Bile bile lades – 04.09.2009
KREDİ ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Hasan Albayrak, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Afyon'da bir “yurt” binasını gezerken kendisine, “Öğrenci sabah dolabını açtığı zaman önce kendisini görsün” dediğini, o nedenle tüm öğrenci dolaplarına ayna koyduklarını söylemiş. Doğru bir talimat ve doğru bir uygulama...
Ama öğrencilerin çehresi gibi öğrenci dünyamızın görüntüsü de önemli.
Buna ilişkin haberleri birlikte anımsayalım:
Ergenekon savcıları biliyorsunuz Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nden burs alan 15 bin öğrencinin isim listesini, “Bunların terör örgütleriyle bağlantıları var mı?” bahanesiyle incelemeye aldı.
Siz bunun samimi bir soruşturma gereği olduğuna inanıyor musunuz?
Maksat açık... Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği bu ülkenin ancak Atatürkçü gençler elinde çağdaşlaşacağına inanıyor ya... Üniversite çağına gelmiş gençler birtakım tarikat ve cemaat simsarlarının eline düşmesin diye onlara burs veriyor ve bunda çok da başarılı oluyor ya...
Bir şey yapıp onun önünü kesmek ve çocukları “tarikat, cemaat” simsarlarının kucağına itmek lazım.
Bunu da henüz yaşamının baharındaki yavruları “Sonra adın teröriste çıkar ha!” diyerek korkutarak yapabilirsiniz.
Tertip işte bu!..
Nitekim tertibin bir sonraki adımı Cumhuriyet gazetesinin 2 Eylül 2009 tarihli sayısındaki Mahmut Lıcalı ve Mehmet Menekşe imzalı bir haberde tüm açıklığıyla sergilendi.
Lıcalı ve Menekşe “Üniversiteyi kazanarak kayıt yaptırmaya gelen öğrenciler, kent terminallerinde stand açan ve otobüslerin peronlara yanaşmasını bekleyen tarikatların türbanlı görevlilerinin kıskacında kalıyor. Tarikat ve cemaatler, öğrencileri kendi yurtlarına yerleştirebilmek için devlet yurtlarını “AHLAKSIZ YERLER” olarak kötülerken burs ve kayıt masraflarını karşılamak vaadiyle yoksul öğrencileri kandırmaya çalışıyor” diye yazmışlar.
Habere göre sırf Ankara'daki Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmeleri'nde stand açan tarikat ve cemaat yurtlarının sayısı 15'i buluyormuş.
Tarikat ve cemaatler öğrenci avlama işini o kadar geliştirmişler ki, ÖSS'de derece yapan kimi öğrenciler daha kaydolacağı üniversiteye ulaşmadan onlarla bağlantı kuruyor ve “Bursunuz bizden, yurdunuz bizden, cep harçlığınız bizden” diyerek çocukları kendi cemaatlerine kazanmaya çalışıyorlarmış.
Aslında “çalışıyorlarmış” demenin anlamı yok. Çünkü yıllardır bunu yapıyorlar. Sadece bunu yapmakla kalmıyorlar, bir de “abla”lı, “ağabey”li evlere çocukları alarak o tarikat yahut cemaatin istediği “altın nesli” yetiştiriyorlar.
Ülke yönetimini ele geçirecek kadar güçleninceye kadar bu kampanyanın böyle süreceğini de herkes biliyor. Biliyor ama Atatürkçü üniversite hocalarının ve aydınların “Hükümeti devirmek için komplo kurmakla” suçlandığı bu ülkede, sistemin altını oyan bu faaliyetlere kimse “dur” demeyi bilmiyor.
Yorum:
Geçen hafta yazamadığım yorum için özür dilerim.
Bile Bile Provokasyon
Çok trajikomik ve sadece gazetenin o günkü sayfasını doldurmak amacıyla yazılmış, içinde kocaman bir ‘hiç’ barındıran boş bir tespit.
Atatürkçülüğün, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin tekelinde oluşmuş bir düşünce sistemi olduğunu bilmiyordum. Ayrıca Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü de tam olarak anladığını düşünmüyorum. Anlamışsa da neden hala Atatürk ve Atatürkçülük istismar ediliyor onu da ben anlamadım? Lütfen ‘Atatürk, Atatürkçülük, Cumhuriyet ve Çağdaşlık’ kavramlarını samimi bir şekilde gözden geçirin.
Atatürkçülük, dinsizlik değildir. Atatürkçülük, vitrinde pazarlanan özgür ve çağdaş! kadın vücudu değildir. Atatürkçülük, içki masalarında çağdaşlık! naraları atmak değildir. Atatürkçülük, başörtüsünü takmak isteyen kadınlara özgürlük sunan kanun tasarılarına karşı, ‘Cumhuriyet elden gidiyor diyerek’ halkı isyana teşvik edip kışkırtmak değildir.
Herkes -kanunlara riayet ettiği sürece- istediği düşünce sisteminin içinde yer alabilir. Yine herkes -kanunlara riayet ettiği sürece- tabii olduğu düşünce sisteminin içine fertleri davet edebilir. Kendilerine taraf olmayan kuruluşlar davet edince Atatürk düşmanı, yobaz, gerici, cemaat ve tarikatçı, kendileri davet edince Atatürkçü ve çağdaş!!! Bu, düpedüz provokasyondur. Bu, düpedüz Atatürk istismarıdır. Çünkü Atatürk, kimsenin özgürlüğünü ‘çağdaşlık!’ adına kısıtlamadı. Kimseyi dini yaşamından dolayı dışlamadı.
Siz öğrencileri sizin tekelinizde bulunan Atatürkçülük adına destekliyorsunuz, onlar da insanlık adına faydalı olan, ama kendi tekelinde barındırmayıp, kendilerine göre uyarlamadıkları ideolojiler adına destekliyor.
Hangisi doğru sizce?
Allah, sabır ve huzur nasip etsin…