Süleyman Baş
Girizgah ya da Tanışma Niyetine
11.05.2025
39 Okunma, 2 Yorum

Cümleten selamünaleyküm Akevler ailesi. Platformu bir süredir takipte olmama rağmen üye olup makale yazarı olmak bugüne kısmetmiş. Konuya bodoslama dalmak yerine önce kendimi tanıtıp neden yazar olmak istedim ve hangi türde yazılar kaleme alacağım bunu anlatmayı daha uygun buldum.

Küçüklüğünden beri Kuran-ı Kerim ile haşır neşir olmasına rağmen, “zamanın felaketlerine” uğrayarak çeşitli batıl yollara dalmış ve böylece itikadını kaybetmiş bir hafızken, Allah’ın lütfu ile karanlıklardan kurtuldum. İslam ve Kur’an-ı Kerim hakkında yeterince bilgi sahibi değilken ve düşünce ufkumu geliştirmemişken internet ortamında türlü akımlara mensup kişilerin batıl -ancak üzerine fazlaca zaman ve emek harcandığından- ilk bakışta inançlı bir kişiyi dahi savunmasız bırakacak türden akıl oyunları ile bezeli fikirlerine hak verirken buldum kendimi.

Kafamdaki (aslında kafama sokulan) pek çok soruya yanıt bulamadığım dönemlerde, dinin insan mahsulü olduğuna dair şüphelerim arttı. “Kendiliğinden” olamazdı, onu biz var etmiştik ve biz yaşatıyorduk. Temelinde ölümlü olma bilincinin bize yüklediği korku vardı. Kuran mucize bir kitap değildi (zaten mucize diye bir şey yoktu) bu sadece onun iddiasıydı. Benzeri (hatta daha iyisi) yazılabilirdi.

Kuran’ın neyi mucizeydi örneğin? Belagati mi?

Bu dili Arapça olmayan biri için zaten ölçülebilir bir kıstas değildi. Dönemin şairlerini aciz bırakacak derecede iyi yazılmış bir manzumlar silsilesi olduğu söyleniyordu. Ama iyi yazılmış bir manzume sadece iyi yazılmış bir manzume olabilirdi, daha fazlası değil.

İnsanları doğruya yöneltmesi, evrensel kanun ve ahlak yasalarını içermesi mi mucizeydi?

Bu kutsal kitap yazdığını iddia eden herhangi birinin de zaten kitabına dahil etmesi gereken temel bilgilerdi. Elçi olduğunu iddia eden biri elbette haksız yere birini öldürmenin kötü olduğunu öğütleyecekti. Aksi takdirde mesajı başka toplumlara yaymak bir yana, kısa sürede etrafında haydutlar, çete elemanlarından başka kimseyi bulamazdı.

Evet, Kuran’ın insanın yaratılış sürecini aşamalı biçimde anlattığı 23/14 gibi ayetler belki mucize olarak ele alınabilirdi. Ya da “Dağların bulutlar gibi geçip gittiğini” belirten 27/88 gibi ayetler veya mevcut durumda yenik durumda olan Bizanslıların birkaç yıl içinde Sasanilere karşı üstün geleceğinin ileri sürüldüğü ayetler…

Ancak bunlar ya kendi döneminde zaten insanlar tarafından bilinmesine imkân olunmadığı için rahatlıklar ileri sürülen savlar ya da tahmin tutmazsa bu kez ayetin sanki hiç var olmamış gibi kitaba dahil edilmekten çıkarılacağı veya o günün insanlarının anlamamasına rağmen sırf inançlarına zeval gelmesin diye kabul ettiği ayetler olabilirdi.

Bugünün penceresinden bakarsak, bizim mucize dediğimiz şeyler belki de bugünün müfessirlerinin kasıtlı yanlış çevirileri, zorlama yorumları, kelimelere olmadık yan manalar vermeleri şeklinde açıklanabilirdi.

Belki Kuran’ın en büyük mucizesi, okurken insanların içine işleyen o duygu yoğunluğu, nasıl olduğu anlaşılmaksızın gönlü ferahlatan cümleleriydi… Ancak bu zaten iman etmiş ya da buna meyilli kişilerin deneyimleyeceği türden bir lükstü. Zaten kitap da öyle demiyor muydu, “İnananlar için şifa kaynağı, inançsızlar için ise hasar artırıcı.”

O halde mucize neydi?

Neden muharref Tevrat ve muharref İncil’de yer almayan “Benzeri yazılamaz”, “Benzeri bir sure getirin, yapamazsanız ki asla yapamayacaksanız”, “İnsanlar ve cinler bir araya gelse benzeri yazılamaz”, “Bu uydurulabilecek bir söz değildir” gibi meydan okuyan ayetler vardı?

Kuran’ın en büyük mucizesi, tarih boyunca bir daha asla kendisine milyarlarca insanın inanacağı bir kitabın var olmayacak olması mıydı? Bu başlı başına bir mucize değildi elbette. İnanan sayısının fazla olması kendi başına bir şey ifade etmezdi.

Bu gelgitler içinde kıvranırken, Allah-u Teala’dan bir işaret bekledim. Bakara 118’e rağmen…

Bilgisizler dediler ki “Allah bizimle konuşmalı ya da bize bir mucize gelmeli değil miydi?” Onlardan öncekiler de tıpkı onların söylediklerini söylemişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. Biz, ikna olmak isteyen topluluklar için ayetleri açıkladık.” 2/118

Ancak beni rahatlatan ayetler de vardı. Bunların başında 41/53 geliyordu:

İnsanlara ufuklarda ve kendi bünyelerinde ayetlerimizi (işaretlerimizi, mucizelerimizi) göstereceğiz ki onun (Kuran'ın) gerçek olduğu, apaçık biçimde belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?

Ve sonra, kullarına karşı çok lütufkar olan Rabbimiz, ben sadece bir işaretin ihtiyacını duyarken yüzlercesini önüme serdi. Evet, bu kitapta yüzlerce yıldır var olan mucizeler, orada öylece bulunmasını bekliyordu.

Matematik, tarih, biyoloji, fizik… Hemen hemen her alanda ancak bugünün bilgi-birikimiyle kavradığımız gerçekler 1400 yıl önceki kitapta yer alıyordu. Üstelik hiçbiri keyfi sayıma dayanmayan, zorlama yoruma ihtiyaç duymayan, derin analiz gerektirmeyen, çok net, yalanlanamayacak derecede kesin, matematiksel açıdan tesadüf olarak değerlendirilemeyecek kadar küçük ihtimaller içeren, reddedilemez kanıtlardı.  

Peki neden yüzlerce yıldır bulunamamışlardı?

Kuran-ı Kerim’in dijital ortama aktarılmasının getirdiği sayım kolaylığı en büyük etkendi tabii. İki ayet arası kelime ve harf sayımı, ebced değerleri, Kuran’ın baştan ve sondan kaçıncı ayeti olduğu vs. sayımlar eskiden belki aylar alırken şimdi birkaç saniye içinde yapılabiliyordu.

Ancak ilahi planda düşünecek olursak, yüzlerce yıldır orada duran mucizelerin bugün keşfedilmesi; günümüzde normal şartlarda asla bir insanın aklına gelmeyecek farklı farklı düşüncelerin internet ortamında konunun uzmanları tarafından dile getirilerek Kuran’da “bilimsel çelişkiler” ve “hatalar” bulunduğunun iddia edilmesi, insanların adeta küfürde birbirine yardım ederek her birinin kendi branşında “delillerle” inananların aklına şüphe tohumları ekmesi, sıradan bir Müslüman bir yana, bilgili sayılacak bir Müslümanın dahi bu saldırılara karşı savunmasız kalması ve böylece akın akın insanlığın dinden uzaklaşması nedeniyle, Allah-u Teala kitabının hak olduğunu, gerçeği arayanların önüne delilleriyle sermek istedi. Kısacası küfrü kendi silahıyla vurdu:

“Bir mucize görseler yüz çevirirler ve “Süregelen bir büyü” derler. Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Oysa her iş (vakti gelince) kararını bulucudur.”  54/2-3

Üstelik geçmiş dönemdeki insanların zihinleri bizim gibi iğfal edilmiş değildi. Kuran’da yer alan açık işaretler onların imanını pekiştirmek için yeterli oluyordu. Gökten yağan bir suyun yerdeki otları büyütmesi, odunlara hayat vermesi, her gün gözünün önünde santim santim büyüyen bir ağacın sonunda yemişlerini vermesi zaten mucizenin ta kendisiydi. Ancak sanayileşme sonrası şehir hayatındaki insan için “nimet”, bir parça kağıt karşılığında satın alabildiği, raflarda sıralı duran bir üründü sadece.

Eskiler için güneşin doğuşu, rüzgârın esişi, insanın kendisi mucizenin ta kendisiydi zaten. Her biri Allah-u Teala’nın kudreti sonsuz sanatının bir parçasıydı. Ancak her şeyi hazır bulan ve bu yüzden de normalleştiren bugünün çarpık zihniyetli insanı için yeterli olmuyordu.

Mucizelerle karşılaşınca, gözümün önünde Musa A.S’ın asası yılan olmuş ipleri yutuyordu sanki. (Aslında daha da büyük bir etki bırakmıştı, zira Musa peygamberin bile anlayamadığım bir şekilde sihirbazlık numarası yaptığını ileri sürebilirdim, ancak gördüklerime asla kılıf bulamazdım.)

Şerefli elçinin (Ona selam olsun) bize tebliğ ettiği bu kitap Allah katındandı, buna en ufak bir şüphe duymuyordum artık.

Ve istedim ki benim gibi tereddütte olan, çıkış yolu arayan, doğruyu görünce yanlıştan vazgeçecek tıynetteki insanlara yardımcı olabileyim.

Bu platformda Allah’ın izniyle paylaşacağım mucizelerin neredeyse hiçbiri benim buluşum değil. Kur’an-ı Kerim üzerine çalışmalar yürüten arkadaşların çalışmalarından, Allah hepsinden razı olsun, en etkileyici gördüklerimi derledim, Türkçeleştirdim, genişlettim.

Umarım küçük de olsa bir katkı sunabilirim. Allah cümlemizden razı olsun.

 

 

 

 


YorumcuYorum
Turgay Çoruhlu
11.05.2025
18:04
Hoşgeldiniz. Benimde yolum belli arayışlardan sonra 8 sene önce Akevler'e düştü ve buna hamdediyorum. İlk yazınızıda okudum ve fizik mezunu olduğum için daha çok dikkatimi çekti. Arkası gelecek demişsiniz merakla bekliyorum. Akevler düşünen ve üreten insanlar için çok özgür bir platform. Her Cumartesi bir ayetin tefsiri oluyor (Secde 20. ayeti işledik dün). Ona katılıp katkı da sunabilirsiniz. tcoruhlu@gmail.com adresine mail atarsanız nasıl katılabileceğiniz konusunda yardımcı olurum. Allah ilmimizi arttırsın. 
Süleyman Baş
12.05.2025
23:15
Hoşbulduk. Yazılarımı fırsat buldukça ekleyeceğim inşallah. Tefsir dersleri için mail adresinizden sizinle iletişime geçtim. Selametle... 




Son Yorumlanan Makaleler
Süleyman Baş
Girizgah ya da Tanışma Niyetine
11.05.2025 39 Okunma
2 Yorum 12.05.2025 23:15
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-4
12.05.2025 506 Okunma
1 Yorum 12.05.2025 08:43
Mete Firidin
Cehennem Etimoloji
1.04.2025 926 Okunma
5 Yorum 11.05.2025 18:20
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-3
11.05.2025 550 Okunma
1 Yorum 11.05.2025 06:47
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatif- / İsmail Hakkı Satoğlu-2
9.05.2025 548 Okunma
1 Yorum 09.05.2025 06:40
Reşat Nuri Erol
Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi / İsmail Hakkı
7.05.2025 570 Okunma
1 Yorum 07.05.2025 13:55
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi’nin hafızası Nazif Satoğlu-3
6.05.2025 643 Okunma
1 Yorum 06.05.2025 07:58
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi’nin hafızası Nazif Satoğlu-2
5.05.2025 693 Okunma
1 Yorum 05.05.2025 08:42
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi hafızası Nazif Satoğlu… - 1
4.05.2025 561 Okunma
1 Yorum 04.05.2025 10:41
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-8
3.05.2025 654 Okunma
1 Yorum 03.05.2025 10:21
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-7
2.05.2025 756 Okunma
1 Yorum 02.05.2025 07:32
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-6
30.04.2025 580 Okunma
1 Yorum 30.04.2025 09:32
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-5
29.04.2025 574 Okunma
1 Yorum 29.04.2025 11:19
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-4
28.04.2025 601 Okunma
1 Yorum 28.04.2025 09:34
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-3
27.04.2025 648 Okunma
1 Yorum 27.04.2025 10:59
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-2
26.04.2025 618 Okunma
1 Yorum 26.04.2025 09:53
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-14
24.04.2025 518 Okunma
1 Yorum 24.04.2025 15:21
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-13
23.04.2025 513 Okunma
1 Yorum 23.04.2025 10:04
Mete Firidin
Rum Suresi ve Yeryüzünün En Alçak veya Daha Alçağı
6.06.2024 1248 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 13:31
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-12
22.04.2025 565 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 11:29
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-11
20.04.2025 578 Okunma
1 Yorum 20.04.2025 06:53
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-10
19.04.2025 600 Okunma
1 Yorum 19.04.2025 10:05
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-9
18.04.2025 667 Okunma
1 Yorum 18.04.2025 07:39
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-8
17.04.2025 600 Okunma
1 Yorum 17.04.2025 07:19
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-7
16.04.2025 698 Okunma
1 Yorum 16.04.2025 11:10
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-6
15.04.2025 597 Okunma
3 Yorum 15.04.2025 07:20
Lütfi Hocaoğlu
Dokuz Ayetin Günümüzdeki Anlamı
6.08.2022 1711 Okunma
2 Yorum 15.04.2025 05:25
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-5
14.04.2025 792 Okunma
1 Yorum 14.04.2025 07:47
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-4
13.04.2025 624 Okunma
1 Yorum 13.04.2025 07:28
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-3
12.04.2025 646 Okunma
2 Yorum 12.04.2025 10:09
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-2
11.04.2025 648 Okunma
1 Yorum 11.04.2025 10:18
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-1
10.04.2025 740 Okunma
1 Yorum 10.04.2025 10:53
Reşat Nuri Erol
İslam Medeniyeti Vakfı ‘Salı Seminerleri’ günleri…
9.04.2025 648 Okunma
5 Yorum 09.04.2025 09:09
Reşat Nuri Erol
Lokman (5) ‘Ve mâ tedrî nefsun bi-eyyi ardin temût’
9.12.2024 1099 Okunma
2 Yorum 09.04.2025 08:59
Reşat Nuri Erol
Dünyanın Geri Kalanı adına yazılan Açık Mektup
8.04.2025 724 Okunma
1 Yorum 08.04.2025 10:33
Reşat Nuri Erol
GAZZE; bu sessizlik çok ağır geliyor bana
7.04.2025 709 Okunma
1 Yorum 07.04.2025 09:02
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-5
6.04.2025 672 Okunma
1 Yorum 06.04.2025 09:09
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-4
5.04.2025 710 Okunma
1 Yorum 05.04.2025 07:30
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-3
4.04.2025 803 Okunma
1 Yorum 04.04.2025 10:14
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-2
3.04.2025 810 Okunma
1 Yorum 03.04.2025 09:35
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-1
2.04.2025 760 Okunma
1 Yorum 02.04.2025 10:32
Reşat Nuri Erol
Bir Değerlendirme ve Öneri: Nasıl Belediyecilik?
24.03.2025 724 Okunma
1 Yorum 24.03.2025 13:59
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi-10
23.03.2025 775 Okunma
1 Yorum 23.03.2025 09:50
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 9
22.03.2025 757 Okunma
1 Yorum 22.03.2025 07:10
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 8
21.03.2025 789 Okunma
1 Yorum 21.03.2025 06:54
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 7
20.03.2025 698 Okunma
1 Yorum 20.03.2025 06:16
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 6
18.03.2025 770 Okunma
1 Yorum 18.03.2025 08:14
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 5
17.03.2025 787 Okunma
1 Yorum 17.03.2025 13:21
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 4
16.03.2025 767 Okunma
1 Yorum 16.03.2025 07:09
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 3
15.03.2025 791 Okunma
1 Yorum 15.03.2025 07:21


© 2025 - Akevler