Lokman (8) ‘Kesinlikle Allah’ın vaadi gerçektir’
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
Ayetin okunuşunu ve anlamını hatırlayalım: “Yâ eyyuhâ-nnâsu-ittekû rabbekum vaḣşev yevmen lâ yeczî vâlidun ‘an veledihi velâ mevlûdun huve câzin ‘an vâlidihi şey-â(en) inne va’da(A)llâhi hakk(un) felâ teġurrannekumu’l-hayâtu-ddunyâ velâ yeġurrannekum bi(A)llâhilġarûr(u) / Ey insanlar, rabbinize ittika edin ve ne bir babanın çocuğuna karşılık verdiği ne de çocuk olanın, onun, babasına bir şeyi karşılık veren olduğu dönemden çekinin. Kesinlikle Allah’ın vaadi gerçektir. Bundan dolayı dünya hayatı sizi kesinlikle aldatmasın ve aldatıcı sizi kesinlikle Allah’la aldatmasın. (Lokman Suresi 33)
Ayetin şu bölüm ile devam ediyoruz…
“İnne va’da(A)llâhi hakk(un) / Kesinlikle Allah’ın vaadi gerçektir.”
Buradakİ Allah’ın vaadİ nedİr?
Kur’an’da Allah’ın vaadleri çok sık geçmektedir. Değişik vaadleri vardır.
Buradaki vaadi surenin 8-9. ayetlerinden bilebilmekteyiz.
“İnne-lleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti lehum cennâtu-nna’îm Ḣâlidîne fîhâ(s) va’da(A)llâhi hakkâ(an) ve huve-l’azîzu-lhakîm / Kesinlikle iman edip salihatı amel edenler, onlar için içlerinde kalıcılar halinde oldukları nimet bahçeleri vardır. Allah’ın hak olarak vadetmesi. O etkindir, hükme varıcıdır.” (Lokman 8-9)
İman edip salihatı amel edenler için nimet cennetlerinin olduğunu ve Allah’ın vaadinin hak olduğunu söylemektedir. Kıyamet yevmi hakkında anne-baba ve velet/mevlüd arasındaki birbirine karşılık verememeden bahsedildikten sonra Allah’ın vaadinin hak olduğu te’kîdle (inne cümlesiyle) gelmekte, iman edip salihatı amel edenlere karşılığın Allah’ın vaadinde belirtildiği gibi nimet cennetleri olacağı ifade edilmiş olmaktadır.
Ayettin şu bölüm ile devam ediyoruz…
“Felâ teġurrannekumu’l-hayâtu-ddunyâ /
Bundan dolayı dünya hayatı sizi kesinlikle aldatmasın.”
Dünya hayatı sizi kesinlikle aldatmasın demektir.
Öncesinde “Allah’ın vaadi haktır” denmekte, Allah’ın vaadinin 8-9. ayetlerde “nimet cennetleri” olduğu söylenmektedir. Surenin başıyla sonu arasında bağ kurulmuştur.
“Kıyamet yevminden çekinin” denmiş ama dünya hayatında iman edip salihatı amel edenlere vaad edilen cennetlerin hak yani gerçek olduğu da söylenmiştir.
Bunun ardından sebep sonuç ilişkisi için fâ-u ta’liliye getirilmiş ve bundan dolayı dünya hayatı sizi aldatmasın denmiştir.
Dünya hayatı bizi aldatmayı talep eden şuurlu bir varlık değildir. Burada bir söz sanatı vardır. Mecaz-ı mürsel vardır. Siz dünya hayatına aldanmayın demektir. Dünya hayatının geçici nimetlerine kendinizi kaptırmayın denmektedir. Geçici zevklerin peşinde koşmayın, kalıcı olan cennetler için ittika edin, iman edip salihatı amel edin denmektedir.
“Dünya hayatı” en yakın hayat demektir. Ahiretin yanında dünya hiçbir şeydir. İstediğiniz kadar evleriniz, köşkleriniz, saraylarınız, arabalarınız, özel uçaklarınız olsun; hepsini bırakıp gideceksiniz. Mezarlıklar kendilerinden vazgeçilemeyeceğini sanan insanlarla doludur. İstediğiniz kadar gücünüz olsun, dünyanın en güçlü devletlerini yönetin, kral olun, padişah olun, sonunda öleceksiniz.
Dünya hayatında kazandıklarınız değil imanınız ve salih ameliniz size fayda edecek.
Kıyamet yevminde insanlar dünya hayatında peşinden gittikleri, her sözünü emir telakki ettikleri, onun için öldükleri, hata yapmaz kabul ettikleri, o yaptıysa bir sebebi vardır dedikleri, kesin cennetlik sandıkları anlı şanlı insanların nasıl da süklüm püklüm hallerde olduklarını göreceklerdir. Orada gerçek müminlerin yüzleri parıl parıl olacak, alnı secdeden kalkmadığı halde Allah’ın kurallarına aykırı kurallar koyanlar ve bu kimseleri destekleyenlerin ise yüzleri simsiyah olacaktır.
(Devamı var)