Kuran'da 54. surenin ismi Ay’dır (Kamer) ve şöyle başlar.
اِقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانْشَقَّ الْقَمَرُ
“Saat yaklaştı ve ay yarıldı.” 54/1
Kuran'da saat kavramı, dünyanın sonunun gelmesini, evrenin yok olmasını ifade eder.
Örneğin:
قَدْ خَسِرَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِلِقَآءِ ٱللَّهِ ۖ حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَتْهُمُ ٱلسَّاعَةُ بَغْتَةً
“Allah'a kavuşmayı inkar edenler hüsrana uğramışlardır. Saat ansızın başlarına geldiğinde…” 6/31
يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَىٰهَا ۖ قُلْ إِنَّمَا عِلْمُهَا عِندَ رَبِّى ۖ لَا يُجَلِّيهَا لِوَقْتِهَآ إِلَّا هُوَ ۚ ثَقُلَتْ فِى ٱلسَّمَـٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۚ لَا تَأْتِيكُمْ إِلَّا بَغْتَةً
Sana saat hakkında soruyorlar. De ki “Onun bilgisi Rabbimin yanındadır. Zamanı gelince onu ortaya çıkaracak olan odur. Onun ağırlığına ne gökler dayanabilir, ne de yer. O, size ansızın gelecektir...” 7/187
Görüldüğü gibi dünyada iken insanlığın başına birden gelecek olan, sonucuna yerin ve göğün bile dayanamayacağı, evrenin çöküşünü ifade eden bir kavramdır saat.
Şakka (شَقًّاۙ) yani yarılma fiilini ise ayet bağlamında zihinlerimiz daha çok bölünme/ayrılma olarak algılama meylindedir. (Rasulullah’ın ayı ikiye bölmesi bilgisi bunda etkilidir.)
Oysa “Şakka” fiili Kuran’da eşelenme/deşilme manasında da kullanılır.
Mesela Abese suresinde şöyle buyurulur:
اَنَّا صَبَبْنَا الْمَٓاءَ صَبًّاۙ
ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقًّاۙ
فَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا حَبًّاۙ
وَعِنَبًا وَقَضْبًاۙ
“Yağmuru bol bol yağdırdık. Sonra toprağı, yardıkça yardık. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar ortaya çıkardık.”
Ayette toprağın şakk edilmesinden (yarılmasından) bahsediliyor ancak toprağın yarılması pek tabii ki ikiye bölünme değil eşelenme manasındadır. Bilindiği gibi yonca, hurma, üzüm vs… bunlar toprağı çatlatarak/yararak çıkar. Zaten meallerde de ayete hep toprağı eşeledik/sürdük manası veriliyor.
Türkçe’de de fiil aynı şekilde kullanılır. Örneğin “Toprak yarıldı” ya da “Bıçak elimi yardı” dediğimde kimse toprağın ya da elimin ikiye bölündüğünü düşünmez. Toprağın eşelendiği ve elimin deşildiği akla gelir. Arapça’da da bu şekildedir.
Ay’ın şakk olmasının ifade edildiği ayete de (54/1) bu manayı verdiğimizde, mucizeye doğru giden yolun da önü açılıyor.
Nasıl mı? Bakalım:
اِقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانْشَقَّ الْقَمَرُ
“Saat yaklaştı ve Ay yarıldı/eşelendi.” 54/1
Yani evrenin sonu yaklaştı ve insanlık Ay’a ayak bastı. Ayak basmakla kalmadı, ay regolitinden (kabaca toprak denilebilir) numuneler aldı. Yani ay yüzeyi deşildi/eşelendi.
Bu ayet 6236 ayeti bulunan Kuran-ı Kerim’in 4847. ayetidir.
Yani bu ayetten sonra Kuran’ın sonuna 1389 ayet var ki Hicri 1389 Ay’a iniş yılı olan Miladi 1969'a denk gelir.

Peki Ay’ın deşilmesinin yıl bilgisini veren Kuran'da Ay’a yılın hangi günü gidileceğine de işaret edilmiş mi?
Şimdi bunu analiz edelim:
Kuran'da Ay kelimesinin (Kamer) geçtiği ayetleri inceleyince ortaya ilginç bir veri çıkıyor.
Kamer kelimesi Kuran’da 26 ayette 27 kez geçiyor. Aşağıda tablo halinde görselini ekledim.
Ve görüldüğü gibi “Saat yaklaştı, Ay yarıldı/eşelendi” ifadesinin geçtiği ayete kadar Ay kelimesi geçişi 20 iken bahse konu ayetten sonraki Ay kelimesi geçişi ise 7.

20/7
Daha önce Hicri Takvim üzerinden verilen yıl bilgisini de ekleyelim:
20/7 1969.
Ay’a iniş tarihi: 20 Temmuz 1969
Son olarak NASA kayıtlarını inceleyelim ve büyük bir mucizeye daha tanık olalım.
Astronotlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay'ın yüzeyinde 21 saat, 36 dakika, 21 saniye geçirdikten sonra Ay’dan ayrılıyorlar. Ay'a iniş ve geri dönüş misyonu boyunca iletişim ve komutlar hep Uçuş Kontrol Merkezi'nin bulunduğu NASA Johnson Space Center (Houston) üzerinden yürütüldü. .
Ve astronotların Ay’dan ayrılış saatleri, Houston zaman dilimine göre (EDT/Doğu Yaz Saati) 1.54.01
Kısacası bu ana kadar Ay yüzeyi yarılıyor/deşiliyor.


Ve "Ay yarıldı/deşildi" ifadesinin geçtiği ayet de tam olarak Kuran'ı Kerim'de konumladığı yer bakımından aynı noktada: 54/01
Neden Ay’a iniş değil de astronotların Ay’dan ayrılış zamanı baz alınmış?
Bunun “Ay yarıldı/deşildi” ifadesinin geçmiş zaman kipinde olması, dolayısıyla işlemin bitmiş olması gerektiği için böyle takdir edildiğini düşünüyorum.
Peki, Kuran'ın nazil olduğu zamana göre yüzlerce yıl sonra olacak bir şey neden geçmiş zaman kipiyle yazılmış olabilir?
Bu noktada şunu belirtmek gerekiyor ki, geçmiş ve gelecek bizim için söz konusudur. Rabbimiz ise zamanın yaratıcısı ve hâkimidir. Kuran'da gelecekte yaşanacak olayların geçmiş zaman kipiyle yazıldığı pek çok örnek vardır. (Kıyamet sahneleri ile ilgili ayetler, cennetlik ve cehennemlikler arasındaki konuşmalar vs.)
مَا فَرَّطْنَا فِي الْكِتَابِ مِنْ شَيْءٍ
“...Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık...” 6/38