KUR’AN MATEMATİĞİ
46. Seminer – 5 Şubat 2000
ÂYET PROJESİ
“Âyet”, bir meramın ifadesi için söylenen bir cümledir.
İfade edilmesi istenen meram şunlardır:
1) Kız çocuğu doğurmanın veya sahibi olmanın utancı içinde kızını diri diri gömme adetini yermek ve bunun kötü bir şey olduğunu anlatmak.
2) Mağdur olan kimseyi sorguya çekip suçlu olmadığını tesbit etmek. Nefis müdafaası var mı? Tahrik var mı? Tehdit var mı? Kısas hakkı var mı? İşte bunları önce mağdur olana sorasınız. Suçunuz ne idi ki size bunu reva gördüler?
3) Dünyada ve âhirette herkesin hukuku korunmalıdır. Korunacaktır. Yalnız mü’minlerin değil, daha bâliğ olmadan önce kim gadre uğramışsa onun hukuku da korunacaktır.
4) Kamu soruşturması şikayete bağlı olmadan yapılır. Suç sadece gadre uğrayana karşı değil, tüm insanlığa karşı işlenmiştir.
Bunu ifade etmek için kelimeler seçecek ve cümle hâline getireceğiz. Ancak bu âyet olmaz. Çünkü bu gibi şeyleri hemen hepimiz iyi kötü söyleyebiliriz. Bu “Allah’ın sözü” olmalıdır. Bunu belirten mucizeyi de taşımalıdır. Onun için de cümleyi ben veya sen söylememeliyiz. İşte Allah “Diri diri gömülen kıza sorulduğunda: Hangi suçtan dolayı öldürüldün?” mânâsındaki âyeti irade etmiştir. و اذا الموئودة سئلت باي ذنب قتلت “Mev’udeye hangi zenbden katlolunduğu sual olunduğunda” âyeti getirilmiştir. Bunun mucizeliğini kontrol etmemiz için harflerin mahreç çizelgesini hatırlayalım: Bu ayetlerde geçen harflerin sayısını yazalım:
Birinci âyet 14 yani çift 7 den oluşuyor. 7 si kameriye 7 si şemsiyedir. Kameriyenin dudak harfleri 4, boğaz harfleri 2 ve yarı boğaz harfi olan “E” harfi getirilmiştir. Şemsiyenin vasat harfleri 4, titrek harfi 2 getirilmiştir. Yarı vasat harfi olan “t” yedinci harf yapılmıştır.
İkinci âyet 12 harften oluşur. Yanı 3*4 oluşturur. 7 li ve 3 lü sistem arka arkaya getirilmiştir. 6 sı şemsiye, 6 sı kameriyedir. Şemsiye 3 e 3 tür. “Eyyin” aslı “Eyvin” olduğundan o da 3 e 3 tür.
Burada bütün uygun harfler eşleştirilmiştir. Oysa “t” ile “E” arasında bir yakınlık olmadığı halde eşleştirilmiştir. İşte buna biz “doldurma usûlü” diyoruz. Âyet burada doldurma usûlünü de bize öğretmektedir.Evinizde beş sandalye olsa, beş kişi misafir gelse, dördüne yer gösterirseniz beşincisine yer göstermeden ona kalır. O sandalye o kişiye yakışmasa da o sandalye onundur. İki sandık yapsanız; birine yiyecekleri, diğerine giyecekleri koyarsınız. Elinizde bir kazan bulunsa; bu ne yiyecektir ne giyecektir. Nereye koyarsınız? Hangi sandıkta boş yer varsa oraya koyarsınız.
Bir köyde 10 erkek 10 kız bulunsa, 9 çift birbirini seçerek evlenirler. 10’uncu çift ise birbirinden hoşlanmasalar da evlenmek zorunda kalırlar. Buna usulde “zaruri beyan” denmektedir. İşte bu âyette harfler seçilirken bu kaideye uyularak “E” ile “t” eşleştirilmiştir.
AĞAÇ EVLER PROJESİ
“Kur’an Matematiği”nden yararlanarak geliştirdiğimiz Ağaç Evler Projemizi sizlere anlatmaya çalışacağız. İnsan kendisi kainatın merkezindedir. “İşaret parmağı”nın uzunluğunu ele alırsanız, kainattaki ölçüler ona göre “ikili ve onlu sistem”e göre ayarlanmıştır. Önce insanın tüm ölçüleri işaret parmağının ikili veya onlu katıdır. El 2 parmak. Dirseğe kadar 4 parmak Omuza kadar 6 parmak, omuz 1 parmak, göğsün yarısı 2 parmak, toplam 9 parmak eder. İki kolu açtığınızda 18 parmak eder. Topuk 1 parmak, dize kadar 4 parmak, kalça 4 parmak, toplam 9 parmak eder. Gövde 6 parmak, baş 2 parmak, boyun 1 parmak, toplam 18 parmak eder. Açılan kollar insan boyuna eşittir. Alt çene ve burun yarımşar parmaktır. Elin genişliği 1 parmaktır. Ayak uzunluğu 2 parmaktır.
Kainat da bu parmak uzunluğuna göre düzenlenmiştir. 10 parmak bir kulaçtır. İnsan 10 kulaca kadar karşılıklı sohbet yapar. 100 kulaca kadar insan insanı tanır. 1000 kulaca kadar insan olduğunu ayırır. En yüksek dağ 10 000 kulaçtır. En derin deniz çukuru da 10 000 kulaçtır. Hava atmosferi 100 000 kulaç, ışıklı atmosfer 1 000 000 kulaçtır. Yer kabuğu atmosfer kalınlığı kadar 111 000 kulaçtır. Yer yarı çapı atmosferi ile birlikte 7 atmosfer kalınlığı kadardır. Ay 50 yarı çap kadar uzaktadır. Güneş 400 ay uzaklığı kadar uzaktadır. Gezegenler güneş çevresinde 3 ün çift katlarına göre dizilmişlerdir. Yer 10 uncu mesafededir. Görülüyor ki “insanın parmağı” kainat standardının temel birimidir. Kulaç 10 parmaktır. Bu bir metreye yakındır. 94.1 cm alınırsa ölçüler tam gelmektedir.
Avrupalılar Müslümanlardan “onluk sistem”i öğrendikten sonra her şeyi ona göre standartlaştırdılar. Yeryüzünün çevresinin kırk milyonda birini “birim” seçtiler. Bu bugün kullandığımız “metre”dir. Kulaçtan % 5 kadar fazladır. Tüm ölçüler ve standartlar buna göre düzenleniyor. Biz de bir tolerans içinde aynen alıyoruz. Bu tolerans 19 sayısı ile Kur’an’da verilmiştir. Görülüyor ki daha birimi seçerken “Kur’an ve Kainat Matematiği”ni esas alıyoruz. İnsanın boyunu esas alıyoruz.İnsan boyu 2 metre kabul edilirse; 1 oda insan boyunun 2 katı olarak 4 metre alınıyor ve 4*4 bir oda oluyor. Ev de iki tarafı 2 kat alınarak 8*8 lik ev yapılıyor. Malzeme kullanılırken de duvar kalınlığı yapının yüzde bir yani 8 cm alınıyor. Tahtanın kalınlığı yarısı, yarısı da boşluk oluyor. 2 tahta alındığı için de tahta kalınlığı 2 cm oluyor. Tahta boyu 1 metre seçiliyor. Odanın yüksekliği insan boyunun sekizde biri kadar fazla yapılarak 225 cm alınıyor. Bu dörtte bir fazla olarak da 250 cm alınabilir. Çatı meyli, tavansız çatılarda sekizde bir olarak 25 cm, tavanlılarda dörtte bir olarak 50 cm alınıyor. Odalardan ikisi küçültülüyor. Bu küçülme dörtte bir oranında olmaktadır. Diğer oda ikiye ayrılıyor ve yarısı mutfak oluyor. Diğer bölmenin yarısı tuvalet ve lavabo, yarısı da banyo oluyor. Kullanılan demirler 6’lık ve 8’lik oluyor. 8’lik standardımıza uygundur. 6’lık da dörtte bir küçüğü oluyor. Piyasa ile uygunluk oluşturuyor.İnsanlık gerçekleri iki yolla bulur: Ya vahye kulak verir ve kısa zamanda sonuçlar elde eder veya denemeler yaparak akıl yoluyla sonuçlara varır. Biz vahye kulak verip içtihatlar yaparken hayatla da irtibat kurmuş olmamız gerekmektedir. Geçmişin deneylerinden yararlanmamız gerekmektedir. Kur’an bunları bize emretmektedir.Yer seçerken de onlu sistemi ele alıyoruz. Bir eve 1000 m2’lik yer gereklidir diye kabul ediyoruz. Çift kat yapıyoruz. Bir evde ortalama 5 kişilik aile yaşadığını düşünüyoruz. Demek ki 100 metre karelik bir yerde bir kişi yaşayacaktır. Dört bölme için beş kişi normaldir. Çünkü karı koca bir odada yatmaktadırlar. Odanın biri çocukların biri de ebeveynin olursa, bir ev beş kişilik aileye normal bir yapıdır.Her evin misafir odası olması israftır. Çok yakın kimseler, çocukların veya ebeveynin odalarında yatırılırlar. Ayrıca 10 evlik bir topluluk bir aşireti oluşturur. Her aşiretin bir mescidi vardır. Beş vakit namaz burada kılınır. Bu yerin bir misafirhanesi vardır. Kadınlar için ayrı erkekler için ayrıdır. Aşirete gelen misafirler burada konuk edilirler. Dolayısıyla her evde dayalı döşeli bir misafir odası israftır. Aşirete gelen misafirler “aşiret başkanı”nın konuğu olurlar. Eskiden bunlara “ağa” denirdir. “Ağa” demek, oda sahibi demektir. “Odabaşı” tabiri buradan gelmektedir. 1000 metre karelik bir yeşil alanın ürettiği oksijen 10 kişilik aileye yetmektedir. Bu hususta yapılacak hesaplar vahye dayalı içtihatların doğruluğunu onaylayacaktır.Proje ölçülendirmemiz ile âyetin ölçülendirilmesi arasındaki ilişkiyi kurup “Kur’an Matematiği”nden nasıl yararlandığımızı görebilir ve siz de yaralanırsınız.