Lokman (7) ‘Ey insanlar, Rabbinize ittika edin’
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
Lokman Suresi merkezli bu yazı serimize ilk yazıdaki öz hatırlatmamla devam edelim. 1999 yılında başladığımız haftalık “Kur’an ve İlim” seminerlerimiz devam ediyor... Cumartesi günü 1268’inci haftalık seminerimizi de yaptık elhamdülillah... Bu yazımda 1266’ıncı haftalık çalışmalarımızdan derlediklerimi istifadenize sunmuş olacağım… Lokman Suresi çalışmalarımızdan derlediklerimi sunmaya -kaldığım yerden-_ devam ediyorum…
“O kitap, onda hiçbir rayb yoktur, gayba iman eden ve salatı ikame eden ve onları rızıklandırdıklarımızdan harcayan ve sana ve senden öncesinde indirilene iman eden ve ahirete inanan muttakiler için rehberdir. Onlar rablerinden bir rehberlik üzerinedir ve onlar, onlar iflah olanlardır.” (Bakara Suresi 2-5)
- Gayba iman ederler. Projelere güvenirler. Siz onlara Adil Düzen’i götürdüğünüzde uygulanmış bir örneği var mı diye sormazlar. Şehadete iman eden kimse ise başarılı bir örnek ister. Muttakiler ise sizin projenizi gördüğünde iman eder, onun bir uygulanmış ve başarılmış örneğini istemez. Muttakiler örnek istemeyenlerdir. Gayb olan Adil Düzen’dir. Henüz bir uygulaması yoktur. Günümüz muttakileri gayb olan Adil Düzen’e iman ederler, ekseriyet demokrasisine değil.
- Salatı ikame ederler. Toplantılarını gerektiği gibi yapar ve buna göre çalışırlar.
- Rızıklandırıldıklarından Allah yolunda harcarlar. Harcamaları için başarıyı beklemezler. Başarıyı görüp harcayanlar şehadete iman edenlerdir. Muttakiler ise gayba iman ederek harcarlar.
- Allah’tan indirilenlere iman ederler. Delilleri bunlardır. Ne önceki siyasetçilerin ne de insanların Allah’ın indirdiklerine dayanmayan fikirlerini, uygulamalarını, siyasi başarılarını delil olarak kabul ederler.
- Allah’ın kitabı (kuralları) onlar için rehberdir, yol göstericidir. Başka yol göstericileri yoktur. Bin bir türlü bahanelerle ileri sürülen gerekçeler onları ilgilendirmez. Yok günümüzde ancak böyle olur, yok bu şekilde olur şeklinde gerekçeler onları ilgilendirmez. Allah’ın kurallarına uymayan hiçbir şeyi uygulamazlar.
Allah’a ittika bireysel de olur ama muttaki ancak bir topluluk içinde olur. Yukarıdaki muttakilerin özellikleri topluluk içinde gerçekleşir. Eğer topluluğunuz cahiliye topluluğu ise ancak bireysel ittikayı sınırlı şekillerde gerçekleştirebilirsiniz. Muttaki topluluğunun oluşmasıyla bu özellikler tümüyle gerçekleşebilir. Ekseriyet demokrasisine iman etmiş cahiliye topluluklarında bunların bütünüyle gerçekleşmesi imkansızdır.
Burada Allah rab sıfatıyla gelmiştir. Çünkü burada ittika terbiyeyi sağlamaktadır. İnsan yetişmekte, olgunlaşmakta ve ittikayı hayat biçimi haline getirmektedir.
Ayetin şu bölümü ile devam: “Vaḣşev yevmen lâ yeczî vâlidun ‘an veledihi velâ mevlûdun huve câzin ‘an vâlidihi şey-â(en) / ve ne bir babanın çocuğuna karşılık verdiği ne de çocuk olanın, onun, babasına bir şeyi karşılık veren olduğu dönemden çekinin.”
Buradaki bu “yevm” kıyamet yevmidir. Artık insanlar arasında karşılık verme ortadan kalkmıştır. Karşılıkları Allah verecektir. İyiliklerimizin de kötülüklerimizin de karşılığını Allah verecektir. Burada dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır.
Ayetteki bu ikinci cümlenin beş te’kîd ile gelmesi (bu ayeti tefsir çalışmamızda beş te’kîd tespit ettik; bu beş te’kîdi merak eden www.akevler.org yayın sitemizde ilgili bölümde detayları okuyabilir), anne/babanın çocuğuna/torununa/torununun çocuğu ve alt nesillere olan fedakarlığının çok belirgin olup te’kîde ihtiyaç göstermezken çocuğun (mevlüd) anne-babaya olan fedakarlığının çok daha düşük olmasından dolayı te’kîde ihtiyaç göstermesidir. Hem de ikinci cümle sadece çocuk için kullanılmış, torun ve alt nesilleri kapsamamaktadır. Alt nesillerde bu fedakârlık daha da azalmaktadır. Kendi çocuğunun faydası yoksa alt nesillerdekilerin hiçbir faydası olmaz.
(Devamı var)