17 MART 2010
İnsanlık âlemi tarihî bir devrin (cycle)sonuna yaklaşıyor. Tarih boyunca kaç cycle geçti, sayısını bilemem. İlk çağ... Antik çağ... Orta çağ... Yakın çağ... Taş devri, tunç devri, demir devri...
R. Guénon tarihî devirlerin bitimine doğru kötülüklerin çoğalacağını yazar. Kötülükler, azgınlıklar, isyanlar, tuğyanlar, günahlar artar artar, sonunda bir kırılma olur. Devir veya cycle biter, onun enkazı üzerinde yeni bir devir başlar.
İnsanın bireysel hayatında da cycle'lar yok mudur? Bebeklik...çocukluk... gençlik... olgunluk... yaşlılık ve sonra ölüm... Ölüm bir son değildir, insan yok olmaz, dünyasını değiştirir, bu imtihan dünyasından dar-ı cezaya (bu dünyada yaptıklarının ödülünü veya cezasını alacağı başka bir âleme) intikal eder.
Ülkelerin, halkların, devletlerin de devirleri vardır... Osmanlı'nın kuruluş, yükseliş, durgunluk, gerileme, çökme devirleri gibi.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kaç devirden gelip geçti Türkiye'de.
1. Yıl 1923, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'nda "Devletin dini, din-i İslâm"dır yazılı olduğu, İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmiş bir Halife-i Müslimîn bulunduğu, bu Halifenin resmî törenle Cuma selamlığına gittiği islâmî cumhuriyet devri.
2. Rakidal inkılapların yapıldığı otoriter cumhuriyet devri.
3. İsmet Paşa'nın Millî Şeflik devri.
4. 1945'te çok partili sistemin başlaması,
5. CHP'nin iktidardan düşmesi, yerine Demokrat parti iktidarının geçmesi. Adnan Menderes devri.
6. 27 Mayıs 1960 darbesi devri.
7. 12 Mart 1971 devri.
8. 12 Eylül 1980 devri.
9. 28 Şubat post-modern darbesi devri.
10. Nihayet içinde bulunduğumuz Ergenekonla mücadele devri.
Dünya ve insanlık âlemi bütünüyle nereye gidiyor?..
Mutlu yarınlara, barışa, pembe ufuklara, evrensel barışa, adalete, kardeşliğe, huzura mı; yoksa karanlık ufuklara, üçüncü dünya savaşına, zor günlere mi?
Yazının devamı için tıklayınız.
Yorum:
Yazarın da dediği gibi tarihte birçok devirler, çağlar gelip geçmiştir. Bir canlı nasıl doğar, büyür ve belirli elvereli geçirirse bir toplulukta doğar büyür ve ölür. Aynı şey insanlık için de geçerlidir. İnsanlıkta doğmuştur, büyümüştür, gelişmiştir ve gelişmektedir ayrıca kıyametle ölecektir. Bunu bakın Kuran şöyle anlatmaktadır.
وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ فَإِذَا جَاءَ أَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri de kalmazlar ne de öne geçemezler.(Araf-34)
Demek ki her ümmet bir gün çökecektir. Her insan öleceğini bildiği halde nasıl geriye iyi bir nesil ve iyi eserler bırakarak ölmek isterse, toplulukta öleceğini bilmeli ve daha iyi bir topluluk bırakmak için çaba sarf etmelidir. Bunu hem bireysel olarak ahlaklı insanlar yetiştirerek hem de topluluğu refaha götürecek sistemleri kurma mekanizmalarını geliştirerek ve geliştirilmesinin önünü açacak yapmalıdır.
Nasıl bir insanın başına gelenler, başka insanların tedbir alması için örnek teşkil ediyorsa toplumumuz için tarihimizdeki kötü örnekler de tedbir almamız, iyi örneklerde uygulamamız için birer örnektir. Bu nedenle tarihimizi çok iyi bilmeli ve ondan faydalanmalıyız.
İnsanların çoğu Kuran’a inanıyor ve onun Allah’ın sözü olduğunu inkâr etmiyorlarsa onu sadece ahretimiz için değil, hayatımızı nasıl düzenlememiz için de araştırıp okumalı ve yararlanmalıyız. Onu hayatımızdan çıkardığımız zaman ve batıdan alınmış bir hukuk düzeninde yaşamaya devam edersek bu topluluk çökmeye başlayacaktır. Çünkü bu bir insanın düzeni oluyor. Allah’ın istediği bir düzen de yaşamamış olduğumuzdan mutlaka çökecektir. Kuran bunun için yine şöyle demektedir.
وَلَقَدْ ضَرَبْنَا لِلنَّاسِ فِي هَذَا الْقُرْآنِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ
Yemin ederim ki, bu Kuran’da insanlar için her türlüsünden temsil getirdik. Gerek ki iyi düşünsünler.(Zümer-27)
Yukarıdaki ayetten de anlaşıldığı gibi her zaman herhangi bir konuda çözüm için Kuran’a başvurmalıyız. Kuran’dan yardım almalı onda anlatılan topluluğu oluşturmak için çalışmalıyız. Bunu yaparken de devletimiz çalışanlara destek olmalı diye düşünüyorum. Böyle bir günün umuduyla…