ADİL DÜZENDE AİLE, KADIN ve ÇOCUKLAR NASIL KORUNUR-1
Sağlıklı bir toplum yapısını, sağlıklı aileler ve aile kurumu çatısı altında yetişecek olan nesiller meydana getireceklerdir.. Neslin ve toplumun korunması için aile kurumunun korunması öncelikli konumdadır. Bundan dolayı aile politikalarına gerekli önemin verilmiş olması gerekmektedir.
Devlet, aileyi muhafaza ve sosyal fonksiyonlarını yerine getirebilme halini temin edebilmek için temel politikaları düzenlemelidir. Aile politikası, aile kurumun toplumsal, hukuki ve ekonomik açılardan muhafazası, güçlü kılınması ve destekle devamlılığının temini gereksiniminden ortaya çıktığı için sosyal politika ve hizmetler toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde geliştirilmeli ve şekillendirilmelidir.
Dolayısı ile aileyi geliştirecek ve koruyacak olan politikalara üç ana başlık altında bakmak mümkündür. Bunlar:
1. Ailenin ihtiyaçlarını giderecek noktada düzenli gelir imkanlarını sağlayan ekonomik tedbirler,
2. Aileyi geliştirecek, besleyecek kültürel, eğitim ve danışmanlık hizmetleri,
3. Ailenin fonksiyonlarını üstlenerek destek sağlayacak kurumsal mekanizmaların kurulması olarak sıralanabilir.
1. ADİL DÜZENDE BÜTÇE UYGULAMALARI İLE AİLE, KADIN VE ÇOCUKLAR NASIL KORUNUR?
Adil düzende aile kurumu ve bütün şahıslar geçindirme hususunda devlet bütçesinin güvencesi altındadır ve böylece toplumsal yapı korunmaktadır.
Geçindirme hususunda;
1.Adil düzen devleti çalışabilecek durumda olan kadın ve erkek için faizsiz iş kredisi vererek destek sağlamaktadır. Adil ekonomik düzende üretmek isteyen ve çalışmak isteyenler için gerekli faizsiz kredi desteği bulunmaktadır. Devlet bütçesi üretim cinsinden ortak olduğu genel hizmet payı olarak oluşmaktadır.
2.Çalıştığı veya çalışmadığı durumlarda fakirlik sınırının altında olanlar için servet dağılımındaki dengesizliği ve/veya açlık ya da miskinlik sınırının altında olanlar için adil düzende gelir dağılımındaki dengesizliği gidermek adına bir bütçe fonu vardır. Fakirlik fonundan çalışabilir durumda olan kadın erkek herkes faydalanır. Belirlenen rüşt yaşına ermemiş ve bakıma muhtaç, yaşlı, engelli olanlar için belirlenen bütçe fonu adil düzende ayrıdır ve bakım sağlayan ve onların geçimini sağlayan kişilere bütçeden hiçbir ekonomik kritere bakılmaksızın maaş bağlanmaktadır. Bakıma muhtaç olanlara bakan kişiler bu fondan faydalanmaktadır. Açlık sınırı, miskinlik sınırı ya da işsizlik sigortası sınırı olarak ifade edilen sınır fakirlik ortalamasının yarısından az servete sahip olunması kaydı ile yapılan gelire göre olan sıralamanın en altta kalan ¼ lük bölümünü belirleyen sınırdır. Bu sınır değerin altında olan herkes çocuk, yaşlı ve bakıma muhtaç olduğuna bakılmaksızın bucak, il ve devlet bütçesindeki işsizlik sigortası fonundan yani miskinlik fonundan faydalanır. Fakirlik sınırı da servet sıralamasının orta değeridir. Orta değerin altında kalan çalışabilir durumda olan kadın ve erkekler bucak ve il bütçesindeki fakirlik fondan faydalandırılır. Bu sınırın üstünde olanlar, servetlerinin korunabilmesi ve sigortalanması anlamına gelen 1/40 oranında vergiyi yani zekatlarını devlet bütçesine katarlar.
1.1.Adil Düzende Aile Kurumunu Geçindirme Hususundaki Sorumlusuna Güç Yetiremediği Durumlarda Destek Sağlanır.
İslam akdine göre evlilik birliği oluşturulduğu zaman koca, karısını ve çocuklarını geçindirmekten ve temel ihtiyaçlarını karşılamaktan sorumludur. Adil düzende aile sözleşmeleri tescil edildiği için ve belirtilen sorumluluk durumu esas alındığı için, sorumluluklarda ve yetkilerde eşit paylaşım kaidesini esas almak isteyenler bunu sözleşmelerinde belirtme özgürlüğüne sahiptirler.
Eğer aile kurumunda aileyi geçindirme noktasında sorumlu olan kişi geçindirmeye güç yetiremiyor ise; Adil Düzen Devleti geçindirmeye güç yetiremeyen sorumlunun yanındadır ve vereceği ekonomik destek ile aile kurumunu koruma altına almaktadır.
“Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez…” Bakara Suresi 286. Ayet
Aile için miskinlik hesabı yapılırken bir mutfaktan ortak olarak yiyenlerin gelirleri esas alınır. Aile nüfusuna bölünür. Ailenin gelir ortalaması böylece bulunmuş olur. Aileyi geçindirmede sorumlu olan kişiye ailenin gelir ortalaması miskinlik değerinin altında kalmayacak şekilde bucak bütçesinden o aile için miskinlik payı verilmiş olur.
Aile içine kim katılmış olursa olsun yetim veya yaşlı da olabilir. Yetimlere ve yaşlılara bakanlar, yaşlılar ve yetimler fonundan pay aldıkları gibi, bu katılanlar ailenin gelir ortalamasını da düşürmüş olduklarından ayrıca miskinlik fonundan da bu kişilere bakanlar, gelir bakımından da destek almış olurlar. Yani katılan kişi bu fondan alacağı payı aileye katmış olur ve sadece bakım yönünden değil ayrıca geçim yönünden de aileye bir sıkıntı ve yük oluşturmamış olurlar. Miskinlik payı evin nafakasını temin etme zorunluluğu aile sözleşmesinde belirtilen sorumluya verilmektedir. Diğer aile fertlerine ve aileye katılanlara verilmemektedir. Sorumlu olan kişi İslam Akdine göre koca, bu payın bütün aile fertlerinin ihtiyaçlarının temin edilmesi için kullanılmasını sağlamaktadır.
Ailenin miskinlik fonundan faydalanma durumu ailenin toplam geliri esas alınarak belirlenmiş olur. Adil düzende fakirlik ve zenginlik durumu gelire göre değil servete göre belirlendiği için fakirlik payını sadece çalışabilir durumda olan kadınlar ve erkekler ayrı ayrı alabilirler. Koca çalışmayan karısı için kadın servet yönünden zengin olsa da miskinlik fonundan pay alır. Bunu aile masrafları için kullanır. Kadın çalışıyor ise gelirini aile masrafları içine dahil eder. Kadın servet yönünden fakir ise fakirlik payını doğrudan kendisi almaktadır ve bunu aile masrafları içinde kullanmak durumunda değildir. Kadının aldığı fakirlik payına erkeğin müdahil olma hakkı yoktur. Kadının aile masraflarına katılımı geliri üzerinden olur, serveti üzerinden olmaz. Servet miktarı, servete göre yapılan sıralamanın orta değerinin üstünde olan yani nisap değerinin üzerinde olan kadın ve erkek adil düzen devletine zekatını yani vergisini vermek zorundadır.
Yetimler ve yaşlılar, doğuştan hasta-özürlü çocuklar yetim, sonradan hasta olanlar yaşlı hükmüne tabi olarak ayrıca kendilerine ayrılan bütçeden paya sahiptirler ve bu pay kendilerine bakan kişilere ekonomik durumlarına bakılmaksızın verilir.
1.2. Adil Düzende Kocanın Ölmesi ve Boşanma Durumunda Geçindirme Konusunda Güç Yetiremeyen Kadına Destek Sağlanır.
Eğer koca ölmüş ise kadına geçindirme konusunda destek sağlanır. Geliri açısından miskin ve serveti açısından da fakir durumda ise kendisi ve çocukları için hem miskinlik fonundan pay verilir hem de fakirlik fonundan pay verilir.
Adil düzende rüşt yaşına kadar çocukları üzerinde babanın nafaka sorumluluğu devam eder. Çocuklarının nafakasını temin eder. Güç yetiremiyorsa biraz önce bahsettiğimiz miskinlik fonundan desteklenerek bu sorumluluğu yerine getirirler.
Adil düzende rüşt yaşına erenler çalışma kredisi ile desteklenir. Servet olarak fakir ve gelir olarak miskin durumda iseler hem fakirlik hem de miskinlik fonu ile desteklenirler.
Adil Düzende boşanma davaları tarafları mağdur edilmemesi açısından üç ay içinde neticelenir ve bu süre zarfında gerekli ödemeler ve nafaka temini koca tarafından sağlanır. Kadın kusurlu olsa da nafakası evli kaldığı müddetçe kocasına aittir. İddetini beklerken kadının nafakası kocasına aittir.
Boşanmış kadın emzirilen çocuğun olması durumunda baba hem boşamış olduğu karısının nafakasını hem de çocuğun nafakasını öder. Sütten kesildikten sonra ise yalnız çocuğun nafakasını rüşte erene kadar ödemeye devam eder. Güç yetirememe durumlarında miskinlik faslından çocuklarının ve emziren durumdaki boşanmış olduğu karısının payını alır ve ödemeyi yapar.
Kocası ölmüş olan kadın, boşanmış kadın, bekar kadın adil düzende çalışma kredisi ile desteklenir. Fakir ve miskin ise hem fakirlik hem miskinlik fonu ile desteklenir. Dolayısı ile adil düzende kadının nafakası, geçimi ile ilgili bir sorun yoktur. Erkeğin boşamış olduğu kadın üzerinde, kendi çocuğunu emzirme durumu hariç nafaka sorumluluğu yoktur. Sadece çocukları üzerindeki nafaka sorumluluğu da rüşt yaşına kadardır. Boşandığı karısına karşı şimdiki mevcut uygulamalarda olduğu gibi belirttiğimiz kriterler dışında hem de süresiz olarak erkeğin üzerine nafakayı yüklemek zulümdür. Adil düzende kadınların nafakası devletin güvencesi altında olmaktadır.
Adil düzende asıl olan çalışabilir durumda olan erkeklerin çalışmaya teşvik edilmesidir. İslam akdine göre aileyi geçindirme sorumluluğu erkeğe ait olmasına rağmen ve bu hususta devlet de her türlü imkan oluşturduğu, istihdam olanakları oluşturduğu halde, faizsiz emek kredisi ile çalışmayanlar çalışmaya teşvik edildiği halde çalışmayarak, yükü devletin omuzlarına bırakan erkekler toplumsal fayda üretimine dahil olmadıkları için toplum nezdinde itibarsız durumdadırlar. İslam evlilik akdinin gereğini yerine getirmedikleri için de günahkar durumundadırlar. Çünkü bu kişiler üretime dahil olmadıkları için bucak, il ve devlet bütçe gelirlerinin azalmasına sebep olmaktadırlar. Halbuki çalıştıkları halde aile nüfusunun fazlalığı, ya da hastalık ve benzeri durumlardan kaynaklı olarak geçindirmede güç yetirememe durumları müstesnadır. Bu kişiler üzerine günah yoktur.
Adil Düzende kadınlar ekonomik bir zorunluluk hissetmeden isteğe bağlı olarak çalışırlar. Çalışmak isteyen kadınlara her türlü istihdam olanağı adil düzende mevcuttur. Çalışma koşulları çalışan ve çocuklu olan kadınlar için en ideal şekilde hem kadını hem de çocuğu mağdur etmeyecek şekilde düzenlenmektedir. Adil düzende bütün ihtiyaçlar ve genel hizmetler insanların yaşadığı 3000- 10000 nüfuslu bucak ve içinde yer alan 10 merkez sitesi içinde giderilmeye çalışıldığından İstanbul gibi yerleşim yerlerinde olduğu gibi günün 3 saatini yollarda geçirme durumu ortadan kaldırılmış olacaktır. Dolayısı ile anne ve çocuk için yaşadığı muhitte oluşturulan çalışma imkanı, anneyi ve çocuğu birbirinden koparmamak adına çalışma ortamlarında oluşturulan devlet destekli kreşler, kadınların çalışma isteklerine cevap vererek hem kadını, hem de çocukları koruyacak uygulamalar olabilecektir.
Adil düzende toplumsal fayda üretme sorumluluğu kadınlar için de vardır ve bu sorumluluklarını adil düzendeki dayanışma ortaklığı toplantılarına dahil olarak sağlarlar. Adil düzende maddi ve manevi ihtiyaçların tespiti ve giderilmesi hususunda gerekli olan çalışmaları yürütürler. Adil düzende aynı işi yapan erkek ve kadın adalet gereği üretimden aynı paya sahiptir. Şu an mevcut sistemin kadınlara dayattığı çalışma zorunluluğu içinde kapitalist çarklar altında kadının ezilmişliği, emeğinin karşılığının alamama durumları ve kadının istismar edilmesi durumları yoktur.
1.3. Adil Düzende Eşlik Sözleşmesinde Belirlenen Mihr Yani Boşanma Tazminatı ile Kadının Korunması Sağlanır
EŞLİK SÖZLEŞMESİ Taraflar ………………kızı…………….ile………………oğlu………….tarihinde bundan sonra eşler olarak birlikte çalışıp yaşamaya anlaşarak karar vermişlerdir. Hakem olarak …………, ...................’i, …………….., …………….’nu seçmişlerdir. Taraflardan isteyenler yeni hakem seçerek her zaman hakemlerini değiştirebilirler. Çıkacak ihtilafları tarafların hakemleri çözerler. Hakem olarak belirlenmiş olanların bizzat kendileri hakemlik yapabildikleri gibi taraflar o konu ile ilgili yeni hakem de seçebilirler. Başhakemi hakemler seçerler. Hakemlerin kararı kesindir. Tarafların hakemleri ittifak ederlerse, başhakem seçilmez. Taraflar hakem kararlarına uyarlar. Eksik olan maddeleri hakemler tamamlarlar. Hakemlerin kararına karşı da hakemlere gidilebilir. Taraflar nikah şekli olarak İslam Nikahını seçmişlerdir. Eşler ayrılmamak üzere birleşirler. Mihr, Mihri müeccel olarak ….gr … ayar som altın olarak belirlenmiştir. Boşanması halinde erkek mihri boşanma tazminatı olarak verir. Kadın ayrılır ise mihri alamaz. Ayrılmadan erkek ölürse mirastaki paylar ile mihr verilir. Nikahta mal ayrılığı esastır. |
Dolayısı ile boşanma tazminatı, “evlilik sözleşmesinde belirtilen bir haktır ve alt sınırı …..dır” şeklinde adil düzen devletinde tescil kurumları tarafından teminat altına sokulur.
Görüldüğü üzere adil düzende boşanma tazminatı nikah akdi ile belirlenmiştir ve üst sınırlarına devlet tarafından müdahale yoktur. Dolayısı ile devlet sözleşmeye yönelik itilaf durumlarında ancak mağduriyet oluştuğu zaman ve taraf hakemleri ile çözülemeyen durumlarda devreye girer. Mihr borcunu yani boşanma tazminatını ödeyemeyen koca “Garimin” yani borçlular faslından desteklenir. Çünkü mihr bir borçtur. Sözleşmede erkek ve kadının kusurluluk durumunda hangi kriterlerin esas alınacağı da belirlenebilir. Erkek kusurlu ise boşanma isteği kadın tarafından yapılmışsa da yine kadın boşanma tazminatını alır. Boşanma erkek tarafından yapılmışsa kadın kusurlu ise erkeğin mihr yani boşanma tazminatı külfeti kalkar.
İhtilaflı durumlarını hakemler çözerler. Taraf hakemleri ihtilafları gidereceği için ayrıca uzun süren mahkeme süreçlerine gerek kalmadan bu sorun da çözüme kavuşturulmuş olur. Dolayısı ile evlenme ve boşanma sadece erkek ve kadın arasındaki ilişki değildir. Topluluğun sorumluluğu altındadır. İşte mevcut aile yapımız, kadın ve çocuklar adil ekonomik düzenin belirttiğimiz temel kaideleri olmadığı için sosyal güvenlik açısından yeteri kadar desteklenmemekte ve ekonomik sıkıntılar, bunun körüklediği manevi buhranlar ve hukuki süreçler altında ezilir hale gelmektedir. Adil düzen insanların maddi ve manevi sıkıntılarının giderilebilmesi noktasında tam ve mütekamil bir düzendir.
İnş. Müh. Hilal Çekmen