilmiş organizmaya ihtiyaç var, denebilir mi, utanmadan?

*

Üstelik, sadece sebze-meyve değil hadise... O sebze-meyvelerle yapılan, bin küsur üründe var bu genetiği değiştirilmiş organizma... Çikolatadan cipse, meşrubattan ketçapa... Şeker ayaklarıyla, baklavada bile kullanıyorlar... Bebek mamasında var!

*

Yersen ne oluyor? Avrupa'da resmen kanıtladılar; bağışıklık sistemini çökertiyor, kansere yol açıyor, kan yapısını bozuyor, sindirim sistemini harap ediyor, karaciğeri haşat ediyor, erken doğuma-kısırlığa sebep oluyor... Antibiyotik şırınga ettikleri için, farkında olmadan bağışıklık kazanıyorsun, hastalandığında antibiyotik alıyorsun, havagazı.

*

İsviçre sokmuyor, Yunanistan sokmuyor, o beğenmediğin Sarkozy “Bunları Fransa'ya sokanı oyarım” diye yasa çıkardı...
Burası dingonun ahırı mı?

*

Aman yemeyelim dersen, nasıl yemeyeceksin? Nasıl ayırt edeceksin? Koklasan aynı, ellesen aynı, tatsan aynı, laboratuvara götürüp analiz ettirecek değilsin... Nereden anlayabilirsin? Etiketinden... Etiketin üzerinde “Bu üründe genetiği değiştirilmiş organizma var” yazmalı ki, bakıp anlayabilesin, di mi? Şimdi sıkı durun...

*

Bunların memlekete girişine izin veren yönetmelik diyor ki, “Etiketlere genetiği değiştirilmiş organizma içermez yazılamaz!”

*

Efendim?

Yazılamaz!

*

“İsteyen yemesin, baksın etikete görsün” diyeceklerine... “Etikete baksın, görmesin” diyorlar! İlla yedirecek.

 

Yazının tamamı için tıklayınız.

 

Yorum :

Bir canlıdaki genetik özelliklerin kopyalanarak, bu özellikleri taşımayan bir canlıya aktarılması sonucunda üretilen yeni canlıya Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) deniyor.

GDO’lu ürünler 1998 yılından buyana hiçbir denetimden geçmeden zaten ülkemize giriyormuş. Bilimsel açıklamalara göre bu ürünler insan sağlığını tehdit ediyor.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in açıklamasına göre bu yönetmeliğin gayesi GDO'lu ürünlerin ithalatını kolaylaştırmak değil, aksine ithalatını zorlaştırmak, kontrol ve denetim altına almakmış. İyi de  GDO'suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadelerin bulunmaması nedendir anlam veremedim.

Tüketicilerin sağlıklı gıda tüketme hakları, küçük çocuklarla sınırlandırılması, tüketicinin satın aldığı ürünlerin içinde GDO'lu ürün bulunup bulunmadığını öğrenmekten mahrum bırakılması çok saçma.

Allah her bitkiyi canlıyı en güzel ve en yararlı olacak şekilde yaratmıştır. Bitkilerin ve hayvanların DNA’ larına müdahalede bulunmak doğanın dengesini bozar. Yaratma Allaha mahsustur. Bu sebeple insan ne kadar çok sağlıklı, dayanıklı yeni bir ürün yaratırım dese de asla yapamaz.

Yetkililer tarımı geliştirme yönünde çalışmalar yapmalıdır.  Bizim ülkemiz tarım ülkesi ve her şeyi kendimiz üretebilecek durumdayken Türkiye'nin hiçbir GDO’lu ürüne ihtiyacı yoktur.

 

Leyla Okta


YorumcuYorum
Ilker Ardic
12.11.2009
14:11

Ondandırki artık yazın Karpuz yerken karpuzdan çok nedense Bal kabağı tadı alıyorum.





Sayı: 22 | Tarih: 8.11.2009
Hayrettin Karaman
Diyanetin hayırlı işleri
2490 Okunma
3 Yorum
Hilmi Altın
Mehmet Şevket Eygi
Çarşaf ve Peçe
1795 Okunma
4 Yorum
Emine Hocaoğlu
Ahmet Hakan
Grip aşısının bile böldüğü bir ülke
Domuz gribi bir Jurassic Park Dinozoru mu?
1604 Okunma
5 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Zülfü Livaneli
Bu ülke cennet mi cehennem mi?
1315 Okunma
Ali Bülent Dilek
Yılmaz Özdil
Frankeştayn
1289 Okunma
1 Yorum
Leyla Okta
Bekir Berat Özipek
Cunta’nın Alevi-Sünni fitnesi: Şimdi aydınlanıyoru
1235 Okunma
1 Yorum
Bünyamin Demir
Nazlı Ilıcak
Ya GDO kısırlık yaratıyorsa!..
1223 Okunma
1 Yorum
Fatma Karuç
Ruşen Çakır
Büyüyen tehlike: Ayrımcılık
1200 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Altan
Askeri Cumhuriyet’in sonu
1197 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Toktamış Ateş
Şeriat tehlikesi
1197 Okunma
1 Yorum
Osman Eskicioğlu
Fikret Bila
Gül: Türkiye rayından çıkmaz
1189 Okunma
Harun Özdemir
Reşat Nuri Erol
Tasarruf...
1161 Okunma
Ilker Ardic
Fehmi Koru
Her şeyin başı
1155 Okunma
1 Yorum
Ahmet Kirtekin
Oktay Ekşi
Sürpriz yok
1151 Okunma
Vahap Alma
Mahir Kaynak
Bürokrasinin Yeri
1150 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Can Ataklı
Haydee, mahkemeci geldiiii!
1143 Okunma
Mesut Karaaytu
Hakan Albayrak
ÇAkıltaşları ve işbirlikçiler üzerine
1112 Okunma
Veysel İpekçi


© 2024 - Akevler