Selâmün aleyküm. Benim problemli bir evliliğim var. Yaşadığımız sıkıntılardan çok etkileniyorum, çeşitli rahatsızlıklar baş göstermeye başladı bu nedenle. Ruhen ve bedenen çok zorlanıyorum. Çocuğumuz yok, belki ben bu süreci uzattıkça, sabrettikçe, çocuk olursa ilerisi daha da zorlaşacak diye de kaygılanıyorum. Eşim gerekli gereksiz her şeyi çok eleştiriyor, çok sinirleniyor, çok kırıcı şeyler söylüyor, bağırıyor, suçluyor, hakaret ediyor. Saçma talepleri de olsa itaat etmem gerektiğini söylüyor. Mantıksız, tutarsız davranışları olunca çok zorlanıyorum. Boşanmak mı, tüm bu eziyetlere sabretmek mi? Kur’ân’ da bahsedilen sabrı bu konuda nasıl anlamamız gerekiyor. Selametle...
Aleyküm selâm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Öncelikle, bu evlilikte sizin bayan tarafı olduğunuzu ve kocanızdan yana dertli olduğunuzu anladık, herhalde doğrudur.
Eğer bu varsayımımız doğru ise, evliliklerde sorumluluğun çoğunun erkeklerde olduğu, erkeklerin sorumsuz davranışları yüzünden evliliklerin çoğunlukla bozulduğu ve evliliklerde sorunun kaynağının ağırlıkla erkeklerin tutumları olduğu şeklindeki temel varsayımımızın da yine doğru olduğunu anlamış olmaktayız.
Anlattıklarınızdan anladığımız, eşiniz olan kişinin bir aile kurarak birlikte yaşama yeterliliğine sahip olmadığıdır. Siz bunu yaşadığınız problemli evlilikle her gün anlamaktasınız. Acaba evlenmeden önce bunu anlama imkânını bulamamış mıydınız? Yani, evlilik öncesi bir müddet görüşmeler ile insanlar hakkında fikir sahibi olunabilmesi mümkündür ve caizdir. Hatta denilebilir ki; kültürümüzdeki sözlü ve nişanlı olma durumu aslında bu amaca hizmet etmektedir, tek sorunu çok fazla uzatılması, zamana çok yayılmasıdır. Bir de, sözlülük ve nişanlılık adı altında gayri meşru işler yapılabilmesidir. Eğer bu iki çok mühim sorun bertaraf edilecek olursa, kültürümüzdeki söz ve nişanın İslâm’a aykırı bir yanı kalmamaktadır. Bizzat faydalıdır, zira insanlar birbirini tanıma imkanı bulacak, fikir sahibi olacak ve birlikte bir ömür geçirip geçiremeyeceği hususunda bir yoruma varacaktır. Acaba sizde bu süreç ve aşama nasıl işlemişti de, siz eşiniz olacak olan kimseyi iyi tanıyamamıştınız?
Diğer bir ihtimal, eşinizin evlendikten sonra değişime uğramış olmasıdır. Yalnız bu seçenek çoğunlukla kadın tarafında görülmektedir. Allah için meşru bir yuva kurulduğunu gören bilumum şeytanlar yuvayı ifsat etmek isterler, bu sebeple kadının üzerinden aileye taarruzda bulunurlar. Böyle bir hücuma maruz kalanların çoğu evlilikte sizin gösterdiğiniz dirayeti ve metaneti gösteremezler. Eğer eşiniz evlendikten sonra değişime uğramışsa, onunla oturup konuşarak bunun sebeplerini tahlil etmek ve düzeltmeye çalışmak gereklidir. Bunu önce siz denemeli, başaramazsanız önce onun babasını aranıza katarak üçünüz müzakere etmeli, yine olmazsa annesini de katarak dördünüz bunun çözümünü aramalısınız. Zinhar başka bir üçüncü kişiyi katmayınız deriz. Zira, anne ve babalar dışındaki üçüncü şahıslardan insana iyilikten çok kötülük sadır olacaktır, bunu aklınızdan çıkarmayınız. Ebeveynler dışında hiç kimse sizin iyiliğinizi istemez. Bunu isteyecek insanlar dünyada elbette bulunur ancak sizin onlara rastlama ihtimaliniz yoktur.
Başa dönersek; eğer eşinizi evlilik öncesi gerçekten tanıyamadığınız ve aslında yanlış bir kişiyle yanlış bir evlilik yaptığınız sonucuna varacak olursanız, bu kanaatinizin biraz daha pekişmesini beklemeniz gerekmektedir. Zira, aceleyle bir karar vererek evliliğinizi sonlandırabilirsiniz ancak bunun manevi mesuliyeti büyük olacaktır. Bundan dolayı, birlikte yaşayacağınız her yeni günde biraz daha bu kanaatinizin ağırlık kazanarak pekişmesini sağlamak zorundasınız. Bu zaman zarfında eşinizle konuşmaya ve anlaşmaya çalışmalı, onun yanlış davranışlarının düzeltilmesi için gayret göstermeye çalışmalısınız. Biz diyelim üç vakit, siz deyin beş vakit daha bu çabayı ve sabrı göstermeli, verecek olursanız ancak ondan sonra ayrılma kararını vermelisiniz.
Evliliklerde çocuk ise çok mühimdir ve genellikle evlilikleri pekiştirir ancak sizin bu örneğinizden bu ihtimalin zayıf olduğunu görmekteyiz, bu yüzden evliliğinizi sürdürmekle ilgili kanaatiniz kesinleşinceye kadar çocuk olmaması için tedbirde bulunmanızı tavsiye etmekteyiz. Allah sabrınızı artırsın, kolaylıklar ihsan etsin. Selamlar...
Önemli bir açıklama:
Evliliklerde çocuk olmaması için tedbirler almak, doğum kontrolünde bulunmak normalde caiz değildir, İslâm’a göre yapılmaması gereken bir şeydir. Zira, kimin doğacağına, kimin yaratılacağına, kimin yaşayacağına ve hangi şartlarda yaşayacağına Allah karar verir, kullar değil. Ancak, buradaki sizin misalinizde olduğu gibi sorunlu evliliklerde istihsânen böyle bir tedbirde bulunulabilmesi mümkün olacaktır. Aslında belki çoğu kimselere göre böyle bir evliliğin bitirilmesi gerekmektedir. Ancak biz size aileniz için zaman tanımanızı ve birlikte yürümeyeceğine olan kanaatinizin iyice pekiştirilmesini tavsiye ettik. Bundan dolayı çocuk hususunda tedbir alabileceğinizi düşünüyoruz. Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.