Önceki yazıda, dünya bor madeni rezervinin yüzde 70'i Türkiye'de dedik... Peki, Türkiye bu zengin bor kaynaklarını istenilen düzeyde değerlendirmekte midir?
Türkiye'de bulunan bor madenleri 1978 yılında çıkartılan 2172 sayılı kanun kapsamında Eti Bank tasarrufuna bırakılmış. Bu tarihten itibaren de bor madeni alanındaki çalışmalar önceki yıllara göre artış göstermiş ve Eti Holding AŞ, Dünya Bor Piyasası'ndaki ikinci şirket hâline gelmiş. Birinci ise bir Amerikan şirketi olan US Borax'tır.
Ancak Eti Holding'in bor rezervi yönünden bu kadar avantajlı olmasına rağmen, bor piyasasında üstünlük gösteremediği ve mevcut pazardaki payının sadece yüzde 10 civarında olduğu öne sürülmekte. Eti Holding ise pazar payının daha yüksek olduğunu belirtirken, ihracat gelirlerinin her geçen yıl daha da arttığını iddia etmekte... (1978'de 83 milyon dolar olan bor ihracat gelirleri, sonraki yıllarda artarak 2002 yılında 186 milyon dolar, 2003 yılında 207 milyon doları, 2004 yılında 252 milyon doları olarak gerçekleşmiş.)
Oysa 2004 yılında Eti Holding ton olarak dünya bor üretiminin yüzde 33'ünü karşılarken, US Borax ise yüzde 27'sini karşılamış, ancak aynı yıl US Borax 626 milyon dolar kazanırken, Eti Holding ise sadece 252 milyon dolar gelir elde etmiş...
Bu oranlar mevcut rezervler göz önüne alındığında oldukça düşündürücü.
***
Eti Holding'in pazar payının bu kadar düşük olmasının sebepleri nelerdir?
Öncelikle Türkiye'de bor alanında yıllar yılı yeterli yatırımlar yapılmamış, bor madeninin işlenmesi ve bu şekilde satılması sağlanamamış. Pazarlama alanında yeterli girişimlerde bulunulamamış ve pazar payı arttırılamamış. Geçmiş yıllarda Türkiye bor madeni konusunda sağlıklı bir politika geliştirememiş...
Eti Holding'in bir numaralı rakibi olan US Borax asla ham bor satışı yapmamakta, bor madenini işleyip bu işlenmiş ürünleri satışa sunmakta. Oysa Eti Holding piyasaya ham bor satışı yapmakta ve bu satış politikası ile 20'ye yakın ülkede bor sanayi tesislerinin kurulmasına zemin hazırlamakta. Satılan ham borları özellikle Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Japonya satın almakta. Yani Türkiye bor konusunda sanayileşmiş ülkelere ham madde sağlayan bir ülke konumunda. Sattığımız bor madeni bu ülkelerde işlenildikten sonra pazara sunulmakta ve Eti Holding'in ürettiği ürünlere rakip olmakta...
Ülkemizdeki madenlerin diğer ülkelere ham olarak satılması, katma değer sağlama potansiyelleri çok yüksek olan bu kaynakların israf edilmekte olduğu anlamına gelmektedir. Bu kaynakların işlenerek mamul hâle getirilmesi; istihdam, katma değer elde edilmesi, ülke ve kamu yararı açısından hayati önem taşır. Toprak altındaki rezervin büyüklüğü bir anlam ifade etmez. Önemli olan bunu çıkarmak, işlemek ve değerlendirmektir. Mesela, ABD'deki bor rezervinin az olması, bu ülkenin bor piyasasındaki ağırlığını etkilememektedir.
Bütün bunların üstüne üstlük Eti Holding'in, bugün Türk sanayicisine yeteri kadar bor madeni satmadığı veya satsa bile dünya piyasalarına sattığı fiyatın iki misline sattığı iddia edilmekte... Eti Holding ise bu iddiayı yalanlamakta ve yurt içi bor madeni satış fiyatlarının yurt dışına oranla daha uygun olduğunu belirtmekte...
***
Sonuç olarak görülmektedir ki, birçok kullanım alanı yanında, alternatif enerji kaynağı olan Türkiye, bor madeni yeterince iyi şekilde değerlendirememekte...
Madenlerimiz bizim öz kaynaklarımızdır ve çağdaş teknoloji kullanılarak ülke için en iyi şekilde kullanılmaları gerekmektedir.
Bor madeninin işlenerek satılabilmesi için gereken teknoloji elde edilip iyi bir pazarlama politikası geliştirilebilir ve bu politika düzgün bir şekilde uygulanabilirse, bor Türkiye için oldukça önemli bir gelir kaynağı olacaktır.
Bunun gerçekleşmesi dileklerimizle...
Yorum: Yazıda görüldüğü gibi Dünyanın bir numaralı Bor firması US Borax. Oysa Bor madenin üzerinde oturan Eti Bor işletmesi ikinci sırada hem’de açık ara ikinci.Türkiye’de bir saplantı var (Bende’de olan bir saplantı) Madenlerimize yabancıları yaklaştırmayalım bizi sömürürler.Fakat görülmektedirki bu saplantı sonunda madenlerimizle sadece övünmekten başka bir işe yaramıyor.Vatanımıza bir fayda getirmiyor. Oysa kanunlar çıkartılıp Madenlerimizi Yabancı şirketlere çıkarttırıp makul olan belli bir kısmını Devlet pay olarak almalıdır.İlk bakışta vatan Hainliği gibi görünen bu düşünce iyi bir planlama ve düzenleme ile yapılabilir.Sonunda Bu madenlerle övünmenin yanında Madenlerimiz değerlenmiş olur.Yoksa bu yabancılar yeni Madenler bulurlarsa o çok övündüğümüz madenlerin üzerinde oturmakla kalırız.