Türkiye’nin en önde gelen pop yıldızlarından Tarkan, bir uyuşturucu soruşturması nedeniyle gözaltına alınınca “eşitlikçiler” kıyameti kopardılar: Vay efendim nasıl olurmuş da Tarkan’ın bileklerine kelepçe vurulmazmış?
Nedense kimsenin aklına aynı nedenle gözaltına alınan diğer kişilere neden kelepçe vurulduğunu sormak gelmiyor. Çünkü bizim eşitlik anlayışımız “kötülükte eşitlik.”
Aynı şekilde Tarkan’ın herkesin girdiği kapı yerine ön kapıdan alınması, emniyette hücreye atılmaması, bunun yerine bir polisin odasında kalması, bilgisayarda oyun oynaması, dışarıdan yemek getirilmesi de dillere dolandı.
Hukuk adına bu seslerin yükselmesi iyi hoş da, nedense hep bir şekilde düşenler söz konusu olduğunda aklımıza “eşitlik” geliyor.
Tarkan’ın normal zamanda neden “eşit” olmadığını kimse sorgulamıyor.
Ya da hakkında dava açılmadan bir generalin veya başsavcının “eşitliğini” de sorgulamıyoruz.
Ama ne zaman böyle birinin başı derde giriyor, o zaman “eşitlik” çığlıkları da ortalığı kaplıyor.
Açık söyleyeyim, Tarkan gibi bir sanatçının “uyuşturucu” ile ilişkili bir nedenle gözaltına alınmasına çok üzüldüm. Türkiye dünya çapında bir sanatçıyı bu kadar kolay yetiştirmiyor.
Elbette dünyaca ünlü de olsa bir sanatçının uyuşturucu gibi aşağılık bir şeyle anılmasının korunacak tarafı olamaz.
Ama kimse de normal günde asla erişemeyeceği bir yerde duran sanatçıyı “fırsat bu fırsat” deyip yerle bir etmeye kalkmasın.
Bence polis Tarkan’a gösterdiği ilgide çok haklıdır. Polis dünya çapında bir sanatçıyı suçu henüz sabit olmamışken, itip kakmak, küçük düşürmek, hayranlarının gözü önünde aşağılamak yerine savcılık aşamasına kadar çok özenli davranmış, doğrusunu yapmıştır.
Yorum
Hayatımızın her anında çeşitli engeller le karşılaştığımız gibi, her an bir engelli olmaya aday olduğumuzu bilmeliyiz ve ona göre çevremizdeki engelli insanlara karşı daha duyarlı hareket etmeliyiz. Hafta içinde yurdumuzun değişik bölgelerinden engelli vatandaşlarımızın başbakan la görüşmesiyle o varlığından çoğu zaman haberdar bile olmadığımız, engelli olduklarına bakmadan hayata sımsıkı sarılarak engelleri nasıl da yok sayarak, hiç bir engeli olmayan insanlardan daha güzel şeyler yaptıklarını gördükten sonra sağlıklı ve sağlam bireyler olarak o insanların yaşama sevincinin ve bir şeyler yapma uğraşının yarısının bile bizde olmadığının farkına vardım ve kendi kendime üzüldüm. Ülkemizde sekiz milyon engelli vatandaşımızın olduğundan bir haber yaşıyoruz o insanların ve ailelerinin çektiği sıkıntıdan hiç kimsenin de haberi olmuyor.Ve hiç birimiz empati yapmayı aklımızın ucundan bile geçirmediğimiz gibi belediyeler bile ne yolları yaparken ne kaldırımları yaparken ne merdivenleri yaparken nede üst geçitleri yaparken engellileri düşünerek dizayn edip ona göre inşa etmiyorlar.Şimdi yazarımız eşitlikten bahsederken neyin eşitliğinden bahsediyor ki eşitlik mi var ki günümüzde zenginle fakir arasında bir eşitlik söz konusu olmadığı gibi okullar arasında bile eşitlikten söz edilmezken düz liselinin meslek liseliden daha üstün kabul edildiği bir sistemde neyin eşitliğinden bahsedeceksiniz ki?Yıllar yılı devleti yönetenlerin halkını hakir gördüğü yıllar yılı üniversitelerde rektörlerin öğretim görevlilerinin inanan insanları hor görüp tepeden baktığı bir düzende neyin eşitliğinden söz edeceğiz ki?
Evet, aslında engeller özürler bu ülkenin sekiz milyona yakın insanında olsa da asıl engellerin asıl özürlerin yıllar yılı bu ülkeyi yöneten idarecilerinin üniversite rektörlerinin beyninde kafasında olduğudur. Aslında onun içindir ki yıllar yılı dünyanın ilk beş yüz üniversitesi arasında bir tane dahi Türkiye’den üniversite yüksek okul bulunmamaktadır. Öğrencilere gerçek ilimi bilimi vermek için uğraşacaklarına kendi işe yaramaz ideolojilerini insanlara dayatmak için uğraşıyorlar, onun içindir ki birçok süper zekâ beyinler kendi ülkeleri dururken başka ülkelere gitmek zorunda kalıp o ülkeler için faydalı işler yapma uğraşında çabalar sarf ediyorlar.
Eşitlik ne güzel her şeyde eşit olacağız eğitimde sağlıkta hukukta her alanda ama bu saydıklarımızın hangisinde doğru düzgün bir eşitlikten söz edilir ki herkes sınıflara gruplara ayrılmışken herkes kendi ideolojisinin peşinde koşarken neyin eşitliğinden söz edeceğiz. Evet eşitlik ten söz edeceksek oda sadece ve sadece İslam da var peygamber(s.a.v)buyurduğu gibi ne acemin Arab, a ne Arab,ın eceme, ne beyaz ırkın siyaha ne de siyah ırkın beyaz ırka bir üstünlüğü yok üstünlük sadece ve sadece takvada Allah,a hakiki manada teslimiyette onun emirlerine uymakta.Hayatımızı sağlıklı bir şekilde idame ettiren bireyler olarak doğuştan yada sonradan engelli olan vatandaşlarımızın hayata tutunma yaşam azimlerini göz önünde bulundurarak her an bizlerinde birer engelli adayı olduğumuzu unutmadan etrafımızda çoğu zaman farkına bile varmadığımız engelli insanların ve onların ailelerinin çektikleri sıkıntıları düşünerek şuan ki sağlıklı halimiz için yüce yaratıcımıza sonsuz şükranlarımızı sunarak yüce yaratıcımıza kulluk vazifelerimizi eksiksiz tam bir şekilde yerine getirmeliyiz.YÜCE MEVLAM SAĞLIK SIHHAT DOLU BİR ÖMÜR SÜRMEYİ BİZLERE NASİP EYLESİN.AMİN SELAM VE DUA İLE.