Mete Firidin
Rahmet ve Şeriat
19.03.2012
8751 Okunma, 14 Yorum

 

 

   Bazı kişiler Kehf suresinde bulunan ve Hızır’ın bir erkek çocuğu öldürmesi hadisesini müşküllerden kabul ederler. Oysa bu suredeki Hızır’ın üç hadisesi de yalnızca bazı insanların sahip olduğu derin bilgiyi ve rahmeti anlatmaktadır.

Kehf 65. Ayeti iyi kavrayamadıkları için bu kıssada müşkül olduğunu düşünmektedirler.  Mealden anlaşıldığı gibi “Hızır”a merhamet ve ilim verilmiştir. Olay derin ilme dayanan merhamet olayıdır. Üç olayda da merhamet vardır fakat sebebi bilinmeyen olaylar başlangıçta sanki zulümmüş gibi görünmektedir. Dikkat edilmesi gereken önemli bir noktada olayların hep salih insanlar lehine gerçekleşmesidir. Yapılan iyiliklerin üçü de şahsi yani kişisel iyiliklerdir. Toplumsal değildir. Oysa peygamberler toplumlara hitab ederler. Şeriat da toplumsal kurallardır. Bu nedenle "Hızır" peygamber değil, Rabbani bir kişidir.

   İkinci hadisede geçen ve masum bir çocuğun öldürülmesi olayı ise başlangıçta Musa’nın da itiraz ettiği gibi korkunç bir olay gibi görünmektedir. Bunun nedeni olayın iç yüzünü bilmemekten ileri gelmektedir. Hatta bazı insanlar olayın iç yüzünü öğrendikten sonra dahi olayı hala kabul edilemez bulmaktadırlar. Çocuğun genç yaşta ölmesi çocuk açısından kötü gibi kabul edilebilir. Fakat, gerçek hayatın ahret hayatı olduğunu kavrayan birisi, öldürülme olayının nedenini öğrendikten sonra buna itiraz edemez.

Sonuçta Musa’da sebebi öğrenince daha fazla itiraz etmemiştir. Bu kıssada müşkül olduğunu düşünenler bu noktaya dikkat etmelidirler.

    Ayrıca hepimizin bildiği gibi birçok insan öldürülmeyi hak edecek birçok suç işlemektedir. Birçok katil kanunen suçunun tespit edilememesi nedeni ile cezasız kalmakta ve suç işlemeye devam etmektedir. Salih insanlar ise en küçük bir suçun cezasını görebilmektedirler.

Yine birçok aile zalim olan çocuklarından kurtulmak için dua etmektedirler.

Aslında ahret hayatına iman eden biri için çocuğun öldürülmesi kötü bir olay değildir. Çocuk dinen masum kabul edildiği bir dönemde öldürülmüş ve işleyeceği suçları fiilen gerçekleştirmeden ölmüştür. Bu nedenle Onun için ahrette bir ceza gerçekleşmeyecektir. Bu durum çocuk için bir rahmettir. Ailesi ise dünya hayatında kötü bir çocuk azabından ve isyan edip cehennemlik olmaktan kurtulmuştur. Bu da bir rahmettir.

Bu kıssadan çıkarmamız gereken sonuç nedir? Ne değildir?

Her önüne gelen “Ben Hızır gibi bir şey saptadım şu kişiyi öldürebilirim”  diyebilir mi? Hayır, çünkü O kişi Allah’tan olmadığı halde bunu gerçekleştirirse onu kanundan kimse koruyamaz. Yani böyle bir savunma hukuken kabul edilemez. Ahret günü ise Allah’ın cezasından hiç kimse koruyamaz.

Bir veya birkaç kişinin hayatı tehlikeye girdiğinde mecbur kalınırsa bazılarını feda etmek hukuken kabul edilebilir. Mesela doğum esnasında annenin hayatını tehlikeye soktuğuna kesin olarak karar verdiğimizde bebeği feda edebiliriz. Bu zaten uygulanmak zorunda kalınan bir durumdur.

Eğer bir kişiyi kurtarırken ikisinin de ölümüne sebep olunacağı kesin biliniyorsa kurtulacak olan kurtarılır, diğeri mecburen feda edilebilir. Şeriaten bir kadının zinet yerlerine bir başka erkek bakamaz, dokunamaz fakat doktor tanı ve tedavi amacıyla bunu gerçekleştirebilir.

Ülkenin kurtuluşu için birçok asker şehit olmaya gönderilebilir.  Adaletin sağlanması için birçok polis şehit olabilir. Kısacası daha yüce ve büyük amaçlar için başka insanlar feda edilebilir. Yapılan bu fedakarlık hem kalanlar hem de şehit olanlar için daha hayırlıdır.

Bu yaklaşımlar hukuki kararlardır. Duygusal yaklaşımlar değildir. Derin bilgi ve merhamet gerektirir.

 

Bu konu üzerine düşünürken Hz. Musa’nın Allah ile yaptığı konuşmayı içeren,

Araf suresi 156. Ayeti de:

 “Bizim için bu dünyada da bir iyilik yaz, ahrette de. Çünkü biz sana varan doğru yola yöneldik.” Allah, şöyle dedi: “Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.”  

düşünmek gerekir.

Sabaluka kayalıkları :Musa ve Hızır’ın karşılaştıkları yer. Nil nehri kayalığın içinden akmaktadır.

Bir önceki makalede Musa ve Hızır’ın buluştukları yer olan Sabaluka kayalıklarının özelliği gibi derin bilgi ve merhamet, şeriat kayasını delip geçebilir. Bu merhamet ve bilgelik çağlayanını aşmak her insanın katlanabileceği bir iş değildir. Ancak Allahın derin bilgi ve merhamet verdiği kişiler bu çağlayanı aşabilirler. Bu vasıflara sahip olmayanlar ise çağlayanı terk edip şeriatın sert kayalıklarına sığınırlar.

Kısacası Salih insanların lehine olacaksa kurallar gereğinde yumuşatılabilir.

 

 

 

 

 


YorumcuYorum
Sam Adian
19.03.2012
22:38

Dear Mr. Fridin

Orada öldürülen kimseden bahsedilmez, lütfen ayetleri dikkatlice inceleyiniz.

Saygılar

hakansarilar
19.03.2012
23:43

Musa ve Hızır'ın karşılaşması ile ilgili ayetleri bir de "İslam'da kader" nedir ne değildir? tartışmaları çerçevesinde değerlendirsek hangi sonuçlara ulaşırız? Ben burada "olacaklar" hakkında konuşulduğu ve "olabilecekler" ile ilgili olmadığı sonucunu çıkarıyorum. Hızır ihtimale göre hareket etseydi, yaptıklarının hiçbir meşruiyeti kalmazdı. Gaibi bilme konusunda Allah'ın izin verdiği Hızır gibi güçler (ruhani ya da cismani değişmez) bir çeşit zaman seyyahı oluyor bu durumda... Yani "olacaklar" "olmuş olanlar" oluyor. Fakat yine Allah'ın izniyle "olacaklara" müdahale ediliyor ve böylece "olmuş olanlara" da müdahale edilmiş oluyor. Dünya bir "matrix"e dönüyor, Hızır "geleceğe dönüyor". Yoksa elest bezminde "rabbike dinike" dendi de biz hali hazırda o cevabı verme sürecinin içinde miyiz?

Selam ile...

Mete Firidin
20.03.2012
08:19

Kehf:74. ayet: فَانْطَلَقَا حَتَّى إِذَا لَقِيَا غُلَامًا فَقَتَلَهُ قَالَ أَقَتَلْتَ نَفْسًا زَكِيَّةً بِغَيْرِ نَفْسٍ لَقَدْ جِئْتَ شَيْئًا نُكْرًا

:Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa: «Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın» dedi.[74]

Sn hakan bey Hızır Allahın verdiği ilim ve rahmetle kesin bir bilgi ile davranıyor.

Mete Firidin
20.03.2012
09:19

Tahmin etmiştim. Bazılarına bir konuyu anlatmak anadan doğma Kör'e maviyi, yeşili, kırmızıyı, sarıyı anlatmak gibi imkansızdır. Ya da anadan doğma sağıra notaları ifade etmek gibi mümkün değildir.

Mete Firidin
20.03.2012
11:30

Son paragrafınıza tamamen katılıyorum. Diğerlerine gülmekten katılıyorum.

Mete Firidin
20.03.2012
12:24

Onu şöyle anladım: Al-i İmran suresi 79 . ayet: Allah’ın, kendisine Kitab’ı, hükmü (hikmeti) ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın, “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir:) “Öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler olun.”

Lütfi Hocaoğlu
20.03.2012
13:58

İnsan olmak zorunda. Çünkü 77. ayette:

حَتَّى إِذَا أَتَيَا أَهْلَ قَرْيَةٍ اسْتَطْعَمَا أَهْلَهَا

Nihayet ikisi bir karye ehline gelince oranın ehlinden yemek istediler.

Taam kökünün istif'âl babına geçmiş şeklidir. Lisanu-l Arabda:

واسْتَطْعَمَه: سأله أَن يُطْعِمه

Ondan istit'âm etmek: Ondan yemek yemeyi istemek.

Burada istit'âm ikil geldiği için ikisinin de yemek yeme özelliği olduğu anlaşılıyor.

Lütfi Hocaoğlu
20.03.2012
15:39

Sizin ruhanileriniz yer mi?

Buna göre yemek yiyen ruhaniler olması gerekir, değil mi?

Lütfi Hocaoğlu
20.03.2012
16:08

O zaman bu ruhani kavramını açmanız lazım.

Ben anlamadığım için soruyorum. Yemek yiebiliyorlar ama yemeye ihtiyaçları yok.

Bedenleri var ama isterlerse bedeni bırakabiliyorlar mı?

Lütfi Hocaoğlu
20.03.2012
17:19

Peki o sırada Cebrail hiç yemek yemiş mi?

Eğer yemek yemişse dediğiniz olabilir.

Lütfi Hocaoğlu
20.03.2012
19:54

Şundan dolayı diyorum. İbrahim peygambere Lut kavminin helakı öncesi misafirler gelip yemeğe el uzatmadıklarında onların insan olmadığını anlıyordu.

Bir de Kuran'da Müminun 33'de:

مَا هَذَا إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يَأْكُلُ مِمَّا تَأْكُلُونَ مِنْهُ وَيَشْرَبُ مِمَّا تَشْرَبُونَ

Bu yalnızca sizin yediklerinizden yiyen ve sizin içtiklerinizden içen sizin misliniz bir beşerdir demektedir.

Yani yeme içme ölümlülükle ilgili bir vasıf olarak anlatılmaktadır.

Burada Kehf suresinde de özellikle ikisi yemek yemek istedi deyince bana insan olması en uygun göründü.

Ancak başka bir insanı şeriat dışı olarak öldürmesi gerçekten bir müşkül. Bu durumda yine insan olabilir ama Allah'tan bir ilmi olduğu için, Allah tarafından korunduğu için yakalanamayan ve suçlanamayan bir insan olabilir.

Ama insan olmayan varlıkların da insanlara insan gibi görünmek için yemeleri durumu varsa sizin dediğiniz gibi bu kimse Cebrail gibi Ruh olabilir.

hakansarilar
20.03.2012
21:31

Mete Bey, Ben de tam onu söylüyorum. Kesin bilgi. yani kader... Fakat bunu söylerken yani "olan oldu, olacak olan da oldu" derken, yine de seçimi biz yaptık diye düşünüyorum. "Yarın nasıl davrandım?" diye merak edebiliriz diyorum. Bu soru meşrudur. Zamanın içinden ve dışından bakmak meselesi... Zamandan münezzeh olunca geçmiş ve gelecek arasında ardışıklık kalkıyor. Biz zamanın dışından bakamıyoruz. Eğer öyleyse, zaman bir yazılımın adı oluyor. Zaten varlık dediğimiz de beynin algıladığı sinyalleri yorumlaması değil mi?

Cengiz beyin şu sözleri çok açıklayıcı. "Azrail'i tutabiliyorsanız cezalandırırsınız" Çünkü şeriat insan hayatı için "bir düzen kurma" işi olarak yazılımın dışıyla ilgilenmez. Yani Hızır cismani de olsa ruhani de olsa zaten Allah'ın korumasıyla şeriata yakalanmayacaktır. Şeriat görünene göre hüküm vermekle yükümlüdür. Zaten siz de son paragrafa katıldığınızı söylüyorsunuz. Ben de tamamen katılıyorum.

Tartışma Hızır insan mı ruhani mi? Fakat ben Musa Hızır karşılaşmasında hep kaderi anlamaya çalışırım. Tartışma hakkındaki fikrime gelince; Lütfi beyin "Lut kavminin helakı öncesi misafirler gelip yemeğe el uzatmadıklarında onların insan olmadıklarını anlıyordu" argümanı çok ikna edici.

Mete Firidin
21.03.2012
07:25

Sanırım aslında denenen niyetlerimiz. Yoksa hiç bir şeye muktedir değiliz aslında.

Süleyman Karagülle
27.03.2012
21:05

Firidin'in açıklamalarında tutarsızlık yoktur. Teşabü'hu tam olarak çözmek mümkün değildir. Herkes kendine göre anlar o onun için doğrudur. Cengiz'in insan üstü çözümlerini şeriatçiler kabule etmez. Bence bu kıssa, tarikatın hak olduğunu, sadece kişileri eğitimleri ile ilgilenmeleri gerektiği, askerlikte olduğu gibi tarikatta da şeriatın katı kuralarının geçersiz olduğu, dolayısıyla şeriatçilerin de tarikatçıların yaptıklarını şeriata göre değerlendirmemeleri gerektiğini anlatmaktadır. Burada kuvvetler ayrılığının esasları yer alır. Tarikat kişilerin şeriat topluluğun. Tam adalet dünyada değil ahirette olacakdır. Meleklerin yemek yemediği iddiası yanlıştır. Melekler bizim yediğimiz yemekleri yemezler ama onlar da kendi besinlerini yerler. Kendiliğinden güce sahip yalnız Allahtır. Kanatları var onunla uzayda uçarlar. Kanatlarda ki enerji ile kendilerine yön verirler. Tartışmalar cidala dönüşmesin. Herkes kendi görüşlünü iddiasız beyan etsin.





Çok Yorumlanan Makaleler
Mete Firidin
Kuran'da Kölelik
27.12.2013 63422 Okunma
86 Yorum 08.01.2014 17:16
Lütfi Hocaoğlu
Fahişe ve Fahşâ
20.08.2015 39049 Okunma
81 Yorum 16.09.2015 00:08
Mete Firidin
Hz. Adem’in Kaburgası
25.04.2012 22752 Okunma
59 Yorum 28.04.2012 13:42
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15330 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Mete Firidin
Miras ve Kelale Ayetleri
13.02.2014 27887 Okunma
53 Yorum 28.02.2014 13:04
Sam Adian
FINANSMAN MESELESI VE ZEKAT
8.11.2012 26822 Okunma
46 Yorum 28.05.2024 13:53
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 24119 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Sam Adian
IŞLEVSIZ TANRI...!
9.09.2012 14947 Okunma
43 Yorum 28.05.2024 14:10
Sam Adian
EN IYI ANAYASA YAZILI OLMAYANDIR.....
7.07.2012 13190 Okunma
35 Yorum 28.05.2024 14:26
Lütfi Hocaoğlu
Bilgisayardan Kuran Öğrenmek. Ruhu-l Kuran Projesi
1.08.2009 16380 Okunma
34 Yorum 27.01.2024 09:00
Cengiz Demirci
Sam Adiyanı hakeme davet ediyorum
10.07.2012 13819 Okunma
34 Yorum 15.01.2013 10:44
Mete Firidin
Adem'in ve Havva'nın Hatası
2.03.2014 29681 Okunma
34 Yorum 10.03.2014 00:48
Sam Adian
KAT'a ve NEFY - KAVRAMLAR
7.04.2012 12610 Okunma
32 Yorum 09.04.2012 18:02
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 11890 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Mete Firidin
Amen ve Senetin
15.11.2012 34950 Okunma
31 Yorum 30.11.2012 13:47
Harun Özdemir
Evlenme hakkı üzerine
11.07.2012 11753 Okunma
30 Yorum 18.07.2012 19:12
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 31229 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 41045 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 30318 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Sam Adian
BIR EYLEM OLARAK ZINA
14.07.2012 34099 Okunma
25 Yorum 28.05.2024 13:42
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 10794 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Cengiz Demirci
İlk karzı hasen kooperatifi
3.01.2013 21154 Okunma
25 Yorum 06.02.2013 20:31
Sam Adian
SOSYAL KAPITALIZM.
21.03.2012 14138 Okunma
24 Yorum 28.05.2024 14:39
Sam Adian
Varlığın Rabbi....
28.08.2012 11955 Okunma
24 Yorum 05.09.2012 10:43
Mete Firidin
Nutfetin Emşâcin (99)
14.05.2013 29072 Okunma
24 Yorum 17.05.2013 15:16
Sam Adian
DARB-I MESEL VE YETKI GASPI
8.03.2012 10255 Okunma
22 Yorum 11.03.2012 16:10
Sam Adian
KAT'A ve NEFY
31.03.2012 13745 Okunma
22 Yorum 11.04.2012 01:44
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 12849 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 37500 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Cengiz Demirci
Süleyman Akdemir'in Erbakan Vakfına Teklifi
4.02.2015 16736 Okunma
21 Yorum 17.02.2015 09:32
Sam Adian
HAMR ve HUMR
25.02.2012 51799 Okunma
19 Yorum 28.05.2024 13:50
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9510 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 11621 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Sam Adian
HMR ve SONUÇ
16.03.2012 12057 Okunma
18 Yorum 16.03.2012 18:08
Sam Adian
HADIM'DAN ZINAYA
12.07.2012 11144 Okunma
18 Yorum 13.07.2012 10:00
Mete Firidin
Şeriata Göre Kadınların Dövülebilmesi?
16.03.2014 20663 Okunma
18 Yorum 20.03.2019 10:45
Mete Firidin
Kuran’da Tasavvuf ve Lahid Köklü Kelimeler
8.05.2014 14092 Okunma
18 Yorum 10.05.2014 11:22
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9084 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Harun Özdemir
Adem Tiflis'te insan oldu!
26.06.2012 10225 Okunma
17 Yorum 05.07.2012 21:40
Mete Firidin
Cennetteki Khamr
28.05.2015 20713 Okunma
17 Yorum 29.05.2015 19:00
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Adil Düzen ile Endülüsleşmeyi önler-2
1.04.2023 1033 Okunma
17 Yorum 01.04.2023 12:41
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-8
15.04.2023 1016 Okunma
17 Yorum 15.04.2023 05:37
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-11
24.04.2023 892 Okunma
17 Yorum 24.04.2023 16:37
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-12
28.04.2023 1015 Okunma
17 Yorum 28.04.2023 10:03
Sam Adian
EKIMUS SALAT - Namaz bir Ritüel midir?
1.02.2012 18830 Okunma
16 Yorum 28.05.2024 14:30
Sam Adian
SLT ve SISTEM Toplu değerlendirme ve cevaplar
19.02.2012 11021 Okunma
16 Yorum 24.02.2012 01:08
Sam Adian
UTANMAZLIK ZINA MIDIR?
13.07.2012 13961 Okunma
16 Yorum 14.07.2012 21:14
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 12567 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Reşat Nuri Erol
Hocaların Hocası Ali Yakup Cenkçiler Hoca - 4
29.05.2021 3238 Okunma
16 Yorum 30.05.2021 17:12
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-5
27.03.2023 1062 Okunma
16 Yorum 28.03.2023 03:38


© 2024 - Akevler