
Elçi İbrahim’in (A.S) kıssası meşhurdur: Hakikati arayışı daha çocukluğunda başlayan, kavminin putlara tapmasına bir türlü anlam veremeyen, putperest babası ile (zayıf bazı rivayetlerde amcası) bu konuda tartışan ve bu sebeple kavmi tarafından dışlanan biridir.
Uğursuzluğa sebep olur diye putlara kötü bir bakış bile atmaktan çekinen bir toplumda büyümesine rağmen, tüm putları paramparça eden, içinde yaşadığı topluma inanışlarının ne kadar saçma olduğunu göstermek için büyüklerine dokunmayıp “Belki de bu yapmıştır, ona sorun eğer konuşabilirse” diyen, Allah-u Teâla’nın Kuran-ı Kerim’de “Selam olsun ona” diyerek taltif ettiği azim sahibi elçilerdendir.
Daha küçük yaşta putların yaratıcı olamayacağının farkına varmıştı ancak yaratıcının ne’liği hakkında henüz kesin bir bilgi sahibi değildi. Allah-u Teâla ise ileride kendisini elçi olarak seçeceği kulunu bazı şeylere şahit kıldı:
وَكَذٰلِكَ نُر۪ٓي اِبْرٰه۪يمَ مَلَكُوتَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَلِيَكُونَ مِنَ الْمُوقِن۪ينَ
"Ve böylece biz, Yakin* sahibi olsun diye İbrahim'e göklerin ve yerin hükümranlığını gösterdik" 6/75
*Yakin: şüpheden kurtulmuş, doğru, sağlam ve kesin bilgi.
Ve İbrahim bir gece vakti göğe baktı...
فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ الَّيْلُ رَاٰ كَوْكَبًاۚ قَالَ هٰذَا رَبّ۪يۚ فَلَمَّٓا اَفَلَ قَالَ لَٓا اُحِبُّ الْاٰفِل۪ينَ
"Üzerine gece bastırınca, bir kevkeb gördü. ‘İşte budur benim Rabbim,’ dedi. Batınca da ‘Ben batanları sevmem’ dedi." 6/76
Her ne kadar tercümelerde çoğunlukla “Yıldız” diye çevrilse de ayette Necm نجم (Çoğulu: Nücum نجوم) kelimesi kullanılmamış, Kevkeb كوكب ifadesi kullanılmıştır ki bu yıldız anlamına geldiği gibi daha geniş anlamda da kullanılır. Örneğin gezegenler ve gök cisimleri de birer Kevkeb'dir.
Kevkeb daha çok gökyüzünde parlayan, hareketli cisimler için kullanılırken Necm daha çok sabit yıldızlar için kullanılır. Kuran’da 13 kez Necm ve çoğulu Nücum kelimesi geçer. Tamamında bildiğimiz yıldız manasında kullanılır.
Bugün modern Arapça’da da Necm kelimesi yıldız; Kevkeb kelimesi ise daha çok gezegen anlamında kullanılıyor:
Örneğin:
زُحَل كوكبٌ بعيدٌ عن الشمس (Satürn, Güneş’ten uzak bir gezegendir.)
النجوم تختلف عن الكواكب لأن الكواكب لا تُضيء من نفسها. (Yıldızlar, gezegenlerden farklıdır çünkü gezegenler kendi ışıklarını yaymaz.)
O halde çeviriler doğruysa, yani İbrahim'in (A.S) gökyüzünde gördüğü yıldız ise, Yüce Allah neden Kuran’da yıldızın en yaygın karşılığı olan Necm kelimesi yerine Kevkeb ifadesini kullandı?
İşte kelime seçimindeki bu farklılık, büyük bir mucizeyi ortaya çıkaran noktaya iletiyor bizleri.
Ayette dikkat çeken bir başka nokta daha var: İnsan gece göğe baktığında (Özellikle yapay ışık kaynaklarının olmadığı eski devirlerde) yıldız görmez, yıldızlar görür. Oysa Kevkeb tekil bir kelimedir. (Çoğulu Kevakib)
Zaten İbrahim’in hepsi boyut olarak birbirine yaklaşık, görünümleri arasında çok da fark olmayan onlarca yıldız arasından herhangi birisini seçip “Bu benim Rabbimdir” demesi makul değil. Zira birini Rab kabul ederse diğerlerini de -seçtiğinden aşağı kalır yanı olmadığı için- Rab kabul etmeli. Oysa surede İbrahim’in tek ilah arayışı anlatılıyor.
Ayetteki bir başka ilginç ayrıntı da “Gece bastırınca” ifadesidir. Bu ifade gecenin akşama yakın saatleri değil karanlığın hüküm sürdüğü saatleri akla getirir.
O halde ayetteki ipuçların izini sürerek soralım: İbrahim, gece karanlığında, yıldızlardan farklı olarak, çıplak gözle, tek başına neyi görmüş olabilir?
Bu öyle bir şey olmalı ki, İbrahim'e "İşte bu benim rabbimdir" dedirtsin. Yani diğer yıldızlardan hatta gök cisimlerinden daha farklı, daha büyük, daha belirgin veya daha parlak bir cisim...
Bazıları Kevkeb kelimesinin gezegen kullanımından yola çıkarak İbrahim’in (A.S) gördüğünün bir gezegen olduğunu iddia ediyor.
Örneğin konu üzerine araştırmalar yapan bazı astrofizik uzmanları “İbrahim’in gördüğü Venüs’tü” diyorlar. Bu görüşe varmalarının sebebi muhtemelen ""
Oysa Venüs bir iç gezegendir. Güneş'ten çok uzak bir açıyla gökyüzünde bulunmaz. Yani gece yarısından sonra görünmez. Akşamları gün batımından hemen sonra görünür. Ayette ise İbrahim'in cismi "Gece karanlığı bastırınca” gördüğü söyleniyor.
Peki ya gece görülebilen gezegenler? İbrahim bahse konu gecede örneğin Jüpiter, Satürn ya da Mars’ı görmüş olabilir mi?
Bahse konu gezegenler yılın büyük kısmında kimi zaman tek başına kimi zaman birlikte çıplak gözle görülebilirler. Gökyüzünde hiçbir gezegenin görünmediği günler yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla eski topluluklar da gökyüzünde gezegenleri bir arada görmeye alışıktır.
Ayette gök cisminin tekil formu (Kevkeb) kullanılıyor. İbrahim’in (A.S) birkaç gezegeni gördüğü ve aralarından ilah olarak birini seçtiğine dair ayette hiçbir işaret bulunmamaktadır.
O halde İbrahim'in gece bastırınca gördüğü neydi?
Kur’an harf dizilimi mucizesi ile bize yine gerçeğin ne olduğunu söylüyor.
6/76'yı hatırlayalım:
فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ الَّيْلُ رَاٰ كَوْكَبًاۚ قَالَ هٰذَا رَبّ۪يۚ فَلَمَّٓا اَفَلَ قَالَ لَٓا اُحِبُّ الْاٰفِل۪ينَ
“(İbrahim) gece bastırınca bir kevkeb gördü. 'İşte budur benim rabbim,' dedi. Batınca da 'Ben batanları sevmem' dedi."
Ayette Halley kelimesini oluşturan harfler (h,a,l,l,y ) kodlanmış durumda. Kuran-ı Kerim’de başka hiçbir ayette böyle bir dizilim mevcut değildir.

Üstelik Halley ile ilgili en önemli bilgiye de ayette işaret ediliyor.
Halley kuyruklu yıldızı (kaydı tutulan) tarih boyunca 6 yıl arasında geçiş yapmıştır. (74-75-76-77-78-79) Yani en aşağı 74, en fazla da 79 yıl sonra gökyüzündeki yerini almıştır.
Ve Halley kelimesinin kodlandığı Sure No: 6
Geçiş periyodu 74-79 yıl arasında değişen Halley’in ortalama geçiş yılı ise 76'dır.
Halley kelimesinin kodlandığı Ayet No: 76

Halley kelimesini oluşturan harflerin Ebced değeri de 76

Not: Kuyruklu yıldızlar teknik olarak yıldız değillerdir. Eski gözlemciler, gökyüzünde hareket eden ve ışık saçan bu cisimleri sabit yıldızlardan ayıramadıkları için böyle bir benzetme yapılmış ve günümüze dek öyle gelmiştir. Halley de yıldız değildir. Zaten literatürde de yıldız anlamına gelen “Star” değil “Comet” kelimesi ile ifade edilir. Bu sebeple de ayette yıldız manasına gelen “Necm” kelimesi kullanılmamış, tüm gök cisimlerini kapsayan daha geniş anlamlı “Kevkeb” kelimesi kullanılmıştır.
Gökyüzündeki en parlak yıldızlardan biri kadar parlak olabilen Halley, uzun ve belirgin kuyruğu ile diğer gök cisimlerinden ayrılır. Çıplak gözle, açık ve karanlık gökyüzünde kolayca seçilebilir. (Özellikle yapay ışıkların gökyüzündeki cisimlerin ışıklarını baskılamadığı eski devirlerde)
Muhtemelen Halley kuyruklu yıldızının gökte görünmesi, İbrahim’in yaşadığı toplumda büyük bir heyecan uyandırdı. Zira hayatları boyunca ilk kez böyle gizemli, ateş saçan kuyruklu bir şey görüyorlardı. (İnsan ömrü 2 kez görmeye neredeyse imkân vermez) Halley’in periyodik olarak geçtiğini de tabii ki bilmiyorlardı. Bu, binlerce yıl sonra anlaşılacaktı.
Not: Kuran-ı Kerim’de Kevkeb, Ay ve Güneş’i gözlemleyen İbrahim'in bunları aynı gün yaptığı söylenmez. Halley'in batışı, İbrahim (A.S) onu gözlemlediğinde yeni görünür olmuşsa, birkaç hafta sürecektir (En parlak görünümünde olduğu dönem daha kısadır.) Kuran-ı Kerim ise gözleme dair belirli bir süre vermez.

Önceki çağlarda kuyruklu yıldızların tesadüfen çıkan, tek seferlik gök olayları olduğu sanılıyordu. Örneğin 1531, 1607 ve 1682 yıllarında görülen Halley’in aynı cisim olduğu kimse tarafından fark edilmemişti. Edmond Halley ise 1682’de gördüğü kuyruklu yıldızın 1531 ve 1607’deki ile aynı yörüngeye sahip olduğunu, bu kuyruklu yıldızın yaklaşık 76 yılda bir döndüğünü hesapladı ve bir sonraki gelişini 1758 yılı için öngördü. Gerçekten de yıldız 1758’de göründü, ancak Edmond Halley’in ömrü bunu görmeye yetmemişti tabii ki. Kuyruklu yıldızların göksel cisimler gibi yörüngeli hareket ettiklerini ispatlayan bilim adamını onurlandırmak için gözlemini yaptığı kuyruklu yıldıza Halley adı verildi.
Halley'in tarih boyunca kaydedilmiş geçiş yılları:

Görüldüğü gibi Halley’in gökyüzünde yeniden görünmesi 74 yıldan aşağı inmeyip 79’dan da yukarı çıkmıyor.
1682'deki geçişi sırasında düzenli bir döngüde olduğu keşfedilen, yani periyodik olduğu anlaşılan, 1835'te ise bu buluşa imza atan bilim adamı Edmond Halley'in adı verilen gök cisminin adını, 6 geçiş yılını ve ortalama geçiş periyodunu bizlere tam da o gök cismini gören İbrahim peygamber üzerinden veren Kuran-ı Kerim, bir başka mucizesini bizlere göstermiştir.
En doğrusunu Allah bilir!
وَمَا مَنَعَنَٓا اَنْ نُرْسِلَ بِالْاٰيَاتِ اِلَّٓا اَنْ كَذَّبَ بِهَا الْاَوَّلُونَۜ
"Bizi mucizeler göndermekten alıkoyan şey, öncekilerin bunu yalanlamış olmalarıdır." 17/59
Mucizelerini gördük ve iman ettik. Bizleri bağışla Rabbimiz.