Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-49
NECMETTİN Erbakan Hocamızı anmaya devam…
Necmettin Erbakan Hocayı 14 yıldır yazılarımla anıyor ve anlatıyorum ama; O’nu videolarla da anıp anlatmalıyız ki daha iyi anlaşılsın ve gereği yapılsın…
8 Şubat 2025 tarihli olup on binlerce izlenen bir video çalışması bunu yapmış...
Videonun başlığı şöyle: “ERBAKAN HOCA KİMDİR?”
***
ERBAKAN HOCA KİMDİR?-12 (Videoda O’nun haklılığını anlamaya devam…)
“Erbakan Hoca'nın yönetime gelir gelmez memura yaptığı zamlar da darbenin habercisi olmuştu. Adeta çökmüş bir ekonomiyi canlandırmış, işçilere çiftçilere yaptığı zamlarla, asgari ücrete yaptığı %100 zamla bunu istemeyen yönetimlerin gözünü bir hayli korkutmuştu. Erbakan Hoca diyor ki: “Sadece memura mı zam verdik biz? Bakın, işçinin 182 dolar olan asgari ücretini 210 dolara çıkarttık. Bu %100 artış demektir Türk Lirası olarak. Bundan başka işçi emeklileri maaşları %100 artı. Bağ-Kur emeklisi %300 artırıldı. Memur emeklisi %216 artırıldı. İşçi emeklisi %221 artırıldı. Fakir Fukara Fonunu faize veriyorlardı, fakirlerimize dağıttık, hepsinin duasını aldık.”
Post-modern darbeciler ‘Erbakan Hoca'nın çiftçiye memura dağıttığı parayı aslında bize vermeliydi’ diyemeyeceği için irticacı gerici gibi birtakım yaygaralar koparttılar.
Asker baskısını gittikçe artırmıştı. Önce Sincan'da tank yürütüldü. Ardından 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu’nda Erbakan'ın önüne uygulanması istenen maddeler konuldu. En önemlisi 8 yıllık zorunlu eğitimdi. Böylece öğrenciler İmam Hatip'e gidemeyecek, İmam Hatipler ve Kur'an Kursları kapatılacaktı. Bunlar Erbakan yönetiminin kendi ayağına kurşun sıkması demekti. 28 Şubat diğer darbelere göre oldukça farklıydı. Daha önceki darbelerde asker idareyi tamamıyla eline almıştı. 28 Şubat'ta ise bambaşka bir üslup kullanılmıştı. Amaç yönetime yapılan dayatmalarla onlara olan güveni azaltmak ve kendiliğinden çökmesini beklemekti. Önce sendikalar, sonra ordu ve arkasından yüksek yargı organlarının yöneticileri Erbakan Hoca’ya karşı cephe aldı. Erbakan önüne konulan maddeleri imzalamak zorunda kaldı ama sonrasında bunların uygulanmaması için her türlü mücadeleyi verdi. Tüm partiler tek tek ziyaret edildi, kendilerine destek olmaları için çağrı yapıldı. Mesut Yılmaz'a Bülent Ecevit'e bu gidişatın iyi olmadığını, sorunlu bir dönemin bizi beklediğini anlattı ama maalesef hiçbirinden karşılık alamadı. Erbakan ‘Amaç Meclis’in şahsiyetini korumaktır, hiç kimse buraya müdahale edememelidir’ dese de ikna edemedi!
Erbakan'ın önüne koyulan bildirinin aslında Washington tarafından hazırlanıp daha sonra Erbakan'ın önüne koyulduğu yıllar sonra ortaya çıktı.” (Devamı var)
***
‘İlim/iyilik’ olarak ‘Faizsiz Adil Ekonomik Düzen’ akademik çalışmasına devam…
Ana Akım İktİsat Sİstemİ ve İslam İktİsat Sİstemİ Arasındakİ Temel Farklılıkların Karşılaştırılması-6
Bu bağlamda… Ana akım iktisadın mekanik ve birey odaklı yapısından farklı olarak;
İslam iktisadı adaleti esas alır ve helal haram sınırlarına bağlı bir ekonomik düzen sunar. Amaç hem dünyevi refahı hem de uhrevi saadeti sağlamaktır.
Bu yaklaşım, bireyin sorumluluklarını topluma ve Allah’a karşı dengeli bir şekilde ele alarak bütüncül bir ekonomik anlayış sunar.
Karz-ı hasen, zengin ile yoksul arasında bir dayanışma köprüsü kurarak, gelir dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesine yönelik gönüllü bir eylem olarak öne çıkar. Bu eylem, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda manevi bir ibadet olarak huzur, refah ve adaletin tesisine katkı sunar.
Bu çalışmada, karz-ı hasen kavramı üzerinden, kapitalist sistemin bireyci ve çıkar odaklı iktisadi öznesi ile adil ekonomik düzenin toplumsal faydayı ve manevi sorumluluğu merkeze alan Müslüman öznesi karşılaştırılmıştır.” (Devamı var)