• 5 Aralık 2009 Cumartesi
Son günlerde Öcalan ve PKK lehine gösteri yapan, sokakları savaş alanına çeviren, halkın can güvenliğini tehlikeye sokan eylemler nasıl bir sonuç doğurur?
Bu eylemler halkta, haklı olarak, lehine gösteri yapılan kişi ve örgüt aleyhinde ciddi bir tavır oluşmasına neden olmaktadır. Bundan sonra hiç kimse bu kişi ve örgüte yönelik olumlu bir karar alamaz. Bu eylemi yaptıranlar ve onları destekleyenler bunu bilmiyor mu?
Bu soruya vereceğim cevap “biliyorlar ve bu sonucu doğurmak için eylemleri düzenliyorlar” olacaktır. Çünkü Kürtleri siyasi olarak kontrol eden güçler hem PKK’ya hem de onun kurucu liderine karşıdır. Yani bu hareketi etkisiz hale getirmek için sokak eylemleri düzenliyor ve halkta oluşacak olumsuz duygular sonucu bu hareketin devlet tarafından etkisiz hale getirilmesi ve liderinin ebediyen hapishanede tutulmasını sağlamak istiyorlar.
Sözlerim bir tarafın lehine yorumlanmamalıdır. Sadece bir iç çatışmanın fotoğrafını çekmeye çalışıyorum. Kürt sorununu incelerken yaptığımız en büyük yanlışlık bu kitlenin yönlendirilmesi ve yönetiminde var olan rekabeti incelemememiz ve onları tek bir vücut gibi görmemizdir. Oysa PKK başlangıçta bu iç çatışmanın bir ürünü olarak doğmuştu ya da mücadelelerinin asıl hedefi Kürtleri kontrol altında tutan güçtü. Ancak bu güç siyasi açıdan da etkin olduğu için siyasal iktidarları etkileyebiliyordu ve çatışmanın yönünü devlete yöneltmekte başarılı oldular.
Demokratik açılım bölgede yeni bir siyasi yapılanmaya yol açacak ve muhtemelen bölge halkını temsil eden kişiler değişecektir. Bu sadece kişilerin değişmesine değil politik tavrın da değişmesine yol açacaktır.
Eğer önümüzdeki günlerde DTP kapatılırsa bu gelişmenin önü açılmış olur. Şüphesiz kapatılan partinin yerini alacak bir oluşum için hemen çalışmalar başlayacaktır. Sorulması gereken soru bu yeni oluşumun politik tavrının ne olacağıdır.
Benim tahminim, belki de temennim, yeni oluşumun Türkiye ile özdeş ve onun sorunlarını çözmekte yardımcı, ırkçı söylemlerden uzak, demokratik açılımın verdiklerini yeterli kabul eden, bölgedeki ekonomik yapının ve bunun etkisiyle sürmekte olan ilkel törelerle mücadele eden, insan ve kadın haklarını savunan bir oluşumun ortaya çıkacağıdır. Bu gerçekleşirse Türkiye ve onun tüm vatandaşları önümüzdeki uygun ortamın yaratacağı imkanlardan faydalanabilecek. Geleceği sadece ekonomik gelişmelerle ve onun sağlayacağı refahla sınırlı tutmak yanlış olur. Türkiye ırk ve inanç farklılıklarını bir sorun olmaktan çıkarmış, geçmişindeki var olan olumlu değerleri çağa uydurarak, hiç kimseye özenmesine ve taklit etmesine gerek bırakmayacak yaratıcı insanlara sahip bir topluma dönüşebilir.
Kürtler hep talep eden, istekleri gerçekleşmezse kırıp dökme şantajına başvuran bir kitle olmaktan çıkıp geleceğin inşasında gayretli ve yaratıcı insanlar olmalıdır. Bir kişinin hapishanedeki odasını büyütmek için otobüs yakıp masum insanların hayatını tehlikeye atmak küçüklüktür.
YORUM
Kürtler insanlığın ilk uygarlığını kuran Mezopotamyalıların torunlarıdır. Uygarlıkta onlarla yarışacak bir topluluk yoktur. Kürtlerin bugün ki duruma getiren Uygulanan hatalı siyasi politikadır.
a) Kürtler tarihi oluşum için çok köklü aşiret anlayışına sahiptirler. Bunu silah zoru ile söküp atmak mümkün değildir. Aşiret reislerini ülkelerinden sürmek sorunları çözmemiştir. Çözemez de. Yapılacak iş yerinden yönetim ilkesi içinde aşiret örgütlenmesine izin vermektir. Yaklaşık onar aileden oluşan ocaklar kurulmalıdır. Her ocak kendi reisi tarafından istediği gibi yönetilmelidir. Yüze yakın ocak birleştirilip bir bucak oluşturulmalıdır. Bucak yönetimi demokratik olmalıdır. Kendi yöneticilerini kendileri seçmelidir. Kendi kamu hukukunu kendisi oluşturmalıdır. Kendi ceza hukukunu kendisi tesis etmelidir. İlköğretimini kendi dileri ile yapabilmelidir. Yaklaşık yüze yakın ocak birleştirilip il yapılmalıdır. İç güvenliği il, kendisi sağlamalıdır. İl içindeki halktan oluşmuş jandarma teşkilatı sağlamalıdır. Orta öğretimini il kendi dili ile yapılmalıdır. Yönetimi kendileri içlerinden oluşturmalıdırlar. İlde yabancılar görevlendirilmemelidir. Bunların nüfusu 300 000 ile bir milyon arasında olacağı için ülkenin bütünlüğüne zarar veremezler. Diyarbakır’da ve Van’da ise birer ordu yerleştirilmelidir. Bu ordulara başka bölgelerden asker alınmalıdır. Bölge merkez illerinin yönetimi ise Ankara’dan atanan görevlileri tarafından yürütülmelidir. Başka bölgelerden atanmalar yapılmalıdır. Hasılı Kürt sorununu çözmek istiyorsak, doğudaki aşiret anlayışını ülkenin bölünmez bütünlüğü için yeniden düzenlemeliyiz.
b) Kürtler tarihi oluşum içinde dinlerine sıkı bağlı kimselerdir. Çoğu Şafii mezhebindendir. Namaz kılmayanın katline kaildirler. Dinlerini öğrenmeye de çok meraklıdırlar. Sümer uygarlığının etkileri sürmektedir. Medreselerinden büyük alimler yetiştirmişlerdir. Erzurumlu İbrahim Hakkı seviyesinde bir ilim adamı Osmanlılarda yetişememiştir. Medreselerin kapatılması ile halk cahil kalmış beş bin yıllık uygarlık ölmeye başlamıştır. Hala orada burada gizli olarak medrese öğrenimine devam etmektedirler ve hala bilgili İslam alimleri yetişmektedir. Doğu halkının devletine bağlanmasını istiyorsak eski usul medreselerin yeniden faaliyete geçmelerini sağlamalıyız. Bu medreseler yalnız sarf ve nahiv okutmayacaklardır. İbrahim Hakkının Marifet namesi benzeri bir kitap yazılayacak. Arapça Türkçe ve Kürtçe yazılacaktır. Yani çağımızın bütün ilimlerin özeti olacaktır. Bu medreselerin diploma vermesine izin verilmeyecektir. Ama imtihanla tüm devlet okullarından diploma alabileceklerdir. Buradan icazetli olanlar okul ve fakültelerde devam mecburiyetinden muaf tutulmalıdır. İmtihanlarda diğer öğrencilere sorulan sorular sorulmalıdır. Buradan icazetli olanlar devlet imtihanlarında muvaffak olurlarsa hocalarına ikramiye verilmelidir. Bir öğrenci medrese hocasından aldığı icazetle lise imtihanına girer başarırsa öğretmenine veya medresesine diyelim 30 000 TL ikramiye verilsin. O kadar öğretmenden tasarruf edeceğiz. Onu da medrese hocalarına verelim.
c) Çağımızın en büyük sorunu işsizliktir. “Aç olan tanrısı ile savaşır” şeklinde bir atasözü vardır. İşsizlik sorununu çözmediğimiz zaman yapılan tüm açılımlar boş olur. İşsizliğin kaynağı faizdir. Faiz halkın emeğini sömürmektedir. Faiz işletmeleri üretemez hale getirmektedir. Faizli ekonomi devam ettiği müddetçe ülke içinde birlik ve beraberlik sağlanamaz. Bunun için önce iç borçlar faizsiz hale getirilecektir. Dış borçlar da tasfiye edilecektir. 1) Dış borç iç borca çevrilecektir. 2) Faizli borç kredileşme borcuna çevrilecektir. 3) Para borcu mal borcuna çevrilecektir. 4) Borç ortaklığa çevrilecektir.
Bundan başka her vatandaşa ehliyetine göre faizsiz kredi verilecektir. Cebri icra kalkacaktır. İşveren borçlandırılacak çalışana ödenecektir. Ayrıca işyeri ve mesken kredisi faizsiz verilecektir. İş ve mesken kredileri İstanbul’da da doğuda da aynı olunca doğuda hayat ucuz olduğu için halk oraya kayacaktır. Oranın nüfusu artacaktır. Böylece nüfusun artmasından dolayı oraya da refah gelecektir. O zaman halk devletine daha içten bağlanacaktır.
d) Doğu halkının dördüncü sorunu askerliktir. Türk halkı bilhassa doğulular çok onurludur. Komutanlarının onları dövmesini baba yerinde gördüğü için son derece saygıyla karşılar, asla bundan dolayı kin şöyle dursun kırılmaz bile… Ama küfredilmesine sövülmesine dayanamaz. Çünkü babası ona küfretmez. Türk ordusunda bu kötü (küfür) alışkanlık halkı çok üzmektedir. Ordusunu seviyor ama bunu sindiremiyor. Bunun çözümü şudur. Bir defa isteyen, bedel verip askere gitmemelidir. Bedelin miktarını o seviyede tutarız ki istediğimiz kadar asker bulalım. Bunlar savaşa katılmazlar.
İkinci tedbir ise astların üstleri seçme ve değiştirme yetkileri olmalıdır. Yeter derecede asker bulamayan komutan emekli olmalıdır. Ayrıca savaş tatbikatlarında başarısız olan komutanlar da emekli edilmelidir.
Bu çözümler uygulandığı taktirde iç veya dış güçler ne yaparsa yapsın sorunları çözülmüş olur.
Yazının özeti
Öcalan lehine hareket Öcalan ve DTP aleyhine sonuç doğurur. Tertipleyenler bunu biliyorlar. PKK bir partiye karşı kuruldu devlete yönlendirildi. Açılım yeni oluşumlara gebedir. DTP yerine kimler gelir? Temennim devletle ve uygarlıkla uzlaşmış bir görüş hakim olsun. Kürtler bağırıp çağıran talepçi kitle olmaktan çıkıp ülkeye katkıda bulunan, istihkak eden kitle olmalıdır.
Yorumun Özeti:
Kürt sorunu aşiret örgütlenmesi, medrese öğrenimi, faizsiz çalışma kredisi ve bedelli askerlik ile üstü seçme hakkı çözer.