Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-4
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
“Savaş mı, hicret mi?” başlıklı yazıda yazılanlarla devam …
“Neden kardeşlerinizi bırakıp, Allah ve kitap düşmanlarını, İns’in şeytanlarını, münafıkları, kafirleri, Fasık’ları, müstekbir’leri, mütrefin’leri, Satanist, Pedefolik Siyonist’lerin kurgulamaya çalıştıkları uluslararası düzenin yerli ve milli ajanlarını dost edindiniz? Sahi, (Bakara 44)’de denildiği gibi; "Siz, insanlara iyiliği emredip de kendinizi unutuyor musunuz? Oysa Kitab'ı okuyorsunuz. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?" Siyasilerin, ideologların, kanaat önderlerinin peşinden gidenler, din ve devlet büyüklerini, ideolojik önderlerinizi ne zaman İlah ve Rab edinmekten vazgeçeceksiniz! Şunu iyi bilelim: Allah’tan başka İlah yoktur. Günümüz Modern toplumunun İlahlarının sayısı bugün, Mekke müşriklerinin İlahlarından daha fazla sanki. Siz sadece konuşulanları dinliyorsunuz. Hani fasıklar size bir haber getirdiklerinde araştırmadan inanmayacaktınız. Konuşanların sözüne kulak verirken gözünüz ayaklarında olsun, bakın bakalım ayakları nereye gidiyor. Dostları kim, sizi nereye çağırıyorlar ve niçin? (Bakara 204)’de ne buyuruluyordu: "İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna gider. Üstelik kalbindekine Allah'ı şahit tutar. Oysa düşmanlıkta o pek yamandır!"
Allah (cc)’ın Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı Türkiye’nin garantörlüğünde Dahlanist, Abbas’ın yol arkadaşı Filistinlilere bırakacağını mı sanıyoruz. Allah (cc) kendi kıblesini koruma konusunda bize muhtaç değildir. Gazze düşürse yeni tehdit Kudüs, Mescid-i Aksa olacaktır. O zaman da Allah’ın gazabı Siyonistlerle birlikte, onlara karşı seslerini çıkartmayanları da vuracaktır. Bakın, hadi İslam dünyası Gazze’ye destek vermiyor, Araplar destek vermiyor da, FKÖ’de destek vermiyor. AK Parti’yi kurulacak Filistin devletine garantör yapmak istiyorlar da, o devlet, zihniyet olarak AK Partiden çok CHP’ye yakın, Laikçi bir devlet olacaktır. Yani Siyonistler, AK Parti’yi Filistin’in CHP’sine garantör yapmak istiyorlar. Bu da, AK Parti yönetimini BOP’un eş başkanı yapmak gibi bir şey. BOP da AB ve ABD’nin Kemalizm'i değil mi? Dindarların oyunu alacaksın, dindarlara “mürteci” diyen Laikçi, İslamofobik çevrelerle “stratejik ortak” olacaksın! Bu ifritten durumu anlamak kolay olmasa gerek. Kukla bir Filistin devletinin kontrolünde, Siyonistlerin maaşa bağladıkları bürokratların kontrolünde bir Mescidi-i Aksa Müslümanların beklentisi değil. Bundan sonra dindar Filistinlileri yakalayıp, hapse atacak, işkence edecek kişilerin Arapça konuşan Filistinliler olması Müslümanların beklentilerine karşı bir tuzaktan başka bir şey olmayacaktır. (Bakara 11-12)’de, yolun başında Allah bizi uyardı: “Onlara 'Yeryüzünde fesat çıkarmayın' denildiğinde, 'Biz ancak ıslah edicileriz' derler. Şunu bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamak istemezler.” Başka bir ayette de “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” diye uyarılmıştık. “The Cemaat”lerle dindarlığın imajı kirletilmedi mi? Şeytan bizi başörtüsü ile de aldattı. Başörtüsünü CHP’ye karşı savunduk, ama bugün, dindar geçinen “Süslüman”lara karşı savunamıyoruz!?. Onların başındaki başörtüsü utancımız oldu.
Evet “Barış daha iyidir” ama adil olursa. Değilse adil olmayan barış, barış değil, teslimiyettir. O zaman savaş daha iyidir. (Bakara 190)’da Allah (cc) ne buyuruyordu: "Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın. Ancak aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez”. Aynı konuda (Nisâ 76)’da ne deniyordu: "İman edenler Allah yolunda savaşırlar. Kâfirler ise Tağut’un yolunda savaşırlar. (Öyleyse) şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphesiz Şeytan’ın hilesi pek zayıftır." (Nisâ 84): "Artık Allah yolunda savaş! Sen ancak kendinden sorumlusun! Müminleri de savaşa teşvik et. Umulur ki Allah inkâr edenlerin gücünü kırar. Allah’ın gücü daha üstündür, cezası daha şiddetlidir."
Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Zilletin zirvesinde, helake en yakın noktaya varırken kim bilir belki aydınlığın eşiğindeyiz.”
(Devamı var)