Kur’an ve ilim 1139. hafta seminer notlarından
KUR’AN VE İLİM haftalık çalışmalarımızın 1139. haftasına da ulaştık elhamdülillah ve Ankebut Suresi 9. hafta seminerimizde surenin 10. ayeti üzerinde çalışma yaptık...
Bu haftalık çalışmamızdan notlar sunuyorum…
Önce ayetin mealini yani anlamını okuyalım: “İnsanlardan Allah’a güvendik diyor olan, Allah’la ilgili olarak eziyet edildiğinde insanların fitnesini Allah’ın azabı gibi kılan ve yemin olsun rabbinden bir yardım gelirse kesinlikle sizinle beraberdik diyecek olan vardır. Allah âlemlerin başları içinde olanı daha iyi bilen değil midir?” (Ankebut 10)
Ayette “İzâ ûżiye fi(A)llâhi ce’ale fitnete-nnâsi ke’ażâbi(A)llâhi / Allah’la ilgili olarak eziyet edildiğinde insanların fitnesini Allah’ın azabı gibi kılar” denmektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta eziyetin fitne için gerçekleşmesidir. Hiçbir fitne Allah’ın azabı gibi kılınmamalıdır. İnsanların vereceği eziyetlerden korkulmamalıdır.
Allah’la ilgili olarak eziyet edilme “fiili” olmak zorunda değildir.
“Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve işrak edenlerden çok eziyet işiteceksiniz.” (Ali İmran 186)
Ali İmran 186’da eziyetin sözle de olduğu gösterilmektedir. Günümüzde siz Allah’ın yolunda çalışın, hemen sözle eziyetler gelir. Adil Düzen’i anlatın, hemen sözle eziyetler gelir.
- Siz neyi başardınız ki?
- Siz hayalcisiniz.
- Başarsaydınız paranız olurdu.
- Önerileriniz uygulanabilir değil.
- Çağ dışı işleriniz var.
- Ortaklık sistemi işlemez, sadece hayal.
İnsanlar güçlü olmayı paranın çok olmasıyla ilişkilendirirler. Otoriter, baskıcı, kabadayı liderler isterler. O lider ‘höt’ desin, her şey olsun isterler. Dünyaya kafa tutsun isterler. Başarının böyle geleceğini sanırlar. Merkezi yönetimi severler, merkezden bir karar verici olsun, onları gütsün isterler.
Oysa Kur’an Peygamberi bize örnek olarak gösterilir. Yumuşak davranışlı olmasaydın çevrenden dağılırlardı der. Yumuşak davranışlı olmasını da bir rahmet olarak gösterir. Kabadayı davranışlı lider istemez. Baskıcılığı şiddetle reddeder. Musaytır olmayı kabul etmez. Hiçbir ikrahı istemez. Burada “izâ” gelmiştir. Bu da eziyetin kesinlikle gerçekleşeceğini bildirmektedir. Allah yolunda olursanız kesinlikle eziyete uğrayacaksınız demektir.
Siz Adil Düzen’i anlatırsınız. Merkezi değil, yerel yönetim olması gerektiğini, baskının olmayacağını, merkezi kararların yanlış olduğunu anlatırsınız. Hemen size eziyete başlarlar. Önce sözle eziyet başlar. Eğer çevrenizde insanlar toplanmaya başlarsa, güçleneceğinizi görürlerse diğer türlü eziyetler gelir. Bürokratik engeller koyarlar, olmadık engellemelerle karşılaşırsınız. İşte bunlar insanların fitnesidir. İnsanların bu fitnesi aslında Allah’ın fitnelemesidir. Allah onlara izin vermektedir ki sizin içinizden dayanıklı olan gerçek müminleri ortaya çıkarsın. Allah’ın azabı ise bambaşkadır. Allah’ın azabı sizi korumak için size karşı olanlara gelecektir. Bu dünyada uğrayacakları azaptır. Ahiretteki azap ise bambaşkadır.
Siz Adil Düzen’i anlattıkça, uygulamalar yaptıkça, içinizdeki çürüklerin ayıklanması için eziyete uğrarsınız ve bu şekilde fitnelenerek ayıklanma gerçekleşmiş olur. Onlar sizden ayrılırlar. Hiç de beklenmedik bir anda Rabbinizden yardım gelir. Rabbinizden gelir, çünkü terbiyenin bir aşamasıdır bu. Rabbinizden gelen yardımla çürükler bir anda geri dönerler. ‘Biz sizinle beraberdik’ derler. Bunu diyeceklerine bu ayette yemin edilmektedir. Hem de o kadar çok te’kîdli ifade vardır ki bunu diyeceklerine; yemin vardır (1), tekîd lâmı (1) ve şeddeli te’kîd nûnu (2) vardır. Tam 4 adet te’kîd vardır. Bu ayete göre Rabbinin yardımı geldiğinde eziyet durumunda fitnelenerek ayıklananlar başarıyı görecek ve sizinle tekrar beraber olmak isteyeceklerdir. Bu kimseler “Allah’a iman ettik” demişlerdir ve aslında iman etmedikleri ortaya çıkmaktadır. Allah’a güvenenler eziyetlerle vazgeçmezler.