ADİL DÜZENE GİDEN SÜREÇTE HAZIR HALE GELMEK
“Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların hevalarına/arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın.” (Maide, 5/48, 49).
Mekke yönetimi tarafından Allah’ın hükümleri doğrultusunda kararlar değil de onların arzularına uygun karar alınması isteniyor ve peygamberimiz de bu ayet ile birlikte bu teklifi ret ediyor.
Demek ki alınan kararların Allah’ın hükmüne uygunluğu önemlidir. Ama bir önemli nokta da müşriklerin batıl yollar ile mü’minleri şaşırtma potansiyellerinin zayıflatılması ve şaşırmayacak bir potansiyele de sahip olmamız için hazır hale gelmemizin gerekliliğidir.
Şimdi şaşırma olmaması için gereken ne ise onu yapmaktır önemli olan. İşte bu noktada peygamberi yöntem devreye girmektedir.
Demek ki bize şart koşamayacakları bir konumda olmamız gerekiyor. Çünkü Mekke yönetimi putlarına karışılmamasını şart koşmuştu
Himaye altında bulunmayı gerektirmeyecek kadar güçlü, kendi kimliğimizi koruyabilecek kadar bağımsız , kendi güvenliğimizi sağlayabilecek kadar imkanlara sahip bir konumda olmamız gerekiyor.
Ümmetin ahlaki ve ilmi yönlerden tam gelişmişliğini sağlamamız gerekiyor.
İyi nitelikte ve ehliyette kadroları hazırlamamız gerekiyor. Çünkü peygamberimizin sünneti ile tedrici olarak bunların gerçekleştiğini görüyoruz.
Yani bu ayetle ve peygamberimiz hayatında tedrici olarak gelişen süreçlerde de görüyoruz ki yönetime hazır olunmadan yönetime talip olunmaz. Yoksa onların hevasına teslim olunur ve hiçbir ıslah hareketi yürütülemez.
Medine’de olduğu gibi, bağımsız bucak seviyesinden başlanarak bir devlet kurma imkanı var ise bunun nerede mümkün olabileceğinin gösterilmesi gerekir. Gösterilene kadar mevcut yönetimin ıslahı için ve tam ideal hakkı üstün tutan bir anlayışa bürünebilmesi için mücadele etmek gerekir. Peygamberimiz döneminde ve daha sonra ele geçirilen yerlerin yönetim biçimlerinin ıslah edilmesi gibi.
Üniter bir devletin yönetimine talip isek ilk etapta anayasal engel olmayan süreçlerden başlamamız gerekiyor. Çünkü anayasada sosyal devlet anlayışından bahsediliyor. Bundan dolayı borç faiz ekonomisinin değişimi için, adaletsiz vergi sisteminin değişmesi için gayret göstermek gerekiyor. Adil düzenin sosyo ekonomik yapılanmasının yani merkezi ve atamaya dair sisteminin öncelikli işletilmesi gerekiyor. Hakkı üstün tutmaya yönelik süreç üniter bir devletin ıslah edilmesi aşamasından başlatıldığı için maddi ve manevi kalkınmaya yönelik ıslah hareketi gerçekleşmeli öncelikli olarak. Bunun için genel hizmetler adalete uygun yürütülmeli, denk bütçe hazırlanmalıdır. Devlet imkanlarının israf edilmemesi, paylaşımda adalet sağlanmalıdır. Savunma sanayisinde ve teknolojide gelişim ve kendi kaynak paketlerimizin oluşturulması ile ekonomik olarak tam bağımsız bir ülke olunması için mücadele etmek gerekmektedir. Bu hususlarda gerçekleşen bütün ıslah hareketi ile birlikte, halka anayasa değişliği noktasında tebliğ yapılmalıdır. Halka karar alma sisteminin, yönetimde adaletin en ideal şekline bürünmesi için bucaktan başlayarak, il ve devlet kademesine doğru 4 kuvvetli (yasama, yargı, yürütme, denetleme) olan ve denge esası üzerine kurulu meclislerin kurulması gerektiği anlatılmalıdır.
Bir taraftan da başta kanunlarımızın oluşumunda dayatma yapabilen uluslararası ifsat kuruluşlarının yerine ikame edilecek ıslah kuruluşlarının kurulması gerekmektedir. Bunun için mevcut BM yerine adil yeni dünya BM sinin kurulması gerekir. Diğer uluslararası kuruluşlar yerine yenisinin ikamesi gerekir. Bu da güçlü ve bağımsız Türkiye liderliğinde D-8 ‘in tekrar canlandırılması ve D- 60ı’ın kurulması ile mümkün olabilecektir. İslam dünyasının potansiyelini, ifsat edici kuruluşlara yönelik yaptırım gücü olarak kullanmak ve onların zulümlerini, ifsadını durdurmak gerekmektedir.
Ardından halkta sağlanan konsensüs ile yapılan anayasa değişikliği ile çoğunluk demokrasisinin, çoğulcu ve temsili hale dönüştürülmesi gerekiyor. Peygamberimiz ekonomik düzen inşasına üniter devlet aşamasından yani Arabistan yarımadasına yönetim olarak tam anlamı ile hakim olduktan sonra başlamıştı. Biz de üniter bir devlet aşamasında ıslah hareketini başlatmışken merkezi adil sosyoekonomik yapıyı öncelikle işletmemiz gerekiyor. Yerelden ve yerinden yönetimleri de bir taraftan geliştirerek elbette.. Böylece zaman içinde ideal şartlara ulaşma imkanı mevcut olacaktır..
Bu süreçler yaşanmadan batıl sistemi bertaraf etme imkanı gözükmemektedir.. Mücadele etmediğimiz müddetçe batılın dayattığı kanunlara uymak zorunda kalıyoruz ve mevcut batıl sistem içinde yaşamak zorunda kalıyoruz. İşte bu durumda da yukarıdaki ayette belirtilen onların heva ve isteklerine uymuş oluyoruz.
Peygamberimiz döneminde Mekke’de ilk önce yönetime talip olunmamışken, daha sonra gerekli güç ve imkanlar elde edildikten sonra Mekke’nin fethi ile Mekke’nin, Kabe'nin anahtarı alınıyor. Çünkü Mekke Fethine kadar olan süreçte hazır hale gelinmiş olunuyor. Artık şartları ve koşulları oluşturabilen, bağımsız olarak hareket edebilen, himayeye ihtiyaç duymayan ve kendi güvenliklerini temin edebilecek bir konuma erişilmiş olunuyor.
Bu esnada yeryüzü arzında hicret edebileceğimiz ve Allah’ın hükümleri ile hükmedebileceğimiz yönetim boşluğu olan bir yer, ya da hakkı üstün tutan bir yer veya bunu oluşturabileceğimiz bir yer ve imkan bulunup gösterilir ise oraya da hicret etmeye hazırız. Ama yok ise biz de mevcut batıl sistem ile boğuşmaya hazırız. Cihad etmeye hazırız.
Batılın bizden uzaklaşmasını sağlamak ona hiç bulaşmamak değildir. Hatta ona bulaşmak ve ıslah etmek demektir. Nasıl ki nefsimizi ıslah etmek için onun ile uğraşıyor boğuşuyor isek, batıl sistem ile de boğuşmak, savaşmak gerekir ama savaşabilmek için de önce güçlü olmak hazır hale gelmek gerekir. Boğuşmaz isek o çocuğumuzu bile tanıyamayacağımız bir hale eviriyor. Biz ona dokunmasak da o bize, neslimize, tohumumuza bile dokunuyor. Boğuşan ile boğuşulur. Bizi bize bırakmayan, her halimize müdahil olan ile savaşılır. Bizim yakamızdan tutup eğitim sistemi, sağlık sistemi ile istediği gibi savuran ile boğuşulur.. Ama dediğim gibi her yönü ile güçlü olmak zorundayız. Bu çabayı gösterdiğimiz zaman da Rabbim 1 e 20, bazen daha fazla oranda destek sağlayacak, yardım edecektir ve çalışmalarımızı da bereketlendirecektir. Biz buna inanıyoruz.
İnş. Müh. Hilal Çekmen,
11. 05. 2023
Yeniden Refah Partisi Milli Siyaset Kurulları
Aile ve Sosyal Hizmet Politikaları Kurul Başkanı,