Acil sorunumuz
960 Okunma, 1 Yorum
Oktay Ekşi - Hürriyet
Vahap Alma

Acil sorunumuz – 27.09.2009


ALMANYA'da bugün, Yunanistan'da gelecek pazar günü seçmenler sandık başına gidecekler. Demokrasinin en özlemle beklenen gününün hem keyfini sürecek hem de heyecanını -belki de sürprizini- yaşayacaklar. Bizim seçmenler için şimdilik yasal tarih 17 Temmuz 2011'dir. Ama elbet öne alınması söz konusu olabilir.

Zaten gazetelerde ikide bir “seçimin 2010 yılı güz aylarında yapılacağına” ilişkin tahminler görünüyor. Bunların “kehanet” iddiası dışında başka bir dayanağı var mı bilemiyoruz. Biz şimdiki konjonktürün seçimleri öne almayı gerektirmeyeceğini düşünüyoruz çünkü bugünkü hükümetin seçimden önce budamayı aklına koyduğu kurum ve kişileri tasfiye programı için vakte ihtiyacı var. Kaldı ki tasfiye sonrasının da “konsolide” edilmesi gerekebilir.

Dahası... Ekonomik krizin yaraları sarılmamışken seçime gitmek ancak Devlet Bahçeli'ye özgü bir “basiret(!)le mümkün olabilir.

Ne demek istediğimize ilişkin bilgiler 3 Kasım 2002 seçim sonuçlarında kayıtlıdır.

Demek ki bizim tahminimize göre seçime daha iki sene var. Biz değil de “öne alınacak” diyenler doğruyu söylüyorsa bir senelik bir vakitten söz edilebilir.

Zaten söylemek istediğimiz, bu iki (veya bir) yılın göz açıp kapayıncaya kadar geçeceğidir.

Bu konuda en önemli şey “parti içi demokrasi”dir ama ondan söz edecek değiliz. Çünkü Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli gibi başkasına “demokrat” ama kendine gelince “otokrat” kişiler “lider” sıfatını taşıdıkları sürece hiçbirinin partisinde “parti içi demokrasi”den söz edilemez.

O nedenle Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker'in dünkü basın toplantısında söylediği, “parti içi demokrasiyi kurmadan demokrasiye tam olarak sahip olamayacağımıza” ilişkin sözleri “doğru”dur ancak -DSP dışında- “geçerli” değildir.

Ama yine de seçim, kaçınılamayan bir gerçektir. ABD'de yaşayan ve Türkiye hakkındaki analizleriyle dikkati çeken Soner Çağatay'ın deyimiyle “Türkiye Atatürk'e veda etmeden” yapılacaklar vardır.

O bağlamda en önemli sorumluluk CHP'ye ve “Atatürkçü değerlere” bağlı sivil toplum kuruluşlarına düşmektedir.

Devletten söz etmiyoruz çünkü devlet artık o değerleri tasfiye etmeye çalışan bir kadro tarafından yönetilmektedir.

Yapılacak ilk iş tüm Atatürkçülerin büyükmüş, küçükmüş, zayıfmış, değilmiş demeden -aynen ulusal Kurtuluş Savaşımız sırasında tüm vatanseverlerin örgütlenip milli mücadeleye katılması gibi- örgütlenmesidir. Bunu izleyen görev de seçim yarın yapılacakmış gibi, gecikmeden tek tek her seçmeni saptayıp tehlikeyi anlatmaktır.

Çünkü bu ülkenin acil meselesi artık ekonominin üç puan inip beş puan çıkması değil, Türkiye'nin çağdaş kimliğinin korunmasıdır.

 

 

 

     Yorum:

 

     Trajikomik Medet 

 

     Türkiye’nin Atatürk’e veda zamanı gelmiş ve Türkiye’de ‘çağdaş kimlik’ tehlikedeymiş! Bu kimliği de koruma görevi CHP’ye ve yoktan sebeplerle ‘Cumhuriyet elden gidiyor’ nidalarıyla süsleyip halkı ayaklandıran ve aynı zamanda çağdaşlığı ‘İslam Dini’ne karşı çıkmak’ diye tanımlamış sivil toplum kuruluşlarına verilmiş!

    

     Kurtuluş Savaşı sırasında İslam Dini’ne mensup hiç kimsenin olmadığı! kahraman-çağdaş vatanseverler gibi bir de günümüz çağdaşları göreve çağrılmış!

 

     Ekonomi hiç önemli değil de insanların çağdaş!laşması en önemli sorunumuzmuş!

 

     Son olarak da devletten söz etmiyormuşuz çünkü devlet artık o değerleri tasfiye etmeye çalışan bir kadro tarafından yönetiliyormuş!!!

   

    

Bu ne yaaa? Önümüzde bir trajikomik tiyatro sahnesi  var ve biz de kek-kek izleyeceğiz öyle mi? Valla koskoca ‘Basın Konseyi Başkanı’ Sayın Oktay Ekşi’yi alkışlamak gerek. Bu kadar saçmalığı nerden bir araya getirdiyse mükemmel olmuş!!!

 

Vahap Alma


YorumcuYorum
Fatma Karuç
05.10.2009
07:57

Vahap bey elinize dilinize sağlık Oktay Ekşiye çok güzel cevap vermişsiniz. Sanki Atatürk’ü ve onun değerlerini korumak Daha dün ülkeyi bölmeye kalkışan, çeteler kuran örgütlere ve CHP ye kalmış. Hiç korkuları olmasın şu anki hükümet Atatürk’ü ve onun değerlerini O örgütlerden ve CHP den daha iyi koruyup sahip çıkıyor rahat olabilirler.





Sayı: 17 | Tarih: 4.10.2009
Mehmet Şevket Eygi
Lüks ve İsraf Haramdır
1360 Okunma
Emine Hocaoğlu
Toktamış Ateş
Osmanlı özentisi
1258 Okunma
Osman Eskicioğlu
Mehmet Niyazi
Tarih ve din (medeniyet ve insan)
1074 Okunma
Abdurrahman Erol
Ahmet Hakan
Sevilmeyecek bir yazı
1055 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Zülfü Livaneli
Jacques Brel’in adası
1046 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek
Fikret Bila
Gül'ün şifreleri
1031 Okunma
Harun Özdemir
Mahir Kaynak
Türkiye projesi
1031 Okunma
Süleyman Karagülle
Ruşen Çakır
Gül’ü dinlerken
1023 Okunma
Tayibet Erzen
Nazlı Ilıcak
Acı birike birike göl oldu
1016 Okunma
Fatma Karuç
Ahmet Altan
Göbeğini kaşıyan gazeteci
1016 Okunma
Özer Ataç
Yılmaz Özdil
Mustafa Kemal Atatürkiyeli...
1007 Okunma
Leyla Okta
Oktay Ekşi
Acil sorunumuz
960 Okunma
1 Yorum
Vahap Alma
Mehmet Altan
‘Liberal, Türk, Müslüman...’
956 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Bekir Berat Özipek
Darbeci generale serzeniş
950 Okunma
Bünyamin Demir
Reşat Nuri Erol
Faizli düzen muhafazakârları
939 Okunma
Ilker Ardic
Fatma K. Barbarosoğlu
“Katil zanlısı”na bu kadar yakın olmak zorunda mıy
893 Okunma
1 Yorum
Fatma Zafer
Can Ataklı
Bayılıyorum Başbakan’a vallahi
890 Okunma
Mesut Karaaytu
Hayrettin Karaman
Milletimizin dindarlık karnesine tepkiler
852 Okunma
Hilmi Altın