ADİL DÜZENDE GENEL HİZMETLER
Süleyman Karagülle
2014 1.Baskı
1478 Okunma
BAŞKAN

ADİL DÜZENDE GENEL HİZMETLER

B  A  Ş  K  A  N

 

BAŞKANLARIN SEÇİLMESİ

İki kişi bir araya gelince ortak işlerden biri sorumlu olur. Sorumluluk aşağıdaki şekildedir:

a-Yaptıkları ortak işlerde kim daha bilgili ise ortak işlerde o başkanlık yapar.

b-Eğer ortak işlerde ortak bilgiye sahip iseler, o zaman işte kim daha kıdemli ise o başkanlık yapar.

c-Kıdemler aynı ise, kim yaşlı ise o başkanlık yapar.

d-Yaşlar da aynı ise, kim daha güçlü ise o başkanlık yapar. Güç denemesini, güreş ve kol bükme gibi davranışlarla hallederler.

Üç kişi bir araya geldiğinde başkan seçimi yenilenir:

a-İkisinin ittifak ettiği üçüncü kişi başkan olur.

b-Başkanlıktan feragat eden diğer ikisinden birini başkan yapar.

c-Üçü de feragat ederse, iki kişi seçiminde uygulanan usûl uygulanır.

Bundan sonra başkanlık, üç kişi durumundadır. Feragat edenler ittifakla seçerler. Edemezlerse, adaylar arasında iki kişi arasındaki usûl uygulanır.

Beş kişi olduktan sonra başkan sıralama usûlü ile seçilir. Sıralamada kendisi dışında diğerlerine başkanlık sırasını verir. Yani, “bana göre birinci derecede filan, ikinci derecede filan” der ve başkan adaylarını sıralar. Aday olarak başkasını gösterir. Kişi kendisini aday gösteremez. Aday yoksa hepsi aday olur. Bir adayın aldığı sıraların tersleri toplanır ve seçim derecesi bulunur. Bu seçim her on kişiye kadar her yeni üye katıldığında yenilenir.

Başkanlık sıraya bağlanabilir. O takdirde isteyen kendi sırasını istediğine verir. Sıra yine başkanlık sistemine göre düzenlenir. Bunun dışında çok zaman yönetecek kimse öncelik almış olur.

Şirketlerde de sorumluluk benzer şekilde paylaştırılır. Yönetim toplantılarına katılma sayısı başkanlık için tercih sebebidir.

Ayrıca sıralamada ve sırada da farklı dereceler vardır:

a-Daha çok ortağı temsil eden daha çok söz sahibidir. Bir kimse üyelerin beşte birinden fazlasını temsil edemez. Yirmide birini temsil etmeyen kimse temsilci olamaz.

b-Ortak bütçeye daha çok gelir sağlayan kimsenin daha çok sözü vardır. Ancak bu da beşte birini aşamaz.

Bu seçim her dönemde bir yenilenir. Sayıları 10 kadar olup devamları ile topluluğun devamlı üyesi olanların sayıları 10’dan fazla olunca devamlı başkan seçilir. Artık değişmez. Yeni gelenler o başkanın başkanlığını tanımak veya o topluluktan ayrılmak zorundadırlar. 7 yaşından küçük çocuklar annesinin kabul ettiği başkanı başkan olarak kabul etmiş sayılırlar. Daha sonra 15 yaşına kadar isterse babasının başkan kabul ettiği kimseyi başkan yapabilir. 15 yaşını dolduran kimse başkanını kendisi seçer.

Bir kimse bir yere girerse o yerin yönetim sorumlusunun başkanlığını kabul etmiş olur. Bir kimse bir topluluğa katılınca o topluluğun yönetimini kabul etmiş olur. Herhangi bir topluluk sözleşmesinde başkan seçimi nasıl kararlaştırırlarsa seçim öyle yapılır. İrsen kabul edilirse irsen olmuş olur. Cinsiyet gözetiliyorsa geçerli olur. Ne var ki, başkan olan kimse başkanlık yapacak ehliyette olmalıdır. Ehliyeti kullanmaya ehil olmayanlar başkan olamazlar. Kamu hizmetlerinde vekâlet yoktur. Niyabet vardır. Bulunmadığı zaman yerine geçici olarak geçer ve tam yetkilerle başkanlığı icra eder. Başkan dönünce başkanlığı biter. Başkan naibin kararlarını iptal edemez, yürürlüğe son verir.

AŞİRET BAŞKANININ SEÇİMİ: Aşirette bir kadın ve bir erkek başkan seçilir. Bunlardan biri başkan, diğeri yardımcı olur. Erkeklerin yapacağı işlerde erkek başkan başkanlık yapar. Kadınlara ait işlerde kadın başkan başkanlık yapar. Ortak işlerde söz başkanındır. Kendisine en az on üye bulan aşiret kurma yetkisine sahip olur.

AİLE REİSİ: Ev işlerinde reis kadındır, dışarıdaki işlerde erkektir.

BUCAK BAŞKANI: Bucak nüfusunun en az yirmide birinin ilmi müşaviri olan kimse bucak şûra üyesidir. Bir üye beşte birden fazlasının ilmi müşaviri olamaz. İlmi şûra kendilerine sıralama usûlü ile bir başkan seçer. Başkan semtlere birer yönetici atar. Halk kendi semt yöneticilerinden birinin koruma birliğine katılır. Koruma nöbetlerini orada tutar. Atanmış bir yönetici bucağın yetişkin erkeklerinin %5’ini birliğe dahil edebilirse yöneticiliği kesinleşir. Bütün  semtlerdeki halkın katıldığı yöneticiler atanmışsa başkanın başkanlığı da kesinleşmiş olur. Bucak başkanı merkez semtini bizzat kendisi yönetir. Bucak merkez ocağının da başkanıdır. Semtlerin merkez ocaklarını semt yöneticileri yönetirler.

İL BAŞKANI: İl merkez bucağında il ilmi meclisi üyeleri otururlar. Bir bucakta en az 150 kişinin ilmi müşaviri olan kimse orta ehliyete sahiptir. Bir ilin en az on orta ehliyetlisinin ilmi müşaviri olan yüksek ehliyete sahiptir. Yüksek ehliyetliler il merkez bucağında otururlar. İl meclisini bunlar oluştururlar. İl merkez ve ilçe merkez bucağında oturanlar meclis üyesi olmayan halkın yönetime katılma hakları yoktur. Merkez ilmi şûra sıralama usûlü ile kendilerine başkan seçerler. Başkanlar ilçe merkez bucaklarına birer yönetici atar. İlin nöbetçi erkekleri kendi ilçeleri dışında bir yöneticinin güvenlik birliğine dahil olurlar. İlin güvenlik nöbetlilerin %5’ini birliğine dahil eden ilçe yöneticisinin yöneticiliği kesinleşir. Bütün ilçelerde yöneticiler kesinleşince başkanın da başkanlığı kesinleşir.

DEVLET BAŞKANI: Devlet merkez bucağında millet meclisi üyeleri otururlar. Ülke içinde on yüksek ehliyetlinin ilmi müşaviri olan kimse üstün ehliyetlidir ve millet meclisi üyesidir. Devlet ve bölge merkez il bucakları sakinlerinden millet meclisi üyesi olmayanların yönetime katılma yetkileri yoktur. Devlet merkez bucağının ilimi şûra üyeleri ki, bunlar aynı zamanda ülkede ilmi dayanışma ortaklıklarının da sorumlularıdır, sıralama usûlü ile bir üstün ehliyetliyi başkan seçerler. Başkan bölgelere yöneticiler atar. Yöneticiler kendi bölgelerinden olmayan halktan siyasi dayanışma ortaklıklarını kurarlar. Ülkenin savunmasına katılanların beşte birinin emiri olmayı kabul ettiği kimsenin yöneticiliği kesinleşir. Bütün bölgelerin yöneticilikleri tamamlanan başkanın başkanlığı kesinleşir.

Ülkenin ilmi dayanışma ortaklıklarının başkanları kendilerini temsil eden üstün ehliyetlilerden birini Mekke’ye gönderir. Mekke’de insanlığın merkez bucağı oluşur. İnsanlığın askeri gücü yoktur. Sadece hâdimdir.

Ortaklıkların başkanları, ortakların temsilcileri tarafından sıralama usûlü ile seçilirler. Bir temsilci en az ortakların yirmide birini temsil etmek zorundadır. En çok da beşte birini temsil ederler. Yılda iki defa kongre olur. Biri Ramazan Bayramı’nda, biri de Kurban Bayramı’nda olmak üzere iki toplantı olur. Toplantıya bütün üyeler katılabilir. Katılanlar orada temsilcilerini değiştirirler. Katılmayanlar eski temsilcilerini korumuş olurlar. Kurban Bayramı ile Ramazan Bayramı arasında eski temsilcilerle yeni temsilciler birlikte toplanırlar ve yıllık planlamayı birlikte yaparlar. Temsil ettiği kimsenin sayısı yirmiden aşağı düşşse, temsilcinin temsilciliği sona erer. Temsil ettiği kimseleri dilediği temsilcilere aktarır. Beşte birden fazlasının temsilcisi olan kimseler de istedikleri kimseleri başka temsilciliklere aktarırlar. Ortaklara yeni temsilcileri duyurulur. Kurban Bayramı’na kadar temsilciliklerini  değiştirebilirler. Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı arasında geçen zaman içinde temsilcilikler değiştirilebilir. Kurban Bayramı’ndan sonra Ramazan Bayramı’na kadar yalnız yeni seçilen temsilciler şûrayı oluştururlar.

Başkanın herhangi bir sebeple başkanlığı sona ererse derhal ilmi şura, ilmi dayanışma ortaklık başkanları toplanır ve yeni başkanını atarlar. Ölmüşse, eski başkanın cenazesini o kıldırır.

 

BAŞKANLIĞIN SONA ERMESİ

On kişi oluncaya kadar seçilen başkanların başkanlıkları iki namaz arasına kadar devam eder. İkinci namaz vakti geldiğinde aralarında yeni bir kimse katılmamışsa, eski başkanın başkanlığı devam eder. Yeni kimse katılmışsa, eski başkanın başkanlığı sona erer. Bu sona erme yeni başkanın seçilmesine kadar devam eder. On kişiden fazla topluluk olduktan sonra yenileri katılsa da başkanlık devam eder. Cemaat sayısı yedi kişiden aşağı düşerse yine başkanlık biter.

Şûra üyelerinin ittifakla yeni başkan seçmeleri ile eski başkanın başkanlığı sona erer. Yeni başkanın seçilmesi gerektiğine ittifak ederlerse sıralama usûlü ile de seçim yapılabilir.

Bir başkanın herhangi bir sebeple başkanlık yapamayacak duruma gelmiş olması hallerinde de şûra üyelerinden biri hakemlere giderek başkanlığı sona erdirir.

Bir başkan yeni başkan seçilinceye kadar başkanlığını terk edemez. 63 yaşını dolduran başkanlar, yeni başkan seçtirerek kendileri fahri başkan olurlar. 63 yaş ile 70 yaş arasında başkan görevleri peyderpey yeni başkana devreder. Hangi görevlerin hangi tarihlerde yeni başkana devredileceği hususunda şûra üyeleri bir plan hazırlarlar. Bu planda bir konuda ihtilaf çıkarsa, taraf olmayan şûra üyesinin hakemliğine başvururlar. Baş hakem başkan seçim usûlü ile seçilir. 70 yaşında bütün yetkiler yeni başkana geçmiş olmalıdır. Eski başkanlar fahri başkan olurlar.

 

BAŞKANLARIN GÖREVLERİ

Başkanlar günlük ve haftalık toplantıları yönetirler.

Toplantılar herkese açıktır. İlk sırayı şûra üyeleri oluşturur. İkinci sırayı üyeler oluşturur. Üçüncü sırayı  muellefler oluşturur. Dördüncü sırayı yabancılar oluşturur.

Başkan şûra üyelerine sıra ile söz verir. Sıra en kıdemsiz olandan başlar, en kıdemli olanda sona erer. Sözü kesmez. Uzun konuşana ikinci sırayı vermez. İstişare eden kimse istişare edeceği konuyu başkana bildirir. Başkan onu istişareye koyar. Başkan kendisi de konuyu seçer. Kararı istişare eden verir. Karar cemaat kararları şeklinde alınır. Bunlar aşağıdaki şekilde cereyan eder:

a-Kişi toplantıda kendi kararlarını beyan eder. O karar artık o kişiyi o andan itibaren bağlar. Başka toplantıda o kararı kaldırabilir. O karar artık onu bağlamaz. Mesela, “Ben her gün saat beşte şurada olacağım” der de bulunmazsa, oraya gelenler tazminat isteme hakkına sahip olurlar. Bu tek taraflı beyandır, kişiyi bağlar. Bu kararlara karşı başkana itiraz edilebilir. Bundan zarar görenler varsa başkan kararı iptal eder veya onaylar. İptal veya onaylaması ile yürürlük başlar. Başkanın kararından mağdur olanlar hakemlere gidebilir ve mağdurluklarını giderebilirler.

b-Kişi icapta bulunur. Bu icap kabul edenlere karşı kendisini bağlar. İcaplar, icap yapanın icaptan vazgeçtim demesine kadar geçerlidir. O zamana kadar kim ilk kabul ederse akit onunla yapılmış olur. Kişinin icap yapıp yapmadığı, icaptan vazgeçip geçmediği, muhasebeye yazılı beyan vermekle olur. Kayda işlendiği tarih esastır. Ancak toplantıda şifahi beyanlar da geçerlidir. Başkanın karar defterine yazdırması ile icap yapılmış olur.

c-Kabul da icap gibidir. İcabı yapan kişinin tarih ve saati ile adlandırılır. O tarih ve o saatte yapılan icabı kabul ettiğini beyan eder. Kararın alındığı yer önemlidir. Kabulde akıt kesinleşir. İcap yapanla kabul yapanlar eşit hak ve yükümlülüklere sahiptirler. Sözleşmelerin yorumu hakemlere aittir. Kabul da muhasebeye geçmekle, kesinleşmiş olur. Toplantıda şifahi olarak beyan başkanın yazdırması ile de kesinleşir. Sözleşmenin bazı hükümleri tek taraflı beyanla ortadan kalkar. Bazı hükümler başkanın kararı ile kalkar. Bazı hükümler hakemlerin kararı ile ortadan kalkar. Bazı hükümler ancak tarafların rızası ile kalkar. Bazı hükümler ise geri dönmez. Bunlar içtihatla sabit olur ve fıkıh metinlerinde yayınlanır. Başkan yayınlar.

d-Cemaata giren kimse o cemaatın daha önceki kararlarını kabul etmiş ve yöneticilerini de yönetici tanımış olur. Girdiği saat belli değilse son saatte girmiş sayılır. Girişte izne gerek yoktur. Ancak başkan istediği kimseyi toplantıdan uzaklaştırabilir. Uzaklaşmaktan zarar görenler hakemlere gidip zararları tazmin ettirebilirler. Ocak ve bucak başkanlarının cemaatinden istediği kimseyi ocak veya bucaktan uzaklaştırma yani sürme yetkileri vardır. Bu onların suçlu olduğunu değil, başkanla geçinemediklerini ifade eder. Sürülen kimselerin tüm hukuku korunur. Oradaki taşınmazların gerçek değerleri peşin ödenerek uzaklaştırılabilir. Taşınmazların değerleri hakemlerce belirlenir.

e-Belli bir konu seçilir, sözleşmesi yapılır, sorumlusu belirlenir ve belli ikâmetgâhı olursa bu hükmi kişilik kazanır. Bu ortaklığa katılanlar, buradaki hak ve görevlerini ifa ederler. Bunlar muamele ve muhasebe kayıtları ile sabit olur. Ancak toplantıda başkana sözleşme onaylatılır, üyelerin adları verilirse kişilik kurulmuş olur. Başkan tarih ve saatini yazarak imza koyar ve karar defterine kaydeder. Ortaklıklara giriş ve çıkışlar başkana takdim edilen liste ile olur. Hafta içinde itiraz etmezse liste geçerli olur. Hafta içinde itiraz eden olursa başkan kararını verir. Hakemlere gitme hakkı mahfuzdur. Kişi bütün bunları kendi aşiret başkanının huzurunda yapar.

f-Başkan herhangi bir görevi yerine getirmek üzere birini görevlendirir. Yahut kişi kendisinin genel hizmetini yapacak kişiyi belirler. Bu belirlenen kişilerin listeleri başkanlara verilir. Başkanlar bunları kendi karar defterine geçirtir. Her hizmetli hizmet talimatını kendisi yapar. Bunlar da karar defterine geçer. İlçe merkez karar defterine geçer. Bağlanmalar ise bütün aşiretler içinde olur. Görevli hizmetlerini yaparken kararlar alır. Bunu kendi hizmet defterinde yazar. Ancak bu hizmet defterini onaylamak başkana aittir. Bu defter hizmetlide bulunur. Ancak hizmetli toplantılara getirir. Başkan istenen kısmı isteyene veya cemaata gösterir. Herkes kendi içtihatlarını da böyle başkanın imzaladığı deftere yazar. Bu defter de açıktır. Soruşturmacılar görürler.

g-Başkan kendisinin karar alacağı konuları istişare eder ve karara bağlar. Başkan bazı kararlarını istişaresiz karara bağlar. Ancak bu konularda şûra üyelerinin başkana bu yetkiyi vermiş olması gerekir. Daha doğrusu baştan başkan olacak kimse bu yetkileri ister. İttifakla vermezlerse başkan olmaz. Kalan kısmını istişare eder ve eğer o hususta kendisine ittifakla istişareden sonra karar alma yetkisi verilmişse karar alır. Bunun bir kısmını başkan olmadan önce isteyebilir.

İstişarede şûra üyeleri araştırmalar yaparlar. Temsil ettikleri kimselerle istişare ederler. Şûraya yalnız kendi görüşlerini değil temsil ettikleri görüşleri de getirirler. Başkan meşvereti açık yapar. Cemaat onları takip eder.  Bucak, il, ülke ve insanlık başkanlarının meşveretleri televizyonla yayınlanır. Halk görüşlerini başkanlara ulaştırmayan temsilcisini değiştirerek, uyarmalar yaparak görüşünü şûraya ulaştırır. Böylece sorunun önemine göre meşveret haftalarca sürebilir. Danışmada son karar alınmadan önce herkes sıra ile görüşünü birer cümle ile ifade eder. Karar verecek sorumlu o mecliste bulunmayan başka kimseye danışmadan içinden ne gelirse onu beyan eder. Başkan yazdırır. Ve bu “istişari karar” olur. İstişari kararda karşı olan şûra üyeleri uygulamadan sonra hakemlere giderek kararı iptal ettirip örnek uygulama olmasını önlerler. Karardan mağdur olanlar da hakemlere giderek mağduriyetlerini giderirler.

h-Bir ocakta veya bucakta cari olan kurallar alimlerce tesbit edilir. Bu alimler o ocak veya bucaktan olmayabilir. Bu kuralları kendileri benimsemiş de olmayabilir. Sadece ilmi araştırmalar sonunda böyle geleneklerin olduğunu ilmen belirler. Bu ilim adamlarının tesbitlerini hakemler mesnet yaparak kararlar alabilir. İşte bu tür bir çalışma başkan tarafından Ramazan Bayramı’nda yayınlanır. Kurban Bayramı’na kadar kimse itiraz etmezse bu o topluluğun kollektif sözleşmesi içine girer. Bu tür kararların icmadan farkı, icma kararlarına muhalif içtihat caiz olmadığı halde, sözleşmelerle ma’şeri kararlara muhalif hükümler getirilebilir. İcma kararları amir kararlar olduğu halde, ma’şeri kararlar tamamlayıcı hükümleri içerir. İcma kararları ancak icmalarla değişebilmektedir. Oysa bunda değişme diğer karar şekilleri ile olabilmektedir. Başkanın buradaki rolü benimseyip yayınlamasıdır.

I-DİL: Topluluğun anlaşma vasıtasıdır. Herkes kendi düşüncelerini dil ile ifade eder. Dört kademe dili vardır. Aşiret dili, somut dildir. Başkan deyince oranın başkanı anlaşılır. Mutfak deyince oranın mutfağı anlaşılır.  Kişilerin söyledikleri cümlelerde kullandıkları kelimelerin elle tutulur anlamları vardır. Bucak dilleri ise soyuttur. Dağ deyince sadece bir dağ anlaşılmaz, dağlardan herhangi biri anlaşılır ve bu belirli ve belirsiz olabilir. Bu dil yazı dilidir. Dilin oluşması ma’şeri kararlarla olur. O toplulukta o söz ve kuraların anlamları odur. Dil kavmi dildir. Genel gramer ulus dili olarak ele alınır. Hukuk kuralları o dil ile belirlenir. Sözleşmeler o dil ile yapılır. Ne var ki, il ve bucaklar bu dillere kendi ihtiyaçlarına göre gerekli ekleme ve değişmeleri yapabilirler. Bu husus o bucağın ma’şeri karar şekliyle sağlanır. Başkan bu ekleme değişiklikleri benimserse yayınlar. Ma’şeri karar hükümlerine tâbidir. Bucaklarda yazılı metin yarışmaları olur ve bu metin yarışmalarına katılanlara derecelerine göre ödül verilir. Bu yazı metinlerini ilmi şura sıralamak suretiyle belirler. Ödül muhasebece hesaplanır. Başkan ilan eder. Bu yarışmayı başkan yönetir. Böylece her bucağın bir yazı dili doğar.

j-SANAT: Dil fikirleri ifade aracıdır. Sanat ise hisleri ifade  aracıdır. Sanat, kişilerin hayatlarında karşılaştıkları olaylarda yaşadıkları tatlı ve acı hatıraları hatırlatan şekil, ses, yapı, yazı gibi eserler oluşur. Bunlar yarışmaya katılırlar. Derecelemeler yapılır. Derece alanlara ödül verilir. Bu derecelemeyi dini kuruluşlar yapar. Derece alan sanat ürünler bucak arşivlerinde saklanır. Bu yarışı başkanlar yönetir ve ödülleri o dağıtır.

k-Herkes ürettiği malının standardını yapar ve ürettiği mallarda o standart aranır. Bucak başkanı bu standartları yayınlar. O malı satın alan veya satan kimseler o standart hükümlerine göre yükümlü veya hak sahibi olurlar. Ayrıca ürün ve kalite yarışmaları olur, buluş yarışmaları olur. Bunları da başkan yönetir ve ödülleri dağıtır.

L-Toplulukta davranışlar belli kurallarla gerçekleşir. Bir kimsenin kapısına vardığında nasıl duyurulacağının kuralları vardır. Bu işte o topluluğun davranış kurallarıdır. Her bucak halkı için bu tamamen farklıdır. Bazı topluluklarda bir eve bir yakını ziyaret ettiği zaman o evdekiler ağırlamazsa örfe aykırı görülür ve kişi dışlanır. Bazı topluluklarda ise karı, koca, çocuk, ebeveyn dışındaki kimselerin eve gelmesi, serbestçe girip çıkması  kötü görülür. Bu sebepledir ki her bucağın ayrı örfü oluşur ve bu örfe uyulması gerekir. Bunlar birleştirilerek hukuk meydana getirilir. Hatta aynı bucakta ayrı hukuk kuralları da oluşur. Başkanın birinci görevi bucakta uygulanan kamu mevzuatını yayınlamaktır. Bunları dağınıklıktan kurtarıp tek metin haline getirmektir.  Bucağın kaç semti veya köyü varsa oralarda birer metin bulundurulur. İsteyen istediği kısmının fotokopisini alır veya diskete aldırır. Bu mevzuatın oluşması ise genel karar şekilleri ile olur. Bu metinler yarışma usûlü ile her yıl yenilenir. Bunun yarışına isteyenler katılır. Metinler katılanlara arz edilir. Onlar sıralarlar. Telifte birinci olan işle takdirde birinci olan bir baş seçerler. Son şeklini bunlar verirler. Başkan Ramazan Bayramında yayınlar. Kurban Bayramına kadar hakemlere gidilebilir. Kurban Bayramında hakemlerin verdikleri son şekil yayınlanır. Her yıl tekrarlanan bu metinler o yıl geçerli olur. Hakemler kararlarını alırken bütün yılların mevzuatını göz önünde bulundurur ve ona göre hüküm verirler. Hükümler fiilin işlenmediği tarihe göre verilir.

m-İÇTİHAT: Kişi karşılaşğı sorunu bildiklerine dayanarak çözer ve başkana arz eder. Başkan da bunu yayınlar. Yayınlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girer. Bu görüşe muhalif olanlar, buna bilgilerini arz ederler. Böylece ilmi tartışma başlar. Başkanın buradaki görevi yayınlamaktan ibarettir. Kişinin görevi de bu hususta beyanda bulunanları dinleme görevidir. İçtihadın hükmü hatada sorumluluğun olmamasıdır. Kendisine yeter bilgi vermeyen topluluğun da sorumluluğu olduğu için zararlar dayanışma içinde giderilir. Başkan önemli  konuları istişareye getirir. Kişinin sorunları şûrada ele alınır. Bu sorunların zamanını ve yerini başkan belirler. İçtihat kesin içtihatla değişir.

n-KESİN İÇTİHAT: Yeterli bilgi topladığına kesin kanaate vardığına kani olan kimse kesin içtihadını yine başkana yayınlatır. Bundan sonra gelecek uyarıları kabul etmek, onları dinlemek, o hususta tartışma mükellefiyeti yoktur. Bundan sonra tartışma ancak hakemler huzurunda yapılır. İstişareden sonra yayınlanan içtihatlar hakemler nezdinde tartışılır: İçtihatlar kendi içinde çelişkide ise, müsbet ilme aykırı ise, icmalara muhalifse, zararlı ise hakemlerce iptal edilir. Hakem kararlarını başkan yayınlar. Kesin içtihat kesin içtihatla değişir.

o-İTTİFAK: Bir bucakta şûra üyelerinin tamamı bir konuda ittifak ederlerse başkan bunları yayınlar. Ve yürürlüğe girer. Bu karara herkes uymak zorundadır. Bu tür kararlar yine ittifakla değişebilir. İstişare ile  değişemez. Hakemlere gidilerek kararlar iptal ettirilebilir.

Ö-İttifakla alınan karar bayramlar arasında muhalif çıkmazsa icma hâline dönüşür. İcmalar ancak icmalarla değişir. Başkan icmaları yayınlar. İcmalara karşı hakemlere gidilemez.

p-ORTA DEĞER: Bir konuda sayısal değer tesbit edilecekse herkes kendine göre ölçmeler yaparak sayısal değerini başkana bildirir. Başkan bunları toplar, sıralar ve orta değeri bulur. Bu orta değeri yayınlar. Orta değer hesaplanırken orta değerin iki katından küçük ve yarısından fazla olan sayıların ortalaması da alınabilir. Bu değerleri hesaplamaları ve sonuçları ile yayınlamak başkana aittir. Hakemlere gidilebilir.

r-SIRALAMA: Sıralayanlar sıralananları sıralarlar. Sıralananlardan her birinin aldığı sıraların tersleri toplanır ve sıra değeri bulunur. Sıralayanın bu değerlere uzaklıklarının kareleri toplamının kare kökünün ortalaması  sapma derecesini verir. Bunun e üzeri üssünün tersi takdir derecesini belirler. Başkan bu hesapları yaptırır ve yayınlar. Hakemlere gidilebilir.

s-BÖLÜŞME: Herhangi ortak değerin bölüşülmesinde değişik usuller uygulanır. Artırma veya eksiltme ihaleye çıkaran tarafından zaman aralıklarla yapılır. İlk evet diyene verilmiş olur. Veya ondan satın alınmış olur. İhaleye girenlerin artırıp eksiltmeleri gayrimeşrudur. Bu ihaleyi başkanlar yönetir. Paylaşmayı en güçlü yapar, diğerleri zayıflardan başlayarak seçerler. Beğenmeyen kendisi paylaşır. Yahut paylaşma değerlendirme suretiyle olur. Kim en çok değeri bir paya verirse o pay ona kalır. Bunları başkanlar yönetir. Hakemlere gidilebilir.

Ş-HESAPLAMA: Verileri belli olan  bir sorunu hesaplayarak çözdürmek ve bunun sonuçlarını yayınlamak da başkana aittir. Hakemlere gidilebilir.

t-Bir küçüğün veya akıl hastasının velileri tabii velilerdir. Bu en yakın kadın veya erkek kimselerdir. İmtina ederse ondan sonra gelen veli olur. Bu velinin kim olduğunu belirleyip tesbit etmek başkana aittir. Ayrıca herkesin kendisine seçtiği değişik velileri vardır. Bunların tescili de başkana aittir. 

u-Herhangi bir konuda son sözün kime ait olduğunu başkan belirler. Yetki belirleme demektir. Hakemlere gidilebilir.

v-Hakemlerin belirlenmesini de başkanlar yapar. Davacı kendi hakemini bulur. Ve dava dilekçesini yazdırır. Davalıya hakemini seçmesini ister. Seçerse hakemler bir başhakem seçerler ve hakem heyetini başkana bildirirler. Davalı taraf hakemi başkana başvurur, karşı tarafın hakemini seçtirir. Başkan da karşı tarafa hakemini seçtiremezse başkan seçer. Böylece hakem heyetini oluşturması da başkanın görevleri arasındadır.

y-Hakem kararlarını yayınlayıp infaz etmek de başkanın yetki ve görevlerindendir. Başkan hakemlerin kararlarının uygulamasında gevşeklik yapıyorsa kişi bucağı terk eder ve hakemlere giderek mağduriyetini oradan giderir.

 

GÖREVLİLERİ ATAMAK

Kooperatiflerde genel hizmet, bucaklarda kamu hizmetleri, ehliyetliler tarafından yapılır. Genel hizmet için yeterlilik belgeleri teminatlı olarak dayanışma ortaklıkları tarafından verilmektedir. Bilgisizlikten doğan zararları ilmî, beceriksizlikten doğan zararları meslekî, ihmalden doğan zararları dinî, ve kasten iras edilen zararları sosyal dayanışma ortaklıkları tazmin eder. Orta ehliyetli kamu hizmetlileri ilçelerde bulunur. Kooperatifler bu hizmetlilerden yararlanırlar. İlgili fakülteleri bitirenlerden kooperatif özel sözleşmeler yaparak kooperatif ortaklarına genel hizmet verirler. Teminatlı ehliyetleri kooperatifin dayanışma ortaklıkları tarafından verilir. Ortaklar kendi hizmetlilerini kendileri seçerler. Bunlar ortaklara karşılıksız genel hizmet verirler. Bunların masrafları kooperatif ortak gelirlerinden giderilir. Kooperatif ortak gelirleri şöyle doğar:

Üretim veya inşaat yapan işletmelere kooperatif genel hizmet verir. Sözleşme ile genel hizmet payını alır. Bu payın yarısı o işletmeye hizmet veren genel hizmet ortaklarına bölüştürülür. Diğer yarısı kooperatifin özel ortak hesabında toplanır. Ortaklara genel hizmet verenlere bölüştürülür. Genel hizmetlilerin kooperatif ortakları arasından temsilcileri vardır. Ortaklar bu temsilcileri aracılığı ile genel hizmetlilerle devamlı temas halindedirler. Kooperatiflerde genel hizmet bucaklarda kamu hizmetleri olarak geçecektir.

Hizmetlilerin hizmet yapabilmeleri için gerekli bütün işler yine genel hizmet içinde çözülür. Bununla beraber her genel hizmet için bir sorumlu atanır. Bu atamaları kooperatif yönetim kurulları, bucaklarda bucak şûra üyeleri atarlar. Bu görevliler yönetim kurulu üyeleri tarafından denetlenir. Gerektiğinde hakemlere gidilir.  Başkan, çıkacak ortak hizmetin kim tarafından yapılacağına karar verir. Şûraya yapılması gerekenler hakkında öneri gelir, istişare edilir. Başkan bunlardan bu işi en iyi kimin yapacağına karar verirse ona görevi verir. İşe muhalif olana görev verilmez. Kimse inanmadığı bir şeyi yapmaya zorlanamaz.

Ortaklığa ait işleri başkan bizzat kendisi yapmaz. Kendisi hakem durumunda olduğu için görevlendirmeyi yapar. Görevli kendi içtihadına göre görevleri yerine getirir. Görevlinin işine karışamaz. Ona özel talimatlar veremez. Görevliden doğrudan veya dolaylı olarak bilgi alır. Uygun görmesi halinde göreve son verir. Ancak  göreve son vermeden önce o göreve yenisini atamış olması gerekir. Yeni görevli eski görevlinin yaptıklarının sorumluluğunu yüklenir. Eski görevli yaptı diye kendisini görev dışında saymaz. Haksızlık yapmışsa eski görevliye baş vurur. Eski ve yeni görevli arasındaki sorunları önce başkan çözmek durumundadır. Bu hususta kararları başkan alır. Taraflar hakemlere gidebilir. Görevli yetkilerini tam kullanmıştır. İçtihadına göre hareket etmiştir. Hukuki düzende sonuçlardan sorumlu değildir. Davranışlardan sorumludur. Yetkileri içinde kalan kimsenin tasarrufları asla suç oluşturmaz. Genel ve kamu hizmetlerinde her türlü kararlar açıktır ve yazılıdır. Buna riayet edilmesi halinde hiçbir cezai sorumluluk söz konusu değildir. Mali sorumluluk ise kendisine değil akilesine, yani dayanışma ortaklığına aittir. Sorumluluk görevden alınma şeklinde tezahür eder. Bir de herkes akilesine karşı sorumludur.

Kamu hizmetlileri kişilere ve firmalara hizmet verirler. Bunların atanma ve alınma şekilleri kurallara bağlıdır. Ancak herhangi bir şekilde kural çalışmadı ve iş ters gitti. Başkan derhal müdahale eder ve tersliği geçici olarak giderir. Sonra usûlüne göre atamalar yapar.

 

GEÇİCİ KARARLAR

Bir işte iki husus daima gözetilir. Biri işin durmaması, yürümesidir. Yapılmakta olan bir iş her ne suretle olursa olsun durmamalıdır. Mesela, birisi başkasının arazisinde projeye göre inşaat yapıyorsa o durdurulmamalıdır.  Çünkü durmak zarardır. Emeğin boşa gitmesidir. Zaman kaybıdır. İyi iş oluyorsa, kim yaparsa yapsın, devam edebilmelidir. İkinci önemli husus da kişilerin haklarıdır. Bu hakları gözetlemek de o derecede önemlidir. Şöyle  ifade edelim: Üretim ve bölüşme. Üretim işlerine “yürütme”, bölüşme işlerine de “yönetim” diyoruz. Başkan yürütmekle yükümlüdür. Bölüşmekle ise yargı görevlidir. Yürütme, gelecek hakkında karar almadır. Yönetme ise, geçmişte yapılmış işler hakkında hüküm vermedir. Yargı dediğimiz olay bölüşmedir. Kooperatifin hakemleri olacaktır. Çıkacak her türlü ihtilaflar hakemler tarafından çözülecektir. Türkiye Cumhuriyeti mevzuatında hakemlik müessesesi ihtiyari olarak vardır. Kooperatifte ise hakemlik mecburidir. Yani kooperatife ortak olanlar sorunlarını hakemlere çözdürmeyi baştan kabul etmektedirler.

Çıkan her türlü ihtilaflarda başkan ilk hakemdir. Verdiği kararlar hemen uygulanır ve işlerin aksaması, duraksaması söz konusu olmaz. Kararları verirken hakkaniyeti değil işin olurunu ve verimini gözetler. Elbette  başkanın verdiği kararlarda haksızlıklar olacaktır. Çünkü soruşturma yapmadan karar vermektedir. Sonra işin yürümesi için ne gerekiyorsa ona karar vermektedir. Mağdur olan kimse sonra hakemlere gider ve mağduriyetini giderir. Böylece denge kurulur. Şeriat demokrasisinde kişinin hak ve hürriyetleri yanında, topluluğun çıkarı ve düzeni de aynı şekilde gözetilmiştir. Kişi hak ve hürriyetlerini ortaklığa katılıp katılmamakta ve hakemlerini seçmekle güvenç altına almıştır. Topluluğun çıkarı ve düzeni ise kişilerin katıldıkları toplulukların başkanlarına ve kendi seçtikleri hakemlerin kararlarına uymaları zorunluğu ile korunur.

Başkanın verdiği kararlarda doğacak zararlar, o kararda kimler yararlanmışlarsa onlar tazmin eder. Başkasının arsasında inşaat yapan kişi, arsa değeri kadar bir payı inşaattan verir. Böylece arsa değerlenmiş, sanki kat karşılığı verilmiş gibi olur. Oysa hakemlerin verdikleri kararda ise aksi sabit olursa bunu hakemlerin dayanışma ortaklıkları tazmin ederler. Hakemlerin verdiği kararları uygulama da başkana düşmektedir. Başkan aynı zamanda kazai icranın da yetkilisi ve sorumlusudur.

Hakem kararlarına uymayanları başkan kanun kaçağı olarak ilan eder. Belirli bir müddet içinde kanun kaçağı hakemlere baş vurup kararı iptal ettirmezse karar kesinleşir. Bu husus için kooperatiflerde kooperatiften çıkarmak ve kooperatif avukatlarınca mahkemelerde cebri icraya gitmek gerekir. Kooperatif Türkiye Cumhuriyeti mevzuatında bedeni ceza uygulamaları yapamayacağı için uygulayabildiği müeyyide kooperatiften ihraç etmek ve  avukatlarına ceza takibatı için yetki vermektir. Başkanın buradaki görev ve yetkisi, önce kararını verir ve kendisine tebliğ eder. Ortak hakemlere giderek başkanın bu kararlarını iptal ettirebilir.

Başkan doğrudan iş yapamadığı için ancak şûra üyelerinden birinin benimsediği hususlarda karar alma yetkisi vardır. Şûra üyeleri arasında çıkan ihtilafları hakem olarak çözer.

Başkanların bir görevi de kooperatifi temsil etmektir. Kooperatif başkanının elinde tarih ve saati de damgalayan kaşe bulunur. Başkan kooperatif adına yapılan her işlem bu kaşe ile mühürlenirse geçerli olur. Ortaklık adına yapılan her muamele açıktır. Gizli yapılan anlaşmalar geçersizdir. Kooperatif adına yapılan her anlaşmaya karşı ortakların hakemlere gitme yetkileri vardır. Dolayısıyla kararın yürürlüğe girmesi ancak hakemlere gidip iptal ettirme imkanı ortadan kalkınca yürürlüğe girer. Daha sonra da her zaman hakemlere gidilerek kooperatif adına verilen kararları feshedebilir. Ancak bu iptal değil fesihtir. Karar tarihinden itibaren ortadan kalkar.

Yazılı hâle getirilmeyen ve tarihli kaşe ile basılmayan hiçbir beyanat ve muamele kooperatifi bağlamaz, sorumluluk şahsına aittir. Onu ilzam eder. Dolayısıyla kooperatife karşı da bir suç işlememiş olur. Karar defterinde dayanağı olmayan hiçbir anlaşma da geçerli değildir.

Başkan diğer yetkililerin yetkili olduğuna dair bir çok belgeleri damgalar. Bu imzalamasından dolayı içeriğinden başkan değil yetkili sorumludur. Başkan temsil yetkilerini başka kimselere kullandırabilir. Bunun için damgayı o kimseye verir. Damgayı kendisi vurmuş gibi olur. Bucakların semtlerinde, kooperatiflerin şube  veya temsilciliklerinde atadıkları yetkililere kaşeler verir. Onlar o kaşeleri başkanlar adına kullanırlar. Kooperatif görevlileri ve yetkilileri her türlü beyanda bulunmakta tamamen serbesttirler. Kimsenin hürriyeti kısıtlanamaz. Ancak bunlar kooperatifi değil de kendilerini ilzam eder.

 

BAŞKANIN YETKİLERİ

Başkanın görevleri ve yetkileri sözleşme ve şûra kararları ile ittifakla belirlenir. İstişari kararlarla yetki ve görev verilemez. Görev yetkiliye verilir. Verilen görevi yerine getirebilecek ehliyete sahip olmayana verilen görev hakemler kurulu kararı ile iptal edilebilir. Görevli kılınan kimse aynı zamanda o görevin gereği olan yetkiyi de kendiliğinden almış olur. Sorumluluk ve hizmet haklarını da ayrı bir karara gerek kalmaksızın iktisap eder.

Başkanın uygulamada yetkisi sınırsızdır. Hesabını o anda değil sonra verir. Başkan başkanlık yetkisini kullanırken işlemiş olduğu hatalardan dolayı doğacak zararlar topluluk tarafından tazmin edilir. Bütçeden tazmin olunur. Her hususta başkanlar da sorumludur. Hakemleri atamak durumundadırlar. Hakem kararlarına uymak durumundadırlar. Bir başkan hakemlik müessesesini çalıştırmazsa o sahada veya o ortaklıkta kalmak caiz olmaz.  Başkana yine de karşı gelinmez. İktidar tecezzi etmez. İcrai görevler heyetlere veya iki kişiye verilemez. Daima her görevin bir sorumlusu vardır. Yetki de ondadır. Görevlendirme yetkisi ile yürütme yetkisi tamamen farklıdır. Görevlendirme yetkisi başkana aittir. Başkan görevliyi görevden alma yetkisine de sahiptir. Yürütme yetkisi görevliye aittir. Atayana değil atanana aittir.

 

BAŞKANLARIN SORUMLULUKLARI

Başkan istişare eder ve kararlar alır. Kararların uygulanması için şûra üyelerinden birini görevlendirir.

Başkan görevlinin yürütme yetkisine karışamaz. Görev yerine gelmiyorsa görevliyi değiştirir. Müdahale edemez. Başkanın sorumluluğu, atananın ehliyetli olup olmamasına veya işler yürümediği halde görevliyi görevden almamasından ibaret olup, diğer hususlardan her zaman görevli sorumludur.

Başkanın başkanlık dışındaki tüm hareketlerinden diğer ortak veya sakinlerin sorumluluğu kadardır. Ancak kendisi hakkında soruşturma yapanların asgari kendi ehliyet seviyesinde olmaları gerekir. Orta tahsilli yüksek tahsilli aleyhine soruşturma yapamaz. Başkan ortaklığa ait her türlü hareketleri açık yapmak zorundadır. Kararlar ancak yeter zaman içinde hakemlere gidilmezse kesinleşmiş olur.

Başkanın başkanlığı aşağıdaki şekillerde sona erer:

a-Şûra üyelerinden herhangi biri başkanın başkanlığına karşı hakemlere gidebilir. Hakemler ya başkanın başkanlığına veya davacı üyenin şûra üyeliğine son verirler.

Hakemlerin başkanlığa son vermeleri için;

1-Başkanın toplantılarına gelmemesi ve toplantıyı yönetmemesi hallerinde.

2-Başkanın başkanlığı yapamayacak derecede aklen veya bedenen hasta olması hallerinde.

3-Başkanın yaş haddini doldurmuş olması hallerinde (64’den önce yaş haddi dolmaz, 70 yaşını da aşamaz).

4-Başkanın icmaa aykırı kararlar üzerinde ısrar etmesi ile.

5-Başkanın başkanlıktan istifa etmesini istemesi halinde yeni başkanı seçtirmekle son bulur.

6-Başkanın ölümü ile başkanlık kendiliğinden son bulur.

7-Bütün şûra üyelerinin yeni bir başkan üzerinde ittifak etmesi ile başkanlığı son bulur.

Bu hallerin dışında başkanın yaptıklarından dolayı sorumluluğu topluluğa ait olup şahsını ilzam etmez.

 

ORTAKLIĞIN BÜTÇESİ VE BAŞKANIN ÜCRETİ

Geçici topluluklarda başkanların mali sorumluğu ve yetkileri yoktu.

Ocaklarda bir toplantı yeri ve bir de satış yeri bulunur. Toplantı yerlerini başkan yönetir. Temizlik işlerini kadınlar nöbetleşe yaparlar, bekleme işlerini erkekler nöbetleşe yaparlar. Nöbete katılmayanlar bedel verirler. Bu bedelin miktarını belirlemek nöbet tutanlara ait olur. Nöbet tutmayanlar meclis kararlarında söz sahibi değildirler. Bu gelirler bütçeye göre harcanır. Burada başkanın payı yoktur.

Satış yerlerinde satılacak mallar üzerinde bir fiyat farkı konur. Bu fark şûra kararı ile konur ve bu toplanan meblağın yarısı başkanlara (erkek ve kadın başkanları arasında) bölüşülür. Diğer yarısı ocağın ortak işlerinde harcanır.

Bir işyerinde çalışanların ücretleri ise aşağıdaki şekilde bölüşülür.

Başlangıç ehliyetliler ancak gözetim altında iş yaparlar. Bir  temel ehliyetli ancak iki başlangıç ehline nezaret edebilir. Kendi ücreti dışında onların ücretlerinin de beşte birerlerini alırlar.

Başlangıç veya temel ehliyetliler ilk ehliyetlinin verdiği işler yaparlar. Bir ilk ehliyetli en az beş en çok kendisi ile yirmi ortağa iş verir ve işlerinden sorumlu olur. Başlangıç ve temel ehliyetlilerin aldığı ücretlerin beşte birleri ilk ehliyetliye aittir. Ondan aşağı hallerde kendilerinde çalışır ve kendi ücretlerini de alırlar. On kişiye iş vermeye başlayınca artık kendileri çalışmaz ve ücret de almazlar.

Orta ehliyetliler ilk ehliyetlilere yapacakları işlerde izin verirler. İlk ehliyetliler de kendi gelirlerinin beşte birini teknik danışman yaptıkları orta ehliyetlilere verirler. Orta ehliyetliler yüksek ehliyetlilerden beş ile on arasında ihtisas danışmanı seçerler, gelirlerinin beşte birlerini onlara bölüştürürler.

Yüksek ehliyetliler kendilerine bir üstün ehliyetli danışman seçerler ve gelirlerinin beşte birini ona bölüştürürler.

Şûra üyeleri yaptıkları işlere veya toplantılara katılmakla paylarını alırlar. Şûra başkanları yılda 2000 saat çalışş kabul edilir ve ona göre payını alır. Derecesi en yüksek derecedir.

Bucaklarda şûra başkanının mal varlığı ile bucağın mal varlığı bir kollektif şirkette birleşir. Mufavada ortaklığını kurarlar. Mufavada ortaklığında gelire konu olan bütün mal varlıkları ile gelirler ortaklığa konur. Herkes ihtiyacına göre bu gelirden yararlanır. Ana mal şirkette karz-ı hasen olarak emanet bulunur. Artması ve eksilmesi ortaklığa aittir. Ortaklığa girdiği andaki değeri ile ayrılırken alır.

Mufavada ortaklığına katılanların yakınları ortaklığın yakınları olurlar. Miras dışında bütün nafaka ve hizmet yükümlülüğü ortaklığa ait olur. Erkek yakınlar bütün ortakların erkek yakını olurlar. Kadın yakınlar bütün ortakların kadın yakını olurlar.

Miras paylaşıldığında ana mal herkesin mirasçısına verilir. Zararlar varsa bunlarla karşılanır. Kâr varsa bir kısmı kadın yakınlar arasında, bir kısmı erkek yakınlar arasında bölüşülür.

Mufavada ortaklığına ortak ittifakla alınır. Ortak kendi mallarını ayrıldığı zaman çekebilir ve kâr-zarara katılmaz. Ancak o tarihte zarar varsa payını bırakır. Son ortağın ölümü ile miras paylaşılır. O zamana kadar ortaklık devam eder.

Bucak başkanlarının bir ortağı bucak olduğundan bucak feshedilinceye kadar devam eder. Başkanların varisleri bucağın yakınları olarak öleceklerine kadar yararlanır. Öldüğü zaman varis olanların ölümü halinde ana mal mirası diğer varisler arasında paylaşılır.

Başkan bucağın mallarını kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere harcar. Başkan sosyal dayanışma içindeki asgari payı kadar özel harcamalarına konu edebilir.

 

 

 


ADİL DÜZENDE GENEL HİZMETLER
1-ADİL DÜZENE GİRİŞ
2085 Okunma
2-BAŞKAN
1478 Okunma
3-EVRAK KAYITLARI
1567 Okunma
4-YAPI KAYDI
1421 Okunma
5-MUHASEBE
1347 Okunma
6-İLMÎ DAYANIŞMA
1315 Okunma
7-MESLEKÎ DAYANIŞMA
1416 Okunma
8-DİNÎ DAYANIŞMA
1313 Okunma
9-SİYASÎ DAYANIŞMA
1230 Okunma
10-TESCİL HİZMETİ
1238 Okunma
11-TESBİT HİZMETİ
1269 Okunma
12-TAHKİK HİZMETİ
1278 Okunma
13-TAHKİM HİZMETİ
1289 Okunma
14-BASIN HİZMETİ
1254 Okunma
15-YAYIN HİZMETİ
1421 Okunma
16-ULAŞIM HİZMETİ
1265 Okunma
17-HABERLEŞME HİZMETİ
1283 Okunma
18-UYARI HİZMETİ
1254 Okunma
19-ARAŞTIRMA HİZMETİ
1287 Okunma
20-AMBAR HİZMETLERİ
1238 Okunma
21-BANKA HİZMETLERİ
1308 Okunma
22-PLANLAMA HİZMETLERİ
1234 Okunma
23-BAKIM HİZMETLERİ
1269 Okunma

© 2024 - Akevler