6 Mart 2010 Cumartesi
Bir arkadaşın ikazı üzerine Oktay Ekşi’nin yazısını okudum. Nuray Mert isimli birisi benim ajan provokatör olduğumu söylemiş ve gazetemi bana yer vermekle suçlamış.
Ajan provokatör herhangi bir suçu işleme niyetinde olmayanları önce bu eylemi yapmaya ikna edip sonra onları ihbar edene denir. Bu durumda 9 Martçıların bir darbe hazırlığında olmadığı ve benim onları buna yönlendirip sonra ihbar ettiğim anlamı çıkar. Bu kişilerin saf oldukları ve birinin teşvikine kanıp darbe yapmaya kalktıkları mı iddia ediliyor?
İstihbarat elemanları kendisiyle herhangi bir ortak hedefi olmayan kişi veya gruplara sızar, onlar hakkında bilgi toplar ve bağlı olduğu servise verir. Yani bu kişi içinde girdiği örgütün amacına, başından itibaren, yabancıdır. Bu faaliyeti provokatörlükle suçlayanlar istihbarat elemanının gruba girerken “Beyler ben istihbaratçıyım. Aranıza bilgi toplamak için geldim. İşte kimliğim” demesini isterler ve kimliğini gizleyeni provokatörlükle itham ederler.
İstihbarat elemanının görevi kanunlarla belirlenmiştir. Eğer bunların yaptığı faaliyet hoşunuza gitmezse kanunu çıkaranları provokatör ilan etmek gerekir. 1971’de sona eren faaliyetimin her safhası kamuoyunca bilinmektedir ve bana yönelik herhangi bir suç isnadı söz konusu değildir. 1980 yılına kadar MİT’te görev yaptım ve çok farklı dünya görüşlerine sahip başbakanların emrimde çalıştım. Daire başkanlığına atanma kararının altında Başbakan Bülent Ecevit’in imzası vardır.
1971’den sonra MİT’in ve onun görünen yüzü olan benim hakkımda son derece olumsuz bir tavır sergilendi. Yabancı servisler faaliyetlerinin MİT tarafından izlenmesini engellemek için MİT’i birçok eylemin hazırlayıcısı ya da uygulayıcısı ilan ettiler ve orada çalışanlar karalandı. Oysa bu faaliyetler kanunun gereğiydi.
Dünyanın her ülkesinde istihbarat servisi vardı ve iki büyük gücü istihbaratçıların yönettiği dönemler oldu. Başka ülkelerde istihbarat ülkenin güvenliği için şart sayılırken bizde kötülüğün simgesi oldu. Yabancı servislerin bu amaca ulaşmak için yaptıkları propaganda başarılıydı ve MİT daha sonra gerçekleştirilen darbeleri öğrenemedi ya da susmayı tercih etti. Bugün ülke darbe tartışmalarının girdabında boğulurken bu konudaki tüm bilgiler MİT tarafından değil bir gazete tarafından ortaya çıkarılıyor. Adeta özelleştirilmiş bir istihbarat hizmeti var. MİT’in faaliyetlerini ve bu hizmeti ifa edenleri karalayan zihniyet galip geldi. Artık güvenliğimiz özgür medyanın başarılı çalışmalarıyla sağlanacak.
9 Mart darbesi gerçekleşseydi bu sadece iktidarı değiştirmekle kalmayacak rejim ve ülkemizin dünya üzerindeki konumu da değişecekti. O dönemde sadece gözlerimi kapayıp vazifemi yapmak güdüsüyle hareket etmedim. Darbeyle varılacak sonucun ülkeme zarar vereceğini düşündüm. Yoksa bir çözüm üretip aradan sıyrılırdım.
Beni tescilli ajan provokatör ilan eden kişi tescilli bir cahil olduğunu gösterdi. Önce kullandığı kavramın anlamını bilmesi gerekirdi. Benzerleriyle birlikte ülkenin güvenliğini bir devlet kurumunun elinden alıp gazetecilere emanet etmekte başarılı oldular
YORUM:
MİT
Sömürü sermayesi İslam ve Hıristiyanlık arasındaki mücadelenin yerine Kapitalizm ve Sosyalizm çatışmasını ikame etmek istedi, dünyayı bu iki gücün (ABD ve Sovyetler) çevresinde birleştirip yönetmek istedi.CIA ve KGB yi kurdu. Diğer devletleri ikiye böldü onların gizli istihbaratlarını CIA veya KGB ye bağladı. Bunların görünürdeki görevleri iki gurubun karşılıklı istihbaratı idi. Görünürdeki ortak düşmanla birlikte çalışma zorunlu hale getirilmişti. Oysa CİA nın ve KGB nin yaptırdığı iş milli istihbaratların Sosyalizm v e Kapitalizme karşı halkları jurnal etmek ve provoke edip suç işleterek istenmeyenleri sindirmek ve yok etmek olmuştur.
Türkiye Kapitalizmin CIA gurubuna bağlanmıştı. 2000 yıllarına kadar MİT CIA ile çalıştı. PKK CIA nın tavsiyeleri ile MİT tarafından görevlendirilen Abdullah Öcalan tarafından kurduruldu. Görünürde istihbaratçı idi ayni zamanda ajan provokatörlük yapıyordu. Örgütleninceye kadar MİT le irtibatı devam ediyordu. Örgütlendikten sonra Öcalan MİT le ilişkiyi kesti CIA ile başka kanallardan irtibat kurdu. CIA ile işbirliği sebebiyle MİT solcuların yanında Nurcuları ve tarikatçıları fişlemeye başladı ve onlara suç işletmeye başladı. Almanya’da ki Kara ses denen Cemalettin Kaplan ile oğlu Metin Kaplan CIA nın provoke ettiği ve MİT in desteklediği kuruluştur. Milli Görüş ve Adil Düzen çalışmalarını MİT yıllarca engellemiştir.
İki bin yıllarında Batı Türk ordusunu tasfiye etmek istemiştir. Genel Kurmay Başkanlığını Konya’ya taşıyacak, küçültecek, Başbakanlıktan alıp Milli Savunma bakanlığına bağlayacak, Milli Güvenlik Kurulunu sivilleştirecek, YAŞ kararlarını Yargıtay denetimine alacaktı. O gün ki karma iktidarın ANAP kanadı buna öncülük ediyordu. Türk ordusu bunun üzerine ABD den uzaklaşıp Milletine yaklaşmayı kendisine siyaset yaptı Milli Görüşün uzantısı olan Ak Partinin iktidar olmasına izin verdi. Milli iradeyi korumaya devam etmektedir.
MİT o zamana kadar ordunun ve sermayenin emrinde çalışıyordu. Ordu ile sermayenin arası açılınca MİT ordu tarafını tuttu ve millileşti.
İşte MİT in etkisiz hale gelmesinin sebebi budur. Şimdi ordu ile sermaye arasında kıyasıya çatışma vardır. Basın sermayenin yanındadır. Yargı basın ve sermayenin baskısı altındadır.Ordu il çatışma devam etmektedir.Sonunda ordu galip gelecektir. MİT in etkin hale gelmesi için gizli istihbarat yerini açık istihbarat almalıdır. Şöyle ki bir istihbaratçı birisi hakkında bir haber getirdiği zaman o haber ihbar edilen kişiye bildirilecek, muhbirin kim olduğu bildirilmeyebilir. İhbar edilen kişi kendi savunmasını yapar. Her iki belge hem muhbirin hem ihbar edilenin dosyasına konur. Böylece ihbar edilen yaptıklarının devlete gizli olmadığını öğrenir ve işine devam etmez. Ayrıca ona savunma hakkını da vermiş oluruz. İstihbaratçı da ihbar edilenin savunmasını yapacağını bildiği için ona göre dikkatli olur. Sonra istihbarat örgütünün dışında devletin haberleri değerlendiren bir merkezi olur. O merkez değerlendirmeleri yapar ve halka duyurulması gerekenleri duyurur devletin yapması gerekenleri de yetkililere arz eder. Kur’an bu merkezi teşri etmektedir. Mahir Kaynak istihbaratta değil Değerlendirme Merkezinde görev almalıdır. Mahir Bey’e tescilli provokatör diyen tescilli solcu olmasın?
• Siyasi boyut 28 Şubat 2010 Pazar
Asker iktidar yaklaşması bazı dış çevreleri rahatsız etmekte ve orduya saldırı dozu yükselmektedir. Eleştirilerin yıpratmaya dönüştürülmesine karşıyım. Saldırının ikinci hedefi ordu ile halkın arasını açmadır. Terör olaylarının kaynağı da budur. Saldırının tertip olup olmadığı araştırılmalıdır. Terör emekli askerlerin sandığı gibi kendi başına değildir.Üçüncü amaç askeri birbirine düşürmektir. Orduyu yıpratmaya alkış tutan basını ve tüm halkımızı uyarıyorum.
Özet Yorum:
Mahir Bey’in bu teşhis ve uyarılarına aynen katılıyoruz. Ancak kişiler kendi başlarına istenenleri yapamazlar. Bunun için bir parti veya bir basın ve yayın organı bizi destekleyip faaliyete geçmemiz gerekir. Önce Mahir Bey Akevler Adil Düzencilerle ilişkiye geçmelidir.Basın ve yayın kuruluşlarından birini böyle bir kampanyaya girişmeye ikna etmelidir. Biz Akevler olarak bu kampanyayı sonuna kadar desteklemeye hazırız. Hatta sayın Gülden bu hususta özel talebimiz olmuştur.
• Kolaj tekniği 2 Mart 2010 Sal
Ergenekon ve balyoz operasyonları parça parça oluşların bir montajı görünümündedir. Yedi sene evvel bu olayları kim topladı, bugün kullanmak isteyen mi?Benzer kayıtlar siyasetçiler için de yapılmış olup bu gün ortaya konabilir. Askere yapılan tasvip ediliyorsa yarın siyasiler de yarin siyasiler de tahammül etmelidirler. Güçlü kazanır güçlü tarafına geçen de kazanır.
Sonunda bu işten herkes zararlı çıkar, benim savunduklarım ile bir ilişkim yok.
Özet Yorum :
Maddi bağı olmamakla beraber gönül bağı olan Türk ordusunu ve iktidarı savunmaktadır.
Biz d e bunu yapıyoruz. İktidara çok yakın olduğumuzdan Orduya da çok uzak olduğumuzdan bize kulak vermiyorlar. Bizi okumaya ve okutmaya destek vermeye uygun bulmuyorlar. Bunu anlıyoruz. Ama Mahir Bey’i de desteklemiyor ve okumuyorlar. İşte buna şaşıyoruz.
Özet
• Tescilli cahil 6 Mart 2010 Cumartesi
Ajan provokatör suç işletip sonra ihbar edendir. İstihbaratçıya provokatör gözü ile bakarlar.
İstihbaratçının görevleri kanunda belirlenmiştir. Ben kanuna aykırı olarak bir şey yapmam.1971 den sonra dış mihraklar MİT i karaladılar. MİT göre yapamaz oldu. Şimdi gazete yapıyor. 9 Martı memleketimin çıkarına önledim. Bana tescilli ajan provokatör diyen tescilli cahildir.
Özet Yorum:
MİT kanuni bir kuruluştur. Kapalı çalışır. Dış denetim yoktur. Çalışanların içinde Ülkesini seven, fedakar elemanlar vardır. İstismarcı ve menfaatçiler de vardır. MİT CİA ve MOSAD la çalışmıştır. Kuru olarak hatalar yapmıştır. Provokasyonlar da yapılmıştır. MİT yapmıştır ve yapanları istihbar etmemiştir. 2002 yılında Türk ordusu ABD ile olan ilişkisini yeniledi. MİT de CİA ve MOSAD ın şeriki olmaktan çıktı. Bu gün MİT görev yapamaz durumdadır ancak milletin MİT e karşı menfi tutumu da azalmıştır.