Arınç Olayı
1276 Okunma, 2 Yorum
Oktay Ekşi - Hürriyet
Vahap Alma

04.02.2010

BÜLENT Arınç bilindiği gibi bir “hukukçu”dur.

Bu niteliğinin de sağladığı avantajı kullanarak - biraz da inat olsun diyeyaklaşık 5 yıl süreyle TBMM Başkanlığı yapmış, deneyimli bir politikacıdır. Kendi iddiasına göre hem üslubuna egemen biridir, hem de insan ilişkilerinde çok dikkatlidir.


Ama bu son değerlendirmede bir yanlışlık olduğu önceki gece yine ortaya çıktı:

Önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı yapılabilecek en büyük saygısızlıklardan birinin faili oldu.

Dünkü gazetelerde ayrıntıları vardı:

Başbakan Yardımcısı Arınç önceki akşamki görüşmeleri yöneten CHP’li Başkanvekili Güldal Mumcu’nun dinlenmesine ve çalışmasına tahsis edilen odaya girerek Güldal Mumcu’ya önce  “Hanımefendi oturumu iyi yönetemiyorsunuz veya oturumu niçin iyi yönetmiyorsunuz?” demiş. Aralarında bu yüzden tartışma çıkmış. O arada Mumcu’yu “parti militanı” gibi hareket etmekle suçlamış. Kendi beyanına göre son olarak, “Bu gidiş kötüye gidiştir, ben sizi sadece ikaz ediyorum; içtüzüğe uyacaksınız!” diyerek odadan çıkmış.

Güldal Mumcu bunun ardından birleşimi tekrar açınca milletvekillerine hitaben kısa bir konuşma yapmış. Tutanaklara göre:

“Sayın milletvekilleri, sizlerle bir konuyu paylaşmak istiyorum:

Biliyorsunuz -hâlâ da uygulanıyor zannediyorum- ülkemiz yasama, yürütme ve yargı bağımsızlığına dayanılarak yürütülüyor. Şu anda yasamayı temsilen burada bulunuyorum. Ama yürütmenin yasamaya baskı yapma hakkı hiçbir zaman yoktur. (AK Parti sıralarından ‘Nereden çıktı?’ sesleri, CHP sıralarından alkışlar) Ama demin, Bakanlar Kurulu üyesi bir bakan, Başbakan Yardımcısı Sayın Arınç makam odasına gelip, nasıl yöneteceğim konusunda bana talimat vermeye kalkıştı. Bunu şiddetle kınıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bu, son zamanlarda uygulanmaya konulan, uygulanagelmeye başlayan yürütmenin yasama üstündeki bir baskısının ikinci bir tezahürüdür, bunu şiddetle kınıyorum!” demiş.

Size yukarıda sadece haber sütunlarında da okuyacağınız olayı anlattık. Çünkü bu olay, “Millet iradesinin Meclis’in Başkanlık odasında te’dip edilişinin (yola getirilişinin) ikinci örneği” olarak tarihe geçti.

(Birincisi bildiğiniz gibi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’i görevi başında azarlamasıyla yaşanmıştı.)

Bülent Arınç’ın dün kendisini savunma amacıyla söylediklerinin hiçbiri, maalesef yukarıdaki inanılmaz kusuru örtmeye ve unutturmaya yetmemektedir. Örneğin “Ben Başbakan Yardımcısı değil, milletvekili sıfatımla gittim” sözü de, “Müzakereler gereksiz yere uzamasın diye uyarmak istedim” bahanesi de beş paralık değer taşımamaktadır. Çünkü herkes gibi bunca yıldır “milletvekili” sıfatını taşıyan Arınç da bilir ki, Başkan’ın tarafsızlığından şikayeti olan millletvekili bunu usulünce Genel Kurul’a getirir, konu tartışılır ve karara bağlanır.

TBMM üyelerini, demokrasinin o kutsal kurumunun saygınlığını korumaya çağırıyoruz.

 

 

 

 

     Yorum:

 

     Bu Bir Şaka!

 

 

     Soyutlanması gereken bir partinin, eskimiş eski bir bakanı... Eğri büğrü iktidar hayallerinin, umutsuzluk dergahına taşınmış menfi sözlerinden ileri gelen saldırganlık… Duygularının yoğunluğuna yenilmiş koca koca vekiller... Müspet neticeli bir gidişin vakur mimarı iktidar liderine, üzeri balçıkla sıvanmış teneke sözler…

 

     Tecrübeli bir siyasetçinin, sadece duygularıyla hareket etmeyi becerebilen bir kadın meclis başkanına tavsiyede bulunması; bu siyasetçiye karşı kullanılacak bir koz mudur? Allah o kadar peygamberin içinde,  bir tane de kadın peygamber göndermemiş olması bu nedenledir besbelli. Kadınların yapabileceği en iyi iş; Yemek yapmak, bebeğin altını temizlemek, dedikodu yapmak ve en önemlisi de ortalığı allak bullak ederek kargaşa çıkarmak. Tabi bunun için de biçilmiş kaftan gerek! O da CHP ve MHP’nin sayın milletvekilleri! Başı çeken piyonlardan biri de Osman Durmuş Beyefendi!

 

     Zaman Gazetesi yazarı Ekrem Dumanlı ‘’ Osman Durmuş’un önceki gece sebep olduğu olay beklenen bir gelişmeydi aslında. Zaten herkesin aleyhine konuşuyor beyefendi. Konuşurken kendinden geçiyor,öfkesine hakim olamıyor. Densiz bir adamın söylediği bir sözden yola çıkıp işi başörtüsü yasağına destek şeklinde anlaşılacak bir tutuma götürmek kime yarar sağlayabilir ki! Keşke parti yetkilileri bu kazanın gelişini önceden görselerdi. Lastik patlamadan tedbir almış olurlardı.’’ diyor.

 

     Bu kadar acımasızlık, adaletsizlik olur mu? Ahlaklı bir siyasetin sonucu, ütopyalara bu kadar yaklaşmış bir iktidarın önüne, bu denli saçma bentler mi kurmaktır. Erdoğan’ın sabrı dağ gibiymiş. Şimdiye dek bu muhalefete verebileceği en güzel karşılığı vermeliydi. Meclis binasının tepesi, oturduğu apartman katının terası, İstanbul’a yolunun düştüğü bir gün boğaz ve deniz manzaralı bir kuleden atlamak veya Ağrı Dağı’nın eteklerinden zirvesine kadar yürüyüp zirvede soğuktan donmak. Ya da Orhan Veli’nin kifayetsiz kalan kelimeleri tadında susmak. Cevap olarak sunulacak tek kelimenin bulunmayacağı kelime haznesini araştırmak için beyninden tek kalori bile harcamamak ya da. Ama en güzeli bence, Meclis Kürsü’süne çıkıp alaycı bir gülümseme ile cebindeki leblebilerden hem yiyip hem de tek tek CHP’lilerin kafasına atmak olur herhalde. Baş etmenin başka yolu varsa söyleyin lütfen.Kısacası bize demokrasi yaramıyor. Ya da yarayacak demokrasi bu değil. Getireceksiniz başkanlık sistemini. Ortada ne muhalefet kalır ne de Deniz Baykallar.

 

Vahap Alma


YorumcuYorum
zkafkas
07.02.2010
16:20

Bence burda sizde duygusal yaklaşmışsınız olaylara iktidarın yapması gereken ama sırf beceriksizliğinden yapamadığı şeyleri muhalefeti bahane etmesi çok kabul edilebilir bir durum değil. Burda muhalefeti suçlamaktan çok iktidara bakmak lazım adı üstünde iktidar.

Meclis başkanvekilinin yaptığı daha çok tarafgirlikten kaynaklanıyor ama onun odasına girip saldırı da bulunan meclis eski başkanın yaptığı da onun yaptığından farklı değil.

Duygusal olarak hareket eden ve devlet ciddiyetiyle hareket etmeyen Bülent Arınç’tır. Hatırlayın suikast söylentileri çıktığında yaptığı açıklamaları , tamamen duygusal ve ağlamakla bi tarzda açıkmalar yapmıştı ve ortamı germekte de hiçbir beis görmemişti tansiyonu düşürmesi gerekirken. Aslında kadın ve erkek ayırımından ziyade herkes becerdiği işi yapsa daha doğru olur.

Vahap Alma
08.02.2010
07:28

İktidarın yapamadığı şeyleri muhalefe yüklemenin kabul edilebilir bir durum olmadığı normal bir düzende doğrudur. Yalnız, iktidarın yapmak istediği şeyleri gözden geçirirsek karşımıza farklı bir tablo çıkar. Mesela başörtüsü yasağını yasalaştıran iktidar, çarşaf açılımlarını oyları uğruna reva gören CHP’nin çığırtkanlığı yüzünden anayasa mahkemesinin iptal kararıyla karşılaştı. Mesela Türkiye tarihinde Abdullah Gül kadar oy almak zorunda kalan bir cumhurbaşkanı olmadı. Mesela Demokratik Açılım konusunda çözüm önerileri yerine iktidara çamur atmaktan başka bir şey bilmeyen bir CHP tablosu var. Tabi daha neler neler. Yukarda yazdıklarım duygusal bir yaklaşım olsa dahi akla pek de aykırı değil. Yaşananlar çok trajikomik ve de Türkiye için umudun yitirilmesi anlamına gelir...





Sayı: 35 | Tarih: 7.02.2010
Ahmet Hakan
Üzgünüm Başbakan
1367 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Toktamış Ateş
İslam şeriatı
1313 Okunma
1 Yorum
Osman Eskicioğlu
Mümtazer Türköne
EMASYA yetmez
1280 Okunma
Arif Ersoy
Oktay Ekşi
Arınç Olayı
1276 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Mahir Kaynak
İç düşman
1273 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Yılmaz Özdil
Tiyatro
1256 Okunma
Leyla Okta
Mehmet Altan
Cizrede Kent Cizrede papaz
1246 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Hayrettin Karaman
Meclis böyle mi olmalı?
1241 Okunma
2 Yorum
Hilmi Altın
Zülfü Livaneli
Büyük ahlaki çöküş
1208 Okunma
Ali Bülent Dilek
Fikret Bila
PKK için ekonomik önlem alınmalı
1204 Okunma
Harun Özdemir
Bekir Berat Özipek
Uğursuz aşçının elindeki ıstakoz
1199 Okunma
Bünyamin Demir
Can Ataklı
Bu sözünüz yeter Sayın Başbakan
1187 Okunma
Mesut Karaaytu
Mehmet Şevket Eygi
OLAMAZMIŞ!...
1185 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Abdülkadir Özkan
Başörtüsü yasağı ve sokak baskısı
1182 Okunma
Özgül Ertuğrul
Ruşen Çakır
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine erken ve gerekli bir
1178 Okunma
Tayibet Erzen
Reşat Nuri Erol
Kanserli ekonomi, koruyucu tedavi
1173 Okunma
Ilker Ardic
Ahmet Altan
Bu da bitti...
1172 Okunma
Özer Ataç
Ebubekir Sifil
Alevi Açılımı
1170 Okunma
Zafer Kafkas
Mehmet Niyazi
Demokrasi ve basın
1156 Okunma
Abdurrahman Erol
Fehmi Koru
Kaçış yok:değişeceğiz
1097 Okunma
Ahmet Kirtekin


© 2024 - Akevler