Tam 32 yıl sonra Taksim yine yüz binlerce kişinin 1 Mayıs’ı coşku ile kutladığı alan oldu. 33 yıl önce yapılan provokasyon sonunda kitlelerin ortak tepkilerini haykırmasına adeta ambargo koyanlar, halkı korku ve endişe içine itenler nihayet yenildi.
AKP iktidarı 1 Mayıs’ı sahiplenmek için çok çaba harcadı. Kendisini “yasak kaldıran parti” gibi göstermek istedi. Ancak dün miting alanını ve mitinge giden yolları karış karış gezdim. O coşkulu kitlelerin asla böyle düşünmediği ortadaydı.
Nitekim önceleri miting alanına gelmeyi planlayan bazı AKP’liler ve bazı bakanlar dün yoktular. Büyük bir olasılıkla sabahın erken saatlerinden itibaren toplanmaya başlayan halkın tepkisini ölçmüşlerdi.
AKP dünkü 1 Mayıs mitingini iyi değerlendirmek ve düşünmek zorundadır.
Çünkü dün AKP iktidarı için bir kırılma noktası olabilir.
Dünkü 1 Mayıs bir Cumhuriyet mitingi değildi. Başta işçiler olmak üzere toplumun enerji biriktiren ve bunu açığa çıkaramayan bütün kesimlerini kapsayan dev bir gösteriydi.
İktidar ve zihniyeti ne alanlarda ne yollarda hiç yoktu. Tam tersine birbiri ile asla anlaşamayacak olan kitleler, iktidara yönelik ortak bir tepki içinde omuz omuzaydı.
Cumhuriyet mitinglerini “Ergenekon oyunu” olarak lanse etmek isteyenlerin dünkü gösteriler için hiçbir bahaneleri olamaz.
İktidarı moralman ayakta tutmaya çalışan ve iktidar talimatıyla AKP oylarını yüksek göstererek toplum üzerinde baskı kurmaya çalışan kimi seçim araştırma sonuçlarına hiç aldırmayın. Esasında AKP’nin hızlı bir düşüşte olduğu ve hatta oylarının yüzde 30’un altına indiği görülüyor.
İşte dünkü miting bu saptamanın kanıtı gibiydi. Toplumdaki endişe ve tepki birikimi çok sakin, barış içinde ve mantıklı biçimde ortaya çıktı. Yüz binler, bütün korkutmalara rağmen hiç çekinmeden Taksim’e yürüdüler.
Miting boyunca yaşanan tek tatsız olay protestolar nedeniyle konuşamayan Türk-İş Başkanı’nın kolunun kırılmasıydı. Kalabalık, bir AKP yandaşının kürsüye çıkmasına tepki göstermişti. İktidar bu mesajı almalıdır.
Yorum
Kavga, gürültü, arbedenin eksik olmadığı polislerin biber gazı cop kullanmasının eksik olmadığı geçmiş yıllarda vahim ve kanlı bir şekilde noktalanıp, ülkede darbe ortamın oluşmasına bile vesile olan bir mayıs kutlamalarından, bu günümüze bir mayısın tatil olması ve işçi sendikalarının, her türlü garantiyi sunması sonucunda bir mayıs kutlamaları tekrar, Taksim meydanında yapıldı. Yetmiş iki milyonluk bir ülkede 650 bin sendikalı işçi için 1 Mayıs belki bir anlam ifade edebilir ama bende dahil yıllardır sendikal haklardan mahrum bir şekilde çalışmış ve halada sendikal haklardan mahrum milyonlarca işçi emekçi için 1 Mayıs bir anlam ifade etmese gerek resmi tatil olmasından başka.Kapitalist sömürü düzeni çarkını düzenini öyle bir kurmuş ki insanları 650 lira maaş ve bir sigorta ya çalışmaya mahkum hale getirmiştir.Bu düzen tamamen yanlış tamamen yamuk bir düzendir.İşin enteresan durumu din iman İslam diyen Müslümanlığı kimseye bırakmayan işverenlerde aynı düzeni aynı sistemi devam ettirmekteler.Hiç düşünmezler mi?Bu insanlar 650 lira maaşla ne yaparlar kirasını nasıl öderler çocuklarına kıyafet ayakkabı nasıl alırlar,o babaların çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamadıkları zaman çocukları karşısında ezim ezim ezildiklerini
Düşünmezler mi? Kapitalist düzen öyle bir işliyor ki fakir fukaranın ezilenlerin hakkını savunacağız diyerek iktidara gelen ve 8 yıla yakındır ülkeyi yöneten iktidar sahiplerine işçi memur emekli köylü hiç birisine hiç bir hak verdirmediler. Aksine ellerindekileri gasp ettiler vergiler harçlar yoluyla. Şimdi bu kadar işsizlik yoksulluk açlık ortamında 1 Mayıs tatil olsa ne olur tatil olmasa ne olur. HAKSIZLIKLARIN VE ADALETSİZLİKLERİN SON BULMASI HAKKIN VE HALKIN HÂKİM OLMASI İÇİN ADİL DÜZENİN BİR AN ÖNCE GELMESİ DİLEĞİYLE. Selam ve dua ile.