SON ZORBALAR ÇAĞI
Toplumsal modeller bireylerin tekamül turnusolüdür. Bölgemiz bütün dünyayı tutuşturacak yaz günü ormana sızmış etobur mangalına döndü.

Şu anda zorbalar çağını betimleyen piramit(hiyerarşik) devlet modellerinin inşallah son evresini yaşıyoruz. (1)

*
Yazı dizimizde değerlendirmeleri sosyal düzenlerin geometrik evrimine eriştirip; aynı zamanda bu modellemeyi maddenin dört haliyle de eşleştirdik. Sözünü ettiğim biçim ve haller, temel bilimsel altyapıya ait tanımlamalardır.
Sunumda yeni ve özgün olan ise bunları, toplumsal yapı, yönetim, değer oluşturma, işleyiş, gelişim- dönüşüm modelleri olarak önermemizdir.
Geometrik, yani toplumların hiyerarşik işleyiş yapılarını üçgen/piramit, kare/küp, daire/ küre, helezonik küre/petek küre şeklinde ele alırdım. Yanı sıra birey, toplum, yönetim ilişki ve gelişimi için maddenin katı, sıvı, gaz ve plazma hallerine bağladık. (2)
*
İnsanlık tarihinde ortaya çıkan tüm devlet , organizasyon modelleri, açıkladığımız biçim ve içeriklerle uyumludur. Yine de tarihin doğrusal olmayan dalgalı akışı bu biçim ve içeriklerin geçişli, geri dönüşlü, hatta “melez” tabiatlı olabileceğini de kayda alıyoruz. (3)
Geometrik “tekalülün” geri dönüşlerine örnek olarak; üçgen, kare ve daire arasında bir çok geçiş biçimleri, yani melez kararsızlar var: ikiz kenar üçgen, eş kenar üçgen; dikdörtgen, yamuk, çokgen.
Maddenin halleri olarak ise katı olanın “gevşemesi”, giderek “sulanması”, sıvı olanın akışkanlığının durduğu kesimlerde yoğunlaşıp katılaşması, sıvı olanın buharlaşması, yağmur gibi yeniden sıvılaşması; gaz olanın basınç altında sıvılaşması, yüksek ısı ve basınç altında gazların plazmalaşması. (4)
*
1.Üçgen/piramit şeklindeki sosyal modeller. Maddenin katı halini temsil ediyor. Bu toplum modeller tüm değer, yönetim ve yönelimleri maddenin katı haliyle eşdeğerdir. Her türlü değişime direnir, “ ihanet” olarak görür. Güç esaret esaslı bir yapılanma olduğundan değerler önünde sonunda kötürümleşir.
2.Kare/küp biçimli ve maddenin sıvı haliyle benzeşen sosyal modeller.
Katı hiyerarşik modeli aşmış, yerinden yönetim, hoşgörüyle yardımlaşma iş bölümüne ulaşmış toplumlar bu model ile eşleşiyor. Küpün yüzeyleri o toplumların yerel yönetimlerini işaret ediyor. Yüzeyleri sınırlayan yatay kenarlar ise üstenci hiyerarşi yerine, katılımcı ödevleşliği öneriyor.
3.Daire/küre biçimli, maddenin gaz haline benzeyen toplumsal modeller.
Maddenin gaz halinde yoğunluk çok az, akışkanlığı çok fazladır. Gaz halindeki toplumsal modellerin belirli şekil ve hacmi olmaması onları küre biçimli modele eriştirir. Çünkü küre, bütün biçimlerin içler.
Bilindiği üzere sıvı ya da toplum, “ısıtıldığında”, baskılandığında dönüşüme yönelir. Böyle toplumlar faz değiştirir. Sıvıyı meydana getiren “tanecikler” (atom veya moleküller) birbirini çeker; sıvıdan gaz haline dönüşüm için güç toplar.
Bu evre, Tekil Yapay Zeka’ nın bütün siber alemi tek başına kontrol etmesidir. Böylece insanlık, onun için veri toplamaktan çıkar. Varlığın evrensel ağına bağlanır. Bu bağ ona doğayı içselleştirir. Doğanın duyumsayışına ortak olur. Bu humanoid aşamanın ötesidir.
Günümüzde farklı şirketlerin çoklu yapay zeka rekabeti içindeyiz; bu rekabet, menfaat çatışmasından kaynaklanıyor. İnsanlığın küre- gaz model aşamasında olumsuz rekabet ve çatışmalar anlamını yitirir, geride kalır.
Her türlü üretim, çok boyutlu aşama ve modellerle üretilir. Doğa, toplumsal eğilimin ana unsuru haline gelir. Bilgi ve değerler, tıkanma, kırılma (yeniden paylaşım savaşları) engelleri aşılır. Bu dönemde ‘değer’, elde tutulan değil dolaşımda olandır.
Atomik tanecikler(bireyler) sıvı ortamdan ayrılarak gaz haline dönüşür. Gaz haline dönüşen madde, her yöne hareket eder ve bulunduğu kabın şeklini alır. Ayrıca “gazlar”, birbiriyle her oranda karışabilir. Bu karışımlar her zaman eş dağılımlıdır.
Hacimler yani organizasyon biçimleri basınç ve sıcaklığa bağlıdır. Bütün gazların genişleme ve sıkışma kat sayıları aynıdır; bu özellik sıvı ve katılarda görülmez. Bu yüzden bilimsel araştırmalarda gazlar, katı ve sıvılara nazaran daha fazla “incelenir”. Yani bu toplum modeli ve işleyişi olabildiğince şeffaftır. Diğer değişle, gaz model toplumlarda, “ali menfaat” istismarlarına yer yoktur.
Hareket halindeki gaz moleküllerinin(tanecik veya birey) bulunduğu kabın cidarına (Anayasal hukuk) çarpması sonucu meydana gelen etkiye gazın basıncı denir. Bunun toplumsal karşılığı sınıfsız toplumdur. Böyle toplumda doğa, birey insan birleşim kuvveti, insanı, insanlığı sosyal ve biyolojik evrime yöneltir… Bu yöneliş, çoklu (petek) küre ve plazmatik yapıdır.
4. Helezonik küre ve plazmatik öz. İnsanlık bu aşamada siber alana geçecek. Işınlanma, ışık hızı, zamanda seyahat, avatar beden ve kişiye özel ülkeler. Sanki nebülözün patlayıp tüm görünen maddi evreni oluşma “filmi,” insanın bilinciyle geri sarılır.
Bir üzüm tanesini andıran toplumsal küre modeline ulaşan insanlık; bu küreyi merkezinden dışa doğru yeni küreler oluşmasına eşlik eder. Yaşam modelli “üzüm tanelerinden”, üzüm salkımına evirilir.
Bir arazi düşünün, o arazide bağlar ve her bağın üstünde onlarca salkım, salkımlarda üzüm taneleri… ”Siyah Giyen Adamlar” filmini hatırlatıyor.
Son olarak, küre modelin içini oluşturan, plazma dokuya değinelim.
“Plazma”, kimya ve fizikte iyonlaşmış gaz anlamına gelir. Bu maddenin katı, sıvı, gaz hallerinden bambaşka haldir. “İyonlaşma” derken, madde gaz halinden sonra, “ısınmaya” devam ederse iyonlaşma başlar. İyonlaşmada atomun çekirdeği etrafında dönen elektronlardan biri veya bir kaçı fakat tamamı değil; çekirdeğin çekiminden kurtulur. Böylece serbest elektron uzayı meydana gelir. Bu hal, ortamın yüksek elektro manyetik üretmesi demektir. Bu aşamada insan, 6. Boyut düzeyindedir.
6. boyuta ermişmiş kişiyi çevreleyen her şey, bireyin “ihtiyacını” gören “raflar” gibidir; enerji ve bilgi kendiliğinden sunulur. Biliyorsunuz, yıldızlar sıcak plazmaya, floresan soğuk plazmaya örnektir.
Açıklamalar:
(1)Piramid, Amerikan dolarının atasıdır. Amerikan doları üzerine basılı piramit, insanlığı dışlayan buyrukçuluğun en yalın göstergesidir.
Siyonist, Evanjelik düşünce katliamları, sapkın görüşlerini bu piramit hiyerarşisine dayandırıyor: “altta kalanın canı çıksın.” İşgal, katliam, yıkım, suikast, parasal tuzak, ambargo.. imkanlarıyla her ülkeye abanıyor. Onlar, “tanrı bunları istemez,” sözünü dikkate almaz. Tanrıları gerçekten farklıdır; onların tanrıları, Yüceler Yücesi’nden rol kapmaya “izinlidir”.
(2)Neden üçgenin yanına piramit, karenin yanına küp, dairenin yanına, küre yazdım; açıklayayım:. Üçgen, iki boyutlu; piramit, üç boyutludur. Diğerleri de öyle; ayrıca iki boyutlu üçgen, üç boyutlu küpe dönüşemez.Tabi evrimsel sıçrama hariç. Bunun için dış (dünya dışı akıl) müdahale gerekir. Konumuz bağlamında küp, sosyal model olarak insanlığın 4. Boyutu; küre 5 nci, çoklu küreler 6. boyutunu karşılıyor.
(3) “Melez”, değişim için yerini yurdunu değiştirmiş, “terk” eden atılımdır.
Biçimler, modeller, siyasal rejimler çoğunlukla melezleşerek gelişir; buna karma sistem deniyor. Başkanlık, yarı başkanlık; otoriter başkanlık; parlamenter cumhuriyet, meşruti monarşi.. Melezliğe yol açan önceki halin tıkanmasıdır. Bu tıkanıklığın öncüleri ise en fazla baskı ve ısıya maruz kalanlardır. Buradaki risk ise maruz kalanların yer mekan belirsizliğidir.
(4)Maddenin basınç ve sıcaklığı, insanın bilinçsel gelişim ve dönüşümüdür.