Ütopyasını kaybedince kendisini ırkçılığa veren biri benim için yine Sabetaycı demiş.
Ben de yine “öyleyim” veya “değilim” demeyip, daha önce verdiğim cevabı vereceğim:
Siz nasyonel sosyalistlerle bizim aramızdaki asıl fark ideolojik değil ahlakidir.
***
Elbette onun sözünü kaale almaya değmez. Yani ele alacağım konu başka.
Bazen siyasi kavgada bilerek cevap vermezsiniz.
Çünkü sizin hiç kullanamayacağınız, kendinizi en baştan bilinçli bir biçimde mahrum bıraktığınız araçlar vardır.
Karşıtlarınız da bunu bilir ve bunu “avantaj” sayar.
Örneğin biri etnik kökeninizi, dininizi, mezhebinizi veya başka bir özelliğinizi suçlama konusu yaptığında, mesela size Sabetaycı dediğinde, önünüzde iki seçenek vardır:
Eğer söylediği doğruysa ve siz bunu kabul ederseniz, artık birilerinin sizi sürekli şartlı okumalarına da izin vermiş olacaksınız demektir. Artık birileri sürekli yazıp çizdiklerinizi, belki hiç alakası olmamasına rağmen o kimliğinizle ilişkili görecektir.
Eğer söylediği yanlışsa ve siz bunu yalanlarsanız, bu kez de suçlama konusu yapılan kimliği taşıyan insanları rencide edebilirsiniz (Bu, Canan Arıtmanları yanlışlamaktan daha önemlidir).
Siyasette araç ayrımı yapmayan o kişi basit bir hesap yapar:
Söz konusu suçlamayı onaylarsanız sizi damgalamayı başaracak; yalanlarsanız sizi kendisiyle aynı ahlaki zemine çekebilecektir.
Doğru veya yanlış demez, beklediği cevabı vermezseniz, bu durumda da aşağı yukarı ilk seçenekteki gibi bir sonuç ortaya çıkacak, “cevap vermiyorsa var bişeyler” diyenler olacaktır.
Her üç durumda da o “kazanacaktır”.
Ama siyasette sizi bağlayan bazı üstün değerleriniz varsa, bu sonuca katlanmaya zaten hazırsınız demektir.
Yazının devamı için: http://www.stargazete.com/gazete/yazar/berat-ozipek.htm
Yorum:
“Sözün kim tarafından söylediğine değil, ne söylendiğine bakınız”
Bu cümle bir idealdir umarım bir gün o düzeye her alanda geliriz..
Günümüze geri dönersek;
Düşünce özgürlüğü ve düşünceyi dile getirme temel insani haklardan ise, düşüncenin ırkı, inancı, rengi olmamalıdır. Dolayısıyle fikrini açıkca ilan edenlere sen şunlardan/şucu/şöyleci 'sin şeklinde tepki göstermek yanlıştır. Buna mukabil ahlaklı olan, düşünürün/yazarın/ilim adamının en başından ideolojisini okura bildirmesidir. Okuyucu kitlesi, her ne kadar gizlense de hangi yazarın/dşünürün hangi kaynaklardan beslendiğini az çok bilmektedir. Bu bağlamda açık olmak birilerinin yaftalarına maruz kalmamak için önleyici bir etkendir diyebilriz.
Sabetaycılık hakkında bilgi;
Sabeytacılık: 17. yüzyılda İzmir ve çevresinde ortaya çıkan Sabatay Sevi'nin kurucusu olduğu, onu mesih kabul eden, Yahudi Mistisizmine ve Kabbala'ya dayanan inançtır. Gizliliğin sürdürülmesi amacıyla bu inanca inananlar bulundukları ülkenin yaygın dininde görünmeyi tercih ederler.Sabetaycılar, belli kurallar dahilinde tamamen müslüman ismi almakta ve kendilerini her bakımdan "şüphe edilmeyecek ölçüde" müslüman göstermektedirler. Kendilerini yahudiliğe bağlı bir fraksiyon olarak tanımlasalar da Yahudiler tarafından resmi olarak bu dine bağlı kabul edilmezler. Sabetay Sevi bağlıları çeşitli ülkelerde günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Kutsal şehirleri Selanik'tir.(kayak vikipedia)