06.12.2009
Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi’nin 60. kuruluş yıldönümünü özel bir gala gecesiyle kutlandı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül’ün katıldığı özel gecede, sahnede 50. yılını dolduran emektar sanatçılara da özel ödüller verildi.
Cumhurbaşkanı Gül, sahnede 60. yılını dolduran sanatçılarla sohbet etti. Hepsini tek tek kutladı.
Vefa örneği
Sahnede Gül’le sohbet eden usta sanatçıların Cumhurbaşkanı’ndan bir de talepleri oldu. Sanatçılar Gül’e, “Biz de zaman zaman, misafir sanatçı olarak da olsa sahneye çıkmak istiyoruz. Bu konuda bize yardımcı olur musunuz?” diye sordular. Cumhurbaşkanı Gül, sanat çınarlarının bu ricasını büyük memnuniyetle karşıladı. Sanatçıların isteğini Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin ile Opera ve Bale Genel Müdürü Rengim Gökmen’e iletti. Her iki genel müdür de talebi olumlu karşıladılar. Cumhurbaşkanı Gül’e emektar sanatçıların sahneye çıkabilmeleri için düzenleme yapacaklarını söylediler.
Atatürk’e alkış
Devlet Tiyatroları, Opera ve Balesi’nin tarihçesinin sunumunda Atatürk’ün kültür ve sanatla ilgili sözlerine sık sık yer verildi. Konservatuvar kuruluşuyla ilgili talimatı İsmet İnönü’ye nasıl aktardığı anlatıldı. Sunucuların Atatürk’ten alıntılar okuduğu anlarda salon dakikalarca alkışladı.
Bakan beğenmedi
Gecenin sonunda sahneye gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, tiyatro, opera ve bale gösterilerinde görev alan tüm sanatçıları kutladı, ancak eser seçimini pek beğenmediğini hissettirdi. Günay, eser seçimini şu sözlerle eleştirdi:
“Bir şeyi itiraf etmem gerekiyor ki, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Tiyatrosu’nun, Opera ve Balesi’nin 60. yıl dönümünde bence biraz daha farklı bir içerik görme hakkımız ve beklentimiz vardı. Çünkü Atatürk’ün hasleti sanıyorum ki bir yandan dünyada çok bilinen, popüler eserlerin bizim sanatçılarımız tarafından başarıyla icra edilmesi gibi, bizim biçimimizin çağdaş formlarda yerelden ulusala ve ulusaldan evrensele taşınmasıydı. Sanıyorum ki, O’nun hayali buydu ve 60. yılımızda bu hayale ulaşma konusunda daha epeyce uğraşmamız gerektiğini hep birlikte görmüş olduk.”
Gecede, “Aida” operasının ikinci perdesinden “Zafer” sahnesi, Ali Berktay’ın “Kerbela” oyunundan bir sahne ve “This is your life” adlı bale gösterisi sunuldu.
Kerbela seçimi
Gala gecesinde Kerbela eserinin seçilmiş olması, Hazreti Ali’nin öldürülüşünün canlandırılması izleyiciler arasında “gündeme uygun seçim” yorumlarına neden oldu. Alevi açılımının ve Dersim olaylarının tartışıldığı bugünlerde, sahneye Kerbela oyunun getirilmesi anlamlı bulundu.
Sahnede sigara
“This is your life” isimli bale gösterisi de salonda zaman zaman dalgalanmalara ve gülüşmelere neden oldu.
Kravatla ve takım elbiseyle baleyi sergileyen baletler bir sahnede pantolonlarını çıkardılar ve etek giyerek devam ettiler. Bu sahne gülüşmelere neden oldu. Baletlerin, salonda homurdanmaya neden olan sahneleri ise oyunun bir gereği olarak sigara içmeleriydi.
Baletler sigara yakınca bazı izleyiciler, “Aaa! bu yasak, keşke başka bir gösteri seçselerdi” diye serzenişte bulundular.
Arada askeri şûra sohbeti
Verilen arada ise kulisteki sohbet aynı saatlerde açıklanan Yüksek Askeri Şûra kararlarıydı. TSK’ya karşı yürütülen asimetrik psikolojik harekâtın konu edildiği ve iki askeri personelin irticai ilişiğinin kesildiği haberi geldi. Kuliste Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ihraç kararlarına şerh koyduğu, ancak kararların Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylandığı söyleniyordu. Erdoğan’ın şerh koyduğu doğruydu ama Gül’ün onayladığı doğru değildi. Çünkü ihraç edilenler subay değil astsubaydı ve astsubayların ihraç kararı Cumhurbaşkanı Gül’ün onayından geçmiyordu. Dolayısıyla ihraç kararında Cumhurbaşkanı’nın imzası yoktu.
Y O R U M :
ONUR ÖYMEN’İN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Bu yılın en önemli Meclis oturumunda CHP adına konuşan Onur ÖYMEN’in Baykal’ın bilgisi dışında parti görüşünü açıklaması düşünülemez. Gösterilen tepkiler üzerine CHP’nin ve Baykal’ın Öymen’i sahiplenmesi, konuşmanın bilgi dahilinde yapıldığını gösteriyor.
Öymen, CHP'nin 1937’den beri Dersim ve Aleviler konusunda gizlemeye çalıştığı geçmişini neden çok ciddi bir oturumda deşifre etti? Bunun sorgulanması gerekir:
Soru-1 Nasıl oldu da Dersim’e rağmen Aleviler fanatik CHP’li? Hangi ikna edici bilgiler sunuldu, hangi yöntemler uygulandı?
Soru-2 Her türlü muhalefet hareketi içinde bir çok Alevi yer alırken, Aleviler neden CHP’nin Dersim politikasına on yıllar boyu sessiz kaldı, özellikle 1960 sonrası kuşak bunu sorgulamadı?
Soru-3 Mustafa Kemal Atatürk, Dersim öncesinde ve sonrasında olayları yakından izleyebilecek kadar sağlıklı, olaylar sonrasında Dersim’i ziyaret edecek kadar konuya ilgili iken, sorun neden başkaları üzerinden tartışıldı ve hayali düşmanlar yaratılır?
Soru-4 Mustafa Kemal Atatürk, Hatay’ı Fransız-Suriye’den geri almak için yurt gezilerine, askeri birlik denetimlerine ve tatbikatlarına katılırken ülke içinde Dersim sorunu ile neden bu kadar yakından ilgilendi?
Soru-5 Dersim olaylarının kökeninde Alevilik mi yoksa yerel veya ulusal güvenlik sorunu veya henüz açıklanmamış bir neden mi vardı?
Soru-6 Dersim olaylarının yaşandığı günlerde Türkiye’nin diğer Alevileri neler yapıyordu, devletin diğer Alevilere karşı tutumu nasıl oldu?
Soru-7 Alevi Müslümanların yaşadıkları acıların sorumluluğu neden hep Sünni Müslümanlara çıkarıldı? Burada bir hedef saptırma yok mu?
Soru-8 Her konuda okuma-yazma ve kitaplaşma teşvik edilirken neden bir devlet politikası olarak Alevilik cehalete mahkum edildi? Aleviler de her türlü felsefeyi araştırdılar ama İslam’ı kendi çabalarıyla araştırmayı ve bu konuda Resmi İslam’ı ve bunun etkisinde kalanları doğrularıyla uyarma ihtiyacı duymadılar? Muhammed ve Kuran neden K.Marx ve Kapital kadar ilgi görmedi? Bu konuda ne kadar Devleti ne kadar kendilerini sorgular?
Soru-9 Aleviler her konuda okudular ve yazdılar. Katıldıkları muhalefet hareketlerinde binlerce Alevi asker, polis veya siville öldükleri ve öldürüldükleri çatışmalara girdiler. Ama neden daha etkili ve kalıcı olan kitap, okul, kurs, kütüphane, yargı yolu, siyasal mücadele vererek dünyanın her yerinde olumlu destek alacakları etkinliklere daha az ilgi gösterdiler?
Soru-10 Demokrasilerde her bir oyun ne kadar değerli olduğu bilinmesine rağmen, hangi ikna edici mekanizmalar kullanıldı ki, Aleviler Dersim’i unuttular da CHP’ye Allah’ın ipine sarılır gibi sarıldılar? Daha önemlisi diğer partiler de sanki bir tunç kanunun antlaşması varmış gibi, neden Alevileri CHP’ye mahkum etmiş gibi davrandılar ve Alevi oylarının CHP’de kalmasına rıza gösterdiler? Bu seçmen paylaşım stratejisi diğer gruplar için de geçerli mi?
Soru-11 Onur ÖYMEN, CHP yönetiminin bilgisi dahilinde yaptığı konuşmasıyla 72 yıldır gizlenen gerçeği deşifre ederek acaba demokrasimizin seçmen paylaşım stratejisindeki tunç kanununda bir kırılmanın olduğunu mu ilan etti?
Soru-12 AK Parti Hükümeti’nin Alevi Açılımı yaptığı günlerde Alevileri şok edecek mesajlar vermesi, sersemleyen Alevi seçmeni CHP dışındaki partilere yönlendirme çabası olarak görülebilir mi? CHP’nin yaptığı, tunç kanunu gereği oynadığı oyuna sıkıldım, daha fazla oynamak istemiyorum tepkisi midir?
Soru-13 Uzun zamandan beri parti kurma çalışması yürüten, fakat bir türlü uygun ortam bulamayanlara Onur ÖYMEN, CHP yönetiminin de bilgisi dahilinde yardımcı mı olmaya çalışıyor?
Soru-14 Sayın Baykal’ın en kritik zamanlarda uyguladığı “sel gider kum kalır” taktiği mi yürürlükte? CHP gelecek seçimlerde hangi seçmen kitlelerine açılmayı planlıyor?
Soru-15 Yoksa CHP, partiler arasındaki tunç kanununun hala yürürlükte olduğunu bilerek parti içinde güçlenen Alevi lobisine bir ders vermeyi mi planlıyor? Alevileri parti içinde etkisizleştirecek, diğer partiler de öyle davranacak ki, Aleviler yine gönülsüzce oylarını CHP’ye mi verecekler?
……
……