İki Türkiye Cumhuriyeti
1391 Okunma, 0 Yorum
Zülfü Livaneli - Vatan
Ali Bülent Dilek

İki Türkiye Cumhuriyeti

21.02.2010

Gündelik olayların ve haberlerin içinde kaybolmak yerine biraz geriye çekilip soğukkanlı bir çözümleme yaptığımız zaman göreceğimiz manzara şudur:

İki başlı bir Türkiye Cumhuriyeti’ne doğru gidiş hızlandı.

Her şeyden iki tane var artık: İki basın, iki yargı, iki eğitim, iki güvenlik gücü, iki sermaye, iki edebiyat...

Bu ikili yapının Türkiye’yi nereye götüreceği belli. Şu andaki kavga, son ve büyük bir kapışmayla sonuçlanacak.

Bir taraf öbür tarafı yok edecek.

Çünkü hiçbir devlet iki başlı olamaz. Bu, sürdürülebilir bir durum değildir.

Eski devrimci marşlardan birinde “Hazırlandık son kanlı kavgaya” diye bir dize yer alırdı.

Haberleri izlediğimde, gazeteleri okuduğumda hep bu dize aklıma geliyor.

***



Bu durum eskiden “müesses nizam”, daha sonraları “kurulu düzen” denilen sisteme karşı bilinçle yaratıldı.

Eski düzenin zayıf noktaları dikkatli bir biçimde saptandı.

Neydi bu zayıf noktalar?

Dünyaya kapalı olmak, darbeler, asker vesayeti, insan hakları ihlalleri, faili meçhul cinayetler, Avrupa’yla diyalog eksikliği, halka tepeden bakma tavrı, devlet-birey çelişkisinde yargının devletten yana koyduğu tavır vs.

Bu zayıf noktaların üstüne bindirme yapıldı.

Önce Avrupa ve dünya ile iyi ilişkiler kuruldu, reformlar başlatıldı.

Sonra kurulu düzenin bütün yanlışlarının üzerine tek tek gidilmeye başlandı.

Bu süreç boyunca kurulu düzen savunucuları içine sürüklenmekte oldukları tuzağı fark etmemeyi, inatla dünyayı anlamamayı sürdürdüler.

Bize bir şey olmaz gururu içinde rehavete gömüldüler.

Nasıl olsa Atatürk devleti kurmuştu; onun resminin arkasına sığınıp tembellik ederek hayatlarını geçirebilirlerdi.

Oysa Atatürk çağının gereklerine uygun bir devrim yapmış ve ısrarla “Ben hiçbir dogma bırakmıyorum. Her şeyi çağa ve bilime göre yorumlayın” demişti.

Bunları unutup devrimcinin mirasını statükocu olarak sürdürmeye çalıştılar.

Bu arada karşı taraf bizzat kendi kalemlerinden (mesela Ömer Dinçer) açıkladıkları gibi “Artık cumhuriyetin İslâmi esaslara göre yeniden düzenlenmesinin vaktinin geldiği”ni savunuyordu.

Erbakan ve 28 Şubat deneyiminden de iyi ders almışlardı.

Erbakan’ın, Batı karşıtı tutum, sert söylem ve merkez basın yüzünden kaybettiği saptamasını yaptılar.

O zaman, Batı’yla iyi geçinecek, sert İslâmi söylem yerine demokratik reformcu

imajını benimseyecek, kendi basınlarını, aydınlarını, giderek kendi yargılarını, üniversitelerini, güvenlik güçlerini yaratacaklardı.

Ve yarattılar da!

***



Gelin dinamik bir tahlil yapalım.

On yıl önce kurulu düzen neredeydi, şimdi nerede?

On yıl önce pro-İslâmi siyasal hareket neredeydi, şimdi nerede?

Peki bu gidişle on yıl sonra bu ülkede kartlar nasıl dağıtılıyor olacak?

Perşembenin gelişi çarşambadan belli değil mi?

Çare; kurulu düzenin derhal bir özeleştiri yapıp, insanlık dışı suçlarını itiraf edip, yeni, çağdaş, akılcı, halkı hor görmeyen, çalışkan, birbirini engellemeye çalışmayan, dünyaya uygun bir yapılanma içine girmesidir ama ufukta bunu yapacak bir bilinç görünmüyor.

 

 

YORUM:

ÇARE ADİL DÜZEN

Adil düzen yani tevhid(birlik).Ey şikayet edip ikilikten(çokluktan) sızlanan birliğe gel kurtul.Kurtarmaya çağır artık insanları…

Yaşlanan ölecek,yeni doğanlar onların yerlerini alacak.Ama gidiş iyiye mi kötüye mi olacak?Buna Türk halkı karar verecek.Önce her söze kulak verilecek sonra en güzeline uyulacak.Ey insanlar Allah’ın(cc)ayetlerine iyice bakın.Hem nefsinizdeki hem de dışınızdaki.Binlerce yıldır Peygamberler hep bunları söyledi ve bunları getirdiler.Vede birbirlerini yalanlamadan.Siz zannediyormusunuz ki bu durum değişecek.Bu hitabı(kitabı)okuyup uyan kurtulacak uymayan helak olup gidecek.Asrımızda bunu Akevler

Ağzından dinleyin.Gören gözlere,işiten kulaklara,anlayan kalplere sonsuz çareler var…

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 38 | Tarih: 28.02.2010
Ebubekir Sifil
Kandil Uydurmacası
10539 Okunma
3 Yorum
Zafer Kafkas
Hayrettin Karaman
Kutlu Doğum
2225 Okunma
20 Yorum
Hilmi Altın
Ahmet Hakan
Türk Ordusu'na çağrı
1676 Okunma
5 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Dücane Cündioğlu
Kendiniz olmasaydınız ne olurdunuz?
1607 Okunma
Abdülkadir Altınhan
Ahmet Altan
Röntgen
1590 Okunma
1 Yorum
Özer Ataç
Reşat Nuri Erol
'Kusura bakma IMFFAİZciğim'
1574 Okunma
Ilker Ardic
Ümit Zileli
Hüsnü Mahalli - İç ve dış politika
1532 Okunma
Osman Köse
Bekir Berat Özipek
KCK Operasyonları neyin önünü açtı?
1497 Okunma
Bünyamin Demir
Nazlı Ilıcak
Mevlana'dan
1486 Okunma
1 Yorum
Fatma Karuç
Mehmet Şevket Eygi
Ilımlı İslâm, Ilımlı Müslüman...
1485 Okunma
4 Yorum
Emine Hocaoğlu
Can Ataklı
Paşa’ya eteklik giydirenler şimdi demokrasi kahram
1475 Okunma
Mesut Karaaytu
Ali Bulaç
Anayasa ve Kodları
1453 Okunma
Ahmet Yasir Erol
Ruşen Çakır
Düne bakmaktan yarını unuttuk
1451 Okunma
Tayibet Erzen
Fikret Bila
İnsani boyut aşılırsa iş değişir
1447 Okunma
Harun Özdemir
Mehmet Altan
Sıra 27 Nisan Muhtırasına mı Geliyor
1439 Okunma
3 Yorum
Mehmet Hikmetumut
Mahir Kaynak
Operasyon boyutu
1409 Okunma
3 Yorum
Süleyman Karagülle
Zülfü Livaneli
İki Türkiye Cumhuriyeti
1391 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mehmet Niyazi
Sanat ve insanî özellikler
1386 Okunma
Abdurrahman Erol
Toktamış Ateş
Yeni üniversiteler
1383 Okunma
Osman Eskicioğlu
Fehmi Koru
Çakallar bizden değildir!
1353 Okunma
Ahmet Kirtekin


© 2024 - Akevler