Merkez Bankası
Süleyman KARAGÜLLE
07 ocak 2011
yıl 1; sayı;10
Para kandır. Merkez bankası kalptır. Bankalar damardır. Döviz büroları kılcal damarlardır. İşletmelerde hücrelerdir. Para kandır, Kalpsız hayat olmaz.
Merkez bankası para basar.
1) İşletmeler tahvil çıkarırlar. Merkez bankası bankalar aracılığı ile bunları satın alır. Para piyasaya çıkar. Halk çalışır üretir. Ürettiklerini satın alır. Parayı işletmelere iade eder. İşletmeler bankaya faizi ile iade ederler. Bankada merkez bankasına parayı öder. Bu, üretimi finanse eder.
2) Halk artırdığı parayı bankaya faiz almak için yatırır. Tüccar üreticiye senet vererek mal alır. Üretici bankaya giderek senedin faizini ödeyerek senet karşılığı para alır. Banka bunu merkez bankasına götürür. % 80’ini çeker. Böylece Merkez bankası tahvil parasının beş misli parayı piyasaya çıkarır. Tahvil parasından mevduata gidenin beş misli para bono parası olur.
3) Merkez bankası isterse yabancı ülkenin parasını satın alarak da para çıkarabilir. Bu sefer o faiz almaz, dövizi aldığı ülkeye faiz öder.
4) Bankalar mevduat sahiplerine faiz öderler. Mevduat sahibi demek zengin demektir. Gittikçe zenginler azalır ama büyürler. Mevduat yalnız onların olur. Vadesiz mevduatlara faiz ödenmez. Zenginler bununla taşınmaz alırlar. Halk üretir fazla mal verir az mal alırlar. Bunun karşısında zenginler köşkler yaparlar. Fabrikalar kurarlar.
5) Merkez bankası aldığı faizleri piyasaya iade etmek zorundadır. Yoksa ekonomi çöker. Bu faiz paraları mevduat sahiplerinden toplanır. Yanı merkez bankası faizi kendisi almaz zenginlere aldırır. Yeter yatırıma ulaştıktan sonra faizin harcanacağı yer kalmaz. Krizler olur, savaşlar olur denge öyle kurulur.
Adil düzende:
1- Adil düzende faiz yoktur. Merkez bankası faizsiz bastığı parayı bankalara verirler. Bankalar önce altın alıp parayı piyasaya sürerler.
2- Merkez bankası bankalara faizsiz para verir. Merkez bankalar devre başında halka nüfus başına mağazalara ön ödemeli sipariş verirler. Onlar tüccarlara tüccarlar iş yerlerine sipariş verir. Halk siparişlerde çalışır ücretleri ile kredilerini kapatır.
3- Merkez bankası bankalara faizsiz kredi verir. Bankalar, her çalışana mesleki dercesine göre çalışma kredisini verir. Halk istediği işyerinde çalışır. Ücretini alır. İşveren borçlanır. İnşaat yapılır. İnşaatın hisse senetlerini halk satın alır para işletmelere döner. Onlar da borçlarını kapatırlar.
4- Banka çalışana verdiği kredinin beşte biri kadarını da devlete karşılıksız verir. Onlar da kamu yatırımlarını yaparlar. İnşaattan aldığı vergi payları ile bu borçlarını kapatırlar.
5- Bankalar, kamu bankalarıdır. Bütçeleri kamu gelirlerinden karşılanır. Özel bankalar işletmelere cirodan pay ile ortak olurlar
1- Bugün, kadınların yarısı çalışmıyor. Erkeklerin de memurları, askerleri, öğrencileri, emeklileri çalışmıyor. İşsiz yüzde sekizden fazladır. Çalışıp okuma sistemi gelecek. Askerler üretecek. Emekliler çalışabilecek, memurlar 1/5’e indirilecek. Gereksiz işlere son verilecek.
2- İnsanların çalışmadan da geçinebilmeleri için faizsiz icrasız herkese şirket pay senedi kredisi verilerek, istediği işletmeye halk ortak olacak. İşletmeler faizsiz sermaye bulacak, halk da işletmelerdeki kazançtan çalışmasa da geçinecek.
3- Kira getiren taşınmazlar ipotekli irad senedini çıkaracaklardır. Bunları satın alan halka taşınmaz pay kredisini verecektir. Halk taşınmazların hisse senedini aldıkça bu para ile inşaatlar yapılacaktır.
PARA VE FONKSİYONU
Para insandaki kan gibidir. Merkez bankası da onun kalbi gibidir. Bankalar damarlardır. Döviz büroları kılcal damarlardır. İşletmeler insandaki hücreler gibidir. Parasız ve merkez bankasız devlet olmaz.
Para, tarlanın suyu gibidir. Az verseniz kurur. Fazla verirseniz çürür. Uygun yerlere uygun şekilde vermezseniz bir taraf kurur diğer bir taraf çürür.
Bir devletin dört ekonomik sorunu vardır.
a) İthalat ve ihracatı dengede tutmanız gerekir. Fazla ihraç ederseniz malınız boşa gider. Fazla ithal ederseniz borçlanırsınız. Dengede tutmanız gerekir.
b) Tarım ürünlerini yıllık ihtiyacınız kadar üreteceksiniz. Az üretirseniz aç kalırsınız. Çok üretirseniz çürütür emeğiniz boşa gider. Dengede tutmanız gerekir.
c) Artık emeğe iş bulacaksınız. Bunun için inşaat yapıp yatırımlar yapmalısınız. Az inşaat yaparsanız işsizlik olur. Çok inşaat yapsanız açlık olur. Dengede tutmanız gerekir.
d) Ülke gelişirken kamu yatırımları yapmalısınız. Yol, su, elektrik, haberleşme tesisleri kurmalısınız. Yeterinden fazla yaparsanız kullanılmayan yolar yaparsınız heder olup gider. Ülke sıkıntıya düşer. Yeteri kadar yapmazsanız bu seferde trafik tıkanır, enerji sıkıntısını çekersiniz.
Bunların makroda planlamasını yapacaksınız ki denge devam etsin. Ama mikroda halka müdahale etmeyeceksiniz herkes kendi istediği işi yapsın, istediği ürünü tüketsin. Çünkü insan kendi hayatı hakkında kendisi karar verecek şekilde yaratılmıştır. Onun için kendisi sorumludur. Siz müdahale ederseniz onu insanlıktan çıkarmış olursunuz.
Merkez bankası, halka müdahale etmeden makroda pazar politikasıyla ithalat ve ihracatı, üretimi ve yatırımı dengeleyen, işsizliği çözen ve kamu yatırımları sağlayan bir kuruluştur.
Kapitalistlerde gayesi sermayenin çıkarlarını sağlamaktır. Sosyalistlerde gayesi iktidarlarını pekiştirmektir. Adil düzende ise gayesi devletin varlığını sürdürmesidir. Devlet demek millet demek memleket demektir. Merkez bankasının görevi ülkeyi imar etmek halkına refah getirmektir.
Kapitalistlerde merkez bankası sermayenin elindedir. Bu düzende parası olan düdüğü çalar. Para da yalnız sermayenin olan merkez bankasının elindedir. İnsanlık sermayeye çalışır. Sosyalistler de merkez bankaları devletin elindedir. İktidarda olanlar istediklerini yaparlar. Karma ekonomi de birlikte çalışırlar. Merkez bankasını ortak idare ederler. Bunlar sorunları çözmüyorlar. Sen onun için işsizsin.
Adil düzende merkez bankası, hükümetin değil siyasi partilerin aldıkları oy nispetinde atadıkları ilim adamlarından oluşan bir Merkez bankası yüksek kuruluna aittir. Başkan devlet başkanı tarafından atanır. Başkan yüksek kurulla istişare eder. Kararı verir ve uygular. Kurul üyelerinin hakemlere gitme yetkileri vardır. Yani adil düzende merkez bankası, ne sermayenin ne de iktidarın emrindedir. İlmin ve halkın emrindedir. Görevi sermayeye kazandırma değil halka aş ve iş bulmalarına imkan hazırlamadan ibarettir. İş vermez iş bulmalarına imkan hazırlar.
Batı merkez bankaları sorunları döviz alıp satarak ihracatı ve ithalatı, üretimi bankalar aracılığı ile bono senedi alıp satarak, yatırımı tahviller alıp satarak, kamu yatırımını kamu harcamalarına katılarak ekonomiyi düzenlerler. Bunların tamamı faize dayanmaktadır. Paraya para kazandırmadır. Zengini daha zengin etmedir. Sömürü düzenini sürdürmedir. Açlığın işsizliğin kaynağı budur.
Adil düzende ise İthalat ve ihracat dolar yerine Merkez bankası karsız altın alıp satarak ithalatı, Bono senedi yerine şirketlerin hisse senetlerini karsız alıp satarak üretimi, tahvil yerine taşınmazların hisse senetlerini alıp satarak yatırımı, kamu harcamalarına değil kamu yatırımlarına katılarak kamu yatırım dengesini kurar.