Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-3
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam...
Bir ses geldi «Yeşilyurt ve Akevler» / Neresinde İzmir'in hem, bu yerler? / Semti nedir, mevkiine ne derler? / Yazınız da buraları bilelim...
Yeşilyurt aslında bir gecekondu / İken; şimdi güzel bir ilçe oldu. / Apartman binalar her taraf doldu, / Gezip görüp yurdumuzu bilelim.
Yeşilyurt İzmir'e -beş kilometre- / Akevler de Yeşilyurt'un garbinde, / Muttasıldır arasında yok sütre, / Ağaçlı bir yere kondu Akevler.
Akıntı var garbe doğru sahada, / Ada gibi belen yapmış arada, / Meyiller bol, ağaçlar çok burada. / Yeşil, renkli yere kondu Akevler.
Bloklar güneyi yüksek tepede / Yatıyor burada Mızraklı Dede / Meşru itikatla kim dua ede / Pek de namlı yere kondu Akevler.
Meşhur olan Karafatma dağları / Bunun doğusunda Karabağları / Çeşitli ağaçlar, zeytin yağları / Bir zülâli yere kondu Akevler.
Sıra dağlar bir hilal şeklin almış / Etek, sırt, baş, kubbe kubbe donanmış / Dokuz tepe belli başlı nâm almış / Bol ağaçlı yere kondu Akevler.
Söyleyim bu dokuz tepe nerede / Manzarası ileride geride / Akevleri kuşatır perde perde / Bu tepeler ortasında Akevler.
Kavsin ucundan gir ve şarktan başla / Yüksek sırtlarında görürsün yayla / Kavsi in hayalle körfez aşağa / Üç yönünden kuşatılmış Akevler.
Kavs ucunda (Göztepe) aralıklı/ (Hastahane), (Yeşilyurt) (Mızraklı) / (Uzundere), (Eski İzmir), (Radarlı) / (Çatalkaya), (Poligon) da pek şanlı / Onları bâlâda görür Akevler.
Akevler şarkında Yeşilyurt merkez / Yayla havasına koşuyor herkes / Ne latif yayladır gel de gör bir kez / Manzaralı yere kondu Akevler.
Yeşilyurt deresi sathi maili / Üstünde kurulmuş evler, şağılî / Hep hoş insanlardır medha naili / Pür safalı yere kondu Akevler.
Akevleri yeşil sırtlar kuşatmış / Kavisvari sıra sıra donatmış / Zeytin, yemiş, dut, badem, çam kolatmış / Saf havalı yere kondu Akevler.
Kavsin iki ucu körfezde biter / Tarifler aşikâr sanırım yeter / Kekikleri kokar, kumrular öter / Bir sağrı üstüne kondu Akevler.
Güneş düşer zümrüt gibi yaprağa / Dalga dalga gölge verir toprağa / Tabii manzara bak sola sağa / Bir maâlî yere kondu Akevler.
Altın güneş şarktan doğar bu yere / Az yükselir görür yakut bir dere / Arzu eden gelip sâhayı göre / Zerefşanlı yere kondu Akevler.
Koyun, kuzu, inek, tavuk beslenir / Seherde kuşları öter seslenir / Şairâne bir havadır süslenir / Ruşenalı yere kondu Akevler.
Efendiler, beğler hem ağazade / Alayişten gürültüden âzâde / Ferah verir, sürûr verir nasade / Bir rehalı yere kondu Akevler.
Çamağacı kol uzatmış katlara / Sanki (Selâm, Merhaba) der zatlara / Güya duacılar (mâlik dadlara) / Şen vefalı yere kondu Akevler.
Aydınlık üç, balkon iki cepheli / Kuzey körfez, güney dağlı dereli / Köy, kasaba, seyrek evler, kümeli / Hoş çevreli yere kondu Akevler.
(Devamı var)
***
LÜGATÇE / AÇIKLANAN KELİMELER
Sütre: Perde / Zülâli: Hafif soğuksu.
Şağıl: Bir yerde oturup orayı malik veya kira suretiyle işgal eden.
Kavsvâri: Yaya benzer. / Meâli: Yüce, yüksek. / Zerefşan: Altun gibi ışıklı.
Âlayış: Gösteriş. / Âzâde: Uzak. / Naşâd: Neşesiz. / Reha: Rahat, huzur.
Dâd: Adaletten biraz farklı olup Hakkı müdafa eden ve koruyan.