Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-41
Ocak-Şubat 2025 aylarındaki yazılarımızla ‘Erbakan Hocamızı anmaya’ devam…
Necmettin Erbakan Hocayı 14 yıldır yazılarımla anıyor ve anlatıyorum ama O’nu videolarla da anıp anlatmalıyız ki daha iyi anlaşılsın… 8 Şubat 2025 tarihli bir video çalışması bunu yapmış. Videonun başlığı ve sonraki açıklama şöyle: “ERBAKAN HOCA KİMDİR?” / “O’nu Anlayabilecek Kadar Zeki Miyiz? İstenmeyen Adamın Sonsuz Haklılığı...” Devamında iki cümleden oluşan açıklama var; “O’nu anlamak” ve “O’nun haklılığı…”
***
ERBAKAN HOCA KİMDİR? - 4 (O’nun haklılığını anlayıp anlatmaya devam…)
Erbakan Hoca Faize karşı sert tutumuyla öncü olmuş bir millet sevdalısıydı.
“Sakın faizcilerden hayır gelir zannetmeyin. Faiz 40 çeşit belanın mikrobudur, insanlara sadece zulüm getirir, onun için faiz kaldırılmıştır, ayaklarımın altındadır (nitekim Hazreti Peygamber de Veda Hutbesinde böyle buyurmuştu). Sakın bunu (yani zalim faiz düzenini) bir şey zannedip bu yola sapmayın.”
O korkusuzca dünyayı yöneten güçleri bir açıklayan bir ilim insanıydı.
“Dünya çapında bir teşkilat kurmuşlar, 5000 yıldan beri dünyayı kontrol ediyorlar. Bunlar devlet mevlet değil, devletleri yöneten insanlar. Bu Amerikan dolarındaki bu Amerikan dolarının üzerindeki resim, bu resim üzerinde dünya hakimiyetine ulaşıldı diyor Latince! Şimdi bu dış mihraklar Fırat'la Nil’in arası mutlaka Arz-ı Mev’ud, İsrail'e verilecek! Bunun içine Türkiye de giriyor! Gördüğünüz gibi Irak'a geldiler işgal ettiler, bu plan için! Niçin? Türkiye'yi bölmek için!” Kimsenin cesaret edemediğine gözü kara dalan liderdi. Ona karşı darbeler yapan paşaların bile daha sonra ‘Hocam, sİz haklıydınız!’ diye gelip özür diledikleri bir millet adamıydı. “Sayın Erbakan sadece bir genel başkan değildi, aslında bir lider idi hem kariyer sahibiydi hem karizmatikti, örnek alabilenler için; örnek alınacak çok şeyler oldu.” (Recep Tayyip Erdoğan)
Her görüşü kucaklayan, onları bir çatı altında birleştirmeye çalışan zihniyete sahip bir güçtü Erbakan: “Aşiretler Refah Partisi’ne koşuyor, Aleviler Refah Partisi’ne koşuyor, Hristiyanlar Refah Partisi’ne koşuyor; koşuyor koşuyor koşuyor…” (Devamı var)
***
‘İlim/iyilik’ olarak ‘Faizsiz Adil Ekonomik Düzen’ akademik çalışmasına devam…
Ana Akım İktİsat Sİstemİ ve İslam İktİsat Sİstemİ Arasındakİ Temel Farklılıkların Karşılaştırılması-3
“Ana akım iktisatta, tüketimde insanın her türlü ihtiyacının karşılanması gerektiği anlayışı vardır. Gelir sahibi olanların tüketiminde herhangi bir kısıtlama yoktur. Bu durum, meşru ya da gayri meşru alanlarda sınırsız bir tüketim yapılmasına olanak tanır. Ancak İslam iktisadında tüketim, yalnızca gelirin bir fonksiyonu olarak görülmez; kişi gelire sahip olsa bile gayrimeşru alanda tüketim yapması kabul edilmez. İslam’da tüketim, ölçülü bir şekilde dinin emirlerine riayet ederek gerçekleştirilmelidir. İslam modelinde, zengin birey de nefsinin istediği kadar tüketim yapamaz. Bölüşümde dengeyi sağlama açısından Batı modelinde, otomatik denge prensibi benimsenmiştir. Ana akım iktisat, sosyal adalet ilkesini bozulan dengeleri düzeltmek için kullanır; çünkü milli gelirin üretim faktörleri arasındaki dağılımı adil değildir ve sosyal adaletin ölçüleri belirsizdir. İslam iktisadında ise adaletin bütünlüğü hâkimdir. Bu nedenle dengeler otomatik olarak sağlanmaz; toplumdaki her birey ve devletin tüm unsurları, bu dengenin korunmasından sorumludur.
Ana akım iktisatta (kapitalizm vs.) bireysel sorumluluk ve bireysel ahlak sistemi ön planda iken, İslam dini prensiplerinde ise toplumun ahlakı ön plandadır. İnsanlar sadece kendi vicdanlarına değil, öncelikle Allah’a karşı sorumludurlar. Seküler sorumluluğun dayanağı menfaat sorumluluğudur. Birey, kendi çıkarlarını gözetmek amacıyla vicdani bir değerlendirme yapar ve bu doğrultuda hareket eder. Sonuç olarak amaç menfaatini artırmaktır. Ancak İslam iktisadında ilahi bir sorumluluk söz konusudur.” (Devamı var)