‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’-4
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Yeni yıla birkaç gün kaldı, yeni yıl öncesinde kısaca önceki yılı değerlendirelim ki; yaşanan kimi benzersiz zulümlerin çare ve çözümlerini de düşünüp dile getirelim…
-Gazze’deki benzersiz soykırım seviyesindeki zulüm ve katliam devam ediyor…
-Çağımız dünyasının var olan sözde insani kurumları çare ve çözüm üretmiyor…
-Çare ve çözüm üretmek bir yana sorunun ana müsebbibi zaten işte o kurumlar…
-Dünya çapında var olan zalim sömürü ve soykırım düzeni sona erme durumunda…
Yeni bir yıla girerken, özellikle işte bu dünya çapında var olan ama ‘Gazze Soykırımı’ vesilesiyle ayan beyan varlığını her gün kesintisiz ve adeta ‘canlı yayın’ mesabesinde sürdüren sistem artık tahammül edilemeyecek seviyededir, dolayısıyla sonunun başlangıcındadır…
-Genel olarak ‘teşhis’ böyleyse bunun ‘tedavi’ reçetelerinin üretilmesi gerekmekte…
-Bu köşenin müdavimleri ‘teşhis-tedavi metodu’ ile üretilen çözümleri biliyor…
-Bu ‘çare ve çözümleri’ hazırladık ama ilgili ve yetkilileri ilgisini bekliyor…
-Ama onlar ısrarla ‘summun-bukmun-umyun’ davranışlarını sürdürüyor…
-‘Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, bu yüzden doğru yola dönmezler.’
Diyanet mealinde Bakara suresinin bu 18. ayetinin Türkçe anlamı böyle…
***
Bu girizgâhtan sonra Gazze’dekİ soykırım ile ilgili bir haberle devam edelim; 24.12.2024 tarihli Yahudi Haaretz gazetesindeki haberin başlığı şöyle: Gazze’deki soykırımla yüzleşen İsrailli askerlerin itirafları: ‘Sanki biz Naziyiz, onlar Yahudi gibi hissettim!’
Haaretz gazetesi, Gazze’deki soykırımın bir parçası olduktan sonra psikolojik tedavi gören İsrailli askerlerin çarpıcı itiraflarını okurlarıyla paylaştı. “Sanki biz Naziyiz, onlar Yahudi” sözleriyle dehşeti gözler önüne seren bu ifadeler, Gazze’de yaşanan vahşetin boyutlarını aktarıyor. 4 yaşındaki bir çocuğa yapılan işkenceden sivillerin soğukkanlılıkla öldürülmesine kadar uzanan tanıklıklar, İsrail’in zulmünün insanlık dışı yüzünü bir kez daha gün yüzüne çıkarıyor. Haaretz’in yayımladığı ve sosyal medyada yankı uyandıran ifadeler, İsrail ordusunun (IDF) Filistin’de işlediği savaş suçlarına dair korkunç itirafları ortaya koyuyor. Bir İsrailli psikologun Haaretz’e verdiği röportajda, askerlerin zihinsel sağlıkları üzerindeki etkiler detaylı şekilde ele alınıyor. Röportajda, askerlerin, hükümetin nefret söylemleriyle nasıl şekillendiği ve bu söylemlerin askeri adalet sistemini nasıl zayıflattığı vurgulanıyor. İsrailli askerlerin birçoğu, Gazze’ye girdiklerinde kendilerini “tanrı” gibi hissettiklerini ve hukuk kurallarının tamamen dışına çıktıklarını ifade ediyor.
“BİR KADINA TEKME ATTIM, ÇOCUK SAHİBİ OLAMAYACAK” / Bir askerin ifadesi korkutucu bir detayı ortaya koyuyor: “Bir kadın bana terlik fırlattı, ben ona tekme attım ve kasık bölgesindeki kemikleri kırdım. Artık çocuk sahibi olamıyor.”
“SANKİ BİZ NAZİYİZ, ONLAR YAHUDİ” / Haaretz’in paylaştığı tanıklıklar arasında, askerlerin yaşadıkları ahlaki çöküş ve içsel sorgulamaları da dikkat çekiyor. Bir asker, yaptıkları vahşetin kendisini Nazi Almanya’sıyla kıyaslamasına neden olduğunu belirterek, “Sanki biz Naziyiz, onlar Yahudi” diyor. Bu itiraf, Filistin’de yaşananların tarihi bir perspektiften ne kadar korkunç boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor.
4 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA İŞKENCE / Sosyal medyada paylaşılan bir diğer tanıklık, Gazze’de yaşanan vahşetin boyutunu daha da netleştiriyor. Yeni bir komutanın 4 yaşındaki bir çocuğun kolunu ve bacağını kırıp karnına üç kez bastığını anlatan bir asker, “Komutana ‘Neden böyle yaptın?’ diye sordum. Bana, ‘Bu çocuklar doğduğu gün öldürülmeli. Komutan yaparsa, meşru olur’ dedi” şeklinde konuşuyor.
GAZZE’DEKİ KATLİAMIN BOYUTLARI / İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de gerçekleştirdiği operasyonlarda, 45 binden fazla sivilin hayatını kaybettiği ve binlercesinin enkaz altında kayıp olduğu belirtiliyor. Bu katliam, sadece sayıların ötesinde, tanıklıklarla insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri haline geliyor.