Kanun, içtihat ve icma, kıyas ve fıkıh usulü - 1
Dünya değişti… Dünyanın yönetildiği sistemler çöktü… Dünya yani insanlık çöken sistemler karşısında çaresiz… Dünya adeta sosyal tufan seviyesinde dinî, ilmî, iktisadî, idarî/siyasi sorunlarla boğuşuyor… Dünya bütün bu sorunlarına çare ve çözümler arıyor…
“İnsanlığın zulümden kurtulup saadete ermesi için” başlıklı üç yazıdan sonra dedik ki; “Değişen dünya ve yapılması gereken çözümler” başlıklı son yazımızda… “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Dünya Düzeni, Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” çare ve çözümlerimizi ise Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız başta olmak üzere bu konuda çalışan hocalarımız anlattı, yazdı, duyurdu ve imkânlar nispetinde uygulamalar da yapıldı…
Dünyamızın ve insanlığın, dolayısıyla ülkemizdeki vatandaşlarımızın yukarıda sözünü ettiğim sorunlarını sona erdirecek çare ve çözümler üretilmiştir; artık hiç gecikmeden uygulamalar yapma zamanıdır…
Millî Gazete’mizde bu sabah bu yazıyı yazmaya başladığım anda gördüğüm “Adil bir düzen kuracağız” başlıklı haber, yukarıdaki girizgâhı yazmama vesile oldu. Başlığından itibaren habere, yazılanlara, yapılanlara ve yapılmak istenenlere sevindim. Haberde anlatılanların memleketim İzmir’de cereyan etmesi sevincimi daha artırdı. Okuyalım…
“Adİl bİr düzen kuracağız…”
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan, ülkemizde yaşanan gelir dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çekerek adİl düzen kuracaklarını söyledi.
Mesut Doğan, “Bu ülkede yaşayan herkes, bu ülkede var olan nimet ve haklara ortaktır. Bizim hedefimiz de bu nimet ve hakları herkesin adil olarak kullanmasını sağlayacak olan sistemi kurmaktır.” dedi.
Saadet Partisi’nin haziran ayında Türkiye genelinde başlattığı “Mahalle Temsilci Eğitimleri” devam ediyor. Bu kapsamda İzmir’e gelen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan, kahvaltılı olarak düzenlenen eğitim programında partisinin Saadet Partisi Buca mahalle temsilcileri ile bir araya geldi…
Haberin devamını ve detaylarını okumak isteyenler için linkini verelim:
https://www.milligazete.com.tr/haber/7412544/adil-bir-duzen-kuracagiz
Bunun gerçekleşmesi konusunda yıllar önce yazdıklarımızla devam edelim…
KANUN, İÇTİHAT VE İCMA, KIYAS VE FIKIH USÛLÜ
Tarihte insanlar önceleri kendilerini şeriatsız yani kuralsız yönetiyordu. Bir baba aileyi nasıl yönetiyorsa, bir göçebe topluluğunu da başkanları öyle yönetiyordu. Bu durum Hz. Nuh Peygambere kadar böyle devam etti. Hz. Nuh Peygamber aleyhisselam zamanında kentleşme başladı. Başkan halkını yakından tanımaz oldu, adamları aracılığı ile koyduğu kurallarla topluluğunu yönetmeye başladı. Şeriat ortaya çıktı. Her başkan kendi topluluğunu kendi koyduğu kurallarla yönetiyor, istediği zaman da bu kuralları değiştirebiliyordu. Mezopotamya Medeniyeti böyle doğdu. Sonra Tevrat başkanların kural koyma yetkilerini kaldırdı. Topluluklar peygamberlerin getirdiği kitaplarla veya meclislerin yaptığı kanunlarla yönetilmeye başlandı. Bugün bu sistem devam etmektedir.
Kur’an ise “içtihat ve icma sistemi”ni getirdi. Bu sistemde kuralları meclisler yapmıyor. Kuralları insanlar kendi hayatları için kendileri koyuyor ve uyguluyor. Kişi içtihat yapıyor ve kendi şeriatını kendisi koyuyor ama sonra o kurallara uyuyor. Sözleşmeler yapılıyor, ortak kurallar ortaya çıkıyor, ortaklar onu uyguluyor.
Büyük topluluklarda ikili sözleşme yerine vekillerin anlaşarak sözleşme yapması usulü getiriliyor. Böylece kanunlar ortaya çıkıyor. Şûrada ittifak olmazsa şûra üyeleri kendilerine ortak bir vekil seçiyorlar, onun vekâleten aldığı karar hepsinin ittifakla aldığı karar oluyor. Nihayet uygulamada bir niza çıkarsa taraflar birer hakem seçiyor, onlar da bir başhakem seçiyor ve hakemlerin verdiği karara taraflar rıza gösteriyor.
“Adil Düzen” işte bu sistemin yani “içtihat ve icma sistemi”nin yeniden ihya edilmesi demek olan sistemdir. (DEVAMI VAR)