Kur’an, iki ayet, dünya hayatı ve üniversiteler-2
Bu yazılarımda ele aldığım çok önemli meselenin iyice anlaşılıp idrak edilmesi ve gecikmeden gerekenlerin yapılması için önceki yazımızla birlikte okunmasını tavsiye ediyor, önceki yazımızda kaldığımız yerden devam ediyorum; uygulanması dua ve dileklerimle…
Bize ne yapmamız gerekeceğini “din/düzen” öğretmektedir.
Nasıl yapacağımızı “ilim” öğretmektedir.
Kimin neyi yapacağını “ekonomi” öğretmektedir.
Elde edilen ürünlerin paylaşımını ise “yönetim” sağlamaktadır.
Biz mekânın içinde zamanı yaşıyoruz, madde ve enerjiyi kullanarak iş yapabiliyoruz.
İlim mekânımızı, din zamanımızı, ekonomi maddemizi, yönetim gücümüzü düzenler.
İlim fikirlerin, din hislerin, ekonomi amellerin, yönetim ünsiyetin sosyalleşmesidir.
Dil fikirlerin, sanat hislerin, teknik iradenin, hukuk ünsiyetin ifade aracıdır.
Bu sayede bunlar içtimaileşmiş yani sosyalleşmiş olmaktadır.
Maddenin DNA’larla özel olarak örülmesine ve faaliyet göstermesine “nebat” diyoruz ve bu alan ilmin konusudur.
Enerjinin 01 devreleri ile çalışarak ve üretim yaparak bedeni harekete geçirmesine “hayat” diyoruz, hayatın bu alanı dinin konusudur.
Beyinde 01’lerle çalışacak programları üretebilen varlığa “insan” diyoruz ve insan bu yönüyle ekonomik bir varlıktır. İnsan kolektif olarak üretip kişi olarak tüketmekte, oysa diğer canlılar ya kolektif üretip kolektif tüketirler yahut kişisel üretip kişisel tüketirler.
Beyindeki 01 ağlarından oluşan bilgisayarın dil ve yazı ile ilişki kurarak ortak ve sürekli hayatın oluşmasına “topluluk” veya “ümmet” diyoruz.
Yönetim topluluk içinde vardır.
Ümmet demek “başkanı olan topluluk” demektir.
Kâinatta her şey doğar, büyür, gelişir ve ölür. Bu safhalar ecel ilmi içinde oluşur. Batı dünyasında bu durum entropinin büyümesi olarak ifade edilmiştir.
Ölüm yani dünya hayatının sona ermesi daha iyi yeni bir hayatın oluşması içindir. Eskinin yapısını bozmadan yenilik yapamazsınız.
Geçmişi araştırıp öğrenmeye “tarih ilmi”, geleceği öğrenmeye “ahiret ilmi” denmekte; “mâzi” ve “âti” ilmi ile ifade edilmekte. “Mâzi” ilim ile ekonomi arasında; “âti” ilim ile yönetim arasında; “ölüm” din ile yönetim arasında; “evrim” din ile ekonomi arasında köprü kurar.
Bütün ilimler Allah ile insan arasındaki işveren-işçi ilişkilerinin düzenlenmesi içindir.
Çalıştığımız yerin sahibi hakkında da yeteri kadar bilgiye ihtiyacımız vardır.
Böylece bilgiye sahip olmamız için ilimler vardır ve 25 çeşittir.
Her ilmin 4 türü vardır.
Nazari ilimler kuralları koyar.
Tabii ilimler nazari ilimlerle öğrenilen kurallara göre şimdiye kadar gerçekleşmiş olanları belirler.
Ameli ilimler ise neleri yapabileceğimizi öğretir.
Hikemi ilimler (hikmet ilimleri) de bütün bu oluşlardaki kasıtları ve iradeyi ortaya koyar. Kör tesadüflerin ve zorunlu oluşların değil de Allah’ın ve insanın isteğine göre bilinçli olarak Kâinatın düzenlenmiş olduğunu ortaya koyar. Zorunlu olmadığı halde en uygun çözümlerin üretildiğini ortaya koyar.
Bir üniversite 25 fakülteden ve her fakülte de 4 bölümden oluşacaktır.
Demek ki üniversitede 100 bölüm olacaktır.
Her bölüm 3 öğretim üyesine sahip olursa, bir üniversitede 300 öğretim üyesi olacaktır.
Bir ülkede 10 üniversite olursa, toplam 3000 öğretim üyesi bulunacaktır demektir.
Not: Bu konuda geçen yüzyılda dönem dönem pek çok çalışma yaptığımız gibi 1999 yılında da bir çalışma yaptık, bu yazdıklarım da işte o çalışmanın günümüze göre güncellenmiş bir hülasasıdır, istifade edilip uygulanması dua ve dileğimizdir; ve’s-selam mea’d-dua…