‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 1
Bu yazılarımız bundan önceki “Ekonomik küresel krizler ve çözüm önerileri - 3” başlıklı 3 yazımızın devam yazıları olarak okunmalıdır ki hem maksadımız ve meramımız daha iyi anlaşılabilsin hem de bir an önce anlaşılıp da uygulanması gerekenler artık yapılsın…
Ana konumuz “'Faizli Sistem' Yerine 'Selem Sistemi' Önerisi” olacak. Bu konuda İslam Medeniyeti Vakfı’mızda Doç. Dr. Süleyman Akdemir ile yapmakta olduğumuz en son haftalık seminerlerimizden birinde bu isimle Vakıf yayın sitemizde yayımlanan videomuz var; video linkimiz şöyle: https://www.youtube.com/watch?v=uIlwo7AWz8w&t=325s
Bu konuda yazacaklarımı erteliyor ve ‘iyi ki Millî Gazete var’ diyorum. Sebebi de başlığından itibaren bir Millî Gazete haberi 10 Mart tarihli haberin başlığı ile başlayalım…
“Faİzsİz bİr toplum mümkün mü; elbette mümkün!”
“Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi, Kayseri Gönüllü Kültür Kuruluşları Derneği ve Safa Vakfı işbirliği ile düzenlenen konferansta “Faizsiz toplum mümkün mü?” konusu ele alındı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Taşçı’nın konuşmacı olarak katıldı. Konferansın açılışını TYB Kayseri Şube Başkanı Mehmet Hüsrevoğlu yaptı; Türkiye’de bir grup akademisyenin kurmuş oldukları “Helal Kazanç Platformu” ve bununla bağlantılı İslam Ekonomisi konusunda, Anadolu’da belirlenen şehirlerde düzenlenen programlarla bu platformun çalışmalarının tanıtıldığını ifade etti.
Bu çalışmalara destek vermek amacıyla; TYB Genel Merkezi ile koordineli bir şekilde “İslam Ekonomisi ve Helal Kazanç Yolları” konusunda önemli çalışmaları olan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Taşcı hocayı davet ettiklerini belirtti. Prof. Dr. Faruk Taşcı konuşmasında, faiz uygulamalarının ortaya çıkardığı olumsuzluklardan tüm toplumun etkilendiğini bu yüzden bu olumsuzluklara karşı İslam’ın emrettiği, zekât ve karz-ı hasen gibi emirlerin daha işlevsel olarak kullanılarak faiz sebebiyle ortaya çıkan olumsuzlukların ve toplumsal rahatsızlıkların giderilebilmesi ve en aza indirilebilmesinin mümkün olacağını ifade etti. Taşçı, Osmanlı döneminde ahilik teşkilatı ile bugün kapitalist düzenin meydana getirdiği benzer olumsuzlukların yaşanmasının önüne geçildiğini vurguladı. Mevcut kapitalist düzenin insanlara ihtiyaçların sınırsız olduğunu kaynakların kıt olduğunu belirterek bu şekilde yönlendirdiğini, arzu kelimesi yerine ihtiyaç kelimesini geçirerek insanların yanlış yönlendirildiğini ve böylece insanlara gerçekte ihtiyaçları olmayan şeylerin ihtiyaç gibi gösterildiğini belirtti. Bu yüzden arzuların sınırlandırılmasının gerekli olduğunu bunun için ise en önemli rolü dinin oynadığını bunun farkında olmak gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Faruk Taşçı, İslam ülkelerinde faizsiz ekonomi yolunda atılan adımlarla ilgili bilgiler verdi. Taşçı, faiz konusunda Müslümanların öncelikle kararlı olmaları gerektiğinin altını çizdi. Faruk Taşçı, meselenin birçok farklı boyutunun olduğunu ve bu yüzden çözümünün de tek boyutlu ve kısa zamanda çözülebilecek bir mesele olmadığını vurguladı.
Bu konuda vatandaşın kararlı olmasının önemine değinerek, faizin Müslümanların mallarındaki ve kazançlarındaki bereketi ortadan kaldıran en önemli etkenlerden birisi olduğunu, bereket anlayışının ise İslam toplumları için olmazsa olmaz bir değer olduğunun altını çizdi. İbn-i Haldun’un sözüne atıf yaparak, İslam’da birikimin vererek oluştuğunu, malın verdikçe arttığını, bunun böyle anlaşılması gerektiğini ifade etti. Taşçı, zemin ve ölçüler tutturulmuşsa ve belirli şartlar yerine getirilmişse, kademe kademe faizin toplumun gündeminden çıkacağının altını çizdi. Prof. Dr. Faruk Taşçı, faiz konusunda merak edilen çeşitli konular ile ilgili soruları cevaplandırdı. Prof. Dr. Faruk Taşçı, Kur’an’ın yasakladığı bir uygulama olarak faizin toplumun gündeminden çıkarılabilmesi için toplumun da buna hazır olması gerektiği üzerinde durdu.”
Bu haberin sonunda bir de okuyucu YORUMU var… “Bu organizasyonlar Çok güzel, lakin net mesajlar vermekten niçin çekiniyorlar? Adil Ekonomik Sistemin (Adil Ekonomik Düzen) varlığı 50 senedir bir İslam ekonomi modeli olarak dururken, konuşanların bunu pas geçmeleri çok acayip bir durum!” Nazım (Devamı var)